IŞİD yanlıları İstanbul Üniversitesi'ne yine saldırdı!

26 Eylül cuma günü İstanbul Üniversitesi Beyazıt yerleşkesinde IŞİD karşıtı afiş asan öğrencilere yönelik “Müslüman Gençlik” adlı maskeli bir grubun sopalı saldırısının ardından “Gericilik ve Savaşa Karşı Özgürlük Buluşması” adı altında bir etkinlik düzenleyen üniversiteliler bu sabah yine bir saldırı girişimine maruz kaldı.



Cuma günü Beyazıt Kampüsünde IŞİD'e karşı stand açan üniversitelilere saldıran IŞİD yanlısı Müslüman Gençlik isimli grup bugün yeniden öğrencilere saldırdı.

Bugün saat 11.00'de IŞİD yanlılarının Cuma günü gerçekleşen saldırısına karşı İstanbul Üniversitesi'nde yapılan 'Gericilik ve Savaşa Karşı Özgürlük Buluşması'na IŞİD yanlıları saldırdı.

Ellerinde döner bıçaklarıyla Fen Fakültesi kapısından üniversiteye girmeye çalışan saldırganlar, öğrencilere soda şiseleri ile saldırdı. IŞİD yanlılarının saldırısının ardından polis de öğrencilere gaz bombası attı. Yüzlerce üniversiteli “Katil IŞİD üniversiteden defol” sloganı attı.

Üniversite öğrencilerinin direnişi sonucu IŞİD yanlıları okulun dışına çıkartıldı. Yüzlerce üniversiteli “Katil IŞİD üniversiteden defol” sloganı atıyor.

Öğrenciler faşist saldırının püskürtülmesinin ardından Beyazıt Marşı'nı okudu.

Birgün

Beyazıt’ta çete saldırısı püskürtüldü: “Katil IŞİD üniversiteden defol!”

26 Eylül cuma günü İstanbul Üniversitesi Beyazıt yerleşkesinde IŞİD karşıtı afiş asan öğrencilere yönelik “Müslüman Gençlik” adlı maskeli bir grubun sopalı saldırısının ardından “Gericilik ve Savaşa Karşı Özgürlük Buluşması” adı altında bir etkinlik düzenleyen üniversiteliler bu sabah yine bir saldırı girişimine maruz kaldı. Saldırıyı püskürten üniversiteliler planlandığı gibi etkinliklerini yapmak üzere Edebiyat Fakültesi havuzlu bahçeye geçti ve muhalefet örgütü temsilcileri ile birlikte burada bir forum düzenledi



12.55 Üniversiteliler “Katil IŞİD işbirlikçi AKP”, “IŞİD defol üniversiteler bizimdir”, “Bıji Berxwedane Kobane” sloganlarıyla yürüyor.

12.10 Haziran İsyanı’nda yaşamını yitiren Berkin Elvan ve Mehmet Ayvalıtaş’ın babaları Sami Elvan twitter mesajıyla ve Mehmet Ayvalıtaş da foruma katılarak öğrencilere desteklerini sundu. Cemil Özensu, Ozan Toroman, Can Atalay forum katılırken Ömer Faruk Emianağaoğlu, Can Dündar, İlhan Cihaner, Fatih Yaşlı, Çiğdem Şahin, Melda Onur, Barış Atay ve Eğitim Sen 6 No’lu Şube de destek mesajları iletti. Öğrenciler “IŞİD vuruyor, AKP koruyor” diye slogan atıyor. Öğrenciler 13.00’da Fen Fakültesi önünde basın açıklaması yapacak.

11.46 Üniversiteliler adına Öğrenci Kolektifleri üyesi Fırat Fıstık konuşuyor: “Bu cihatçı çetelerin ipleri Erdoğan’ın, Davutoğlu’nun, AKP’nin elindedir. Biz bu çetelere üniversitemizde geçit vermeyeceğiz.”

11.30 Öğrenciler planlandığı gibi etkinliklerini yapmak üzere Edebiyat Fakültesi havuzlu bahçeye geçiyor. Beyazıt Marşı okunuyor.

11.25 Polis maskeli saldırgan grubu Süleymaniye’ye doğru kovalarken, üniversiteliler de saldırılarla ilgili bir basın açıklaması yapmaya hazırlanıyor.

11.15 Gericilerin püskürtülmesinin ardından yüzlerce üniversiteli “Katil IŞİD üniversiteden defol” sloganı atıyor.

11.05 İstanbul Üniversitesi Beyazıt yerleşkesi Fen kapısına gelen 15-20 kişilik gerici grup IŞİD’i protesto eden öğrencilere taş ve soda şişeleriyle saldırdı.

Öğrenciler saldırıyı püskürtürken, Polis de kısa süre içinde gelerek gaz bombalarıyla saldırgan gruba müdahale etti.



sendika org

Hürriyet kavgası-Özgür Savaşçıoğlu

Beyazıt'ta Cuma ve Pazartesi günü yaşananlar IŞİD'i çok uzakta aramamak gerektiğini gösterdi.

Emperyalizme ve gericiliğe karşı mücadelede her zaman buzkıran işlevi gören gençlik yine sahnedeydi. İstanbul Üniversiteliler, Türkiye halklarının ilerici birikiminin ABD ve AKP eliyle beslenen IŞİD gericiliğine pabuç bırakmayacağını ortaya koydu.

AKP iktidarının üniversitelere yönelik müdahaleleri, yeni başlayan dönemde farklı enstrümanlarla devam edecek.

Haziran'dan sonra üniversitelerden ayağı kesilen, akademik yıl açılışlarından, heyecanla katıldıkları fahri doktora törenlerinden uzak duran   AKP'liler yeni bir saldırı dalgasına hazırlanıyor.

Gericilere bu tabloda iş düşüyor. IŞİD yanlıları, AKP'nin başarısızlığa mahkum denemelerinde tetikçi rolünü üstleniyor.

Davutoğlu'nun akademik yıl açılış törenlerinde boy göstermeye başlaması, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin yolsuzluk operasyonlarıyla gündeme gelen Fatih Belediye Başkanı'na fahri doktora vermesi, yandaş yazarların üniversitelilere yönelik tuhaf çıkışları, Beyazıt'a yönelik gerici saldırılar benzer bir nesnelliğin ürünü.

AKP, Haziran sonrasında çekildiği üniversitelerde yeni mevziler elde etmeye çalışacak.

Gençlik hareketinin bu saldırıyı savunmacı pozisyonlar geliştirerek savuşturamayacağı ise açık... Önümüzdeki döneme, üniversitelerde elde edilen mevzileri ülke düzlemine taşıyan bir tarzın damga vurması gerekiyor.

***

Gerici saldırganlığın üniversitelerin çok ötesine geçen boyutlar taşıması da bu tabloyu tamamlıyor.

Liselerdeki İmam Hatipleşme, türbanın ortaokullara indirilmesi... Örnekleri çoğaltmak mümkün. Sonuç ise aynı: Dinci gericilik Türkiye için uzak bir tehdit değil, bir iç mesele.

Bölgemizde IŞİD'in Kobane ve Şengal'e yönelik saldırılarında cisimleşen gericilik Türkiyeli sosyalistler için tek başına bir dış politika başlığı olarak ele alınamaz.

Ortadoğu coğrafyasında seküler ve bağımsızlıkçı güçlerle dayanışmanın en etkili yolu Türkiye'nin bölgede üstlendiği role karşı mücadele yürütmek.

Bu rol değiştirilmeden, AKP iktidarının cihatçı çetelere hamilik eden dış politikası çöpe atılmadan bölgede ilerici güçlerin elde edebileceği kazanımların sınırları var.

IŞİD karşıtı mücadelede izleyici ve analizci konumundan özne konumuna geçmek için ölçeği ve hedefleri doğru belirlemek gerekiyor.

Emperyalizmin müdahalelerini boşa çıkarmak da bölgedeki diğer siyasi aktörlerin izleyeceği doğrultuya etki edebilmek de Türkiye'nin bölge denklemindeki yerini değiştirmekle mümkün.

***

AKP'nin taşeronluğunu yürüttüğü emperyalizmin bölgeye ilişkin planlarının tıkır tıkır işlediğini söylemek ise olanaklı değil.

Emperyalizm tarafından Suriye ve Irak'ta kullanılan IŞİD,   ABD ve AKP'nin Ortadoğu politikasının başarısının değil başarısızlığının ürünü.

AKP, oluşan tablo karşısında başarısızlığı tescilli bölge stratejisini ortaya çıkan verilerle yeniden üretmeyi tercih ediyor.

Ortadoğu'da oluşan yeni tablo için gelişkin bir ideolojik çerçeve üretemeyen ABD ise bir stratejiden ziyade, hedefler ve bu hedefler çerçevesinde yeni durumlara uyarlanan taktiklerle hareket ediyor.

İki aktörün de ciddi sıkışmalarla karşı karşıya kalabileceği bu süreçten bölge ve Türkiye için yeni bir istikrar tablosu çıkması ise olası değil.

Savaşlardan ve çatışmalardan yorulan coğrafyadai istikrarın ve normalleşmenin da yolu gericilik ve emperyalizme karşı hürriyet kavgasını yükseltmekten geçiyor.