Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 25
24.04.2015- 21:07

Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış


Madem seçimle gelen seçimle gider söylemine karşı çıkıyorsan neden çıktığını ve alternatifinide göster. Konu hakkında görüşünü yaz. Bunları yapmıyorsun, yaptığın sadece yandaşlık yapmak, kopyale yapıştırı onaylamak,......


Halkların yoğun tepkileri de iktidarın alaşağı edilmesiyle sonuçlanır. Burjuva demokrasilerinde istifa gibi bir müessese var. Tepki o aşamaya geldiğinde iktidar zorlamaz ve bırakır. Ertuğrul Kürkü "seçimle gelen seçimle gider" derken içinden geldiği gelenekle de çelişiyor. SEn seçimle gelen seçimle gider mottosunu savunabilirsin, ancak bir solcu böyle bir genelleme yapamaz. Ertuğrul Kürkçü bilerek söylemediyse, bir dil sürçmesi bu söz.


Neden bir solcu seçimle gelen seçimle gider cümlesini kuramazmış? Bir iddada bulunuyorsun ama içini dolduramıyorsun. Tek tük cümleler kurarak içini doldurmuş olmuyorsun. İstifa etmekte seçime saygıdandır, yani seçimle alakalıdır, istıfa etmese zaten seçimi kaybedip gidecektir.
Açıkca söylemen gerkli, senin alternatifin nedir, halka seçimle gelen seçimle gitmez derken neyle gider diye açıklayacalsın. Şöyle gitmez böyle gitmez deyip ama nasıl gideceğinide söyleyemiyorsan halk sana inanmaz, güvenmez ve ciddiyede almaz.



Bugün burjuva demokrasisinin geçerli olduğu ülkelerde seçimle gelen seçimle gidiyor. En azından şimdilik böyle. Neden şimdilik? Orada şimdiye kadar komünistler hiç iktidara gelmedi ve yakın gelecekte iktidar olma şansları yok da ondan. İleride komünistler, sosyalistler iktidara gelirse veya gelme olasılıkları ortaya çıkarsa ne olacağı bilinemez tabii. Ortada bir burjuva demokrasisi var ve mevcut partilerin hepsi mevcut düzenin, bazı rötüşlarla sürdürülmesine yarıyor. Yalnızca sosyal demokratlar işçilere, emekçilere daha fazla sosyal hak ve daha yüksek ücreti savunuyor, hepsi bu. Kaldı ki kriz dönemlerinde daha yüksek ücret talebini bile fazla dayatmıyorlar.

Peki Türkiye'de durum ne? Bir kere parlamento komünistlere, sosyalistlere, marjinal gruplara tamamen kapalı. Bunların seçime girmeleri çok zor. Aldıkları oylar da parlamentoya yansımasın diye herşey yapılmış. Bırakın iktidara gelmelerine, Meclis'te emekçilerin taleplerini dile getirecek 3-5 milletvekili çıkarmalarına bile tahammül yok. 12 Eylül anayasası, siyasi partiler ve seçim yasası aynen geçerli ve amaç sağcı, gerici, faşist eğilimli büyük bir partinin iktidara gelmesi ve her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalması üzerine kurulu. Sistem sosyal demokratların bile iktidara gelmesine tahammül edemiyor. Bunun üstüne iktidara gelen sağ partiler iktidardan gitmemek için her şeyi yapıyor. Medyayı ele geçirmişler, devlet olanaklarını, yani halkın parasını da kendi propagandaları için ve iktidarda kalmak için kullanıyorlar. Şimdi burada "seçimle gelen seçimle gider" mi oluyor? Nasıl gitmiş, nerede gitmiş? Bu ülkenin sözde demokrasi tarihinde seçimle giden sağ iktidar var mı? Hele şimdi iktidarda bulunan malum parti, iktidardan gitmemek için yaptığı uygulamalarla, medya sansürüyle, devlet parasını parti için kullanmakla, havuz müteahhitleri oluşturarak onlardan topladığı haracın bir kısmını da partiye aktarmakla, geçmiş sağ partilerin de çok ötesindedir. Adam gelmiş, bırakın partisinin iktidarda kalmasını, kendisi tek başına iktidar olmak için mevcut gerici sistemi bile zorluyor. Bunun için mevcut sağcı-gerici anayasayı ve sağcı-gerici yasaları bile çiğniyor. Şimdi bu demokrasi mi oluyor?

Batı'daki burjuva demokrasisi modelinde çok önemli bir başka fark daha var. Orada iktidara gelen (sandıktan çıkan) her istediğini yapmıyor, yapamıyor. Böyle birşey yok. Ne anayasayı çiğniyor, ne yasaları. Ne toplumsal muhalefeti göz ardı ediyor. Orada sendikaların, meslek örgütlerinin, derneklerin, düşünce kuruluşlarının, STK'ların büyük önemi var. Bunlar hem çok örgütlü ve örgütlenmelerine Türkiye'deki gibi engel yok, hem de söyledikleri, en azından dikkate alınıyor. Burada ise bırakın dikkate almayı, 1 Mayıs mitingine bile izin verilmiyor. Hemen hemen her işçi direnişinde, her yürüyüşte, her mitingde silahlar patlıyor, gaz bombaları atılıyor, insanlar ölüyor. Yasaklanmayan kitlesel grev de yok. Şimdi bu demokrasi mi? Burjuva demokrasisi demek ortaya göstermelik bir sandık koymak, o sandıktan da kendisi çıksın diye, her türlü beyin yıkama, oy satın alma ve gerekirse seçim sonuçlarını değiştirmek demek midir? Batı'da mesela sizin de yaşadığınız Almanya'da var mı böyle şeyler? Ertuğrul efendi bunları bilmiyor mu?

AKP öncesi iktidarlar seçimle gelip seçimle gitmedilermi? O partiler aynen AKP gibi sermayeyi arkalarına almadılarmı, yandaş medyaları olmadımı,.....?
Öncekiler nasıl gelip ve nasıl gittilerse AKP'de aynen öyle gidecektir.

yura  |  Cvp:
Cevap: 26
24.04.2015- 21:59

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Arkadaşım her yazılanı senin anlaman için iki defa, üç defa yazmak zorunda mıyız? Burjuva iktidarlar seçim yoluyla iktidara geldiklerinde seçmenin tamamının oyunu alarak hükümet olmazlar, o ülkede çoğu zaman aldıkları oyun daha fazlası muhalefette kalır. İktidar partisi uygulamalarında bu kitleyi dışlayamaz. Bak, burayı anla! Dışlayamaz, yok sayamaz, bu konuda umursamazlık da yapamaz; eğer yaparsa, halkın direnme hakkı ortaya çıkar, bu direnme hükümetin yönetemez hale gelmesine de neden olur. Bu durumda o hükümet hükümet olmaktan çıkar. Seçimle gelmiş olması onun seçimle gideceği anlamına bu yüzden gelmez. Bir solcu bu konuya vakıf olduğu için, ''seçimle gelen seçimle gider" demez ve sandığa da kutsallık vermez. Sen liberal, milliyetçi bir çizgide durduğun ve bu duruşunu solculuk sandığın için sana bu konular bol geliyor.

Kusura   bakma ama konuyu bayağı rayından çıkarttın. Nerelere geldi konı bak yaaa, resmen saçmalamaya başladın. Başlıkla alakasız yorumlar yazmaya başladın sen artık.



bedrettin soruna cevap vermiş, sen alakasız yorum diyorsun.

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 27
24.04.2015- 22:42

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Arkadaşım her yazılanı senin anlaman için iki defa, üç defa yazmak zorunda mıyız? Burjuva iktidarlar seçim yoluyla iktidara geldiklerinde seçmenin tamamının oyunu alarak hükümet olmazlar, o ülkede çoğu zaman aldıkları oyun daha fazlası muhalefette kalır. İktidar partisi uygulamalarında bu kitleyi dışlayamaz. Bak, burayı anla! Dışlayamaz, yok sayamaz, bu konuda umursamazlık da yapamaz; eğer yaparsa, halkın direnme hakkı ortaya çıkar, bu direnme hükümetin yönetemez hale gelmesine de neden olur. Bu durumda o hükümet hükümet olmaktan çıkar. Seçimle gelmiş olması onun seçimle gideceği anlamına bu yüzden gelmez. Bir solcu bu konuya vakıf olduğu için, ''seçimle gelen seçimle gider" demez ve sandığa da kutsallık vermez. Sen liberal, milliyetçi bir çizgide durduğun ve bu duruşunu solculuk sandığın için sana bu konular bol geliyor.

Kusura   bakma ama konuyu bayağı rayından çıkarttın. Nerelere geldi konı bak yaaa, resmen saçmalamaya başladın. Başlıkla alakasız yorumlar yazmaya başladın sen artık.



bedrettin soruna cevap vermiş, sen alakasız yorum diyorsun.

O "cevabı" ancak sen anlarsın. Koro gene iş başında.

yorum2006  |  Cvp:
Cevap: 28
25.04.2015- 02:31

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış


Madem seçimle gelen seçimle gider söylemine karşı çıkıyorsan neden çıktığını ve alternatifinide göster. Konu hakkında görüşünü yaz. Bunları yapmıyorsun, yaptığın sadece yandaşlık yapmak, kopyale yapıştırı onaylamak,......


Halkların yoğun tepkileri de iktidarın alaşağı edilmesiyle sonuçlanır. Burjuva demokrasilerinde istifa gibi bir müessese var. Tepki o aşamaya geldiğinde iktidar zorlamaz ve bırakır. Ertuğrul Kürkü "seçimle gelen seçimle gider" derken içinden geldiği gelenekle de çelişiyor. SEn seçimle gelen seçimle gider mottosunu savunabilirsin, ancak bir solcu böyle bir genelleme yapamaz. Ertuğrul Kürkçü bilerek söylemediyse, bir dil sürçmesi bu söz.


Neden bir solcu seçimle gelen seçimle gider cümlesini kuramazmış? Bir iddada bulunuyorsun ama içini dolduramıyorsun. Tek tük cümleler kurarak içini doldurmuş olmuyorsun. İstifa etmekte seçime saygıdandır, yani seçimle alakalıdır, istıfa etmese zaten seçimi kaybedip gidecektir.
Açıkca söylemen gerkli, senin alternatifin nedir, halka seçimle gelen seçimle gitmez derken neyle gider diye açıklayacalsın. Şöyle gitmez böyle gitmez deyip ama nasıl gideceğinide söyleyemiyorsan halk sana inanmaz, güvenmez ve ciddiyede almaz.



Bugün burjuva demokrasisinin geçerli olduğu ülkelerde seçimle gelen seçimle gidiyor. En azından şimdilik böyle. Neden şimdilik? Orada şimdiye kadar komünistler hiç iktidara gelmedi ve yakın gelecekte iktidar olma şansları yok da ondan. İleride komünistler, sosyalistler iktidara gelirse veya gelme olasılıkları ortaya çıkarsa ne olacağı bilinemez tabii. Ortada bir burjuva demokrasisi var ve mevcut partilerin hepsi mevcut düzenin, bazı rötüşlarla sürdürülmesine yarıyor. Yalnızca sosyal demokratlar işçilere, emekçilere daha fazla sosyal hak ve daha yüksek ücreti savunuyor, hepsi bu. Kaldı ki kriz dönemlerinde daha yüksek ücret talebini bile fazla dayatmıyorlar.

Peki Türkiye'de durum ne? Bir kere parlamento komünistlere, sosyalistlere, marjinal gruplara tamamen kapalı. Bunların seçime girmeleri çok zor. Aldıkları oylar da parlamentoya yansımasın diye herşey yapılmış. Bırakın iktidara gelmelerine, Meclis'te emekçilerin taleplerini dile getirecek 3-5 milletvekili çıkarmalarına bile tahammül yok. 12 Eylül anayasası, siyasi partiler ve seçim yasası aynen geçerli ve amaç sağcı, gerici, faşist eğilimli büyük bir partinin iktidara gelmesi ve her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalması üzerine kurulu. Sistem sosyal demokratların bile iktidara gelmesine tahammül edemiyor. Bunun üstüne iktidara gelen sağ partiler iktidardan gitmemek için her şeyi yapıyor. Medyayı ele geçirmişler, devlet olanaklarını, yani halkın parasını da kendi propagandaları için ve iktidarda kalmak için kullanıyorlar. Şimdi burada "seçimle gelen seçimle gider" mi oluyor? Nasıl gitmiş, nerede gitmiş? Bu ülkenin sözde demokrasi tarihinde seçimle giden sağ iktidar var mı? Hele şimdi iktidarda bulunan malum parti, iktidardan gitmemek için yaptığı uygulamalarla, medya sansürüyle, devlet parasını parti için kullanmakla, havuz müteahhitleri oluşturarak onlardan topladığı haracın bir kısmını da partiye aktarmakla, geçmiş sağ partilerin de çok ötesindedir. Adam gelmiş, bırakın partisinin iktidarda kalmasını, kendisi tek başına iktidar olmak için mevcut gerici sistemi bile zorluyor. Bunun için mevcut sağcı-gerici anayasayı ve sağcı-gerici yasaları bile çiğniyor. Şimdi bu demokrasi mi oluyor?

Batı'daki burjuva demokrasisi modelinde çok önemli bir başka fark daha var. Orada iktidara gelen (sandıktan çıkan) her istediğini yapmıyor, yapamıyor. Böyle birşey yok. Ne anayasayı çiğniyor, ne yasaları. Ne toplumsal muhalefeti göz ardı ediyor. Orada sendikaların, meslek örgütlerinin, derneklerin, düşünce kuruluşlarının, STK'ların büyük önemi var. Bunlar hem çok örgütlü ve örgütlenmelerine Türkiye'deki gibi engel yok, hem de söyledikleri, en azından dikkate alınıyor. Burada ise bırakın dikkate almayı, 1 Mayıs mitingine bile izin verilmiyor. Hemen hemen her işçi direnişinde, her yürüyüşte, her mitingde silahlar patlıyor, gaz bombaları atılıyor, insanlar ölüyor. Yasaklanmayan kitlesel grev de yok. Şimdi bu demokrasi mi? Burjuva demokrasisi demek ortaya göstermelik bir sandık koymak, o sandıktan da kendisi çıksın diye, her türlü beyin yıkama, oy satın alma ve gerekirse seçim sonuçlarını değiştirmek demek midir? Batı'da mesela sizin de yaşadığınız Almanya'da var mı böyle şeyler? Ertuğrul efendi bunları bilmiyor mu?

AKP öncesi iktidarlar seçimle gelip seçimle gitmedilermi? O partiler aynen AKP gibi sermayeyi arkalarına almadılarmı, yandaş medyaları olmadımı,.....?
Öncekiler nasıl gelip ve nasıl gittilerse AKP'de aynen öyle gidecektir.




AKP öncesi DP de AP de darbe ile gitti. ANAP darbe ile gitmedi ama o zaten darbe ürünü partiydi. Darbede kapatılan partiler yeniden açılınca, daha köklü eski partiye karşı dayanamadı. AKP belki seçimle geldi ama oyların üçte biriyle neredeyse Meclis'in üçte ikisini ele geçirdi. Azınlık partisi olarak iktidara geldi, devleti ele geçirdi ve bir daha bırakmadı. Devletin parasını kullanarak bağımsız gazete ve TV'leri yandaşlarına geçirtti. Eskiden belediyeler oy satın almak için kömür, erzak, çek-yat, bulaşık makinası filan dağıtmıyordu. Canlarının istediğine yeşil kart verme de yoktu. Eskiden yandaş müteaahiitler vardı belki ama tüm ihaleler hep onlara verilmediği gibi, bu kadar haraç dönmüyordu, alınan haraçlarla da bazıları kişisel olarak zenginliyordu, partiye aktarma yoktu.

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 29
25.04.2015- 12:02

Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış


Madem seçimle gelen seçimle gider söylemine karşı çıkıyorsan neden çıktığını ve alternatifinide göster. Konu hakkında görüşünü yaz. Bunları yapmıyorsun, yaptığın sadece yandaşlık yapmak, kopyale yapıştırı onaylamak,......


Halkların yoğun tepkileri de iktidarın alaşağı edilmesiyle sonuçlanır. Burjuva demokrasilerinde istifa gibi bir müessese var. Tepki o aşamaya geldiğinde iktidar zorlamaz ve bırakır. Ertuğrul Kürkü "seçimle gelen seçimle gider" derken içinden geldiği gelenekle de çelişiyor. SEn seçimle gelen seçimle gider mottosunu savunabilirsin, ancak bir solcu böyle bir genelleme yapamaz. Ertuğrul Kürkçü bilerek söylemediyse, bir dil sürçmesi bu söz.


Neden bir solcu seçimle gelen seçimle gider cümlesini kuramazmış? Bir iddada bulunuyorsun ama içini dolduramıyorsun. Tek tük cümleler kurarak içini doldurmuş olmuyorsun. İstifa etmekte seçime saygıdandır, yani seçimle alakalıdır, istıfa etmese zaten seçimi kaybedip gidecektir.
Açıkca söylemen gerkli, senin alternatifin nedir, halka seçimle gelen seçimle gitmez derken neyle gider diye açıklayacalsın. Şöyle gitmez böyle gitmez deyip ama nasıl gideceğinide söyleyemiyorsan halk sana inanmaz, güvenmez ve ciddiyede almaz.



Bugün burjuva demokrasisinin geçerli olduğu ülkelerde seçimle gelen seçimle gidiyor. En azından şimdilik böyle. Neden şimdilik? Orada şimdiye kadar komünistler hiç iktidara gelmedi ve yakın gelecekte iktidar olma şansları yok da ondan. İleride komünistler, sosyalistler iktidara gelirse veya gelme olasılıkları ortaya çıkarsa ne olacağı bilinemez tabii. Ortada bir burjuva demokrasisi var ve mevcut partilerin hepsi mevcut düzenin, bazı rötüşlarla sürdürülmesine yarıyor. Yalnızca sosyal demokratlar işçilere, emekçilere daha fazla sosyal hak ve daha yüksek ücreti savunuyor, hepsi bu. Kaldı ki kriz dönemlerinde daha yüksek ücret talebini bile fazla dayatmıyorlar.

Peki Türkiye'de durum ne? Bir kere parlamento komünistlere, sosyalistlere, marjinal gruplara tamamen kapalı. Bunların seçime girmeleri çok zor. Aldıkları oylar da parlamentoya yansımasın diye herşey yapılmış. Bırakın iktidara gelmelerine, Meclis'te emekçilerin taleplerini dile getirecek 3-5 milletvekili çıkarmalarına bile tahammül yok. 12 Eylül anayasası, siyasi partiler ve seçim yasası aynen geçerli ve amaç sağcı, gerici, faşist eğilimli büyük bir partinin iktidara gelmesi ve her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalması üzerine kurulu. Sistem sosyal demokratların bile iktidara gelmesine tahammül edemiyor. Bunun üstüne iktidara gelen sağ partiler iktidardan gitmemek için her şeyi yapıyor. Medyayı ele geçirmişler, devlet olanaklarını, yani halkın parasını da kendi propagandaları için ve iktidarda kalmak için kullanıyorlar. Şimdi burada "seçimle gelen seçimle gider" mi oluyor? Nasıl gitmiş, nerede gitmiş? Bu ülkenin sözde demokrasi tarihinde seçimle giden sağ iktidar var mı? Hele şimdi iktidarda bulunan malum parti, iktidardan gitmemek için yaptığı uygulamalarla, medya sansürüyle, devlet parasını parti için kullanmakla, havuz müteahhitleri oluşturarak onlardan topladığı haracın bir kısmını da partiye aktarmakla, geçmiş sağ partilerin de çok ötesindedir. Adam gelmiş, bırakın partisinin iktidarda kalmasını, kendisi tek başına iktidar olmak için mevcut gerici sistemi bile zorluyor. Bunun için mevcut sağcı-gerici anayasayı ve sağcı-gerici yasaları bile çiğniyor. Şimdi bu demokrasi mi oluyor?

Batı'daki burjuva demokrasisi modelinde çok önemli bir başka fark daha var. Orada iktidara gelen (sandıktan çıkan) her istediğini yapmıyor, yapamıyor. Böyle birşey yok. Ne anayasayı çiğniyor, ne yasaları. Ne toplumsal muhalefeti göz ardı ediyor. Orada sendikaların, meslek örgütlerinin, derneklerin, düşünce kuruluşlarının, STK'ların büyük önemi var. Bunlar hem çok örgütlü ve örgütlenmelerine Türkiye'deki gibi engel yok, hem de söyledikleri, en azından dikkate alınıyor. Burada ise bırakın dikkate almayı, 1 Mayıs mitingine bile izin verilmiyor. Hemen hemen her işçi direnişinde, her yürüyüşte, her mitingde silahlar patlıyor, gaz bombaları atılıyor, insanlar ölüyor. Yasaklanmayan kitlesel grev de yok. Şimdi bu demokrasi mi? Burjuva demokrasisi demek ortaya göstermelik bir sandık koymak, o sandıktan da kendisi çıksın diye, her türlü beyin yıkama, oy satın alma ve gerekirse seçim sonuçlarını değiştirmek demek midir? Batı'da mesela sizin de yaşadığınız Almanya'da var mı böyle şeyler? Ertuğrul efendi bunları bilmiyor mu?

AKP öncesi iktidarlar seçimle gelip seçimle gitmedilermi? O partiler aynen AKP gibi sermayeyi arkalarına almadılarmı, yandaş medyaları olmadımı,.....?
Öncekiler nasıl gelip ve nasıl gittilerse AKP'de aynen öyle gidecektir.




AKP öncesi DP de AP de darbe ile gitti. ANAP darbe ile gitmedi ama o zaten darbe ürünü partiydi. Darbede kapatılan partiler yeniden açılınca, daha köklü eski partiye karşı dayanamadı. AKP belki seçimle geldi ama oyların üçte biriyle neredeyse Meclis'in üçte ikisini ele geçirdi. Azınlık partisi olarak iktidara geldi, devleti ele geçirdi ve bir daha bırakmadı. Devletin parasını kullanarak bağımsız gazete ve TV'leri yandaşlarına geçirtti. Eskiden belediyeler oy satın almak için kömür, erzak, çek-yat, bulaşık makinası filan dağıtmıyordu. Canlarının istediğine yeşil kart verme de yoktu. Eskiden yandaş müteaahiitler vardı belki ama tüm ihaleler hep onlara verilmediği gibi, bu kadar haraç dönmüyordu, alınan haraçlarla da bazıları kişisel olarak zenginliyordu, partiye aktarma yoktu.

Ertuğrul Kürkçü "seçimle gelen seçimle gider" derken cuntaya karşı atıfta bulunuyor ve AKP iktidarının gönderilmesinin tek yönteminin seçim olduğuna işaret ediyor, yani darbeden medet umanlara, darbeyle demokrasinin getirileceğine inananlara,..... atıfta bulunuyor. Buna karşılık Yanardağ ise Kürkçü'nün sözlerini eleştiriyor.   Açıkca söylemesede aslında AKP iktidarını indirecek her türlü seçim dışı aktiviteye kucak açmış oluyor, "ordu göreve" diyenlerede destek vermiş oluyor. Seçimle gelen seçimle gider söylemine karşı gelenden başla nasıl bir düşünce beklenebilir? Eğer Yanardağ benim tahminlerim dışında bir düşünceye sahipse açıkca yazardı.
Seçimle gelen illada seçimle gitmez ve başka unsurlarda var deniliyorsa bunları söylemek doğrudan darbelere onay vermek oluyor. Benim karşı geldiğim norktada burası. Bugün AKP iktidarda ve tabiiki gitmesi gerekli ama bu gitme tabiiki seçimle olacaktır. Eğer muhalefet halkı kazanamıyorsa burada bir sorun var demektir, yani mualefet kendi yanlışlarını sorgulamak zorundadır. Tabiiki %10 seçim barajıda ıktidarın kalmasında büyük bir rol oynamaktadır. Ama buna rağmen ANAP iktidarından tutun DYP-SHP, sonrasında Refah-DY koalisyonuna ve ANAP-MHP-Ecevit koalisyonuna kadar tüm iktidarlar seçimle geldi ve seçimlede gittiler.   Arada bir de 28 şubat oldu tabiiki, çok yanlış bır girişimdi. O dönemlerde şartlar farklı değildi, barajda vardı, baskıda vardı, yandaş medtada vardı,......
Seçimle gönderilme dışında alternatif üretmek ülkeyi yanlış yöne götürür ve bugün AKP'yi göndermek için askere çağrışımda bulunanlara karşın yarında aynen 12 Eylül'de olduğu gibi birileride ülkede sosyalistlerin başlarının ezilmesi gerekli deyip darbe yapar.

yorum2006  |  Cvp:
Cevap: 30
25.04.2015- 16:19

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış


Ertuğrul Kürkçü "seçimle gelen seçimle gider" derken cuntaya karşı atıfta bulunuyor ve AKP iktidarının gönderilmesinin tek yönteminin seçim olduğuna işaret ediyor, yani darbeden medet umanlara, darbeyle demokrasinin getirileceğine inananlara,..... atıfta bulunuyor. Buna karşılık Yanardağ ise Kürkçü'nün sözlerini eleştiriyor.   Açıkca söylemesede aslında AKP iktidarını indirecek her türlü seçim dışı aktiviteye kucak açmış oluyor, "ordu göreve" diyenlerede destek vermiş oluyor. Seçimle gelen seçimle gider söylemine karşı gelenden başla nasıl bir düşünce beklenebilir? Eğer Yanardağ benim tahminlerim dışında bir düşünceye sahipse açıkca yazardı.
Seçimle gelen illada seçimle gitmez ve başka unsurlarda var deniliyorsa bunları söylemek doğrudan darbelere onay vermek oluyor. Benim karşı geldiğim norktada burası. Bugün AKP iktidarda ve tabiiki gitmesi gerekli ama bu gitme tabiiki seçimle olacaktır. Eğer muhalefet halkı kazanamıyorsa burada bir sorun var demektir, yani mualefet kendi yanlışlarını sorgulamak zorundadır. Tabiiki %10 seçim barajıda ıktidarın kalmasında büyük bir rol oynamaktadır. Ama buna rağmen ANAP iktidarından tutun DYP-SHP, sonrasında Refah-DY koalisyonuna ve ANAP-MHP-Ecevit koalisyonuna kadar tüm iktidarlar seçimle geldi ve seçimlede gittiler.   Arada bir de 28 şubat oldu tabiiki, çok yanlış bır girişimdi. O dönemlerde şartlar farklı değildi, barajda vardı, baskıda vardı, yandaş medtada vardı,......
Seçimle gönderilme dışında alternatif üretmek ülkeyi yanlış yöne götürür ve bugün AKP'yi göndermek için askere çağrışımda bulunanlara karşın yarında aynen 12 Eylül'de olduğu gibi birileride ülkede sosyalistlerin başlarının ezilmesi gerekli deyip darbe yapar.




Marksizm-Leninizm bakımından burjuva seçimleri önem taşımaz. Açınız Engels'in "Tarihte Zorun Rolü" (Eğer hala Almanya'da iseniz, Almancası "Die Rolle der Gewalt in der Geschichte" adlı yapıtını okuyun.) Kürkçü eski bir Marksist olarak bunu inkar ediyorsa, Marksistim diye ortada dolaşamaz. Nasıl dolaşırsa dolaşsın, keyfi bilir de, Marksistlik taslamasın.

Şimdi bu konunun ötesinde, bir de şu var. Seçimle gelen seçimle gider lafı, seçimlerin demokratik olmadığı ülkelerde söylenemez. Eğer seçimler baştaki despotların elinde oyuncak ise, hile hurda ve sahtekarlık üzerine kurulu ise, bu laf burjuva demokrasilerinde bile geçerli değildir. Adam meşru değilse nasıl giderse gitsin.

Ortada bir maç var. Adamlar herkesin elini kolunu bağlamış, karşı tarafa bin tane kural koymuş, kendisi her türlü kuralı çiğniyor. Hakemi de kendi belirlemiş. Böyle maç mı olur? Böyle maç olursa da, tribündekiler sahaya iner ve maça müdahale eder.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]