Erdoğan'dan Taksim açıklaması: Miting yapacaksan Yenikapı'da yap

Başbakan Erdoğan, 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması tartışmalarıyla ilgili olarak "Miting mi yapacaksın, git Yenikapı’da Maltepe’de yap" dedi.

1 Mayıs kutlamalarının Taksim'de yapılmasıyla ilgili ilgili İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Taksim'de eylem yapılmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, “İşte miting mi yapacaksın, git Yenikapı’da Maltepe’de yap. Bundan sonra bu tür alanların dışında bazı ilçelerimizde de butik meydanlar düzenleme kararı aldık. AK Partili belediyeler olarak 30-bin 50 bin kişiyi alabilen, 100 bin kişiyi alabilen meydanlar yapacağız. Git orada miting yap. Ama vatandaşımızın camını çerçevesini indirebilecek, Taksim Meydanı’nda Kadıköy Meydanı’nda eylem yapmak. Kesinlikle bunlara izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Taksim'in işçi sınıfı için önemini bilmesine rağmen ısrarla 1 Mayıs kutlamasının önüne geçmek, gergin bir gün yaratmak, ve 1 Mayıs'ı çatışmalı bir gün haline getirmek istiyor. Türkiye böyle bir başbakan tarafından yönetilirken solun tek vücut olmamasına şaşıyorum. Bu gerici iktidar karşısında sol tek vücut olabilse başbakan bu kadar kendinden emin   davranamazdı.

Erdoğan sadece Taksim'i değil, Kadıköy'ü de yasaklamış. Olaylar çıksın, İstanbul'da yine kan aksın istiyor!

"Butik meydan" yapacakmış. Adam butik sözcüğünün anlamını bile bilmiyor tabii. Butik lafı Fransızca elbise ve takı gibi eşyaların satıldığı küçük dükkan demektir. Son yıllarda Türkiye'de, şahıslara ait, küçük ama kaliteli oteller için de "butik otel" deniliyor. Bu da yanlış kullanım belki ama, meydanın butiği mi olur? Adam ücra yerde ufak boş alanlar yapacağız, mitingi git orada yap diyor. Mitingin amacı sesini geniş kitlelere duyurmaktır. Bu nedenle mitingler ücra köşelerde değil, en kalabalık yerlerde yapılır. Kaldı ki İstanbul'da 1 Mayıs mitingine yüzbinlerce insan katılıyor. Faşist baskı olmasa milyonluk katılım olur. Bunun butiğinde mi yapacaklar mitingi? Bir de vatandaşın camını çerçevesini kırıyorlar demiş. Kim kırmış vatandaşın camını çerçevesini? Cam çerçeve kıran yok da, vatandaşın kafasını kıran var, gözünü çıkaran var, o da sensin.

Erdoğan ateşle oynuyor. Bu saatten sonra ikinci bir gezi direnişi olmaz diye düşünüyorsa yanılıyor. Bu milletin en dinamik kesimlerinin sabrıyla fazla oynamamalı. Eğer Taksim ve Kadıköy'ü yasaklama kararından dönmezse İstanbul'da göreceği tepkinin büyüklüğü tahmin edilenden fazla olacaktır. Gezi'nin tecrübesini yaşayan bu toplum AKP iktidarına hakettiği cevabı verecektir.

2014'ün 1 Mayıs'ına şunun şurasında 10-12 gün kaldı. Hak-İş, Türk-İş ve İşçi Partisi dışında hemen hemen tüm ilerici, solcu ve devrimci yapılar işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele gününü Taksim'de kutlama kararı aldılar. Doğru bir karar bu. Taksim işçi sınıfı ve sosyalistler için vazgeçilmez bir öneme sahip. İstanbul 1 Mayıs'ının bu yüzden kutlanma alanı Taksim olmalıdır ve bu konuda gereken mücadele de gösterilmelidir. Bir önceki yorumumda 1 Mayıs'ın sadece bu yönüyle önemli olmadığını, işçi sınıfı konfederasyonlarının kürsü konusunda da belli bir duyarlık sergilemeleri ve kürsüden topluma verilecek mesaj ve doğrultunun da önemsenmesi gerektiğini söylemiştim. Bugüne kadar olmadı, umarım bundan sonra en az Taksimde kutlama konusunda diretmek kadar önemsenir bu konu...

Bugünün farklı bir sorunu var. Kutlamayı organize eden örgütler ve katılımcıların Taksim'e yönelik haklı ısrarı ve siyasal iktidarın bu konudaki keyfi ve faşizan   tutumu bu 1 Mayıs'ın da İstanbul'da gergin ve çatışmalı geçmeye aday olacağını gösteriyor. İşçi sınıfının bu en anlamlı   gününün bu gerginlik içinde bekleniyor olması da siyasal iktidarın çatışma ve kamplaşmalardan ne kadar yararlanmaya çalıştığının bir başka kanıtı. AKP bu gerginlikleri yaratarak toplumu bir kez daha kamplara ayıracak, ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, kendi kitlesini bu çatışmalı süreç üzerinden bir kez daha konsolide etmeye çalışacaktır.

Peki sol ne yapmalı? Gerginlik, çatışma AKP'ye yarıyor diye, Taksim kararından vaz mı geçmeli? Kadıköy ve Taksim'i yasaklayan siyasal iktidarın gösterdiği Yenikapı ve Kartal gibi meydanlara mı gitmeli?

Düzenleme komitesi, hükümete bu konuda geri adım attırmak ve işçi sınıfının Taksim'de kararlı olduğunu anlatmak için her türlü girişimi yapmak ve bu konuda ısrarlı olduğunu göstermek durumundadır. Yapılan görüşmeler kamuoyuna açıklanmalı, bu konuda kamuoyu bilgilendirilmeli ve   siyasal iktidarın keyfiyetçi ve faşizan tutumu yurt ve dünya kamuoyuna deşifre edilmelidir. Bu yapılırken dünya sendikalar birliği de ülkeye davet edilmeli ve avrupa'daki sol-sosyalist partilerin dikkatleri de bu konuya çevrilmelidir.

Sadece bu değil. Burası işin bir yanı. Siyasal iktidar yasaklama kararını geri alsa da, almasa da, organizasyon komitesi çalışmalarına devam etmeli, hangi örgütün nerde toplanacağı ve hangi yürüyüş güzergahını takip ederek Taksim'e ulaşacağı da planlanmalı ve halka açıklanmalıdır. Düzenleme komitesi katılacak her örgütle sıkı ilişkiler içerisine girmeli, her türlü provokatif eylemlere karşı uyarılmalı ve geniş katılımlı bir mitingte her örgütün üzerinde düşen bir sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğinin altı çizilmelidir.

Sorun şudur: Siyasal iktidar, tıpkı Berkin'in cenazesinde olduğu gibi örgütlerin toplanmasına izin verip, Taksim' girmemeleri konusunda her türlü önlemi alabilir. Böyle bir durumun çatışma doğuracağı açıktır. Düzenleme komitesi bu konuda mutlaka devreye girmeli, her yürüyüş güzergahının başında komiteden belli insanlar bulunarak, çıkması muhtemel çatışmaları önleyici, daha doğrusu geciktirici bir çaba içinde olmalıdır. 1 Mayıs daha başlamadan çatışmaya dönüşürse, işçi sınıfının bu en anlamlı günü daha başlamadan heba olacaktır.

(devam ederiz.)

1 Mayıs'ta çatışma kaçınılmaz görülüyor. Bence sorun çatışma çıktığında ne yapılması gerektiğinde yatıyor. Polisin gaz bombalarına karşılık verilmeyecek mi? Polisin ilk saldırısıyla birlikte örgütler geriye mi çekilip evlerine mi dönecekler? Sadece İstanbul için söylemiyorum. İstanbul'daki saldırı bence yurdun dört bir köşesinden tepki görmeli. Bu saldırıyı karşılıksız bırakmamalıyız.

Sendikalar kararlı: 'Hodri meydan'

Erdoğan 1 Mayıs'ın Taksim ve Kadıköy'de kutlanmasına izin vermeyeceklerini belirtti ama sendikalar Taksim'e çıkmaya kararlı. Türk İş Erdoğan'ın açıklamaları üzerine toplanma kararı aldı.



İSTANBUL - Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Taksim’in yanı sıra Kadıköy’de de 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmeyeceğini açıklaması, Kadıköy’de kutlama kararı alan Türk-İş’te “şok” yarattı. Türk-İş’in Kadıköy’de kutlama yapmak için İstanbul Valiliği’ne yaptığı başvuruya da henüz yanıt verilmediği ortaya çıktı. Türkİş yönetimi Erdoğan’ın açıklamalarını değerlendirmek üzere toplanma kararı aldı.

Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarına ilişkin tartışmalar devam ederken Başbakan Erdoğan’ın açıklamaları 1 Mayıs’ı Kadıköy’de kutlama kararı alan Türk-İş için de sürpriz oldu. Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak yönetim olarak görüştükten sonra bir açıklama yapacaklarını söyledi. Türk-İş Yönetim Kurulu üyesi Nazmi Irgat, konfederasyon olarak Kadıköy’de kutlama yapmak için valiliğe başvurduklarını ancak henüz kendilerine bir yanıt verilmediğini belirtti.

Irgat, Kadıköy dışında Yenikapı ya da başka bir meydanda kutlama yapmayı ise düşünmediklerini bildirdi. “Bugüne kadar Kadıköy’e izin veriliyordu. Şimdi Başbakan mı kapatıyor” diyen Irgat, yönetimde değerlendireceklerini, gerekirse Başkanlar Kurulu’nun da toplanabileceğini belirtti. Irgat, İstanbul Valisi ile de konuyu görüşeceklerini söyledi.

'O ZAMAN TAKSİM'
Türk-İş içerisindeki muhalif 10 sendikanın oluşturduğu Sendikal Güç Birliği Platformu’nun (SGBP) Dönem Sözcüsü, Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel ise kutlamaların hep birlikte yapılmasından yana olduklarını belirterek, “Öncelikle Taksim, o olmuyorsa Kadıköy’de hep beraber kutlanmasından yanayız. Ama eğer Kadıköy’de de kutlayamazsınız deniliyorsa o zaman bize düşen görev yeniden Taksim’dir. Hodri meydandır. Burası muz cumhuriyeti değil. Burası Başbakanın diktatörlüğünde yönetilen bir ülke değilse insanların özgürlükleri de vardır” dedi.

Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın da, “Başta işçi konfederasyonları olmak üzere emeğin diğer dostları 1 Mayıs’ı İstanbul’da ortaklaşa kutlamalılar. Başbakanın gösterdiği adreste değil kendi istedikleri yerde özgürce kutlamalılar” diye konuştu. 1 Mayıs’ı Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı alan Türkiye Kamu-Sen’in Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türk-İş’in daveti üzerine bu kararı aldıklarını, kendileri için bir meydan şartı bulunmadığını bildirdi.

BEKO: BOYUN EĞMEYİZ
1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama kararı alan DİSK Genel Başkanı Kani Beko da dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. Beko, görüşmede Kılıçdaroğlu’nun emekçilerin 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamalarına izin verilmesi gerektiğini söylediğini bildirdi. Kılıçdaroğlu’nun hükümetin 1 Mayıs’la ilgili AİHM kararına da uyması gerektiğini belirttiğine dikkat çeken Beko, “Bizimle birlik-beraberlik içinde olduğunu ifade etti” dedi.

Beko, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması için Cumhurbaşkanlığı’ndan istedikleri randevuya ise henüz yanıt gelmediğini söyledi. 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama taleplerinin görmezden gelinemeyeceğini vurgulayan Beko, “Geçen yıl yaşananların yeniden yaşanmasını kesinlikle istemiyoruz. Başbakan da bunların yaşanmamasını istiyorsa önce AİHM’nin Taksim’le ilgili aldığı kararına saygı duyması gerekir. AİHM kararlarını tanımıyorsa o zaman çıksın tanımıyorum desin. Biz boyun eğecek bir örgüt değiliz. Örgütümüzün aldığı karar doğrultusunda 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağız” dedi.

(Mustafa Çakır / Cumhuriyet)