Eskiler   ''aklını peynir ekmekle yemiş'' derler, kendisini keskin komünist göstermeye çalışanların bir ulusal bayrağa nefreti de bu kapsama alınabilir. Bunları söyleyenler aklını peynir ekmekle mi yemişlerdir, iddia etmem ancak kuyrukçu oldukları ve kürt ulusalcılığına şirin gözükmeye çalıştıkları kesin. Kürt ulusalcılığı nasıl duygular içindeyse bu tipler de o duygulara tercüman olarak birşeyler yaptıklarını sanıyorlar.

Önce 12 Eylül faşizmi sonra reel sosyalizmin çöküşüyle birlikte liberalizmin sola girdi yapması, baskı uygulaması beklenen bir şeydi Öyle de yapıldı. Hem ideolojik ve hem de siyasi ve toplumsal alanda solun temel doğrularında bir kısım zevat üzerinde değişime yol açtılar Sadece liberaller de değil, bilimsel sosyalizmin her yenilgisi ve siyasal ve toplumsal alanda gerileme yaşaması kendilerini ''troçkist'' olarak tanımlayan bir kısım zevatın da seslerinin daha fazla çıkmasına yol açmıştır. Türkiye özellikle AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana Kürt hareketinin yükelişe geçmesiyle birlikte böyle bir süreç yaşamıştır.

Bir iddialarını hatırlıyorum; anti-emperyalist olmanın milliyetçilik olduğu iddiasında bulunuyorlar ve küreselleşen dünyada anti-emperyalist olmanın çağın gerisinde kalmak olduğu anlamında burjuva kozmopolitizmini sola enternasyonalizm olarak empoze ediyorlardı Evet, etkili de oldular. Sözde sol, sosyalist ve enternasyonalist forumlardan hatırlıyorum, AKP, liberal koalisyonuna Kürt hareketi de bir şekilde katılınca bu neo-liberal saldırı, bu neo-liberal söylem kendilerini enternasyonalist ya da ''enternasyonalist komünist'' olarak niteleyen bir kısım keskin tavırlı komünist(!) tarafından benimsendi ve bir şekilde içselleştirildi. Bu şekilde 1980 öncesinde görülmeyen şaşırtıcı bir düşmanlık şekli sol saflara yayılır hale geldi.

Sola bir şekilde girdi yapan bu neo-liberal düşmanlık sanki bilimsel sosyalizmin bir gereği ve bir zorunluluğuymuş gibi köpürtülür hale geldi. Bilgi zaten yok, ayrıca akıl yürütme, mantık, tutarlılık da bir şekilde yok...Sınıflı bir toplumda yaşıyorsak yurdun egemeni burjuvazi olduğu için yurt parçasına da, ay yıldızlığı bayrağa da, Atatürk'e, laiklik başta olmak üzere cumhuriyetin kazanımlarına, kısaca bu coğrafyada ilerici olan her şeye düşmanlık enternasyonal olmanın bir gereğidir! Böyle düşünülüyordu.Düşmanlık yapılmıyorsa -her zaman olduğu gibi- ulusalcısın, sosyal şovensin, neo-faşistsin!

Aslında anlaşılması o kadar zor da değil. Bir ülkede egemen sınıfın burjuvazi olması yurt parçasını da, bayrağı da, burjuva nitelikli devrimleri de burjuvazinin doğal parçası haline getirmez. Yurt da, bayrak da, devrimler de o ulusun tarihsel süreçte ulaştığı aşamalar, bütün dünyanın kabul ettiği gerçekliklerdir Ne yurt, ne ay-yıldızlı bayrak ve ne de cumhuriyet devrimleri sadece o ülkenin egemenini temsil eder. Ay-yıldızlı bayrak sözkonusu olduğunda burjuvazinin o bayrağa verdiği anlamla, devrimcilerin ve emekçi halkın verdiği anlam bir ve aynı olamaz. İlkokul öğrencisi mantığıyla yurdun egeeni burjuvazi, o halde yurda da, bayrağa da ve burjuvazinin önderliğinde gerçekleşen devrimlere de düşmanlık enternasyonalist olmanın bir gereğidir.! Kafa bu, mantık bu, ve böyle yorumladığım için ilkoku öğrencilerinden de özür dilerim.

TKP'ye bu yüzden düşmanlar. Yurtsever olan, ve bu ülkede ay-yıldızlı bayrağa düşman olmayan herkse kin ve nefret duymaları da bundan.

Bir dönem liberallerle AKP arasındaki ittifaka Kürt hareketinin dahil olması bu tipler için bulunmaz bir fırsattı. UKKTH ezberleriyle Kürt hareketini destekliyor görünerek gerçekte liberallerle AKP'nin ittifakına dolaylı destek veriyorlardı. Varsa yoksa, sola düşmanlık, varsa yoksa öteden beri kuyrukçu olmamayı yeğleyen TKP ile SOLparti'yi(ÖDP), hatta Halk Cephesi üzerinde tepinmek. Enternasyonalisttiler! ( Öyle olduklarını söylerler ama gerçekte burjuva kozmopolitizminin o sözde sol, sosyalist ve enternasyonalist forumlardaki sözcülüğüne soyunurlardı.)

Ülkeyi bu hale getiren AKP'ye kategorik tek bir eleştirileri, karşı duruşları yoktu. Yine o dönemde AKP'nin ideolojik destekçisi liberallere de sistemli bir karşı koyuşları yoktu. Kürt hareketinin AKP ile birlkteliğine ise özellikle troçkist sitelerden tırtıkladıkları ve anlamlarını bir türlü kavrayamadıkları alıntılarla destek verirken, aslında destek verdiklerinin AKP olduğu daha sonra ortaya çıkmıştır. Kuyrukçulukları Kürt hareketinin AKP'ye olan desteğini   çektiğinde sona erdi. Ne UKKTH alıntıları kaldı ve ne de ''OY'lar HDP'ye çığırtkanlığı. Kısaa pek çok şey değişti. Ama değişmeyen bir şey var. Hala TKP ve kendi deyimleriyle ''versiyonlarına'' düşmanlar. Hala ay-yıldızlı bayrağa düşmanlar, hala Atatürk ve silah arkadaşlarına, hala cumhuriyet devrimlerine...

Ne olabilir, bu tavrın anlamı ne ola ki?

20 yıldır AKP'ye hiçbir anlamlı karşı duruş yok, ama hiç ekslmeyen bir TKP düşmanlığı, ardı arkası kesilmeyen bir ay-yıldızlı bayrak nefreti, cuhuriyet kazanımlarına bir gerici gibi, bir yobaz gibi düşmanlığa varan bir öfke ve bu coğrafyanın en önemli tarihsel öznesi ve arkadaşlarına bitmek blmeyen bir kin!

Cahillik, cahil olmanın dip yapmış hali demek istiyorum ama sonra bu kadar cahillik bile akla zarar diyorum.
Aklıma yine trol geliyor..
Ve yine sola sızmaya çalışan bir ajan provokatör..
Evet, başka bir şey olabilir mi?

( Siz siz olun, TKP ve ''versiyonlarına'' düşmanlık yapan bir ''enternasyonalist'' gördüğünüzde uzak durmaya çalışın. Arkasından ''bu yurda düşmanlık yapın'' şeklinde cümleler kurabilecek kadar da ileri giderler. Ay-yıldızlı bayrağa   ve tabi bir cemaat, bir tarikat üyesi gibi cumhuriyet kazanımlarına düşmanlık da cabası...)

Son bir not; ulusal bayrakları sadece burjuvazinin bayrağı olarak nitelemek doğru değildir, belli bir amaçla konuya yaklaşan zihnin çocukça yorumudur bu. Ulusal bayraklar gericiliğin elinde farklı bir söylem ve anlam kazanır, devrimci halkın elinde başka. Bu gerçek, sosyalizmin bayrağının ve en önemli simgelerinden biri olan kızıl bayrağın da önemini hiçbir şekilde azaltmaz. Özetle bu söylemlerle karşılaşıldığında ve kendilerini enternasyonalist olarak tanımlayan tiplere pek yaklaşmayın, ve ciddiye de almayın derim; varsın bu tip zevat kendi trollükleriyle baş başa kalsınlar.