Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

Ormanları onlar kundaklamış: 'Yaktık, yakacağız'

Kendilerine 'Ateşin Çocukları İnisiyatifi' adını veren bir grubun yaptığı açıklama PKK yanlısı internet sitelerinde yayımlandı. Açıklamada 11 Temmuz - 24 Ağustos tarihleri arasında yaşanan ve grubun üstlendiği orman kundaklamalarının listesi yer aldı.

Resim Ekleme
Ateşin Çocukları İnisiyatifi adı kullanılarak yapılan bir açıklamada, son dönemde yaşanan orman yangınlarının "Özgür Özerk Kürdistan statüsü resmi olarak tanındığı güne kadar kesintisiz devam edecek olan eylemlerin parçası olarak" gerçekleştirilen kundaklamaların ürünü olduğu öne sürüldü.

"Tüm dünya ulusları kadar özgür yaşam hakkı olan kadim Kürt toplumuna vahşice saldıran, tarihini imha eden, dilini, kültürünü, iradesini insanlık dışı yöntemlerle yok sayan AKP ve MHP’nin yüz yıllık devlet aklına karşı, Türkiye Metropollerinde başlattığımız yakma uygulamalarını sonuçlandırma aşamasına getirmişken, Kürdün iradesine kayyumlar atayan zihniyete karşı eylem biçimlerimizi zengin ve çok boyutlu çeşitlendirerek süresiz ve kesintisiz bir İNTİKAM hamlesine dönüştürmüş bulunuyoruz. Düşmanın kayyum uygulamaları bizi bu karara götürmüştür. Kayyuma karşı çeşitli yöntem ve uygulamalarla nereye ve nasıl kayyum atayacağımızı herkese göstereceğiz." denilen açıklamada 11 Temmuz - 24 Ağustos tarihleri arasında yapıldığı söylenen eylemlerin listesi de yer aldı.


Uzun liste şöyle:
24 Ağustos günü Kütahya’nın Gediz ilçesinde 8 hektarlık ormanlık alan yakıldı
24 Ağustos günü Mersin’in Tarsus ilçesinde ormanlık alan yakıldı
24 Ağustos günü Edirne’nin Keşan ilçesinde ormanlık alan yakıldı
24 Ağustos günü Uşak’ın Banaz ilçesinde ormanlık alan yakıldı
22 Ağustos günü Balıkesir’in Edremit ilçesinde ormanlık alan yakıldı
22 Ağustos günü Muğla’nın Marmaris ilçesinde ormanlık alan yakıldı
19 Ağustos günü Muğla’nın Marmaris ilçesi Beldibi bölgesinde ormanlık alan yakıldı
18 Ağustos günü İzmir’in Karabağlar ilçesinde başlayarak 500 hektarlık alanı yakıldı
18 Ağustos günü İzmir’in Bornova ilçesinde ormanlık alan yakıldı
18 Ağustos günü İzmir’in Urla ilçesinin Yağcılar ve Demircili mahaleleri arasındaki bölge yakıldı
18 Ağustos günü İzmir’in Menderes ilçesinin Gümüldür mahallesinde ormanlık alan yakıldı
17 Ağustos günü İzmir’in Selçuk ilçesinde ormanlık büyük bir alan yakıldı
12 Ağustos günü Balıkesir Marmara ilçesinde ormanlık alan ve polis lojmanları yakıldı
11 Ağustos günü İstanbul Pendik’te bulunan Göçbeyli Köyü etrafındaki ormanlık alan yakıldı
11 Ağustos günü Mersin’in Bozyazı ilçesinde ormanlık alan yakıldı
11 Ağustos günü Afyonkarahisar’ın Başmakçı ilçesinde Deliktaş mevkisinde ormanlık alan yakıldı
11 Ağustos günü Antalya’nın Kumluca ilçesi Papaz koyunda 10 hektarlık ormanlık alan yakıldı
11 Ağustos günü Bursa’nın İznik ilçesi Hisardere Mahallesi Doruk mevkisinde geniş bir ormanlık alan yakıldı
10 Ağustos günü Çanakale’nin Eceabat ilçesinde 100 hektarlık ormanlık alan yakıldı
7 Ağustos günü Muğlanın Bodrum ilçesi ve Mumcular mevkiinde ormanlık alan yakıldı
4 Ağustos günü İzmir’in Foça ilçesinde 4 hektarlık ormanlık alan yakıldı
24 Temmuz günü Manisa’nın Soma ilçesinde ormanlık alan yakıldı
23 Temmuz günü Antalya’nın Manavgat ilçesinde kaymakamlık konutunun da içerisinde olduğu alan yakıldı
22 Temmuz günü Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde ormanlık alan yakıldı
22 Temmuz günü İstanbul’un Şile ilçesinde ormanlık alan yakıldı
21 Temmuz günü Aydın’ın Nazilli ilçesinde 6 hektarlık ormanlık alan yakıldı
11 Temmuz günü Muğla’nın Fetihiye ilçesinde ormanlık alan yakıldı.
PKK'nin taktik ya da stratejik ihtiyaçlarına göre ondan bağımsız görünen ve çoğunlukla "genç Kürtler" tarafından kurulduğu görünümü verilen eylem gruplarının oluşturulduğu biliniyor.
PKK   zaman zaman bu grupların eylemleri karşısında sessiz kalmayı tercih etse de, geçtiğimiz günlerde Erbil'de yapılan suikast eyleminde olduğu gibi, "kendi kontrolleri dışında" olduğu halde hak verip takdir ettiklerini açıkladıkları da oluyor.

ÜSTLENDİKLERİ KUNDAKLAMALARIN HEPSİ ONLARIN MI?

Öte yandan özellikle Ege'de son haftalarda yaşanan orman yangınlarının farklı amaçlarla özellikle kontrol altına alınmadığı, iktidara yakın yerli ve yabancı sermaye gruplarının çeşitli amaçlarla göz diktikleri alanların yandığı da genel kabul gören bir iddia.

Bu durumda, PKK taraftarı grupların, "sahiplenilmeyen" bazı kundaklama girişimlerini de kendi eylem listelerine ekleme ihtimali olsa da "orman kundaklamaların" bu grupların eylem portföyüne girdiği anılan açıklamayla kesinleşmiş oluyor.

http://haber.sol.org.tr/turkiye/ormanlari-onlar-kundaklamis-yaktik-yakacagiz-269232

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
29.08.2019- 06:10

Kendilerini ''Ateşin Çocukları İnisiyatifi'' olarak tanımlayan PKK yanlısı grubun bütün bu yangınları çıkarabilmesi mümkün mü? Bence mümkün; başka ne olabilir? Alışılageldiği üzere ''bir devlet provakasyonu''   olamaz mı? Bence olamaz, böyle bir durum çok saçma olurdu ve öyle olacağı için de zaten bu yangınları bu şekilde haberleştiren SOLhaber ''eleştiriliyor''.   Eleştiri dediğime de bakmayın, küfür, hakaret gırla; bugüne kadar benzer her konuda olduğu gibi...

Uzun yıllardır sanalda kendilerini solcu, sosyalist, enternasyonalist olarak tanıtmaya çalışan bir kesim var. Tamamiyle illegal Kürt hareketinin bir parçası olarak hareket ediyor ve kendilerine inanan bir sol sempatizan grubu da bir şekilde yanıltarak, yanıltmaya çalışarak solculuğun bu saçmasapan siyasal konumlanıştan geçtiği algısını yaymaya çalışıyorlar. Kürt hareketinin özellikle şiddeti öne çıkartan   kesimlerinin bile her türlü bombalama ve insan öldürme eylemleri dahil Kürdün Türke, Türkün de Kürde olan duygusal bağını kopartmaya çalışmaktan öte hiçbir amaç taşımayan eylemlerini doğrudan veya dolaylı yollardan desteklemekten çekinmeyen bir kesim bu. 12 Eylül faşizmiyle birlikte zirve yapan ve Kürdü ve Türküyle Türkiye burjuvazisinin tarihsel süreç içerisindeki her türlü sömürü, ve zulmünün   böyle bir kesim yarattığı gerçeği ne yazık ki, çok uzun zamandır Türkiye'nin gündeminde bulunmakta. Özellikle ''yeni nesil'' Kürt gençliği üzerinde etkili olan bu algının kendilerinden ve kendilerinin olmadığına inandıkları her türlü kişi ve olguya yönelik kin, nefret ve düşmanlık olarak cisimleştiği gerçeği (bence) Türkiye solunun üzerinde kafa yorması gereken bir sorun haline dönüşmüştür. Bu sorunlu zihniyet yıllarca demokratikleşme ve özgürlük safsataları adı altında AKP gericiliğiyle kol kola giren neo-liberal yaklaşımlara destek vermekle kalmamış, aynı zamanda bu gerici siyasal konumlanışını sanki   proleter enternasyonalizmin bir gereğiymiş gibi pazarlamaya da çalışmıştır. Bu gerici konumlanış nasıl ki, kendileri gibi düşünmeyen ve davranmayan her siyasi anlayışa düşmanlıkla yaklaşmışken, ( başta TKP olmak üzere kuyrukçu olmayan siyasetlere kin ve nefretle yaklaşılmasının nedeni budur), aynı şekilde kendilerinin olmadığı, ''düşmanın elinde olan'' olgulara da kin ve nefretle yaklaşması çok da olağan dışı bir olgu değildir. ''Ateşin Çocukları İnisiyatifi'' bu yüzden bana hiç de bir ''provakasyon'' gibi gelmiyor. Türkiye burjuvazisinin merkezinde olduğu yanlışlıklar silsilesi özellikle 12 Eylül sonrası ortaya çıkan intikamcı bir Kürt milliyetçiliğini besleyerek büyütmüş, bu günlere getirmiş ve işin belki de en dramatik en acıklı yanı da bu süreç adım adım işlerken sanki bu gerçeklik solculuğun zorunlu bir sonucu ve gerçeğiymiş gibi değerlendirilmiştir.

Bu yanlış algı eskiye oranla azalsa da halen sürmektedir.

Kürt hareketinin özellikle illegal kesimlerinin siyasi ve ideolojik konumlanışının sosyalizmle, ''ezilenlerin sınıfsal mücadelesiyle'' hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Ve ayrıca ister doğrudan PKK'nin talimatları doğrultusunda vveya ister Kürt milliyetçiliğinin intikamcı duygulanımlarıyla ortaya çıksın haberdeki gibi doğanın insanlık dışı yöntemleriyle katlini hedef alan eylemlerin kenarından köşesinden solculukla bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu yüzden bu haber çok önemlidir ve mutlaka üzerinde durulmalıdır. Kürt sorunu liberal bir eksende ve yanlış bir kulvarda çözümlenme arayışı içine girdiğinden beri sorun çok daha büyümüş ve içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Kör milliyetçi fanatizmim solculukla bir ilgisi olmadığı gibi bu fanatizmin yarattığı ve büyüttüğü hastalıklı düşünce ve eylemlerden de Türk ve Kürt halkına bir yarar yoktur ve olamaz. Türkiye solu bu fanatizmin karşısında ses yükseltmelidir. Ve özellikle bu fanatizme karşı çıkmak bir yana, haberini verenlere bile küfür ve hakaretler yağdıran sapkın zihniyetlere karşı da ses yükseltmelidir, tavır koymalıdır. Sosyalist mücadeleyı güncel olayları görmezlikten gelmek ve sanalda bulunan birtakım alıntıların altına ve üstüne -çoğu kez de yanlış-birşeyler karalamak olarak anlayan zihniyetin solla ilgisi de yoktur, sola bir yararı da...Ego tatmininde bulunmak isteyenler aynı yola devam edebilirler ama SOLportal'a bile sadece böyle bir haber verdiği için hakaretler yağdırmaktan çekinmeyen sanalın sözümona ''enternasyonalist'' provakatörlerinin hastalıklı düşünceleri bu yanlış zeminler üzerinde kendine yer bulduğu akıldan çıkarılmamalıdır.


melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
31.08.2019- 21:24

''Ateşin Çocukları İnisiyatifi'' (...) bana hiç de bir ''provakasyon'' gibi gelmiyor. Türkiye burjuvazisinin merkezinde olduğu yanlışlıklar silsilesi özellikle 12 Eylül sonrası ortaya çıkan intikamcı bir Kürt milliyetçiliğini besleyerek büyütmüş, bu günlere getirmiş ve işin belki de en dramatik en acıklı yanı da bu süreç adım adım işlerken sanki bu gerçeklik solculuğun zorunlu bir sonucu ve gerçeğiymiş gibi değerlendirilmiştir. '' demişiz bir üstteki yorumumuzda. Tekrarlanacaksa ''Ateşin Çocukları İnisiyatifi''nin verdiği bilginin doğru olma olasılığı çok yüksek. PKK bu konuda elinden geleni yapıyor. Ayrı bir devlet kurma hayalinin Kürt ve Türk halkları arasında onulmaz bir düşmanlık oluşmasından geçtiğinin bilincinde. Bu yüzden bu grubun ''biz yaktık'' demesini ve PKK yanlısı olduğunu söylemesi hiç de mantıksız değil.

Burada önemli olan HDP'nin bu tür olaylar karşısında doğru bir siyasi tavır alamaması, bir ürkeklik içine girerek yanlış bir siyasi duruş sergilemesidir. Bu olayda da aynı yanlışlığın içine girdiler. Yanlışlık bir sessizlik olarak ortaya çıkıyor çoğu zaman ki, bu konuda da olan tam da buydu. Basına yansıdı mı bilmiyorum ama, en azından bu ''PKK yanlısı grup'' konusunda bir eleştiri yayınlayabilirler; bu doğa katliamının siyasi yönü üzerinde hatırı sayılır bir mesai harcayabilirlerdi.

HDP böyle bir tavrı hemen hemen hiç   göstermiyor.   Kürt hareketinin silahlı kanadının eylemleri konusunda da aynı duyarsızlık içinde. ''Şiddete karşıyız, şiddet nereden gelirse gelsin'' ortalamacılığı dışında etkin bir rol üstlenmiyor, üstlenemiyor. Böyle olduğu için de kendi sempatizanları dışındaki algı önemli oranda ''PKK'nin yasal uzantısı'' olduğu yönünde... Haksız bir biçimde Belediye Başkanları görevden alındığında büyük tepkiler ortaya çıkmamasının nedeni de hep bu algı. Sezai Temelli geçenlerde CHP'ye yönelik bir eleştiride bulunmuştu. Daha fazla destek   beklediğini   söylerken sokak vurgusunda da bulunmuştu. Oysa resme geniş açıdan bakıldığında CHP'nin bu konudaki açıklamaları, CHP'li vekillerin ve bugün (ya da dün) İmamoğlu'nun   bölgeye gidip görevden alınan belediye başkanlarını ziyaret etmesi bile çok önemsenmelidir.

Şuraya gelmek istıyorum; Kürt sorununda bir açıklığa, bir büyük netliğe ihtiyaç var. Herkes eteğindeki taşları dökmeli, ne istediğini kamuoyuna açıklayabilmelidir. Kürt halkının büyük çoğunluğunun ayrılmadan yana olmadığı çeşitli çalışmalarda ortaya çıkmış bir gerçek. HDP'nin de bu konuda çoğunlukla ayrılıktan yana olmadığını düşünüyorum. İllegal kesim (PKK) ise kendi özel durumları ve bölgede ABD emperyalizminin zorlamasıyla ayrı bir devlet, federasyon veya özerklik konusunda öncelikleri olduğu bir gerçek. HDP iki arada bir derede olma pozisyonundan çıkmalıdır bu yüzden. Silahlı kesime karşı çıkmak kolay değil elbet ama, başka çare mi var? Sola geldiğimizde ise   ABD emperyalizminin şemsiyesi altında bölge halklarına hiçbir kurtuluş gelmeyeceğini en iyi onlar anlatır. Bu yolun bir kurtuluş yolu olmadığını anlamayan ve anlatamayan bir solun solculuğundan ne fayda gelebilir ki?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 3
02.09.2019- 15:43

Bu orman yangınları konusu üzerinde biraz daha durmakta yarar var. Kısa bir zaman diliminde bir yangın silsilesi ortaya çıkıyor ve kendilerini PKK yanlısı olarak gösteren bir grup da bu yangınları üstlenerek kamuoyuna açıklama yapıyor. PKK ve HDP'den hiç karşı çıkış yok. TKP dışında bir tepki de ortaya çıkmıyor. Sanalda ( görev ve işlevi başta TKP olmak üzere sosyalizme düşmanlık yapmak olan) bir provakatör dışında, bu konuda tek bir ses, tek bir yorum yok. ( O da her zamanki gibi bozuk ağzıyla ve olmayan Türkçesiyle bu eleştiri vesilesiyle TKP'ye küfür etmek dışında pek bir şey söyleyemiyor.) Alışkanlık haline geldi, bu ve benzer olaylar karşısında sanki böyle bir olay olmamış gibi davranma psikolojisi içine giriyor ve üç maymunu oynuyoruz.

Yıllardır böyle!


Solculuğu böyle bir şey sanıyoruz. İşimize gelmeyen konuları görmezlikten gelme alışkanlığını içselleştirmişiz.


İnternetten bulduğumuz bir yazının bir iki paragrafını, çoğu kez de anlamadan ve çoğu kez de kaynak göstermeden alt alta yazmak ve sağına soluna yine çoğu kez ilgisiz yorumlarda bulunmak marksist   ve dahi enternasyonalist olmanın bir gereğiymiş gibi davranıyoruz. Böyle yaptığımızda etrafa ''bu adam marksist ve dahi enternasyonalist'' algısı yarattığımızı sanıyoruz. Böyle yaparak belki egomuzu tatmin etmiş oluyoruz, belki bir iki kişiyi kandırmış da oluyoruz, ama işte, sadece o kadar! Sanalın sözde sol-sosyalist ve dahi enternasyonalist forumları yıllarca bu algının yaygınlık kazanması için -bilerek veya bilmeden- çabalayıp durdular. Hala, bu konuda ellerinden geleni yapıyorlar. Ama artık eski iklim yok. Şimdi dımdızlak ortada kalakaldılar. Yine kuyrukçu tavırlar, yine ölümüne sessizlik ve yine TKP başta olmak üzere sola, sosyalizme düşmanlığa devam!


Kürt ulusalcılığına/milliyetçiliğine biat etmenin UKKTH ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.


Türkiye sosyalizmi başta TKP olmak üzere bu coğrafyada insana ( emekçiye) ve doğaya zarar verici her türlü eylemin karşısına dikilmelidir. Bu tavır sol için bir refleks haline gelmelidir. Nedeni ne olursa olsun, bir ormanı tutuşturmayı siyasi bir intikam olarak gören zihniyetin o ormanla birlikte koca bir canlılığı da yaktığının bilincinde olmadığı ve böyle bir bilinçsizliğin de yine siyasi intikam adına her türlü melaneti gerçekleştirebilecek bir potansiyel haline geldiği-getirildiğini akıldan çıkarmamak gerek.


Bir kez daha yineleyerek yazıyı tamamlayalım: Solculuğu internette bulduğumuz ve çoğu kez de bilince çıkartamadığımız bir iki alıntıyı ezberlemek olarak görmeyelim. Solcu olmanın, sosyalist olmanın en basit tanımıyla yaşama saygı duymaktan ve her türlü akıl dışılığa karşı ses yükseltmekten geçtiğini akıldan çıkarmamak gerekiyor.


melnur  |  Cvp:
Cevap: 4
20.09.2019- 08:05

Bu konu üzerinde Kürt hareketi çevrelerinden tek bir yorum duyulmazken, bu kez Tuzla'daki yangının da PKK yanlısı bir örgüt tarafından yapıldığı açıklamasıyla karşılaşıyoruz.

Haber şöyle:

Fabrika yangınını da PKK'ye bağlı HBDH üstlendi

Resim Ekleme
Tuzla’da Ema Kimya’ya ait fabrikada dün meydana gelen yangın sonrasında kaygılı bekleyiş sürerken, Fırat Haber Ajansı'nda yayımlanan bir haberle yangının PKK'nin oluşturduğu HBDH Milisleri tarafından üstlenildiği duyuruldu.

https://haber.sol.org.tr/turkiye/fabrika-yanginini-da-pkkye-bagli-hbdh-ustlendi-270738

Bu Tuzla yangınında havaya birtakım zararlı kimyasalların karıştığı ve insan hayatını tehdit edebileceği söylentileri de var. Maddi zararların yanında konunun bu yanı da var. Anlaşılan bu tür eylemlerin karşısında güçlü bir ses oluşturamadığımız sürece bu eylemlerin önüne geçmek pek mümkün olmayacak.

Çaresizlik bu boyutlara mı vardı; nedir bu yangın sevdası anlayabilmek hiç kolay değil.

Ha, bir de bu tür konuları sessizce geçiştirmek çabası. Öylesine sırıtıyor ki! Solcu, sosyalist ve dahi enternasyonalist olmak bu türden konuları görmezlikten gelmekten mi geçiyor?




Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]