Paris Katliamı üzerine notlar: Zamanlama manidar

Paris'te 7 ayrı noktaya düzenlenen saldırılar, özellikle Suriye'de çok kritik bir evrenin açıldığı dönemde düzenlendi. Katliamın, Suriye'ye ve Ortadoğu'ya yönelik uluslararası siyasette gölgede kalan bazı noktaları öne çıkartması beklenebilir.



Fransa'nın başkenti Paris, benzer zamanlarda düzenlenen 7 ayrı saldırı ile büyük bir katliamla karşılaştı.

Katliamın üzerindeki sis perdesi biraz olsun dağıldıktan sonra daha net "analizler" yapılacaktır. Bununla birlikte, son günlerde yaşanan gelişmeleri hatırlamakta fayda var:
•Suriye ordusu, Rusya-İran-Hizbullah üçlüsünün desteğiyle Halep, Şam ve Lazkiye cephelerinde önemli ve hızlı başarılar elde etti. Özellikle Halep'teki Kuveyres üssü zaferi, IŞİD'e karşı psikolojik üstünlüğün Suriye ve müttefiklerine geçtiğini gösteriyordu.
•Irak ordusu bugün Anbar eyaletinin başkenti Ramadi'ye, uzun süredir beklenen operasyona başladığını ilan etti.
•Şengal, Peşmerge ve PKK'nin operasyonu ile IŞİD'den kurtarıldı. Mesud Barzani, PKK'yi dışlayarak zaferin Peşmerge'ye ait olduğunu ilan etti. Sınırın öte tarafında ise, ÖSO ile ittifak yapan YPG güçleri, ABD'nin havadan desteğiyle Hol kasabasını kurtardı.
•Bölgede iki güne üç katliam sığdı: Dün Beyrut'ta Dahiye, bugün Irak'ta Bağdat-Sadr ve Yemen'de bir cami hedef alındı; onlarca kişi hayatını kaybetti. Beyrut ve Irak saldırılarını IŞİD üstlendi.
•Bir hafta önce yapılan ve Suriye krizini konu alan Viyana toplantısından, Esad'ın geleceğine ilişkin anlaşmazlık çıktı. Rusya'nın sahaya inmesinden sonra, silahlı çetelere anti-tank TOW füzelerinin akışında baş döndürücü bir hızlanma yaşandı.
•İngiliz Dışişleri Bakanı Philip Hammond, Batı ile Rusya'nın Suriye'de kime terörist deneceği konusunda anlaşamadığını, özellikle Körfez ülkeleri ve Türkiye'nin Ahrar'uş Şam konusunda bastırdığını söylemişti. Hammond'a göre terörist grupları belirleme hususunda bir "at pazarlığı" yapılacaktı.
•Avrupa'nın içinde büyük bir krize neden olan mülteci akını, Türkiye ile pazarlıklar neticesinde "tatlıya bağlanmış" göründü. AB ülkeleri, 3 milyar avroluk rüşvet karşılığında mültecileri Türkiye'de tutmasını istedi. Halihazırda devam eden göç akınının nasıl durdurulacağına ilişkinse bir plan yok. Erdoğan'ın "önerisi" ise, Suriye'nin içerisinde güvenli bölgeler oluşturmak. Fransa'nın da bu öneriye sıcak yaklaştığı biliniyor.
•ABD'nin bölgedeki ittifak sisteminin en önemli unsurlarından Suudi Arabistan ve Katar, ekonomik bir krize girme sinyali veriyor. Dahası, Suudilerin başını çektiği Arap koalisyonunun Yemen işgaline ilişkin Batı basınında homurdanmalar çıkmaya başladı. En son İngiliz The Telegraph, Suudileri OPEC'i çökertmek ve IŞİD'i güçlendirmekle suçladı.
•Charlie Hebdo katliamından Avrupa kıtasının çıkarttığı ders, ABD öncülüğündeki emperyalist ittifak sisteminin Yaşlı Kıta'yı tek bir cephe halinde tutmakta zorlandığıydı. Rusya'nın Avrupa'nın içine yönelik sessiz hamleleri, Almanya ile ABD arasında gizli olmayan gerilim, hem sıcak hem de soğuk savaşların merkezi Avrupa için tehlike çanlarının çaldığını gösteriyordu.
•Charlie Hebdo, AB'nin "İslam'a/Müslümanlara karşı savaş" başlatmak için bir sahte bayrak operasyonu düzenlediğini düşünenleri bu nedenle yanılttı. Ancak bugünkü Paris Katliamı'nın çok daha kapsamlı ve büyük sonuçlara işaret eden bir "operasyon" olduğunu düşünmenin önünde herhangi bir engel bulunmuyor. Avrupa'nın doğrudan içine yönelik bir müdahale girişimi, bazı perdeleri açıp bazılarını kapatıyor. Cepheler kanla tahkim ediliyor...

sol

Emperyalizmin Orta Doğu'yu karıştırması, arada türeyen IŞİD gericiliğinin sadece ortadoğu'ya değil ve aynı zamanda gelişmiş kapitalist ülkeler de dahil olmak üzere bütün dünya halklarına karşı bir tehdit olduğunun tipik bir örneğidir, Fransa'daki katliam. IŞİD'in Fransa katliamının tek sorumlusu IŞİD de değildir, emperyalizmdir ve emperyalizmin taşeronluğuna soyunan devletlerdir.   Irak ABD güçleri tarafından işgal edilirken, sonrasında emperyalizmin, taşeronları aracılığıyla Suriye'ye karşı saldırı timleri örgütlenirken bu günlerin yaşanacağı öngörülebilmeliydi. Fransa'daki katliamın sorumluları arasına bu öngörüden yoksun olan bu liberal aydınları da katabiliriz. Dünya bu emperyalizm ve gericilik belasından kurtulmadıkça bu tür katliamları yaşayacak ve bu kötü senaryodan hiçbir zaman kurtulamayacağız. Katliam sonrası insani tepkiler vermenin ötesinde bu konuya bir de bu açıdan bakmakta yarar var.

Kapitalizmin gelişmişi veya gelişmemişi gerici bir inanç yorumuyla buluştuğunda şiddet ortaya çıkıyor. Dinci terörü üreten bu koşullardır. Irak ve Suriye saldırıları orada bir bataklık yarattı ve o bataklık da dünyanın başına bela olan El Kaide ve Işid gibi terör örgütlerini üretti. Emperyalizm var oldukça bu terör dalga dalga dünyaya yayılacaktır. Türkiye de tehdit altındadır. Fransa'da ortaya çıkan bu terörün Türkiye'de olmayacağını iddia edemeyiz. Işid'in uyuyan hücrelerinin faaliyeti geçmesi durumunda Türkiye'nin de kan gölüne dönmesi işten bile değil.

------------------------------------------------
Sn Melnur bize 1998 lerde Yürkoğlu şunu derdi.Teknoloji oldukça ilerledi bundan böyle hiç bir illegal faaliyet mümkün değildir. Hala illegal çalışmayı sürdüren örgütler bilerek veya bilmeyerek her hangi bir istihbarat örütünün etksine girer.
Buna sağcı solcu örgütlerde dahil derdi.

Şimdi illegal çalışan IŞİD hangi istihbarat örgütünün etkisinde
G.20 toplantısında yani gelişmiş 20 ülke Sudi Arabistan ve Türkiyede var.IŞİD hepimizin bildiği gibi sunni islam örgütü S.Arabistan ve Türkiye devletide sunni islam egemen idoloji.
Şimdi bu örgüt ABD gibi emperyalistin yanı sıra S.Arabistan ve Türkiyenin etkisinde neden olmasın.

Bu IŞİD bu güne kadar hiç bir devlet hedeflerine saldırmamış hep silahsız sivillere, Lübnan ve Irakta devlet güdümünde ki şia hizbullaha saldırıyor.

Bu devlet sürekli Avrupa ülkelerini sıkıştırıyor Suriyeli göçmenler bize 7 milyar dolara mal oldu diye ya para ya bela neden demesin.

Onun için sorunların çözümü klasik düşman bularak ve bütün günahları onların üstüne yıkarak olmuyor. Ahmet Ümit 2002 de yazdığı bir kitapta Şeytan ayrıntılarda gizlidir demişti.

Fransa Türkiye katliamları işte gizli olan ayrıntılarda .Hiç devletin can damarlarına saldırılmıyor hep silahsız halklara.
Madem örgüt için öleçek adam bulmuşlar madem ses getirecek eylem yapacaklar niçin devletlerin can damarlarına yapmıyorlar.

İşte sorun bu halkların düşmanı devletler IŞID da onların piyonu
Öyle düşmanı gizemli yerlerde aramaya gerek yok yine bomba patlayacak yine silahsız insanlar ölecek yine sahte göz yaşı akacak yine uyduruk taziyeler gidip gelecek.

Maduro: Paris saldırıları, ABD'nin Irak işgalinin sonucu

Venezuella Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Paris katliamının, ABD'nin Irak işgalinin bir sonucu olduğunu söyledi.



Maduro, televizyonda yayınlanan konuşmasında, IŞİD'in Paris'te düzenlediği saldırıları kınadı. Saldırıların, ABD'nin Irak ve Libya gibi ülkelere müdahalelerinin sonucu olduğunu söyleyen Maduro, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a desteğini yineledi.

Sputnik'teki habere göre Maduro, Esad'ın devrilmesi halinde dünyanın, Paris saldırılarını sadece başlangıç kılacak seviyede bir terörle karşı karşıya kalacağını belirtti. Maduro ayrıca Paris'teki saldırılarda bir Venezuella vatandaşının yaşamını yitirdiğini, bir diğerinin de yaralandığını açıkladı.

sol