Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

solcu  |  Cvp:
Cevap: 9
21.09.2015- 10:47

Anlaşılmaz alışkanlıklarımız var bizim, seçim dönemlerinde komünist olduğumuzu unutur, seçim dönemi dışında ne kadar komünist olduğumuzu göstermek için her şeyi yaparız. Seçim dönemi geldiğinde neden komünist olmakta ısrarcı olmuyoruz?

CHP'nin yanına kardeş parti geldi, bir kaç seçimdir. Daha önce CHP'ye veryansın edenler şimdi HDP için yırtınıp duruyorlar. Seçim dönemi geçsin bunların hepsi komünistçilik oynayacaklar! Ben oyumu komünist partiye vereceğim. Savunduğum parti o, seçimlerde yanında duracağım parti de o.

umut  |  Cvp:
Cevap: 10
21.09.2015- 19:19

Bayrak göstermek ve ötesi
Aydemir Güler



Sağın sağcılık yapması normaldir de, nedense memlekette solun solculuk yapmaması istenir. “Yap tabii yine yap, ama hiç olmazsa seçimlerde yapma.”

Bu baskıyı kıran örneklerimiz var çok şükür. Ama bunların bazıları her seçimde başka şey yaptılar ve geriye bir anı bile bırakmadılar. Bir de sosyalist bağımsız aday çıkışlarımız vardır. Burası biraz çetrefilli. Çünkü parti ve süreklilik olmayınca iz bırakmak çok güçleşiyor.

Geriye 1965’ten 70’lerin sonuna kadar TİP kalıyor. TİP’in de 1965 dışında esas olarak “bayrak gösterdiğini” eklemeli, durumu abartmamalıyız. Sağcılık çağrısına karşı bir direnç geleneğinin açılışı olarak önemlidir, toplumsal karşılığı 65 dışında yoktur.

Ama hepsinin bir tutam tuzla katıldığı bu direnç çok zamandır bir gelenektir ve SİP-TKP-KP çizgisi tarafından temsil edilmektedir. Yine de, her seçim yaklaştığında “bu sefercik siz de sağcılık yapsanız” diye kapımız çalınır, kulağımıza fısıldanır… ve daha fazlası!

Gelenek oluştu dedim. Ama artık bu kadarı yetinebileceğimiz bir kazanım değildir.

Türkiye’de sola genel olarak yer bırakmama politikasının seçimlerde bir huruç harekatına dönüşmesinde yadırganacak bir şey yok. Seçim kitleler nezdinde bir meşruiyet testi sayılmaya devam ediyor. Bu sınavdan çakmamız için sadece dua etmeyecekler ve solun seçimde sağa dönüşmesi için birileri ellerinden geleni artlarına koymayacak. Normaldir.

Düzen dışı solun rüştünü ve meşruiyetini seçimde kanıtlamasını beklemekse normal değil, bir bilinç zaafıdır. Olmaz değil, olabilir; ama önce emekçi yığınlara ulaşılacak, sınıfın ve ülkenin geleceğine ilişkin temsilcilik iddiası kazanılacak ki, ondan sonrası seçimde de gelebilsin. Üstelik bu yalnızca bir olasılıktır ve birincisi olunca, seçimin böyle bir toplumsal kazanımı dosdoğru yansıtan bir ayna işlevi göreceğinin garantisi falan yoktur.

Zaten sınıf mücadelesinde tam tersine oynar egemen güçler. Yüzde on barajının tarihsel arkaplanında 1965’te yüzde 3 oyun yüzde 3 parlamenter anlamına gelmesi vardır. Barajın bunca yıldır bütün meclis partilerince fiilen onaylanmış olması da aynı kapıya çıkar.

Peki ne olacak? Toplumsal bir gerçeklik haline gelene kadar solun seçim iddiası olamayacak. “Tepki oyu”nun kayacağı son adrestir sosyalist devrim seçeneği… Ve toplumsal bir gerçeklik haline gelmeyi başardığınızda yine seçime bel bağlamayacaksınız.

Buraya kadarı doğru da, seçimde ne yapacaksınız?

Düzenin, solun geniş kesimlerinin basbayağı ikna olduğu, ikna olmakla kalmayıp militanlığını yaptığı yanıt “sağcılık yapın”dır.

Yukarıda söyledik, biz bunun karşısında bir direnç geleneğiyiz. Bu gelenek mevcutla yetindiği anda kendini imha etmiş olur. Direnç bayrak göstermekse, bayrağı gösterip saklanmakla teslim olmak arasında bir fark yoktur. Düzenin çizdiği sınırları zorlamadan devrimci siyaset üretilmiş olmaz.

Haziran 2015 bir anlamda kolaydı, sosyalist devrimciler için. Öyle bir kuşatma, öyle bir tasfiye operasyonu ki, komünistler seçime katıldıklarını ilan ettikleri an itibariyle tarihsel görevlerini tamamlamış, bayrağı göstermiş oluyorlardı. Orak çekiçin varlığının kayda girmesinden fazla bir sonuç alınamayacağını herkes biliyordu.

Şimdi ne kuşatma hafifledi, ne tasfiye operasyonundan vazgeçildi. Ve şimdi orak çekiçin kayda girmesiyle görev tamamlanmış falan olmuyor. Kimsede böyle bir his oluşmuyor… Çünkü nesnellik solu “ötesini zorlama”ya kendiliğinden davet ediyor. İsteseniz de istemeseniz de yetinmek olmuyor.

Bu denklemin tek çıkışı var. Tepki oyu nasıl normalde sosyalist devrime yönelmezse, tekellerin veya sağa giden solların medyası da ihsanda bulunmayacak. Bizim kapıyı talih kuşu değil hep alçaklıklar, afetler çalacak. Sol, AKP karşıtlığı bile değil, Tayyip reddiyesine sıkıştırılmaya çalışılacak. Bir değil iki kanaldan!

Madem öyle tek çıkış örgütlenmektir. Direnç geleneği yalnızca partiyle kurulabilirdi. Örgütlenmekse parti olmanın tanımında var. Ya da örgütlenmemek, örgütlenememek için parti olmaya gerek yok.

Demek ki kuşatmayı kırmanın tam zamanıdır. Şimdi bayrağı gösteren ellerin hızla çoğalmasının zamanıdır.

yura  |  Cvp:
Cevap: 11
21.09.2015- 19:35

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

oy verme sıkıntısı başladı, chp mi, kp mi. ikisinden biri.



:) Komünist Parti!



akp'yi göndermeye katkım olsun istiyorum, bu seferde chp desem olmaz mı:)

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 12
22.09.2015- 10:47

Sol Seçimlerde ne yapmalı ? sorusunun cevabı Eğer solcu isen sana en yakın ve iktidar olmaya en elverişi partiye oy vereceksin Bu da şimdilik CHP gibi görünüyor.

Eğer komünist sosyalist sen kendi partine oy vereceksin partin yoksa seçime katılmayacaksın.

Burjuva sistemleri insanları önce seçeneksiz bırakır sonra kendi seçeneklerinden birini tercih etmeni sağlar.
İşte türkiyede öyle barbar bir sistem yaratıp sonra sistemi içi iki parti ortaya atıyorlar biri CHP diğeri kürt partisi (HDP)

Halbuki dibimizde Yunanistan seçime katılım oranı % 56 katılmayanlar % 44 niçin yapılacak politikaların halk zarar vereceği garanti .

Türkiye de kim iktidar olursa olsun kriz var olacak ve bedelini emekçiler çekecek. Çünkü dünyada hiç bir kapitalist seçenek halkları memnun edemeyecektir bu partiler sorunu değil sistem sorunudur.

Dünyada ve çevremizde olup bitenleri iyi takip edenler kapitalizmin artık insanlık için çare olmadığını anlarlar.

ayhan  |  Cvp:
Cevap: 13
24.09.2015- 23:43

seçimde ne yapacaksınız?

Düzenin, solun geniş kesimlerinin basbayağı ikna olduğu, ikna olmakla kalmayıp militanlığını yaptığı yanıt “sağcılık yapın”dır.

Yukarıda söyledik, biz bunun karşısında bir direnç geleneğiyiz. Bu gelenek mevcutla yetindiği anda kendini imha etmiş olur. Direnç bayrak göstermekse, bayrağı gösterip saklanmakla teslim olmak arasında bir fark yoktur. Düzenin çizdiği sınırları zorlamadan devrimci siyaset üretilmiş olmaz.

Haziran 2015 bir anlamda kolaydı, sosyalist devrimciler için. Öyle bir kuşatma, öyle bir tasfiye operasyonu ki, komünistler seçime katıldıklarını ilan ettikleri an itibariyle tarihsel görevlerini tamamlamış, bayrağı göstermiş oluyorlardı. Orak çekiçin varlığının kayda girmesinden fazla bir sonuç alınamayacağını herkes biliyordu.

Şimdi ne kuşatma hafifledi, ne tasfiye operasyonundan vazgeçildi. Ve şimdi orak çekiçin kayda girmesiyle görev tamamlanmış falan olmuyor. Kimsede böyle bir his oluşmuyor… Çünkü nesnellik solu “ötesini zorlama”ya kendiliğinden davet ediyor. İsteseniz de istemeseniz de yetinmek olmuyor.

Bu denklemin tek çıkışı var. Tepki oyu nasıl normalde sosyalist devrime yönelmezse, tekellerin veya sağa giden solların medyası da ihsanda bulunmayacak. Bizim kapıyı talih kuşu değil hep alçaklıklar, afetler çalacak. Sol, AKP karşıtlığı bile değil, Tayyip reddiyesine sıkıştırılmaya çalışılacak. Bir değil iki kanaldan!

Madem öyle tek çıkış örgütlenmektir. Direnç geleneği yalnızca partiyle kurulabilirdi. Örgütlenmekse parti olmanın tanımında var. Ya da örgütlenmemek, örgütlenememek için parti olmaya gerek yok.

Demek ki kuşatmayı kırmanın tam zamanıdır. Şimdi bayrağı gösteren ellerin hızla çoğalmasının zamanıdır.


Aydemir Güler'in yazdıklarını okuyunca ''doğru söylüyor'' diyoruz, önümüze sandık koyulduğunda söylenenleri unutuyoruz. Biz hata yaparsak halkın doğru yapmassını beklemeyelim.

owert  |  Cvp:
Cevap: 14
25.09.2015- 16:57

Hiç olmazsa ,komünist,sosyalist devrimcinin görevinin ona buna şuna oy verin demek olmadığını biliyorum . Komünist kendi işinle meşgül olur. Bu temel ilkedir diye biliyorum . Komünist tek başına da kalsa bu ilkeye sahip çıkması gerekir. Ne olursa olsun. Ülke yıkılacakmış, zaten ülke yıkılmış vaziyette değilmi?Cehenneme kadar yollları var .Bizler zaten cehennemi yaşıyoruz.

“insanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar ama özgür iradeleri ve kendi seçtikleri koşullar altında değil; önlerinde buldukları, mevcut ve geçmişten devraldıkları koşullar altında!”

işte bizim yaptığımız bu. ''insanlar kendi tarihlerini kendileri yapar.... ama özgür iradeleri ve kendi seçtikleri koşullar altında değil.'' İnsanlar sen yoksun bitiksin diyor. İla ben buradayım yav,yalvararak,dilenerek,el avuç açarak   yapmak   temel ilkeleri ayaklar altına almak doğrı değildir diye düşünmekteyim .cehenneme kadar yolları var.    

dayanışma  |  Cvp:
Cevap: 15
25.09.2015- 21:22

ÖDP'liyim; Alper Taş'ı da ayrıca sempatik buluyorum. Ancak her seçim döneminde bir elini CHP'ye diğer elini HDP'ye uzatmasından sıkıldım. Bu seçimlerde Komünist Parti'ye oy vereceğim. En tutarlı olanlar yine onlar.

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 16
25.09.2015- 21:24

Alıntı Çizelgesi: dayanışma yazmış

ÖDP'liyim; Alper Taş'ı da ayrıca sempatik buluyorum. Ancak her seçim döneminde bir elini CHP'ye diğer elini HDP'ye uzatmasından sıkıldım. Bu seçimlerde Komünist Parti'ye oy vereceğim. En tutarlı olanlar yine onlar.



Sonunda doğru yolu buldun:)

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]