Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

umut  |  Cvp:
Cevap: 57
16.09.2014- 12:02

Aynı şeyleri tekrarlıyoruz. Benim düşüncem bu söylediklerinizin kapitalizm ile bağıntılı olduğudur. Eleştirilerinize katılıyorum ama bunlar sömürge, yarı sömürge olduğu anlamına gelmiyor. Bu kavramların kapitalizm öncesi ilişkiler olduğuna inanıyorum. Emperyalizm döneminde kapitalizmle kalkınmaya çalışan, kapitalizm yolunu benimseyen ülkelerle daha önce kapitalistleşmiş emperyalist ülkelerin ilişki biçimi bunlar. Başka türlü olabileceğini de sanmıyorum. Çağımızda kapitalizmi benimsemiş ülkelerin tümü bu ilişkiler içinde. Amerika'da Almanya'da, Fransa ve İtalya'da yok demek, doğru örnek sayılmaz. Zaten bu ülkeler gelişmiş ve emperyalist olmuş ülkeler. Kapitalizmi benimseyerek bu ilişkilerin dışında kalmak bence mümkün değil.

Cevap: 58
16.09.2014- 14:57

Bende bu konuyla ilgili son kez yazıyorum.Daha önce dediklerimi tekrarlamayacağım çünkü bizde emperyalizmin içselleşmesini,gizli işgal olgusunu anlattım.
Kavram olarak sömürge veya yarı sömürge kavramlarının kapitalizm öncesi ilişkileri tanımladığı düşünülüyorsa bunun yerine benzer içeriktede olsa emperyalizm çağını ve gizli işgal kavramını kafalarda daha net canlandırması bakımından yeni sömürgecilik kavramı kullanılabilir ama türkiyeyle ilgili anlattığım gerçekler kabul ediliyorsa ki anladığım kadarıyla kabul ediliyor,o halde bu şartlar altında bence türkiyenin bağımsız bir ülke olduğunu düşünmek mümkün değil(biçimsel olarak bağımsız gözükse de özde emperyalizmin denetiminde çünkü ekonomiye hakim olan odaklar güce de hakim olur) emperyalizmin yarı sömürgesi yada yeni sömürgecilik dediğimiz kavramın somutlaştığı bir ülke olarak tanımlamak bence daha doğru.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 59
16.09.2014- 20:27

Türkiye'yi sömürge vaya yarı sömürge olarak nitelemenin önemi devrim perspektifinde ortaya çıkıyor. Türkiye için ''yarı sömürge'' nitelemesinde bulunursak, o zaman devrim perspektifinin içine ''komprador-işbirlikçi'' burjuvaziyi de katıyoruz demektir. Bu durumda işbirlikçi olmayan burjuvaziye de ''milli burjuvazi'' olarak devrim perspektifinde yer veriyorsunuz demektir. Gerçi aynı yorumu emperyalizm koşulları için yapanlar da var. Çıkarları emperyalizmle uyuşmayan burjuva-küçük burjuva unsurların anti-emperyalist olabileceği ve anti-emperyalist mücadelede bu sınıfların ilerici-yurtsever kesimlerle birlikten yana tavır alabilecekleri de ileri sürülüyor. Dolayısıyla Türkiye'nin sömürge veya yarı sömürge olup olmadığının önemi de burada çıkıyor.

Türkiye kapitalistleşme yolunda bir hayli yol almıştır. Temel sınıflar ortaya çıkmıştır. Türkiye'nin kapitalist bir ülke olduğu tespiti devrim perspektifinin de sosyalist devrim olacağı anlamına gelir. Yukarda açıklanmaya çalışıldığı gibi Türkiye'yi hala yarı sömürge ve yarı feodal olarak nitelediğimizde devrim perspektifinin halk devrimi olacağı sonucuna varır. Bu iki ayrı saptamanın önemi de bu sonuçta yatar. Türkiye'nin yarı sömürge olduğuna ilişkin ileri sürülen nedenler gerçekte sömürge veya yarı sömürge olmaktan değil emperyalizm çağında kapitalist yol seçmiş olmaktan kaynaklanmaktadır. ''Sorunlar'' emperyalist ülkeler dışındaki tüm kapitalist ülkeler için geçerlidir.Ama bunlar yarı sömürge olmaktan kaynaklanmamakta, örnekse, değişen hükümetlere göre emperyalist çıkarlara aykırı kararlar ülke parlamentolarında alınabilmektedir. Örnekse Irak teskeresinin meclisten geçmemesi böyle bir karardı.


Cevap: 60
17.09.2014- 05:59

Daha önce bu konu üzerine bir daha yazmayacağımı söylemiştim ama gelen cevap üzerine tekrar yazacağım.Birincisi bizde emperyalizm içsel bir olgu olduğu için bizde devrime katılacak büyük burjuvazi olmayacak aynı zamanda askon olarak nitelendirilen anadolu burjuvazisi dediğimiz daha küçük veya orta burjuvazi de devrime katılmayacak çünkü bunlarda çıkarları gereği büyük burjuvaziye bağlı,onların yerel şubeleri olan yada onlara ara mal üreten yapılardır dolayısıyla onlar da sisteme bağlıdır.Devrime katılabilecek olan küçük burjuvazi ise tekelleşmeden rahatsız olan tüm kesimler yani esnaflar,bakkallar,zanaatkar gibi kimselerdir ve bunlar türkiye de önemli bir çoğunluğu oluşturur ve hatta bunlara gelirleri itibariyle gitgide proleterleşmekte de diyebiliriz ayrıca küçük toprak sahipleri köylülerde unutulmamalı.
Türkiye için yarı feodal bir ülke tabirini bugün itibariyle bence kullanamayız ama türkiyenin yarı sömürge bir ülke olduğu gerçeği de sosyalist devrim çağrısı yapmamıza engel olmaz çünkü türkiye de emek sermaye çelişkisinin kendisi yani emekçilerin sermayeyle olan çelişkisi sermayenin bir kısmının doğrudan emperyalistlerin elinde olması nedeniyle diğer taraftan emperyalizmin içselleşmesi nedeniyle aslında emperyalizmle olan çelişkidir bu nedenle sosyalist devrim antiemperyalist özde olacaktır veya antiemperyalist özde bir devrim gerçekleştirmek istiyorsak bu ancak sosyalist devrim olabilir.
Küçük burjuvaziyle ittifak konusuna gelirsek;bence yapılması gereken emperyalizme,tekelciliğe karşı bir cephe kurmak bu cepheye sosyalist öznenin öncülük edip emperyalizmden,tekelleşmeden zarar gören saydığım tüm kesimleri kapsaması ve bu cepheyle birlikte bir sosyalist devrim gerçekleştirmek çünkü sosyalizmin meselesi zaten bu kesimlerle değildir.Cepheye sosyalist özne öncülük ediyorsa ve işçi sınıfı hegemonyasında gerçekleşiyorsa,burjuvaziyi alaşağı edip proleteryayı iktidara getiriyorsa o devrim sosyalist muhtevada bir devrimdir başka türlüsü düşünülemez.
Sosyalist devrim tabiki düz bir çizgi de ilerlemeyecek veya sosyalist devrim gerçekleştikden sonra kendimizi bir anda sosyalizmin içinde bulmayacağız,belli bir geçiş süreci olacak bu süreçte en başta antiemperyalist,antitekelci,demokratik niteliği veya görevleri belirgin olacak ama bunun yanında sosyalist görevlerini de zamanla yerine getirecek ve bu iki ayrı devrim değil tek bir sosyalist devrim ama içinde çeşitli aşamaları bulunduran bir devrim olacak.
''Türkiye'nin yarı sömürge olduğuna ilişkin ileri sürülen nedenler gerçekte sömürge veya yarı sömürge olmaktan değil emperyalizm çağında kapitalist yol seçmiş olmaktan kaynaklanmaktadır.'' Evet türkiyenin sorunları emperyalizm çağında kapitalizm yolunu seçmesinden dolayı kaynaklanmaktadır ama bu yolu da seçtiği için gizli işgale maruz kalıp yarı sömürgeciliğin veya yeni sömürgeciliğin somutlaştığı bir ülke olmuştur.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]