Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Bilindiği üzere Kürt siyasal hareketi Hdp Kürt sorunun çözümüne"demokratik özerklik" olarak Türkiye'nin federal-özerk bölgelere ayrılmasını, bu şekilde merkezi ulus devletin yetkilerinin sınırlandırılarak halkın yerinden yönetiminin etkinleştirilmesi talebinde bulunmakta bir süredir. Marksist-sosyalist kesimde ise gördüğüm kadarı ile bu noktada farklı eğilimler bulunmakta. Kimisi üniter-ulus devlet karşıtlığı olarak baskıcı devletin yetkilerinin siyasi,idari,mali olarak sınırlanmasını olması gereken bir şey olarak sosyalist-komünist olmanın gereği olarak savunurken kimi kesim ise bunun emperyalizmin böl-yönet politikalarının bir uzantısı olacağı kaygısı ile ihtiyatlı karşılamakta hatta karşı çıkmaktadır. Türkiye tarihinde sol kesimde kürt milliyetçiliği ile Kemalizm arasında arasında gidip gelen bir farklılaşma, bir görüş ayrılığı ortaya çıkıyor. Bilimsel sosyalizmin bu konuya bakış açısı ne olmalıdır, aynı ideolojiye mensup kesimler arasında madem "bilimsel" bir ideolojiden bahsediyorsak bu birbiriyle zıt kutuplaşma nasıl ortaya çıkmaktadır, bu konu hakkında görüşlerinizi merak ediyorum, demokratik özerklik nedir? Sosyalizmin olmazsa olmazı mı, yoksa emperyalizm projesinin sınırları yeniden çizme politikası mı? (At izi it izine karıştığı için gerçekten zor bir soru. O yüzden C seçeneği hepsi demek nedense bana daha yakın bir cevap gibi geldi)  

kemalist  |  Cvp:
Cevap: 1
27.10.2014- 01:20

Alıntı Çizelgesi: VforVendetta yazmış

Bilindiği üzere Kürt siyasal hareketi Hdp Kürt sorunun çözümüne"demokratik özerklik" olarak Türkiye'nin federal-özerk bölgelere ayrılmasını, bu şekilde merkezi ulus devletin yetkilerinin sınırlandırılarak halkın yerinden yönetiminin etkinleştirilmesi talebinde bulunmakta bir süredir. Marksist-sosyalist kesimde ise gördüğüm kadarı ile bu noktada farklı eğilimler bulunmakta. Kimisi üniter-ulus devlet karşıtlığı olarak baskıcı devletin yetkilerinin siyasi,idari,mali olarak sınırlanmasını olması gereken bir şey olarak sosyalist-komünist olmanın gereği olarak savunurken kimi kesim ise bunun emperyalizmin böl-yönet politikalarının bir uzantısı olacağı kaygısı ile ihtiyatlı karşılamakta hatta karşı çıkmaktadır. Türkiye tarihinde sol kesimde kürt milliyetçiliği ile Kemalizm arasında arasında gidip gelen bir farklılaşma, bir görüş ayrılığı ortaya çıkıyor. Bilimsel sosyalizmin bu konuya bakış açısı ne olmalıdır, aynı ideolojiye mensup kesimler arasında madem "bilimsel" bir ideolojiden bahsediyorsak bu birbiriyle zıt kutuplaşma nasıl ortaya çıkmaktadır, bu konu hakkında görüşlerinizi merak ediyorum, demokratik özerklik nedir? Sosyalizmin olmazsa olmazı mı, yoksa emperyalizm projesinin sınırları yeniden çizme politikası mı? (At izi it izine karıştığı için gerçekten zor bir soru. O yüzden C seçeneği hepsi demek nedense bana daha yakın bir cevap gibi geldi)  



Türkiye'de kürtlere özerlik vermek bölünme yolunda kesin bir adım atmak demektir. Kürtler de bunu istiyor zaten. Yapılan silahlı ayaklanma hiç bir sonuç vermediği için şimdi bölünmeyi siyasal talepler yoluyla dile getiriyorlar ve bu konuda kendilerine göre küçük adımlarla amaçlarına ulaşmak istiyorlar. Özerklik Türkiye'nin bölünmesine onay vermektir. Hiç bir solcu Türkiye'nin bölünmesini savunmamalı.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
27.10.2014- 04:46

Alıntı Çizelgesi: VforVendetta yazmış

Bilindiği üzere Kürt siyasal hareketi Hdp Kürt sorunun çözümüne"demokratik özerklik" olarak Türkiye'nin federal-özerk bölgelere ayrılmasını, bu şekilde merkezi ulus devletin yetkilerinin sınırlandırılarak halkın yerinden yönetiminin etkinleştirilmesi talebinde bulunmakta bir süredir. Marksist-sosyalist kesimde ise gördüğüm kadarı ile bu noktada farklı eğilimler bulunmakta. Kimisi üniter-ulus devlet karşıtlığı olarak baskıcı devletin yetkilerinin siyasi,idari,mali olarak sınırlanmasını olması gereken bir şey olarak sosyalist-komünist olmanın gereği olarak savunurken kimi kesim ise bunun emperyalizmin böl-yönet politikalarının bir uzantısı olacağı kaygısı ile ihtiyatlı karşılamakta hatta karşı çıkmaktadır. Türkiye tarihinde sol kesimde kürt milliyetçiliği ile Kemalizm arasında arasında gidip gelen bir farklılaşma, bir görüş ayrılığı ortaya çıkıyor. Bilimsel sosyalizmin bu konuya bakış açısı ne olmalıdır, aynı ideolojiye mensup kesimler arasında madem "bilimsel" bir ideolojiden bahsediyorsak bu birbiriyle zıt kutuplaşma nasıl ortaya çıkmaktadır, bu konu hakkında görüşlerinizi merak ediyorum, demokratik özerklik nedir? Sosyalizmin olmazsa olmazı mı, yoksa emperyalizm projesinin sınırları yeniden çizme politikası mı? (At izi it izine karıştığı için gerçekten zor bir soru. O yüzden C seçeneği hepsi demek nedense bana daha yakın bir cevap gibi geldi)  



Her cümlenizi ayrı ayrı yanıtlamak gerekiyor ki, bu saatte zor. Koyulaştırdığım konuda bir şeyler söylemek gerekirse, ''bilimsel sosyalizmi savunanlar'' her konuya, tartışmasız her konuya işçi sınıfının tarihsel çıkarları açısından bakarlar. Kürt sorunu dahil. Hiç bir konuda sınıfsal mücadelenin önüne başka bir mücadele koymazlar, koyamazlar. İşçi sınıfı mücadelesini gerileten hiç bir siyaset bu anlamda sosyalistlerin kabulleneceği bir siyaset tarzı olamaz. Bir başka önemli konu, siyasette koşullar değiştikçe siyasetler de değişebilir. Bu konuda bilimsellikten söz edilemez. Solda çeşitli konularda farklı siyasetlerin savunulmasının nedeni de budur. Burada belirleyici olan kıstas savunulan siyasetin sola alan açıp açmadığı konusudur. Demokratik özerklik kavramı kürt ulusal hareketi tarafından da içi pek doldurulmamıştır. Çok şey söylenmeye çalışılıyor ama tam olarak ne söylendiği belli değil. Bununla Türkiye coğrafyasında özerk bir bölge oluşturulması ve orada merkeziyetçiliğin dışına çıkmış bir kürt idari yapısı amaçlanıyorsa -başkaları ne der bilmiyorum ama- ben böyle bir yönetim biçimini savunmam. Birileri bu yönetim biçimini daha demokratik olduğu iddiasıyla savunabilir ama ben savunmam, savunmuyorum. Birinci nedeni sosyalistlerin merkeziyetçiliği savunması, ikincisi böyle bir idari yapının ülkede kürt ve türk halkları arasında bir ayrışma duygusu yaratacağı içindir. Özerklik, federasyon, konfederasyon gibi oluşumlara bu nedenlerle Lenin de karşı çıkmıştır.

Burada önemli olan şu: ''Lenin de böyle düşünüyordu, o halde bizim de bunu savunmamız gerek'' demiyorum. ML böyle bir yaklaşımı dışlar. Lenin bunu söylerken hangi kaygılar nedeniyle böyle söylüyordu? asıl doğru olan sorudur. Yanıtını da zaten verdim. Lenin'in o dönemde söylediklerinin gerekçesi ortadan kalkacaksa ve sınıfsal mücadeleye alan açacaksa ''neden olmasın'' derim. Ama böyle bir siyasi doğrultunun Türkiye işçi sınıfı lehine olduğunu düşünmüyor.

VforVendetta  |  Cvp:
Cevap: 3
27.10.2014- 20:51

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: VforVendetta yazmış

Bilindiği üzere Kürt siyasal hareketi Hdp Kürt sorunun çözümüne"demokratik özerklik" olarasınıfrkiye'nin federal-özerk bölgelere ayrılmasını, bu şekilde merkezi ulus devletin yetkilerinin sınırlandırılarak halkın yerinden yönetiminin etkinleştirilmesi talebinde bulunmakta bir süredir. Marksist-sosyalist kesimde ise gördüğüm kadarı ile bu noktada farklı eğilimler bulunmakta. Kimisi üniter-ulus devlet karşıtlığı olarak baskıcı devletin yetkilerinin siyasi,idari,mali olarak sınırlanmasını olması gereken bir şey olarak sosyalist-komünist olmanın gereği olarak savunurken kimi kesim ise bunun emperyalizmin böl-yönet politikalarının bir uzantısı olacağı kaygısı ile ihtiyatlı karşılamakta hatta karşı çıkmaktadır. Türkiye tarihinde sol kesimde kürt milliyetçiliği ile Kemalizm arasında arasında gidip gelen bir farklılaşma, bir görüş ayrılığı ortaya çıkıyor. Bilimsel sosyalizmin bu konuya bakış açısı ne olmalıdır, aynı ideolojiye mensup kesimler arasında madem "bilimsel" bir ideolojiden bahsediyorsak bu birbiriyle zıt kutuplaşma nasıl ortaya çıkmaktadır, bu konu hakkında görüşlerinizi merak ediyorum, demokratik özerklik nedir? Sosyalizmin olmazsa olmazı mı, yoksa emperyalizm projesinin sınırları yeniden çizme politikası mı? (At izi it izine karıştığı için gerçekten zor bir soru. O yüzden C seçeneği hepsi demek nedense bana daha yakın bir cevap gibi geldi)  



Her cümlenizi ayrı ayrı yanıtlamak gerekiyor ki, bu saatte zor. Koyulaştırdığım konuda bir şeyler söylemek gerekirse, ''bilimsel sosyalizmi savunanlar'' her konuya, tartışmasız her konuya işçi sınıfının tarihsel çıkarları açısından bakarlar. Kürt sorunu dahil. Hiç bir konuda sınıfsal mücadelenin önüne başka bir mücadele koymazlar, koyamazlar. İşçi sınıfı mücadelesini gerileten hiç bir siyaset bu anlamda sosyalistlerin kabulleneceği bir siyaset tarzı olamaz. Bir başka önemli konu, siyasette koşullar değiştikçe siyasetler de değişebilir. Bu konuda bilimsellikten söz edilemez. Solda çeşitli konularda farklı siyasetlerin savunulmasının nedeni de budur. Burada belirleyici olan kıstas savunulan siyasetin sola alan açıp açmadığı konusudur. Demokratik özerklik kavramı kürt ulusal hareketi tarafından da içi pek doldurulmamıştır. Çok şey söylenmeye çalışılıyor ama tam olarak ne söylendiği belli değil. Bununla Türkiye coğrafyasında özerk bir bölge oluşturulması ve orada merkeziyetçiliğin dışına çıkmış bir kürt idari yapısı amaçlanıyorsa -başkaları ne der bilmiyorum ama- ben böyle bir yönetim biçimini savunmam. Birileri bu yönetim biçimini daha demokratik olduğu iddiasıyla savunabilir ama ben savunmam, savunmuyorum. Birinci nedeni sosyalistlerin merkeziyetçiliği savunması, ikincisi böyle bir idari yapının ülkede kürt ve türk halkları arasında bir ayrışma duygusu yaratacağı içindir. Özerklik, federasyon, konfederasyon gibi oluşumlara bu nedenlerle Lenin de karşı çıkmıştır.

Burada önemli olan şu: ''Lenin de böyle düşünüyordu, o halde bizim de bunu savunmamız gerek'' demiyorum. ML böyle bir yaklaşımı dışlar. Lenin bunu söylerken hangi kaygılar nedeniyle böyle söylüyordu? asıl doğru olan sorudur. Yanıtını da zaten verdim. Lenin'in o dönemde söylediklerinin gerekçesi ortadan kalkacaksa ve sınıfsal mücadeleye alan açacaksa ''neden olmasın'' derim. Ama böyle bir siyasi doğrultunun Türkiye işçi sınıfı lehine olduğunu düşünmüyor.




Lenin "ulusal sorun" adlı eserinde ulusların kaderini tayin hakkına atıfta bulunarak federalizmi savunuyor, hatta ezen ulus-ezilen ulus veya sömürge ulus çelişkilerinin ezilen ulusun kendi ulus devletini kurmasınin avrupadaki sınıf mücadelesine olumlu etki yapacağını da belirtmiştir.yalnız kitapta uluslarin bağımsızsizligini sanki sınıf mücadelesinin de onune koymuş gibi bir algı uyandırdı bende keza rosa Luxemburgla bu nedenle tartışmaya giriyorlar bu konuda Marksistler arasında tam bir görüş birliği olduğunu düşünmüyorum

umut  |  Cvp:
Cevap: 4
27.10.2014- 21:04

Lenin gibi devrimci bir önderin ulusal mücadeleyi sınıf mücadelesinin önüne koyduğu iddiası çok mantıklı değil. Ulusal kurtuluş savaşlarında veya monarşinin yıkılması konusunda güçlü olan burjuvazinin desteklenmesini savunur ancak genel yaklaşımında ulusal mücadeleyi sınıfsal mücadelenin önüne koyduğu söylenemez diye düşünüyorum.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 5
28.10.2014- 03:07

Alıntı Çizelgesi: VforVendetta yazmış



Lenin "ulusal sorun" adlı eserinde ulusların kaderini tayin hakkına atıfta bulunarak federalizmi savunuyor, hatta ezen ulus-ezilen ulus veya sömürge ulus çelişkilerinin ezilen ulusun kendi ulus devletini kurmasınin avrupadaki sınıf mücadelesine olumlu etki yapacağını da belirtmiştir.yalnız kitapta uluslarin bağımsızsizligini sanki sınıf mücadelesinin de onune koymuş gibi bir algı uyandırdı bende keza rosa Luxemburgla bu nedenle tartışmaya giriyorlar bu konuda Marksistler arasında tam bir görüş birliği olduğunu düşünmüyorum



Marksist ustaların herhangi bir konuda söylediklerini bir bütün olarak alıp enternasyonalist bir bakış açısıyla yorumlamak gerekir. Ulusal sorun konusunda Lenin'in söylediklerini alt alta yazın, ''bu söylenenler birbiriyle çelişiyor'' demek zorunda kalırsınız. Sadece ulusal sorun konusunda değil, pek çok konuda böyle bir durumla karşılaşmak mümkün. ( Bu konuda bir yazı yazmıştım, orada bu söylemeye çalıştıklarımın örneklerini bulabilirsiniz.)

http://www.solpaylasim.com/k3-ukkth-den-anlasilmasi-gereken.html

Başka bir konuda bir soru sormak istiyorum: Bir siyasal partide hizipler olmalı mı? Açarsak, sosyalist bir partide MK'nın aldığı kararlara muhaliflik yapan bir grup partide kalmalı mı, yoksa uzaklaştırılmalı mı?


umut  |  Cvp:
Cevap: 6
28.10.2014- 08:30


Lenin "ulusal sorun" adlı eserinde ulusların kaderini tayin hakkına atıfta bulunarak federalizmi savunuyor

Lenin'in federalizmi savunduğuna ilişkin bir alıntı var mı sizde?

VforVendetta  |  Cvp:
Cevap: 7
28.10.2014- 14:25

Alıntı Çizelgesi: umut yazmış


Lenin "ulusal sorun" adlı eserinde ulusların kaderini tayin hakkına atıfta bulunarak federalizmi savunuyor

Lenin'in federalizmi savunduğuna ilişkin bir alıntı var mı sizde?




Kitapta federalizm savunuluyor. Açıp bakmam lazım ama belli bir bölümü alıp paylaşmak ne kadar faydalı olur bilmiyorum.

VforVendetta  |  Cvp:
Cevap: 8
28.10.2014- 14:28

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: VforVendetta yazmış



Başka bir konuda bir soru sormak istiyorum: Bir siyasal partide hizipler olmalı mı? Açarsak, sosyalist bir partide MK'nın aldığı kararlara muhaliflik yapan bir grup partide kalmalı mı, yoksa uzaklaştırılmalı mı?[/size]




Konunun dışına çıkmak istemiyorum. Hizipçilik tabiki iyi bir şey değil ama MK nin aldığı her karar doğru olacak diye bir kayide olmadığına göre muhalif kalanların da görüşleri dikkate alınmalı. Yoksa ayrışma olur.

 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]