Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Dünyadan

Çin Suriye’yle neden ilgileniyor?
MUSTAFA K. ERDEMOL

“Rusya’nın Suriye ile sınırı mı var da bu kadar ilgileniyor?” diyerek muhteşem bir gaf yapan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye sorununa Rusya yanında yavaş yavaş dahil olan Çin’in de sınırı olmadığı halde neden Suriye ile ilgilendiğini merak edebilir. Danışmanları Rusya konusunda olduğu gibi Çin hakkında da bilgilendirmemiş olabilirler. Ben yardımcı olayım…

Suriye krizinin başından beri tutumu Rusya’nınkinden farklı olmayan, krize doğrudan müdahil olmaktan da kaçınan Çin de artık bölgede aktif bir rol üstleniyor. İddialara göre Çin savaş uçakları Irak Takaddum Üssü ile Tartus açıklarında bulunan Liaoning uçak gemisinden havalanarak Rusya’nın operasyonlarına destek verecek. Bugüne kadar pasif bir konumda olan Çin, neden şimdi aktif bir konuma geçiyor? Suriye ile ne tür bir çıkar birliği var?

Çin’in Suriye ile bağları Rusya kadar güçlü değil. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 3 milyara yakın, Çin’in Suriye’ye dışsatımı ise sadece 2 buçuk milyar dolaylarında. Çin, bölgeden doğalgaz ya da petrol açısından da yararlanıyor değil. Bu nedenle Suriye krizine Rusya yanında aktif olarak dahil olması Rusya ile ilişkilerinin bir sonucu her şeyden önce. Petrol ya da doğalgaz açısından bölgeye muhtaç değil belki ama bölgedeki istikrarsızlığın tüm dünyada yaratacağı “enerji güvenliği” sorunu birçok ülke gibi Çin’i de ilgilendiriyor. Çünkü enerjide dışa bağımlılığı neredeyse yüzde 50 olan Çin, enerji güvenliğinin tehlikeye düşmesinden en çok etkilenecek ülkelerden biri. Dolayısıyla Suriye krizinde Birleşmiş Milletler ilkeleri çerçevesinde çözüm bulunmasından yana. Yapılacak askeri müdahalelerin sorunu daha da derinleştireceğine inanıyor o da Rusya gibi. Bu, Suriye’deki mevcut yönetime yönelik askeri operasyon seçeneklerinin karşısında olmasına yol açtı başından beri. BM’den Suriye’ye karşı bir askeri operasyon kararı çıkmamasından ötürü de BM çerçevesinde hareket ederek uluslararası hukuka da uygun davranmış oluyor.

Çin, ABD ile Batı dünyasından özellikle insan hakları konusunda ciddi baskılar görüyor. Bu ABD merkezli tek kutuplu dünyanın Çin’e yönelik propaganda savaşı aslında. Bu tutum, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından Çin’in Rusya ile yakınlaşmasına, ABD-Batı karşıtı ortaklık kurmasına yol açtı haliyle. Rusya ile Çin arasındaki silah ticareti ile kapsamlı ekonomik ilişkiler bu çerçevede gelişme gösterdi. Çin’in Asya Pasifik’te Japonya ile yaşadığı sorunlarda en büyük desteği Rusya’dan alması da önemli bir etkendir. Rusya’nın Kuzey Kore konusunda aldığı tutum da nasıl Çin ile aynıysa, Çin’in de Suriye’ye yaklaşımı Rusya’nınkinin aynıdır. İki ülkenin de çok etkili olduğu Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinde, örgüte üye ülkelerin Suriye konusunda fikir birliği içinde olduğu da belirtilmişti. Yani, Suriye konusunda sadece ABD ile Batı değil, Uzak ya da Yakın Doğu’nun neredeyse tüm etkili devletleri de bir görüşe sahip. Bu da ABD-Batı karşıtı bir görüş elbette. Çin’in de bunlardan farklı düşünmesine gerektirecek bir neden yok.

Japonya’nın 70 yıllık barışçı anayasasını ABD’nin isteği doğrultusunda değiştirmesi, adı geçen ülkenin sorunlar yaşadığı Çin karşısında silahlı seçeneğe başvuracağı ihtimalini teorik olarak mümkün kılıyor. Çin’in bu konuda sessiz kalması beklenemez. İlk tepkisi Suriye konusunda Rusya yanında ABD karşısında tutum almak oluyor doğal olarak. Çin - ABD karşıtlığının Ortadoğu’da da kendini göstermesi bu karşıtlığın alanının ne kadar geniş olduğunu da ortaya koyuyor.

ABD ile Batı’nın Ortadoğu’da sınırları kendi lehlerine değiştirme çabaları, hâkimiyet alanlarını geliştirme politikaları elbette Rusya’nın tepkisini çekti. Uzak Doğu’da Çin ile “stratejik ortaklık” içindeki Rusya’nın, Ortadoğu’da da Çin ile hareket etmesi mevcut iyi ilişkiler çerçevesinde kaçınılmaz bir durum.

ABD öncülüğündeki tek kutuplu dünyaya karşı Rus-Çin işbirliği Suriye konusunda da olacaktı elbette. Rusya’nın da Çin’in de Suriye ile sınırları olmayabilir, ama Suriye ile sınırı olmayan ABD ile Batı ülkelerinden daha çok bölgeye yakınlar. Özellikle Rusya’nın Sovyetler Birliği dahil her dönemde Suriye ile –zaman zaman sorunlar yaşansa da- çoğunlukla iyi ilişkiler içinde olduğu biliniyor. ABD’nin etkin olduğu her yerde Çin karşıtı politikalar uygulaması da Çin’i Suriye’de ABD karşıtı güçlerin yanına itmiş oldu.

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 1
09.10.2015- 13:30

ABD'nin öncülüğünde tek kutuplu dünyada güç gösterisi. AB de bu amaçla kurulmuştu. Sovyetlerin ortadan kalkmasından sonra Amerika'nın ''dünyanın jandarması benim'' pozlarına AB ve Japonya karşılık verememişti. Çin ve Rusya'nın Suriye'de aktif olması bu role isyandır. ''Biz de varız, sana bu dünyayı tek başına yedirmeyiz'' isyanıdır.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]