Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

AYM ( Anayasa Mahkemesi) dün Sırrı Süreyya Önder'in hapisliği konusunda bir karar verdi ve Sırrı Süreyya içerde tutan gerekçenin yanlış olduğunu söyleyerek düşünce özgürlüğü konusunun altını çizdi. SOLhaber portalında yer alan haber de şöyle:

''Anayasa Mahkemesi, 2013’te Kazlıçeşme’de yapılan Newroz mitingindeki konuşması nedeniyle “terör örgütü propagandasını yapmak” suçundan 3 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermişti.

Kararın gerekçesi Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun internet sitesinde yayımlandı. Gerekçede Önder’in “demokratik açılım” olarak adlandırılan süreçte aktif rol aldığı ve süreçte yer alan HDP heyetinin sözcülüğünü yaptığı belirtildi.

Gerekçede "Hangi dil ve üslup kullanılırsa kullanılsın başvuruya konu konuşmada nihai olarak o tarihlerde çözüm sürecinin başarılı bir şekilde yürütülmesi ve sona erdirilmesi talebinin baskın olduğu değerlendirilmiştir. Dolayısıyla başvurucunun konuşmasının bir terör örgütünün siyasi veya sosyal etkinliğini artırmak, sesinin kitlelere duyurulmasını sağlamak, örgütün başa çıkılması imkansız bir güç olduğu ve amacına ulaşabileceği kanaatini toplum üzerinde oluşturmak, halkın örgüte sempatisini artırmak ve giderek aktif desteğini sağlamak amacıyla yapıldığı kabul edilmemiştir. Başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır” denildi.''

https://haber.sol.org.tr/turkiye/sirri-sureyya-onderin-tahliyesi-icin-yarin-yerel-mahkeme-karari-beklenecek-271682

İnsanın aklına geliyor işte; şeytan mı dürtüyor ne; tutuklama konusunda olabildiğince aceleci davranan bir hukuk sistemi, aynı titizliği serbest bırakma konusunda neden göstermez? Prosedür mü böyle yoksa,AYMI kararına ''saygı duyulmama'' ve uygulanmama durumu mu var? Beklendiği belirtilen''yerel mahkeme kararı''nın gerçek anlamı başka bir makamın AYM kararını onaylayıp onaylamadığı beklentisi olabilir mi?

Ne günlere kaldık?

'(Devam edilecek.)

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
05.10.2019- 03:22

Sırrı Süreyya iyi adam, güzel adam ve iyi bir sanatçı; ama bir siyasi figür değil. HDP siyasetinin ön saflarında olması gerekmiyor, hatta bence doğrudan siyaset içimde bulunması bile gerekmiyor. Siyaseti sanatsal faaliyetlerde ve ürünlerde kullandığında çok daha başarılı olabilecek bir potansiyeli var. Beynelmilel filmi iyi bir örnek. Siyaset biraz da öngörü gerektiren bir uğraş. Bu konuda HDP de bir yığın yanlışlıklar içindeydi, Sırrı Süreyya da... İstanbul Belediyesinin bir önceki seçimlerine HDP adayı olarak   katıldığında rakip olarak AKP'yi değil de, CHP'yi görmesi ve   CHP'yi kastederek ''günlerini görecekler'' mealindeki sözlerinin yanlışlığını şimdi anlamış mıdır?

Hiç kuşku yok, böyle olması düşünceleri yüzünden tutuklanmasını da gerektirmiyordu. Sözde demokrasi ve özgürlük mücadelesi veriyorlardı ama yanlış bir ata oynadıklarını bir türlü anlayamıyorlardı. AKP'yi bir demokrasi havarisi parti olarak değerlendirmeleri ve siyasetlerinin merkezine bu yorumu oturtmaları sadece AKP'nin önünü açmalarına yol açmıyordu ve aynı zamanda Kürt gençliğinin de yanlış bir bilinçlenme içine yuvarlanmalarına neden oluyordu. Ya da Kürt gençliğinin içine düştüğü yanlış bilincin daha da pekişmesine yol açıyordu. Umarım HDP de, Sırrı Süreyya da bu yanlışlığı bir daha tekrarlamazlar.

Sırrı Süreyya yalnız değil. Benzer durumda bir yığın isimlerini bildiğimiz veya bilmediğimiz insanlar var. Bildiklerimizin en başına Demirtaş'ı, Eren Erdem, Kavala'yı yazmak da mümkün. Demirtaş ilginç bir örnek. Erdoğan ne demişti; ''bırakamayız!''. Zihniyet bu. Demokrasi anlayışlarının da bu olduğu daha en baştan nasıl anlaşılmaz, gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Bu zihniyetin demokrasi anlayışı ''sandıktan çıktım, istediğimi yaparım'' dan bir milim öteye geçmez. Kendini hukukun yerine koymasının ve ''bırakamayız'' demesinin nedeni de bu. Böyle bir anlayışla kol kola girmek, Dolmabahçe'de bir ''mutabakat''a varmak ve sonra yine bu zihniyetin bir parçası haline gelerek Öcalan'ın mektubunu okumak, Sırrı Süreyya'nın payına mı düşmüştü, yoksa Sırrı Süreyya bu işte gönüllü olarak var mıydı? Bilmiyorum, toplumun en hassas olduğu bir konuda Sırrı Süreyya gibi bir güzel insanın ''önderim Öcalan'' demesi de bir başka gariplik.

Sırrı Süreyya için ''geçmiş olsun'' diyelim. Ve   hem Sırrı Süreyya ve hem de HDP'nin Türkiye konusunda kendini daha net bir şekilde konumlandırmasının ve toplumdaki olumsuz algının da silinmesi yönünde çaba göstermesi gerektiğinin altını kalınca çizelim.


Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]