Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları
24.10.2019- 12:10

Türkiye sağ siyasetinde AKP'den kopan unsurlarla birlikte iki yeni sağ partinin kurulma olasılığı Türkiye siyaseti ve ittifakları nasıl etkileyecek, göreceğiz. Şu anda görünen bundan böyle işlerin AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işinin giderek daha da zorlaştığı. Birgün gazetesi bu durumu analiz etmiş. Buraya alarak ve içine solu( TKP'yi) de katarak genel bir çözümleme/yorumlama yapmanın yararlı olacağını düşünüyorum. Birgün'ün konuya koyduğu başlığı da bu yoruma göre değiştirdim. Yazıyı okuyalım, sonra üzerinde tartışılabilir.
[size=3]

[/size]
Sağda yeni blok CHP'yi yalnızlaştırır mı?

25 yıl sonra İstanbul ve Ankara’yı kazanan CHP, ana muhalefet partisi olarak anıldığı dönemi kapatmak istiyor. İyi Parti ve Babacan’ın kuracağı parti, CHP’nin uzun süredir uyguladığı seküler merkez sağın oylarını alma stratejisini boşa düşürebilir. Dolayısıyla CHP, İyi Parti ile yaptığı ittifakı dağıtmak yerine ittifakı genişletmenin yollarını arayacaktır. Üçüncü bir ittifakın kurulması, muhalefetin tek bir adayda birleşmesinin önüne geçeceği için iktidarın işine gelebilir.

Resim Ekleme

Tunca Özlen

CHP ile İyi Parti arasındaki seçim ittifakının, 2023’te gerçekleşmesi öngörülen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tekrar kurulup kurulmayacağı, seçime henüz dört yıl varken gündemin temel başlıklarından birini oluşturmayı sürdürüyor.

İktidar cephesinin yerel seçimlerin intikamını almak için ittifakı dağıtmaya yönelik son derece etkili adımlar attığını görüyoruz. Lafı hiç dolandırmadan “Adı Millet İttifakı olan bu ittifakın zayıflaması, parçalanması çok çok önemli” diyen Erdoğan normalleşme bekleyen liberalleri yine sükûtu hayale uğrattı.

Kulağa tuhaf gelebilir ancak CHP-İyi Parti ittifakının dağılması, iktidarın güçlenmesinin değil dağılmasının ürünü olabilir. AKP’de yaşanan çözülme sürecinin sonucunda ortaya çıkacak yeni partilerin siyasi dengelerde yaratacağı değişim, CHP-İyi Parti birlikteliğinin sonunu getirebilir.

Yeni partiler ittifak yapmaya mecbur


AKP’de kaynayan kazan fokurdadıkça kurulma süreçleri uzayan iki yeni partinin eski parlamenter sistemde fazla şansı olamazdı. MHP, İyi Parti ve HDP’nin %10 barajının sınırında gezindikleri göz önüne alınırsa, baraj sorunu olmayan yegâne iki partinin iktidar ve ana muhalefet partileri olduğu açık.
Erdoğan’ın kendi eliyle ülkeye dayattığı ittifaklı seçim sistemi, tek başına barajı aşamayacak partilerin parlamentoya girme şansını arttırmakla kalmadı, bu partiler üzerindeki “barajı geçemezsiniz bari oyları bölmeyin” baskısının da azalmasına yol açtı.

İki yeni sağ parti henüz kurulmamış olsalar da, kamuoyu yoklamalarının konusu olmayı sürdürüyorlar. Yapılan son araştırmalara göre Babacan’ın kuracağı partinin toplumsal desteği %7’nin, Davutoğlu’nunki ise %3’ün üzerinde görünüyor. İki yeni sağ partinin olası bir ittifakı barajı rahatlıkla geçebilir.
Babacan-Davutoğlu ittifakını çantada keklik görmemek gerek diyenler olabilir. Bu senaryoya en gerçekçi alternatif, CHP-İyi Parti ittifakının sürmesi durumunda buna Babacan çevresinin katılması olasılığı. Siyasal İslam’dan uzak söylemiyle dikkat çeken Babacan’ın ittifakın genişletilmesinde katalizör işlevi görmesi pek ala mümkün.

Davutoğlu’nun bu denklemin dışında yer alması, kurulacak partinin önce baraja takılması, ardından da sönümlenmesi anlamı taşıyacaktır. “Ümmeti bölen kişi” olarak Davutoğlu’nun AKP ile işbirliği yapması ise şimdilik olası görünmüyor. Dolayısıyla bir ittifaka dâhil olmaya mahkûm.

Merkez sağda yeni arayışlar

İyi Parti sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu’nun, “Millet İttifakı’na Katolik nikahı ile bağlı değiliz” açıklamasını, dümeni Cumhur İttifakı’na kırmak olarak yorumlamak için acele etmemek gerek. Yan yana gelmek, MHP ile arasındaki farklılıkların silikleşmesine ve İyi Parti’nin taban kaybetmesine yol açabilir.

İyi Parti’de gözlemlenen yalpalamalar as olarak partinin kurumsallaşamamış, hangi dünya görüşünü savunacağına, hangi toplumsal kesimlere ve sınıflara sesleneceğine karar verememiş olmasına bağlanabilir.

Kurulacak yeni sağ partilerle yapılacak olası bir ittifak, hem İyi Parti’nin milliyetçi karakterini tahkim etmesine, hem de CHP ile yan yana durmanın gerilimlerinden kurtulmasına olanak tanıyabilir. Odağında yer alması durumunda, sağda kurulacak yeni blok İyi Parti’nin dertlerine derman olabilir.
Seküler merkez sağa seslenmeye çalışan İyi Parti, yüzünü aynı toplumsal kesime dönen Babacan çevresiyle ittifak kurmazsa, ilk seçimde oy kaybetmesi kuvvetle muhtemel. Kurulacak yeni blok, seküler merkez sağ oyların burada yoğunlaşmasının yolunu açabilir. Sağda kurulacak yeni bloka Davutoğlu ekibinin ve Saadet Partisi’nin katılması ise, muhafazakâr tabanın AKP’den uzaklaşmasını hızlandırabilir. Buradan yeni bir iktidar alternatifinin çıkması hiç de olasılık dışı değil.

Sağ hegemonya ve CHP’nin kırılgan pozisyonu

25 yıl sonra İstanbul ve Ankara’yı kazanan CHP, ana muhalefet partisi olarak anıldığı dönemi kapatmak istiyor. İyi Parti ve Babacan’ın kuracağı parti, CHP’nin uzun süredir uyguladığı seküler merkez sağın oylarını alma stratejisini boşa düşürebilir. Dolayısıyla CHP, İyi Parti ile yaptığı ittifakı dağıtmak yerine ittifakı genişletmenin yollarını arayacaktır. Üçüncü bir ittifakın kurulması, muhalefetin tek bir adayda birleşmesinin önüne geçeceği için iktidarın işine gelebilir.

Millet İttifakı’nın fiilen son bulması durumunda, yerel seçim rüzgarını arkasına alan CHP’nin kayda değer ölçüde bir oy kaybı yaşaması pek olası görünmüyor. CHP’nin yalnız kalması ise, baraja takılma ihtimalini bertaraf etmek üzere HDP’ye verilen emanet oyların asıl adresine dönmesine yol açabilir.

Söz edilen bu farklı senaryoların HDP cephesinde fazla bir karşılığı bulunmuyor. Hali hazırda herhangi bir ittifakın içerisinde kendisine yer bulamayan HDP, ittifak kurduğu sol güçlerle yola devam etmeyi tercih edecektir. Suriye’ye harekat gündemiyle birlikte ortaya çıkan tablo, HDP’nin sistem içindeki yalnızlığını teyit etmiş oldu.

Yerel seçimlerde “Cumhur İttifakı’nı geriletme” stratejisine göre hareket eden sosyalistlerin ise AKP’deki çözülmeyi, sermaye çevrelerindeki yeni arayışları ve emperyalist merkezlerden gelen mesajları iyi okumaları gerekiyor. Zira AKP zayıfladıkça, daha saldırgan ve kullanışlı hale geliyor.

Bu tablo karşısında sosyalist / devrimci güçlerin nasıl bir strateji izlemesi gerektiği ise başka bir yazının konusu.

Toparlamak gerekirse, tüm aktörlerin planlarını 2023’teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden ziyade olası bir erken seçime göre yaptığını hatırlatmakta fayda var.

Elimizde öne çıkan iki senaryo mevcut. İlki CHP-İyi Parti-Babacan ittifakı, ikincisi ise İyi Parti-Babacan-Davutoğlu-Saadet ittifakı. Her halükarda sağın ittifaklardaki ağırlığı artacak gibi görünüyor.

https://www.birgun.net/haber/sagda-yeni-blok-chp-yi-yalnizlastirir-mi-273160

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
25.10.2019- 02:29

Yakında kurulacağı beklenen iki sağ partiyle İYİP'in bir ittifak kurması akla yatkın geliyor ancak, nasıl bir ittifak kurulursa kurulsun Cumhurbaşkanlığı seçimi gündeme geldiğinde CHP ve AKP'nin adaylarından birinin ipi göğüsleyeceği gerçeği var ve Davutoğlu, Babacan ve Akşener'in olası bir birlikteliğinin son kertede finale kalacak bu iki adaydan birini seçmesi gerekecek. Seçime çok var.   Bu süre zarfında ülkede çok şeyler olabilecek ve iç ve dış koşullar da çok değişkenlik gösterecektir.   Seçimin kaderi üzerinde etki edebilecek çok farklı koşullar ortaya çıkmadıkça Erdoğan AKP'sinin seçim kazanma şansını az görüyorum. Hem Türkiye'de ve hem de ABD ve AB'de Erdoğan'a tahamüllün kalmadığını, ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen bu sistemin tek adam diktatörlüğünden başka bir şey olmadığı   geniş kitleler tarafından anlaşıldığını düşünüyorum. Bence bu defter kapatıldı. İktidarın hem iç ve dış siyasetteki savrukluğunun da bir nedeni bu olmalı.

Başka bir konu var: AKP MHP, İYİP, Babacan ve Davutoğlu bir ittifak kurarsa bence en çök zorlanacak parti HDP olacaktır. Üstteki yorumda HDP'ye verilen emanet oylarının geriye/CHP'ye dönme olasılığından söz edilirken doğru söyleniyor. Böyle bir ittifak sisteminde boşta kalan CHP'nin HDP ile ittifakı da zora girecektir ve ittifak dışı kalan HDP'nin baraj sıkıntısı ortaya çıkacaktır.


Üstteki yorumda sosyalistlerin millet ittifakını desteklediği söylenirken, TKP'nin tutumuna hiç değinilmemiş. TKP'nin Türkiye sosyalizminin belkemiği olduğunu düşünüyor ve bunu da sürekli dillendiriyorum. TKP önümüzdeki ilk seçimde de bence aynı siyasal tutumu sürdürecek ve bu siyasal tutumun partiye nasıl bir geri dönüş sağladığını görmek isteyecektir. Sonrası ne olur bilmem. Ne var ki, AKP iktidarda durduğu sürece, böyle bir siyasi çizginin partiye getirisinin olmayacağını düşünüyor ve yanlış buluyorum. TKP hem bağımsız bir çizgide   örgütlenme çabasını öne çıkartan bir siyaseti savunurken, hem de   AKP'yi iktidardan etmeyi öne çıkartan muhalefete bir şekilde enerji taşıyabilirdi. AKP'nin iktidardan düşürülme çabalarına katılmamayı tercih eden bir TKP'yi düşünemiyorum. Bu tarz-ı siyasetin ülkeye ve partiye getirisinin de olmayacağı nasıl görülemiyor, gerçekten şaşırıyorum.


Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]