Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Tarımsal üretimin en başta gelen girdisi tohumdur.Tohum olmadan tarımsal üretim yapılamaz ve yeterli gıdaya sahip olunamaz.Tohumculuğun çökertilmesinin baş nedeni 12 Eylül 1980 darbesiyle izlenen liberal politikalardır. Sırasıyla 1982 yılında tohum fiyatları, 1984 yılında ise tohum ithalatı serbest bırakıldı. 1985 yılında ise çıkarılan “Tohumluk Teşvik Kararnamesi”   ile kamucu politikalara son verilerek, tohumculuk özel sektöre   dayalı yeni bir yapılanma içine sokulmuştur.


YERLİ TOHUM DIŞLANIYOR
AKP iktidarı, 2006 yılında çıkardığı 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu ile ilgili düzenlemelere devam ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hazırladığı, 19 Ekim’de ise, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren‘Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlanmasına Dair Yönetmelik’, yüzlerce yerli tohumu tümüyle ortadan kaldırmayı hedefliyor.Üretim yapmakta zorlanan çiftçinin, yeni düzenlemeleri takip etmesi ve söz konusu ücretleri ödemesi mümkün değildir.



ÇİFTÇİYE PARA CEZASI GETİRİLİYOR
Bundan böyle çiftçiye, yönetmelik çerçevesinde yerli tohumunu üretebilmek ve kullanabilmek için il müdürlüklerinden izin belgesi alma zorunluluğu getiriliyor. Her yıl beyanname verilecek. Sertifika belgesi dahil, ek hizmetler ücrete tabi olacak. Yerli tohumunu kayıt altına aldırmayan ve satışını yapan çiftçiler 10 bin lira para cezası ödeyecek.



YÖNETMELİK KÜÇÜK ÜRETİCİYİ HEDEF ALIYOR

Bu yasayla hedeflenen küçük çiftçinin tümüyle ortadan kaldırılmasıdır. Yerli tohuma sahip çıkan, yerli tohum takasını yapmaya devam eden, çiftçiler ve örgütleri tescil şirketleri tarafında dava edilecek ve cezalandırılacak. Tohum ve gıda üretiminde yabancı tekellerin egemenliği hakim kılınıyor. Gıda da üretim, tüketim, fiyat ayarlaması, denetim ve kontrol bir avuç yerli ve yabancı şirketlere veriliyor. Aile işletmeleri tarumar ediliyor.Küçük üretici bütünüyle tasfiye ediliyor.



MEVCUT YASALAR DAHİ ÇİĞNENİYOR
Anayasamızın 168. Maddesine göre tabii servetler ve kaynaklar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Yerli tohumculuğun kayıt ve koruma altına alınması anayasal bir görev olduğu gibi aynı zamanda yerine getirilmesi gereken zorunlu bir yükümlülüktür. AKP iktidarı bu görevi bilinçli olarak yerine getirmediği gibi tescil ve kayıt altına alma görevini de özel kuruluşlara vermektedir. Kamuya ait olan bu tabii servetin, işbirlikçi iktidarın çıkardığı yönetmelikle,   tescil ve kayıt altına alma yetkisinin, yabancılarında söz sahibi olduğu özel kuruluşlara verilmesi   mevcut yasalara aykırıdır. Bu sistem insan hayatını hiçe sayan, özel çıkarı gözeten, yerli tohumculuğu sınırlayan ve giderek yok eden kayıt ve tescil sistemidir.



TOHUM PİYASASI EMPERYALİST TEKELLERE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR

Dünyada tohum üretimi ve piyasası emperyalistlerin denetiminde. Sömürülerini altı büyük tekelle sürdürüyorlar. Bu tekeller aynı zamanda sertifikalı tohum ticaretini de ellerinde bulunduruyor. Türkiye tohumculukta bu tekellere bağımlı konumda. AKP iktidarı çıkardığı bu yasayla yerli tohumu dışlıyor. Çiftçimizi ithal tohuma mecbur ediyor. Böylece tohum piyasamızı da emperyalist tekellere peşkeş çekiyor.
Türkiye’de toplam 791 tohum şirketi faaliyette bulunuyor. Bunların ürettikleri tohum miktarı ise 1 milyon 49 bin 366 ton. Bu şirketlerin 739’u yerli, 30’u yabancı, 22’si ise yerli ve yabancı ortaklı.Nicelik olarak her ne kadar yerli sayısı fazla gözükse de tekel yabancıların elinde. Yabancı ve yabancı ortaklı kapitalist şirketlerin toplam pazardan aldıkları pay.%90” İhracatı da esas olarak şirketler   yapıyor. Türkiye’de konuşlanmış tohum şirketleri pahalı orijinal tohumluk ithal edip, daha ucuz sertifikalı tohum ihraç ediyorlar. Yabancı şirketler korumasız olan yerli tohumların genetiğiyle oynuyorlar, patentleyerek kendi tekellerine geçiriyorlar. Görüldüğü gibi bu yönetmelik yerli tohumlarımızı korumak bir yana, yabancı tekellerin ve yerli işbirlikçilerinin ticari çıkarlarını gözetiyor.



ÇÖZÜM: ÇİFTÇİNİN DESTEKLEME KAPSAMINA ALINMASI
Yerli tohum en büyük kültürel miraslarımızın başında gelmektedir. Aynı zamanda   ülkemizin en büyük serveti ve doğal zenginliğidir. Bu servet basit yönetmeliklerle yabancı tekellere peşkeş çekilemez. Tarımda bağımlılığa son vermek, yerli tohumun üretilmesi ve geliştirilmesi ile mümkündür. Cumhuriyetin ilk yıllarında uygulanan bağımsız tarım politikaları temel alınarak halkın yararını gözeten kamucu politikalar yeniden hayata geçirilecektir. Ancak kamucu politikalarla tohumculukta dünya genelinde meydana gelen değişim ve gelişmeler takip edilebilir. Devlet Üretme Çiftlikleri yeniden devreye sokularak Tohum Islah Araştırma Merkezleri, verimlilik esasına göre yeniden yapılandırılacaktır. Emperyalist tekellerin gıda egemenliğine karşı çiftçi yeniden destekleme kapsamına alınacak. Tarımsal alanlar ve yerli tohumumuz yabancı sermayenin genetik kirlenmesinden kurtarılacaktır.
Tarımsal araştırma geliştirme ve eğitim hizmetleri üreticinin ve tüketicinin ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenecek, bu hizmetlere yeterli kaynak aktarılacaktır. Tohumculukta yetersiz olan zirai mücadele ve karantina altyapısı yeni baştan düzenlenecektir. Yerli   tohum desteklenecek. Yerel tohumun üretimini ve satışını yasaklayan hükümler iptal edilecek. Biyolojik çeşitliliğin zenginleştirilmesinin önü açılacak.
Yerli tohum ancak kamu adına kayıt altına alınabilir ve korunabilir. Ülkenin en büyük hazinesi olan yerli tohumların korunması,bizzat devlet eliyle planlanacak ve geliştirilecektir. Çiftçiye yeterli kalitede ve miktarda tohum bizzat devlet eliyle verilecektir. [ right]TİKP Genel Başkanı İsmail DURNA[/ right]

Cevap: 1
19.02.2019- 03:43


Uygulanan ekonomi politikalarından en fazla olumsuz etkilenen kesimlerden biriside çiftçiler. Solun daha fazla bu kesimdeki mağduriyetlerin tercümanı olması gerekiyor.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]