Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları
01.01.2020- 09:56

Bir yılı daha devirdik, bir yıl daha geride kaldı...
Yeni bir yıla girerken bir öncekilerden bir farklılığı da yaşıyor gibiyiz.
Bana öyle geliyor.

Uzunca bir zamandır içi pek de dolu olmayan bir umutla giriyorduk yeni bir yıla... Açıkçası ne kadar güzel dileklerde bulunursak bulunalım, içimizde pek de dışa vuramadığımız bir karamsarlığın belirtileri de vardı. Bir türlü AKP'yi sırtımızdan atamıyorduk... Bu ülkeye, bu ülkenin insanına, geçmişine ve mücadele tarihine hiç yakışmayan bir zihniyeti ne yaparsa yapsın siyasi iktidardan uzaklaştıramıyorduk. Ağır ağır da olsa gözlerimizin önünde cumhuriyet yıkılıyor, aydınlanma devrimimizin kazanımları, en başta laiklik olmak üzere toplumsal ve siyasal hayatımızdan dışlanıyordu. Toplum ikiye bölünmüştü. Bu gidişata, bu karşı devrim sürecine toplumun en az yarısı tepki gösteriyordu; 2013'te kendiliğinden patlayan GEZİ böyle bir tepkinin ete kemiğe bürünmesiydi, belki;   ne var ki yeterli olmuyor, sonuç alınamıyordu. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne yapıp ediyor ve bir şekilde ve en çok devlet olanaklarını da seferber ederek toplumun diğer yarısını kendi etrafında konsolide edebiliyordu. Ne sosyal demokrasi ve ne de sosyalist solun bu kötü gidişi engelleyecek etkisi bulunmuyordu. Kürt hareketinin ise böyle bir amacı olduğu bile iddia edilemezdi.

İlk kez birşeyler değişti.
İlk kez bir şeyler değişmiş olarak giriyoruz yeni bir yıla...
Ve ilk kez Erdoğan AKP'sinin ilk seçimde gideceği şeklinde bir umut yaygınlaşıyor, ete kemiğe bürünüyor...

Bu yüzden yeni yıl beklentilerimiz ve yeni yıl dileklerimizin taşıdığı umut bir öncekilerden daha gerçekçi. Daha bir içten ve inanarak ''yeni yılınız kutlu olsun, içiniz umutla dolsun'' diyorum.Bir daha hatırlamak bile istemediğimiz bu kötü sürecin yeni yılda noktalanması ve hem 23 aydınlanmasına ve hem de 61 ilericiliğine yakışmayan bu karanlık gidişatın son bulmasını diliyorum.

Sevgiye ihtiyacımız var bu süreçte. Daha bir seveceğiz ve daha bir sarılacağız birbirimize...AKP karşıtlığını önemseyeceğiz, ideolojimiz ne olursa olsun, kendimize göre çizdiğimiz mücadele doğrultumuzun bir yerine mutlaka AKP'yi iktidardan edecek bir mücadeleyi de ekleyeceğiz. Bu yoksa bir şeylerin eksik kalacağı çok açık. AKP'yi doğrudan karşıya almadan bu coğrafyada beliren umudun bir parçası olamayacağımızı hiç akıldan çıkarmamak gerekiyor.

Herşey bir anda çok güzel olmayacak belki, ama inanın, her şey daha güzel olacak! Mücadeleden asla geriye düşmeyin; içinizdeki umudu bir ölçüde dışarıya taşırmanız bile önemli...

Kendiniz için de birşeyler yapın; sevdiğinize sevdiğinizi mutlaka söyleyin, ''ne olacak sonra'' diye düşünmeden ve ne olursa, ne olacaksa olsun, diye çekinmeden.

Ve bir de...

Bir de havalar soğudu, kış kapıda...
Sokak hayvanlarını hiç ihmal etmeyin.
Biraz sevgi, yine sevgi, hep sevgi...

Yeni yılınız kutlu olsun.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
02.01.2020- 11:08

Evet, 2020'ye girerken içimizde bir öncekilerden farklı ve daha gerçekçi bir umut taşıyor olmamızın nedenleri üzerinde biraz durmak ve bu sürecin hazılayıcısı olanları da takdir etmek gerekmiyor mu? Birincisi, yani farklı bir umut taşıyor olmamızın temel nedeni iktidardaki zihniyetin ilk kez açık seçik yenilgiye uğratılmasıdır. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve benzeri birçok büyükşehirde AKP yerel iktidarı açık farkla kaybederek, merkezi iktidardan da gidici olduğunu göstermiştir. Kuşkusuz bu kadar basit değil ama en azından toplumun yarısından çok daha fazlası Erdoğan AKP'sinin ve tek adam diktatörlüğünün ilk seçimde sol bulması yönünde bir siyasi tavır koyacağını biliyoruz. Bizleri öncelikle daha bir gerçekçi umuda yönelten şey bu sonuçlar ve gerçekliktir.

Peki bu nasıl oldu?

İşte bu noktada özellikle de bir kişinin hakkını teslim etmemiz gerekiyor: CHP Genel Başkanı KIlıçdaroğlu... ''Partiyi sağa yöneltiyor'' dedik, heyecansız bir lider, kitlelere heyecan taşımayan biri ve hatta entellektüel düzeyi bir sol-sosyal demokrat partiye uygun değil, eleştirilerinde sıkça bulunduk. Ne var ki, bu süreçte Erdoğan AKP'sinin yenilebilir olduğunu bize gösterdi! HDP ve İYİP'i ve hatta Saadet Partisini bir araya getirebilmek, bir aday üzerinde mutabakata vardırabilmek hiç de kolay değildi; Kılıçdaroğlu bu süreci çok iyi götürdü ve bir sonuca ulaştırdı. Sanırım, içimizde daha gerçekçi bir umudu taşıyor hale gelmişsek, bunda en büyük pay Kılıçdaroğlu'na verilmelidir.

Umarım bu AKP karşıtlığı temelinde tek adam diktatörlüğüne karşıtlık ve parlamenter sisteme yöneliş (laiklik ve hukuk devleti başlıklarını asla önemsizleştirmeden) devam eder ve nihai bir sonuca ulaşır. Bu bağlamda yeni bir yıla girerken Kılıçdaroğlu ve CHP'nin de hakkını vermemek olmaz, diye düşünüyorum. Ve umarım sosyalist-komünist partilerimiz de bu sürece katkıda bulunur veya en azından köstek olmazlar.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]