HDP, Urfa'da Said Nursi paneli düzenledi

Urfa'da HDP Karaköprü İlçe Örgütü, Said Nursi paneli ve mevlüdü düzenledi.




Şair Nabi Kültür Merkezi'nde yapılan panele yoğun katılım gerçekleşti.

Karaköprü İlçe Eşbaşkanı Ferzan Topla; üstad dediği Said Nursi'nin anısına salonun az geldiğini belirterek; "Vefatının 55. yıldönümü nedeniyle üstadın öğretilerinin ışığında barış sürecinin geldiği aşamada kendimizi buna zorunlu hissedip ve bu paneli gerçekleştirdik" dedi.   Nursi'nin sözleri ve külliyatının kendilerinin beslenme kaynağı olduğunu vurgulayan Ferzan Topla, "doğruların ve hakikatin ışığında baskı ve zulme boyun eğmeyen Said Nursi için Urfa'nın ayrı bir yeri olmuştur. Said Nursi, Urfa'ya bir emanet bırakmıştır ama faşist cunta mezarına bile tahammül edememiştir. Şu an eğer faşist cunta iktidarda değilse üstadının kimliğinin ve mezarının Urfa'ya iadesini istiyoruz." dedi.

Emek Partisi Urfa örgütü, Eğitim Bir-Sen, Memur-Sen, HDP Urfa milletvekili aday adaylarının da çelenk gönderdiği panel mevlüt ve dağıtılan lokumla devam etti. Mevlüdün ardından Demokratik İslam Konferansı adına Mehmet Kılıç söz alarak panele katılanları selamladı. Said-i Kürdi'nin anadilin önemine ilişkin ifadelerinden bahseden Kılıç, "Birbirini bağlayan değerlerin başında dil gelmektedir. Said-i Kürdi'nin de dediği gibi, Ey aslanlar, beş yüz senedir yeter artık, uyanınız. Yoksa gaflet sizi yağmalayacaktır" dedi.

HÜDA KAYA: KEŞKE FETİH SURESİNİ OKUSALAR

Gazeteci- yazar İbrahim Genç'in moderatör olduğu panelde Prof. Doktor Kadri Yıldırım, İslam Kongresi Şura üyesi ve HDP milletvekili aday adayı Hüda Kaya ve ilahiyatçı yazar İhsan Eliaçık'ın 25 dakikalık konuşmalarıyla devam etti.



Said-i Nursi'nin İslamın barış ve adalet anlayışının taşıyıcısı olduğunu belirten Hüda Kaya; "Bugün dindar, muhafazakar olarak kendilerini görüp geçmişte T.C. devletinin tahammülsüzlüğünü gösterenler, zulme karşı barışa taraf olan Fetih suresini okuyup keşke gerçeği görebilseler" dedi.

Son konuşmacı İhsan Eliaçık'ın, "Türklerle Kürtler eşit oluncaya dek Said-i Kürdi diyeceğiz ona" diye başladığı konuşmasında Said-i Kürdi'nin görüşlerinin yedi başlıkta değerlendirebileceğini belirtti. Said-i Kürdi'nin özgürlükle ilgili ifadelerine değinen Eliaçık, bazı konularda Said-i Nursi'nin düşüncelerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade ederek; "Keşke Mucizedi Ahmediyat'ı hiç yazmasaydı" dedi

Panel, soru- cevap bölümüyle sona erdi.

sol

Dincilikte AKP ile köşe kapmaca oynuyorlar bir de ''AKP'yi gerileteceğiz'' diyorlar. EMEP de çelenk göndermiş, iyi mi

AKP ile İslam birliğinde anlaşmışlar, anlaştıkları tek konu belki de bu

Sakın yakında Türk bayrağını "gerici ve faşistlerin elinden aldık" dediğiniz gibi "islamı da gericilerin elinden alıp ilericileştirdik" demeyin haa.

İyi ne güzel işte. Din kardeşliği de bunu gerektirir. Yalnız trajikomik olan bir durum var din kardeşliğinden bahsederken Türk ve Kürtlerin eşit olmadığı vurgulanıyor madem din kardeşiyiz aramız da bu eşitsizlik konusu nereden çıktı?

Bu ekip yıllardan beri böyleydi, yeni bir şey değil. HDP bileşenleri ya da EMEP denen işçi katili hareket yıllardan beri şeriatçı örgütleyeceğiz diye girmedikleri kılık kalmadı. Sorsan Frankfurt okulunun, post-modernizmin, yapı-bozumculuğun en büyük düşmanı onlar. En son Ülker direnişinde de aynı mesele gerçekleşti.

Hiç kimse insanların inancının aşağılanmasını istemiyor, ancak Şeyh Sait, Said-i Nursi gibi ruh hastalarının Kürt halkı ve Türk halkı üzerinde yarattığı tahribat belli. Ya da türban meselesini üniversitelere sokmaya çalışan soytarıların yapmaya çalıştıkları belli. Bunlar belliyken en iyisi onlarla ilişkiyi kesmektir. Geçtiğimiz aylarda ESP, Partizan gibi ekipler Halk Cephesi ile ilişkileri askıya alıyordu, aynı uygulama bu tip örgütlere yapılmalıdır.

Sadece bu kadarla değil, sürekli olarak bu hareketleri eklemlendirmeye çalışan HDP dışı sol hareketler de bu ekiplerle ilişkilerini kesmelidir. Hatta çok radikal bir kararla KESK denen gerici örgütten çıkmalıdır. Sürekli olarak "Kürt halkının eylemliliği için" bu tür hareketlere göz yumuluyor, artık göz yumacak yer yoktur.

Burada yapılan başka bir hata ise Türkiye hareketlerinin Kürt seksiyonlarının olmamasıdır. Bİr hareketin adına "Kuzey Kürdistan" ekleyince o hareket devrimci olmuyor. Kürdistan seksiyonları ayrı olmalıdır. Bu hareketin Türkiye'de yaşayan Kürtlerce teorice ve pratikçe güçlendirilmesi gerekiyor. Eğer bu yapılırsa, PKK adlı örgütün sürekli mahalle dedikodusu gibi ortaya döktüğü tüm sözler boşa çıkacaktır.

Said-i Nursi, kalpsiz dünyanın kalbi mi?- Eski Solcu  

Bu hafta da toplumsal mücadeleler tarihini irdelemek için bir aradayız genç arkadaşlarım. Cumhuriyetin zulmettiği, oradan oraya sürdüğü, sarığını çıkarmak zorunda bıraktığı Said-i Nursi’ye sempati duymalı mıyız?

Bunu anlamak için risale okumanızı tavsiye etmem, gözleriniz kanar. Yaşam tarzınız alarm verir. Kendinizi bire bir pazarlama yöntemi ile zikirmatik satarken bulursunuz.

O zaman aklımıza şu takılıyor; Cumhuriyeti kuran kadrolar Said Nursi’ye üretim ilişkilerini değiştirdiklerini tatlı dille mi anlatsaydı? Geçen yüzyıl bir gökkuşağı koalisyonu, bir radikal demokrasi fırsatı mı heba edildi?

Tarih boyunca   üretim araçlarının mülkiyeti el değiştirirken bazı ufak tatsızlıklar çıkar genç arkadaşlarım, şiddetin her türlüsüne karşı olanlar burada gözlerini kapayabilir.

Bugüne gelirsek;   Said Nursi’yi bir an önce hayatımızdan çıkarmalıyız arkadaşlar, özellikle liberal genç arkadaşlarıma sesleniyorum; Arap Baharı bitti, İslam şemsiyesi kapanıyor.

Bakın sünni islamcılığın geleceği olsaydı; Elif Şafak şu anda bir Nusra militanının postmodern aşk romanını yazmıştı.

Batıda veya doğuda verili durumu değişmez kabul edip, Said Nursi ve türevlerine anlayışla yaklaşılması gerektiğini söyleyenler çıkacaktır.

O zaman Türkan Saylan’a ya da KCK Davası’ndaki herhangi bir kadına yapılanları da anlayışla karşılamak zorunda kalabilirsiniz.

Bu da sizi kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanındığı 1934’ün daha gerisine düşürür.   Hep daha geride olanı anlayışla karşıladığınız bir algoritmayla kendinizi   ‘ehlisünnet tv gönüllüsü’ olarak bulabilirsiniz.

Bu yazımı sizi bir ikna odasına almışım gibi okuyun.

Zikirmatik pazarlamacısından, ehlisünnet tv gönüllüsüne kadar size bol seçenekli bir gelecek projeksiyonundan bahsettim.

İçinizde ‘cezai ehliyeti olmayan Adnan Oktar’ ya da ‘muhteşem girişimci Fadıl Akgündüz’ olmayı hayal eden varsa, yol yakınken vazgeçin.

Yine hobi olarak fal baktırabilir, burç yorumu okuyabilirsiniz. Sonuçta ben yaşam tarzınıza karışan bir kanaat önderi değilim.

Hepinizi gözlerinizden öper, tüm islamofobik duygularımla selamlarım.

Böyle paneller düzenlenmesi, Fırat ailesi gibi oligarşinin bileşenlerini partiye davet etmeler, Hüda Kaya gibi dincilerin partinin içinde bulunması, Kürt Hareketi'nin kendi tarihiyle de çelişen bir utanç vesikasıdır. Sırf yüzde on barajından ve Kürt Hareketi'nin içindeki ezilen Kürt köylüsünü, Kürt işçisini temsil eden sol-sosyalist kanattan dolayı dostlarıma, mücadele arkadaşlarıma HDP'ye oy vermesini söylüyorum. Yoksa bu tarz durumları görünce insan diyecek bir şey bulamıyor...