AKP'ye Oy Ver!-Mahmut Yılmaz

Toplum müthiş bir yozlaşma yaşıyor, bu yozlaşma dini referanslarla çelişik gözükmek yerine ondan besleniyor. AKP seçmenini bu nedenle cehaletle suçlama kolaycılığından uzak durmak gerekmektedir. Pisliği, yolsuzluğu, otoriterleşmeyi onaylayan ve bunun süreklileşmesine aldırmayan bir kitleden söz ediyoruz.



'' Gülü çiğdemi filan bırak

Sardunyayı karidesi filan bırak

Acıyı ve ölümleri bırak

Oy pusulalarını ve seçimleri bırak

Evet

Seçimleri özellikle bırak

Çünkü açlık çoğunluktadır'' T.Uyar

Machiavelli, ''Eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin şereften, onurdan, ahlaktan yoksun davranışlarını, hırsızlığını yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir.'' der.   Son günlerde yapılan bir ankete katılanların % 77'si rüşvet, kötüye kullanım ve yağmayı bildiğini, ancak oyunu değiştirmeyeceğini ifade etmiş. Aynı katılımcılar ''güvenilirliği'' ile müsemma TRT'nin ses kayıtlarına montaj demesine muhtemelen; ''montaj değil gerçek ama oyum değişmeyecek.'' diyecektir. Her şey gözlerimizin önünde oluyor, herkes her şeyi görüyor, biliyor, duyuyor. Toplum müthiş bir yozlaşma yaşıyor, bu yozlaşma dini referanslarla çelişik gözükmek yerine ondan besleniyor. AKP seçmenini bu nedenle cehaletle suçlama kolaycılığından uzak durmak gerekmektedir. Pisliği, yolsuzluğu, otoriterleşmeyi onaylayan ve bunun süreklileşmesine aldırmayan bir kitleden söz ediyoruz. Burada sorun düzen dışı yeni bir toplumsallığın, protesto ahlakının oluşturulamaması ve yeni emek rejimlerinin ve yoksullaşma süreçlerinin yarattığı tahribat mıdır sadece? Yoksa Türkiye'de geçiş süreçleri sonrası iktidar oluş biçimlerinin de değerlendirilmesi mi gerekmektedir? Sadece demokrasi kurum ve kültürünün yerleşmemesi ve var olanın da direncinin düşük olması bugün için yaşananları açıklamakta yetersizdir. Bu nedenle belki, düşünüş biçimlerini ve algı kodlarını provoke edecek bir dil kullanmak gerekmektedir[1]. diyelim ki;

AKP'ye Oy Ver!

''Yaşam hakkını savunan halka şiddet, işkence, gözaltı, tutuklama ve kayıplarla yanıt verdiniz, adalet, demokrasi ve barış isteyenleri katlettiniz. Zulmü savundunuz'',

''Yolsuzluğa, hırsızlığa, yağmaya ve talana dur'',

''Baslı yasalarına, sansüre onay vermiyorum'',

''Hrant Dink'in ölümüne sebep olan yapılanmayı korudunuz, sorumluları ödüllendirdiniz'',

''Tecavüzcüleri korumak tecavüze ortak olmaktır. Tecavüzcüleri serbest bıraktınız'',

''Roboski   katliamından doğrudan RTE sorumludur'',

''Reyhanlı Katliamından doğrudan savaş kışkırtıcısı RTE ve hükümeti sorumludur'',

''Ethem Sarısülük dünyanın gözü önünde polis tarafından öldürüldü. Katilini serbest bıraktınız'',

''Gezi Direnişi'nde öldürülenlerin sorumluları yargı önüne çıkarılsın, hesap sorulsun'',

''Samsun'da sel ve TOKİ katliamında 9 insan öldü. Çağdaş yaşam alanı, yapılaşmada problem yok! dediniz'',

''Van depreminde felaketinde dahi partizancılık yaptınız. Deprem vergisi ve zorunlu deprem sigortalarından toplamda 60 milyar liranın üstünde elde edilen devasa vergileri yağmaladığınız ortaya çıktı'',

''Gaz bombalarınızla Metin Lokumcu'yu katlettiniz'',

''Yalova'da arkadaşlarının kavgasını ayırmaya çalışan Çayan Birben'e astım hastası olduğunu belirtmesine karşın polis tarafından biber gazı sıkıldı. Yüzünü yıkamasına dahi izin verilmedi. Sorumlu polisleri cezalandırmadınız'',

''Mazlum Aksu, Uğur Pamuk   ve yüzlerce askerin ölüm soruşturmasını intihar diye kapattınız. Sorumluları yargılamadınız'',

''Cumartesi Anneleri'nin, Barış annelerinin çığlıklarını duymazlıktan geldiniz. Kayıpların sorumlularının üstüne gitmediniz. Oysa ''Her kayıp yakını sevdiğinin son sözünü bilmek ister'',

''Sivas katliamının faillerini zaman aşımı nedeniyle kurtardınız. Halbuki insanlık suçlarında zaman aşımı olmaz'',

''Uğur Kaymaz öldürüldüğünde ''teröristti'' diye açıklama yapan vicdanı kurumuşlara inanmayı tercih ediyor, yalan söylüyorsunuz'';

''Cinsel kimlik ve tercihlerinden ötürü insanların şiddete uğramasına sessiz kaldınız ve teşvik ettiniz'',

''Tecavüzcüyü koruyan yasalar çıkardınız. Tecavüzcüyü koruyan da tecavüzcü kadar suçludur'',

''Kentsel dönüşüm adı altıda rant ve yağma için insanları göçe zorladınız. Sulukule'de,   Altındağ'da vb. insanların konut hakkını gasp ettiniz'',

''3000'in üzerinde HES projenizle doğayı, toprağı, suyu yağmaladınız'',

''Her demokratik talebi şiddetle bastırma yoluna gittiniz. Gezi direnişinde gerçek yüzünüzü, yalanlarınızı, insan yaşamını hiçe saydığınızı bir kez daha gösterdiniz,''

''Gökçek elini ODTÜ'den çek...''



(...) diyemiyorsan;

AKP'ye OY VER!



[1] Ankara Üniversitelerinde yapılan yoksulluk ve insan hakları emperyalizmi, demokrasi için savaş söylemi karşıtı yapılan ''Çocukları Yiyelim'' kampanyasını anımsadım. J.Swift'in 1729 tarihli bir mektubunu tercümesi ve yayımlanması ile başlamıştı kampanya. Daha sonra ilgili metni   İş Bankası Kültür Yay. ''Mütevazi Bir Öneri'' adıyla yayımladı.