Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

Erdoğan'ın koalisyon şartı: Bana ve alieme dokunma!

Tayyip Erdoğan ve müridlerinin kabarık suç dosyaları, seçimlerin ardından gerçekleştirilen koalisyon pazarlıklarının kırmızı çizgilerini oluşturuyor.

Resim Ekleme

7 Haziran seçimlerinden istediği sonuçları alamayan dinci-faşist parti AKP, elinde tuttuğu iktidar gücünü kaybetmemek için her türlü kirli ve aşağılık yöntemi kullanmaktan geri durmuyor. Bu kapsamda, bir yandan kirli savaş uygulamalarını tırmandıran, Kürt illerinde hemen her gün yeni bir katliama imza atan, ilerici-devrimci güçleri ezmek için faşist baskı politikalarınını yoğunlaştıran AKP iktidarı, öte yandan “milli irade” safsatasını ve “ileri demokrasi” yalanlarını rafa kaldırararak fiilen iktidar gücünü elinde tutmaya çalışıyor. Bu kadarı bile burjuva düzende gerçekleştirilen seçimlerin sadece birer aldatmaca olduğunu gözler önüne sermeye yetiyor.

7 Haziran seçimlerinin ardından yapılan koalisyon pazarlıkları ise tüm bu olup bitenlerin ne anlama geldiğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermiş bulunuyor. Cumhuriyet gazetesinde yer alan habere göre; AKP-CHP koalisyon görüşmelerinin ana eksenini AKP iktidarı döneminde biriken suç dosyalarının, esas olarak da Erdoğan ve müridlerinin karıştığı sayısız yolsuzluk olaylarının örtbas edilmesi oluşturuyor. Başta emperyalist güçler olmak üzere, sermaye çevrelerinin desteklediği “büyük koalisyon” tam da bu nedenle boşa çıkmış bulunuyor. Zira Tayyip Erdoğan kendisinin ve ailesinin kirli suç dosyalarının açılmamasını olası kolisyon çalışmalarının kırmızı çizgi olarak dayatıyor.

Bu durum koalisyon görüşmelerini bizzat yürüten Kemal Kılıçdaroğlu tarafından CHP'nin seçim bildirgesinin tanıtıldığı toplantıda şu sözlerle itiraf ediyor: “7 haziran sonrası AKP ile koalisyon görüşmeleri sırasında bizden dolaylı olarak Erdoğan ve ailesine dokunmama garantisi istendi. Bize bu mesaj geldi. Ancak biz bu garantiyi veremeyeceğimizi ifade ettik. Çünkü bu konu yargının işi bunun yargının konusu olduğunu söyledik ve reddettik... Baştan açık açık söyledim, 17- 25 Aralık dosyalarını Meclis’e getiren olursa biz buna karşı çıkmayız, destek oluruz dedim. Cumhurbaşkanlığından örtülü ödeneğin alınması konusunda bir girişim olursa buna destek oluruz dedim. Söylediklerim o günün akşamında Saray’a gitti. O da müdahale etti.”

Kılıçdaroğlu kolisyon görüşmeleri adı altında yürüttükleri kirli pazarlığı bu sözlerle ifade ediyor, ancak Erdoğan ve müridlerinin yıpranmasını da göze alamıyor. Zira bu gerçeği seçim çalışmasında kullanmak isteyen vekil adaylarının bizzat Kılıçdaroğlu tarafından engellendiği biliniyor.

Tayyip Erdoğan ve müridlerinin hesap vermemek için sonuna kadar direneceği, bu amaç doğrultusunda seçim sonuçlarını yok saymaktan kirli savaşı tırmandırmaya kadar her türlü yöntemi devreye sokacağı deneyimlerle sabitlenmiş bulunuyor. Tüm bu gelişmeler Erdoğan gibi sicili kirli ve karanlık sermaye uşaklarından bu düzenin seçim vb. mekanizmaları üzerinden hesap sorulamayacağını, onlardan gerçek anlamda hesap sormanın yolunun devrimci bir sınıf hareketi geliştirmekle mümkün olacağını gözler önüne seriyor.

Kızıl Bayrak

dayanışma  |  Cvp:
Cevap: 1
02.10.2015- 14:18

Siyasetin derinliklerinde her türlü kirlilik var. Erdoğan'ı zaten biliyoruz, Toplumda dürüst lider görünümü veren Kılıçdaroğlu'nun böyle bir bilgiyi vekillerin seçimde kullanmaması istememesi neden? etik mi bulmuyor? Hırsızlığın deşifresi mi etik, sümen altı edilmesi mi? Kılıçdaroğlu hala acemi. Böyle bir koz Erdoğan'ın elinde olsaydı, neler yapardı neler!

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]