Haydi, 1 Mayıs'a, ''1 Mayıs Alanı''na...


Şunun şurasında iki gün kaldı, Mayıs'a. Demokrasiyle yetinmeyip üzerine bir de ''ileri''sıfatını ekleyen bir siyasi iktidar yönetiminde sanki işçi sınıfının birlik dayanış ve mücadele gününü kutlamaya değil de, polis copuna, tomalara, basınçlı suya, plastik mermilere, gaz fişeklerine karşı nasıl korunacağımıza ilişkin düşüncelerle hazırlanıyoruz. Kaygılarımız da var elbet. Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçiş engellenirse, daha yürüyüş bile başlamadan toplanan kalabalıklara müdahale edilirse, otuz dokuz bin polisin görev yapacağı bölgede polis keyfi gözaltılar yapmaya başlarsa...

77 1 Mayıs katliamı ve ardından gelen 12 Eylül faşizminden sonra aradan 40 yıla yakın bir zaman geçti. Sermayenin devleti, AKP eliyle işçi sınıfına baskıyı günden güne arttırmakta, bir yandan diktatörlüğünü yasalaştıracak kanunları parlamentodan geçirirken diğer yandan işçi sınıfının uzun mücadeleler sonunda kazandığı kazanımları da yok etmeye ve toplumsal hafızalardan silmeye çalışıyor. 1 Mayıs'ın Taksimde kutlanmasına izin vermeyerek açıkça meydan okuyor. Bir kaç gündür basında okuyoruz; savaş hazırlıkları yapılıyor, ''1 Mayıs'ta Taksim'' diyenleri ''düşman'', ''çapulcu'', ''şımarık'' olarak niteliyor ve açıkça ''gelecekleri varsa görecekleri de var'' demeye getiriyor. Siyasi iktidar 1 Mayıs gününü İstanbul'da işçi sınıfına, onun temsilcilerine, sola, ilerici ve yurtseverlere dar etmeye kararlı!

''Ne yapılmalı?'' sorusu elbet önemli! İktidarın ''sadece bu yıl açık'' diyerek izin verdiği Kadıköy'de, İşçi Partisi gibi AKP yandaşı sarı sendikacılığın organizasyonunda AKP'nin meydan okumasına boyun eğmek mi gerekiyor?

Elbette hayır! Tam tersine, bu yıl her zamankinden çok daha kalabalık olabilmeliyiz.   AKP her yasağına, her siyasal hamlesine bir destek bularak bugünlere geldi. Çok yineledik, Ergenekon davalarında kürt hareketinin, KCK'da bir bölüm ulusalcı ve milliyetçilerin desteğiyle kendine alan açtı. Toplumsal meşruiyet sağladı. Bugün de değişen pek bir şey yok. Sözde barış süreciyle yine kürt hareketinin desteğini alıyor ve cemaat ile olan kavgasında da yine ulusalcıların bir bölümünün desteğini sağlıyor. Taksim konusunda ise işçi sınıfından, devrimcilerden, solculardan, ilerici ve yurtseverlerden asla destek bulmamalı. AKP'nin Taksim yasağı Taksim'de, toplanma alanlarında ve kentin hemen her caddesinde AKP karşıtlığına dönüşmeli, dönüştürülmelidir. İşçi sınıfının mücadele doğrultusunun AKP karşıtlığı üzerinden yürütülmesi gerektiği, diktatörlüğü kafasına koymuş bir siyasal iktidara haklılık, onay ve meşruiyet tanıyacak her türlü siyasal tavırlardan kaçınılması sınıfa, emekçi halka ve geniş kalabalıklara anlatılabilmelidir.

Kaygılarım var demiştim. 1 Mayıs'ın ''mücadele günü'' olması, mücadeleyi parke taşlarını sökmeye, cam çerçeve kırmaya, ve bireysel ''taşkınlıklar'' yapmaya indirgeyen kişi ve kesimlerin ortaya çıkmasından kaygı duyuyorum. Bu tür geniş yığınların katıldığı yürüyüş, miting ve kutlamalarda kitleyi tehlikeye düşürecek provokatif eylemlere girişmeye ve yürüyüş güzergahlarının disiplin ve uyumunu bozmaya dönüştürecek hareket ve eylemlerden kaçınmak ve bu konularda oldukça dikkatli ve uyanık da olmak gerekiyor. Çeşitli nedenlerle kalabalıklardan kopuş, kalabalıkların dağılması Taksim yasağını getiren ve savunanların ekmeğine yağ sürmekten öte bir işe yaramayacağının bilincinde olabilmeliyiz. Kalabalıklara ihtiyacımız varken, o kalabalıklarla birlikte 1 Mayıs'ı kutlamak varken, o kalabalıklarla birlikte AKP'nin gerici diktatörlüğüne set çekmeyi daha gür bir sesle duyurmak varken o yığınların dağılmasına yol açabilecek her türlü girişimin ve provokatif çabaların da önüne geçilmesi gerekiyor. Bu konuda hem düzenleme komitesine ve hem de katılımcı örgütlerin yetkililerine önemli sorumluluklar düşüyor.

1 Mayıs'ta ''Taksim 1 Mayıs Alanı''ndayız!
İktidarın keyfi yasaklamalarına inat Taksim'e yürüyeceğiz!

Yürürken, şarkılar marşlar söyleyecek, daha güzel bir dünyaya olan özlemimizi sloganlara dökeceğiz   ve bu ülkede faşizmin egemen olamayacağını, AKP gericiliğinin böyle bir diktatörlük kurmasına izin vermeyeceğimizi haykıracağız!

Haydi 1 Mayıs'a, 1 Mayıs Alanı'na...