Buradayız, Haziran'da - Önder İşleyen

Marcos bir hikayesinde, Zapatista yürüyüşçülerinin heybetli bir trenin geçişini kayıtsız gözlerle izlemek yerine, yüzünde hafif bir gülümsemeyle rayın üstüne ayağı koyarken tüm masumluğuyla güçlü marşandizin ayağına çarparak trenin raydan çıkacağını düşündüğünü, söyler. Bu kayıtsız kalmayı reddeden bir yürüyüş biçimidir.

Haziran direnişi yitip giden hayalleri, karamsarlıkta boğulan umutları ve tüm bunlardan doğan bir güçle bir yürüyüş biçimi yarattı. Evet, bu yeni bir başlangıçtı. Ve nihayet şimdi bu yürüyüşü sürdürme sorumluluğunu üstlenenler Haziran isyanını yeniden üretmek üzere ayağını rayın üzerine koydu. Birleşik Haziran Hareketi yola çıktı. Bu birlikte yola çıkma iradesinin henüz ilk adımında yarattığı umut dalgası, ortak bir mücadeleye ne denli ihtiyaç olduğunun bir kanıtı olarak yola çıkanlara yeni sorumlulukları şimdiden yükledi. Ne mutlu.

Ama, bu daha başlangıç!

Kucaklaşma
İsyan, iktidarın tüm gecelerine el koyan bir korkunun kaynağı oldu. İsyanın dinamiklerini birbirinden koparmak, tek tek bastırmak için Haziran’dan bu yana gece gündüz uğraşıyorlar. En son sahneye mezhepçi faşizmin sokak gücü de sürülerek, olası geleceklerden birisi gösterildi.

İsyanı isyanla yeniden üretecek bir muhalefet kanalı yaratılamadığı koşullarda, onun devrimci dinamiğini esir alacak düzen için sahte çözümler de tepeden-sağdan-soldan gündeme getirildi. Farklı yollardan ve farklı tezlerle AKP rejiminin istikametini kabul ederek, onun içinde var olmaya yönelen politikalar yeniden geçer akçe kılınmaya çalışıldı. Özetle, bir isyan karşısında düzen içinden gelişebilecek tüm baskı, manipülasyon ve ideolojik saldırılar devrede.

Birleşik Haziran Hareketi, isyanın bastırılmasına karşı onu yeniden üretmeye yönelen bir mecra yaratmaya davet ediyor. Bir anlamda isyanın bugün birbirinden uzaklaşan, geri çekilmiş görünen, dağınık ve parçalı durumdaki tüm dinamiklerinin kucaklaşmasını mümkün kılacak bir yol açılıyor.

Yürüyüş
Che, Sierra’dan Havana’ya yürüyüşleri için, ‘yol uzundur ve kısmen bilinmemektedir’ diyordu. Haziran Hareketi için de benzer bir başlangıç cümlesi kurulabilir. Ortak mücadele etme, birleşik bir halk direnişini birlikte yaratma iradesi kendisini bir Hareket olarak ilan etmiyor. Hareketin kurucu zeminine davet ediyor. Çıkış noktasını bir belirsizlik değil, yaratıcılık kaynağı olarak görüyor. Haziran’ın ardından ortak mücadele iradesini geliştirmek üzere ülkenin dört bir yanında süre gelen çabaların, Forumların içinden geliyor ve yeni Forumlara, Meclislere ilerliyor.

İncirli Forumu’nda ‘artık birbirimizin bayrağına değil, yüzlerine bakacağız’ diyen Fatma Abla’nın, Ordu’da ‘gidişat kötü ama umutsuzluğa da kapılmıyorum, devrimcilerin ayağa kalkacağını biliyordum’ diyen Hüseyin amcanın, Kestel buluşmasında ‘Artık nefes almak için yan yana duralım’ diyerek tüm öteki tartışmaları anlamsızlaştıran Şenay’ın, Muğla Forumu’ndan sonra Redaksiyon’a ‘70’lik öğretmenim tüm öğrencilerimi bu harekete davet ediyorum’ diye mektup gönderen Jale Hoca’nın, ODTÜ duvarlarına ‘Şimdi Haziran; sonrası iyilik, güzellik’ yazan gençlerin umut ve eylem yürüyüşünde inşa edilecek bir Hareket zeminidir Haziran.

Kurucu
Birlikte mücadele arayışları içerisinde de gündeme gelen konulardan birisi de muhalefet-iktidar meselesi. Birleşik Haziran Hareketi, bu soruya basit bir yanıt veriyor. Eylem alanı olarak işaret edilen mücadele hedefleri, yeni bir toplumsal düzenin de kurucu dinamikleri olarak işaret ediliyor. Yıkıcılıkla kuruculuğu birbirinden koparmayan, direnişin kuruculuğuna vurgu yapıyor. Bu, Haziran’a ilişkin olduğu kadar dünyadaki isyan dalgalarının kurucu-örgütlü bir güce dönüşemediği noktada yaşadığı yenilgilerden ya da geri çekilmeler karşısındaki bir yanıt olarak görülebilir.

Bu mesele son zamanlarda başka vesilelerle de tartışılıyor. Eğer ‘demokratik bir iktidar alternatifi yoksa isyan çalınabilir’ türündeki ayaklanma anları için yürütülen tartışma bugünün tartışmalarının önüne konularak, AKP karşısındaki hayırhah tutumların bir kılıfı haline getiriliyor. Bu algıya göre demokratik iktidar alternatifi serada yetişen mevsimlik sebze olsa gerek! Bugün, AKP rejiminin ülkenin tüm geleceğini teslim almaya yönelen politikalarına direnmeksizin isyanın çalınmasının önüne geçmek de, demokratik bir alternatifi yaratmak da mümkün değil. Haziran’ın belirlediği çizgi ve bugün de belirleyici olan budur.

Yeni bir siyaset kültürü
Birleşik Haziran Hareketi, her tartışmada klasik bir birlik formu ya da örgütler ittifakından ibaret bir ortak mücadele zemini olmadığını ifade ediyor. Bunun en billurlaşmış ifadesi Haziran’ın çağrı metninde yer alıyor. Hareket, meclisler kurmaya, Forumlar’da kararları birlikte almaya dayanan ilişki sistemi, karar alma süreçleri içinse ‘ikna olmaya açık tarafların tartışma ve birlikte üretme yöntemini’ esas aldığını ifade ediyor. Bir siyaset kültürünü, Haziran’ın forumlarından, Meclislerinde üretilen bir fikri –zorluklarına katlanmayı göze alarak- benimsiyor. Sayıları, seçimleri değil kolektif üretim ve iknayı temel alıyor. Her düzeyde birbirini anlamaya yönelen bu politika aynı zamanda siyasetin üretilmesinde ve yönetilmesinde bir kültür devriminin işaret fişeğini atıyor.

Buradayız
Haziran üzerine elbette çok şey daha tartışılıp, konuşulacak. Hareket, anlamını asıl olarak kendi eylemiyle kazanacak. Elbette, Haziran deyince aklına önce 2015 Haziran seçimleri gelen –zikri neyse fikri de o- yalancı dervişler olacak. Ama Haziran deyince aklına 15-16 Haziran’lar, Nazımlar, Cevahirler gelenler... 2013 Haziran’ını nostaljide bırakmamaya kararlı olanlar... Abdocan’a, Ali İsmail’e, Ethem’e borçlu olanlar... Düzenin her yanıyla çürümüş seçim-sandık aldatmacasına teslim olmayı değil, halk demokrasisini forumlarda nakış gibi dokumayı tercih edenler... Direnişin, sokağın yarattığı yeni insanın elinde yeşerecek özgür geleceğin pırıltısından vazgeçmeyenler... Belki de en önemlisi; diktatörün parmağını sallaya sallaya, Berkin’i kast ederek ‘O çocuk için sokaklara çıkan, gösteriler yapan sözüm ona vicdan sahipleri nerede?’ diye sorusunun cevabını aynaya bakınca görenler... Yani biz, hepimiz... Hesabı kapatmak için buradayız; Haziran’dayız.