Soma’da yüzlerce maden işçisi öldü , işçilerin ölümüne olan üzüntünün öncelik alması nedeniyle onun Soma’da ki konuşmasıyla ilgilenmedik.   Ermenek’de yine ayni şekilde ses çıkarmadık. Ki bu kazalar para ile ilgili nedenlerden ortaya çıkmıştı. Yani giderleri az tutuyorlar ve böylelikle işçinin sırtından sermaye yaratıldığı düşünülüyordu.   Soma’da giderleri kısmak adına, elektrik sistemlerinde yanmaz kablo kullanılmamış ve orada yangın çıkmış ve üstüne üstlük ucuz gaz maskelerinin kullanılmaması ve yaşam odalarının olmaması yüzlerce işçinin ölmesinin nedenleriydi. Devlet önce sermaye, sonra insan demesiydi, şimdi o insanlar yaşıyor olacaktı. Ayni şekilde Ermenek’de ocaktaki çalışmalar, yan yataftaki su rezervlerinin altına düşmüş ve ocak daha fazla para hırsı için çalışmaya devam etmiş. Su rezervinin altında kalan ocak en sonu su duvarlarının patlamasıyla ocağı sular altında bırakıyor ve 18 işçi boğularak ölüyor.  

Biz bunları bilmemize rağmen enerji bakanına laf etmedik. Haydi bunların fıtratında insanlık yok dedik. Bunların insanları paraya kurban etmesi, bunlar için çok doğaldır dedik. Bu beyaz sakallı enerji bakanına pek laf etmedik. Ancak dün bir laf etti ve bu adam beni çıldırttı. Doğalgaz boru hattı ile ilgili Yunanistan’ı tahkim mahkemesine vermişler. Şimdi bunlar bu davayı kazanmışlar ve 100 milyon dolar üstü bir para kazanmışlar. Şimdi bu bakan diyor ki “biz bu davayı kazandık ve komşumuz da şu an çok muhtaç durumda o nedenle parayı istemeyi içimize sindiremiyoruz. Ancak biz halkımıza karşı sorumlu olduğumuz için parayı istemek durumundayız.” Şimdi biz bu adama ne diyelim. Düpedüz sinirlerim tepemde; parasal önlem eksikliği nedeniyle en fazla iş kazası ve ölümü bizde, açlık, yoksulluk, hırsızlık, dilencilik, fuhuş, kötü hayat, kötü çalışma koşulları daha dün 15 tarım emekçisi kamyonun altında kaldı. O işçiler sabahın köründe 20- 30 tl para kazanmak için işe gittiler ve öldüler. Git bakalım Komşu da işçi ücretleri ne kadar. Git bakalım komşuda arabası olmayan ev var mı? Bizim on evin birinde ancak araba var. Sen hangi zenginlikten söz ediyorsun. Sen birde kalkmış halkımıza karşı sorumluyuz diyorsun. Madem sorumlusun, sorumluluğun gereğini neden yerine getirmiyorsun. Yoksa senin sorumluluk anlayışın parasal nedenlerden dolayı insanları ölüme göndermek mi oluyor.

Televizyon ekranına bakan insan da sıfatına sakalına bakar da onu adam sanar. Utanmadan kime ne yalan söylüyor? Almanya peşinizden dolaşıyor. Deniz feneri fırıldağı ile Almanya’dan 41.000 000 $ para dolandırmışsınız. Orta Doğu da çevirmediğiniz fırıldak kalmadı. Reza sayesinde bütçeyi tamamladınız. Kendiniz hırsız sayıldı ve ayakkabı kutularında memleket paralarını saklamak durumunda kaldınız. Başak şehir’i dini fuhuş pazarı haline getirmişsiniz. Kanun çıkardınız, dini nikah için resmi nikah şart değil dediniz. Yoksul toplumu, fuhuşa, hırsızlığa ve dilenciye çevirdiniz. Bütün bunları için para için yapmadınız mı? Şimdi ne yüzle kalkmış da komşudan alacağımızı istemek içimize sinmiyor diyorsunuz. Gerçekten çok yüzsüz, bir kişilikmiş siniz.  

Haklı olarak enerji bakanını eleştirmişsin, ben bu adamların hepsinin aynı olduğunu düşünüyorum. Sadece enerji bakanı değil. Bunların lideri bu ölümler için ''fıtrat'' demişti, bir başkası ''ne güzel öldüler'' buyurmuştu. Hepsi aynı, birbirlerinden farkı yok. Düşünce dünyası burjuvazinin çıkarlarını yansıtıyor, bunları başımızdan göndermedikçe bu açıklamaları hep duyacağız.

Sn Sarıçiçek
Ticarette bir kural vardır alacağını alamazsan borcunu ödeyemezsin denir.

Enerji bakanı da yunanistandan alacağını alacağını söylüyor.Tıpkı Almanya gibi.

Şimdi bizler kime acıyalım borç almış bir çok üretim alanından çekilmiş başkalarının yarattığı değerlerle yaşamını sürdürmüş değer yaratımına katkıda bulunmamış Yunan halkına mı Soma Ermenekte bu halka söz verilmiş ama ödemeyen devletin tahsilatına mı.
Yoksa enerji bakanını yaptığı şova mı.

Bu devletin icraatlarını eleştirirken niye bir kıyaslama gerekmektedir. Yunanistan borcunu ödeyecek TC de bu halka olan borcunu ödeyecektir.

Yunanistan başka konu Soma Ermenek politikaları başka konudur.

Bu devletin bu halka bir çok söz vermesine rahmen tutmadığı bir çok söz var. Öreğin ileri demokrasi sözü verdi tutmadı ekonomik refah sözü verdi tutmadı özgürlükleri genişleteceğiz darbeleri yargılayacağız sözü verdi tutmadı.

Devlet çok masraflı dedi ama tam tersini yaptı bundan önceki başbakan Cumhur başkanları 10-15 koruma ile gezerken bunlar 3 000 koruma ile geziyor bundan öncekiler 10 danışmanla bu ülkeyi yönetirken bu 50 danışman la yönetiyor.
Bundan öncekiler hukuk kurallarını dikkate değer bulurken başbakana anayasa kitabını (N. Sezer-Ecevit) atarak anayasa ve hukuka uyulmasını söylerken bunlar anayasayı kalbura çevirdi.

Yuanistanla Türkiyenin sorunları farklı bu ülkede askari ücret yunanistanın 1/3 kadar emekli maaşlarıda öyle
Bu ülkede merdiven altı çalışan işçiler normal çalışan işçilerin yarısı kayıt dışı üretim çok büyük

Yunan halkı fabrika ayarlarına dönecek borçlarını ödeyecek bir dahada kazanmadığı parayı yemeyecek.
Türkiye halkının fabrika ayarları nedir bu bilinmiyor yazılım hatası var.

Bu ülke insanları yıllardır hep itildi kakıldı ne Hiristiyanlar ne Müslümanlar kabul etti ne Avrupalı ne asyalı olabildi
İşte böyle ne kadar beceriksiz kalitasiz insan varsa yönetici diye bu halkın tepesine çöreklendi.
İnsanları dilenci piskopat yaptılar Bir insan işine giderken eşi ve çocukları ile helelleşerek gidermi işte türkiyede gidiyor bir insanın bir iş yerinde çalışma saatleri belirsiz olurmu işte türkiyede oluyor bir insan sendika tercih etti diye işten atılırmı işte türkiyede atılıyor.

Bu toplum robotlaşmıştır artık ayakları yerde bile olsa ruh gibi dolaşmaktadır
İşte bu toplumu bu hale bu kalitesiz yöneticiler getirdi.Halbuki taihe bir bakılsa dünyanın en hoş görülü en sevecen toplumlarının arasında türk toplumu gelmekte idi.

Bizim yörüklerde bir söz vardır iyi çoban sürünün karnını doyururda gelir kötü çoban sürüye kurt (canavar) getirir. derler.

İşte öreneleri şu an Türkiyede bir yığın Suriyeli zaten az olan ekmeği paylaşmaya geldi niçin beceriksiz dış politika için.