SOLportal'da Burak Cop'un yazısından:

''Sokağa çıkmanın tadı çoktan kaçtı, peki. Onun yerine…

Milyonlarca yurttaşın işe ve üniversiteye gitmeyeceği, çocuklarını okula yollamayacağı, kredi kartı kullanmayacağı, fatura ve kredi taksitlerini ödemeyeceği, AVM’lere gitmeyeceği, kurumsal şirketlerden alışveriş etmeyeceği, mümkünse yolculuk yapmayacağı bir halk boykotunu hayata geçirmek etkili olmaz mı?

Bu yapıldığında, bizzat AKP eliyle derin bir krize sokulan ekonomiyi canlandırmaya, ücretsiz toplu ulaşımla meydanlara taşınan ve döner-ekmek dağıtılan kitle herhalde yetmeyecektir.

Eh, evlerimizin içine gaz sıkıp “Çıkın ulan dışarı!” da demezler herhalde.''

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/burak-cop/hayati-durdurmaktan-baska-care-var-mi-176401

Türkiye;nin geldiği nokta da, 3 büyük muhalefet partisinin hali de ortada.

Diyelim ki, adıyla sanıyla 3 somut hedef için; pedofiliyi meşrulaştıran tasarının toptan geri alınması, başkanlık sisteminin gündemden kesin olarak çekilmesi ve OHAL;e derhal son verilip tüm KHK;ların iptali amacıyla;

Sokağa çıkmanın tadı çoktan kaçtı, peki. Onun yerine

Milyonlarca yurttaşın işe ve üniversiteye gitmeyeceği, çocuklarını okula yollamayacağı, kredi kartı kullanmayacağı, fatura ve kredi taksitlerini ödemeyeceği, AVM lere gitmeyeceği, kurumsal şirketlerden alışveriş etmeyeceği, mümkünse yolculuk yapmayacağı bir halk boykotunu hayata geçirmek etkili olmaz mı?

Bu yapıldığında, bizzat AKP eliyle derin bir krize sokulan ekonomiyi canlandırmaya, ücretsiz toplu ulaşımla meydanlara taşınan ve döner-ekmek dağıtılan kitle herhalde yetmeyecektir. SOL org

-----------------------------------------------------------------------------

Melnur bana açtığı başlık altına yazı yazdığım için kızacak biliyorum ama Burak Cop un yazdığı bu düşünceleri ben yıllardır söylüyorum.

Burak Cop la aynı biçimde değil ben komünistlerin devrimcilerin böyle çalışmalar yapması için bütün topluma değil onlara bütün toplumu uyarması için söylüyorum

Burak Cop bunu dilek ağacına gömleğinden bir parça bez kopartıp asarken dilekte bulunur gibi dilekte bulunmuş aramızda fark bu.

Toplum zaten patladı ama Sn Cop un istediği istikamette değil trafikte şöför koltuğunun altındaki sopa, ile, en küçük tartışmada patlayan silahlarla, kadın cinayetleri ile, ödenemeyen kredi kartları ile, karşılıksız çıkan çeklerle kendini gizlemeyi bile zor gören hırsızlıklarla, uyuşturucu kullanımı 11 yaşa inmesi ile,bir aileyi yoptan yok eden bunalımı davranışlarla,
Toplum patladı daha büyük yanardağ (toplumsal) patlamaları beklenmektedir.

Yazar kendi yazısında Lübnan la Türkiye arasında bir kıyaslama yapmış bunu niçin yapmış pek anlaşılamıyor Ama 3 hedef için bu eylemleri önermiş Olağan üstü hal, Kanun hükmünde kararnameler, benim anladığım AKP nin gitmesi için topluma öneri şeklinde ama bana çatresizlikten çare aramak gibi geldi .

Bu tür bir toplumsal direniş ancak örgütlü halk yapabilir sol siyasette bu tür bir ruh yok, bunu ancak meshep ve din anlayışlı örgütler yapar o örgütlerde türkiyede hep arkasını devlete dayadığı için bu öneri mümkün görünmüyor onun için dilek olarak kalmak durumunda.

Yazar iyi niyetli bir öneri sunmuş bende bu tür önerileri yıllar önce devrimcilere sunmuştum demek ki benimki de iyi niyetten öteye geçememiş.

Bu ülke tabanı görecek ondan sonra yeni bir örgütlenme modeli çıkacak ve çözüm aranacaktır Bu ülke devrimcileri kendilerine bir ağabey bulamadığı sürece bu halkın önünde özne olamıyorlar.

Bu devrimciler 1980 de bu ülkede neden devrim yapılamadı sorusuna vereceği cevapta yatıyor bu çözümsüzlüğün çözümü.

Milyonlarca yurttaş işe gitmeyecek, okula gitmeyecek v.b. Bunlar bir Marksistin söyleyeceği şeyler mi? Hele işe gitmemek? Emekçiler yaşamak için çalışmak zorundadır. İnsanın işi yoksa bile çıkıp iş aramaya gidecektir. Yalnızca bunlar da değil tabii, ama en temel faaliyet için bile sokağa çıkılmasın demek olacak şey midir?

Yazıyı buraya astığım gün Face'de bu konuda şunları söylemiştim:

''Sokağa çıkmanın tadı çoktan kaçtı, peki. Onun yerine…

Milyonlarca yurttaşın işe ve üniversiteye gitmeyeceği, çocuklarını okula yollamayacağı, kredi kartı kullanmayacağı, fatura ve kredi taksitlerini ödemeyeceği, AVM’lere gitmeyeceği, kurumsal şirketlerden alışveriş etmeyeceği, mümkünse yolculuk yapmayacağı bir halk boykotunu hayata geçirmek etkili olmaz mı?''demiş, SOLportal'da Burak Cop. Böyle bir eylem türünü hayata geçirebilmek çok zor. İkincisi, gerçekleştirilebildiğini varsaydığımızda böyle bir durumun daha güzel bir Türkiye'nin ortaya çıkabileceği öngörüsüne nereden varıyoruz. Komünist bir öznenin toplumsal bir güç oluşturamadığı koşullarda böylesi bir durum açık bir faşizmden başka neye yol açabilir?

****

Gerçekleştirilmesi çok zor olan bir eylem türü; dahası sola alan açabileceğini nereden çıkartıyoruz? Böyle bir eylem, ideolojik aygıtları elinde bulunduran burjuvazi tarafından solun aleyhine de kullanılacak ve bence sola darbe vurmanın bir gerekçesi haline de getirilecektir. Anlamsız bir ''öneri'' bu. Önü arkası fazlaca düşünülmemiş bir yorum. Bir anlamı ve karşılığı olduğunu düşünmüyorum.