"TÜRK MİLLETİ" TÜRKİYE SINIRLARI İÇİNDE YAŞAYAN HERKESİ KAPSAR
"Türk ulusu ağacın asıl köküdür. Kürtler büyük bir daldır." (Aydınlık 19 Aralık 2013)
"Kürtler Türkiye'de azınlık değil... Başlangıçta asli öğe kabul ettiği için bu ayrım hiç düşünülmemiş. Sen Kürt'sün bunun dışındasın denilmemiş." (Aydınlık 19 Aralık 2013)
"Kürt kimliğine gerek yok... Anayasada her şey var. Sonuç olarak diyorum ki anayasal vatandaşlık önemli bir kavramdır. Ben şimdi bunun anlam ve derinliğini kavramış durumdayım" (Aydınlık 19 Aralık 2013)
"Bütün Türkiye ile demokratik birliktelik demek, Cumhuriyet demektir. Bu sonuna kadar Türkçülükle bağlantılıdır." (Aydınlık 19 Aralık 2013)
"Ben öyle halis muhlis Kürt değilim. Türk'ten daha iyi Türk hissederim. Hiçbir Milliyetçi Türk kendini benden daha iyi Türk saymasın." (Aydınlık 19 Aralık 2013)
"Türkmen boyları Anadolu'ya geldiklerinde bir kısmı Kürtleşmiştir. Benim aşiretim Bazuki' de aslında Türkmen boylarına kadar gidiyor. Yani Türkmen'dir" (Aydınlık 19 Aralık 2013)
http://www.solpaylasim.com/k1574fs0ks16-hasan-basri-ozbey-pkk-ve-apo-gercegini-aydinlatiyoru.html
Aydınlıkta yayınlanan ve Öcalan'ın sorgusunda kullandığı ifadeler bunlar. Bunların dışında Öcalan Anadolu'daki kürt isyanlarının gerici isyanlar olduğunu da daha önceki röportajlarında söylemişti. Bunları sorgusunda da söylüyor. Öcalan gibi bir liderin olan biten onca şeyden sonra yakalanması mutlaka üzerinde bir psikolojik baskı yaratmıştır. Burada kullandığı bazı sözcüklerin sözgelimi '' (...)Bu sonuna kadar Türkçülükle bağlantılıdır.' cümlesinde geçen ''türkçülük' gibi kavramı kabullenerek söylediğini düşünmüyorum. Tamamen o koşulların Öcalan'ın zihnine yaptığı bir baskıdır bu.
Ben şuraya gelmek istiyorum, ''TÜRK MİLLETİ" TÜRKİYE SINIRLARI İÇİNDE YAŞAYAN HERKESİ KAPSAR''mı?
Modern ulus devlet kavramı içinde doğru bir ifade olduğu tartışılmaz. Bir ara CHP'nin İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler de benzer şeyler söylemiş ve bir aforoz edilmediği kalmıştı.
İP de bunu savunuyor. Türkiye coğrafyasında kürt ve türk halkları berber türk milletini oluşturur diyor ve kısaca özetleyeceksek ''bölünmeyelim'' diyerek bu paradigma üzerinde siyaset yapıyor.
Bu konuyu konuşalım istiyorum. Yanlış mı? Yanlışsa somut anlamda yanlışlık nerede?
Türk milleti Türkiye sınırları içinde yaşayan herkesi kapsar. Türk ulusu ağacın asıl köküdür, kürtler bu ağacın büyük dalıdır. Kökleri kurutmamak, dalları koparmamak lazımdır. Bunun yolu da 1923'te gerçekleştirilen modern ulus devletimizin yaşatılmasından geçmektedir. Kürt ve Türk halklarının bu konuda bir sorunları yoktur. Sorun bu konuyu emperyalist taşeronluk adına önemsemeyen siyasetçilerin siyasetlerindedir. Kürt ve Türk halklarının arasına nifak tohumları sokmak isteyen bölücü siyasetler ülkede bir ayrışmaya yol açmakta emperyalist siyasetler de bunu körüklemektedir. Bu siyasetçilerin vatanımız ve ulusumuz üzerindeki etkinliği yok edilmedikçe yüzlerce yıl omuz omuz vermiş iki kadim halkı birbirinden ayırmaya yönelik oyunlar şiddetini daha da arttıracaktır.
Sn.abbas;
Ulus devletin üzerinde yer aldığı ulusal ölçek burjuvazi proletarya kapışmasının zeminini oluşturur ve bu yüzden sosyalistler için de önemlidir. Enternasyonalizme giden süreç öncelikle bu ulusal ölçek içinde siyasal iktidarın alınmasını gerekli kılar. Ulusal ölçek ve ulus devlet bu çerçevede de bir anlam taşır. 1923'ün önemi de burada yatar. Ama bugüne geldiğimizde 1923 paradigmasıyla bugün ortaya çıkan sorunları çözebilmek pek de mümkün gözükmemekte. Özellikle kürt sorununda 1923 paradigması yetersiz kalmaktadır. Her ne kadar Türk ve Kürt halklarının üzerinde bir ulus yaratma düşüncesi o günün koşullarında geçerli ve hatta zorunlu olsa bile aynı paradigmayı bugün ısrarla sürdürmek kürt sorununda çözümsüzlüğe sürüklenmektir. Bu çözümsüzlükte ısrar etmek ise her iki tarafta milliyetçiliğin yükselmesine neden olarak sınıf mücadelesini geriletici bir rol oynamaktadır.
Çözüm, kürt halkının ulusal bir bilinç yaşadığının ayırdına varıp bu sorunun türk milliyetçiliği ve türkçülük bağlamında bir çözüme kavuşturulamayacağını kavramaktan geçmektedir. Kürt sorunu etnik bir temelde çözülemez. 1923 paradigmasıyla da. Bu yüzden sorun sınıf mücadelesi zeminine taşınmalıdır. Kürt emekçisi ile Türk emekçisini bu potada buluşturamadığımız sürece hiç bir burjuva çözüm çözüm olmayacaktır. Kuşkusuz Barzanistanvari bir çözümün kürt emekçisi için bir çözüm olmadığını savunuyorsak.
Kürt sorunu etnik bir temelde çözülemezse ilk karşı çıkmanız kürt siyasetidir. İşçi Partisi ulus devleti savunmakta Türk ve Kürt'ün birliğini bu kapsam içinde değerlendirmektedir.Yüzlerce yıl bir arada yaşamış iki halkın ulus kategorisi altındaki birliği emperyalizm tarafından çözülmeye çalışılıyor ve 1923'te kurulan doku emperyalizm tarafından gevşetilmek isteniyorsa buna sadece İşçi Partisi karşı çıkmamalı, bütün solcular ve yurtseverler de karşı çıkmalıdır.
Bu ülkenin bölünmesini istemiyoruz. İki halkın birbirinden koparılmaya çalışılması bölücülüktür. İşçi Partisi'nin savunduğu budur. 1923 paradigması dediğiniz şey buysa 1923 paradigmasını savunuyoruz.