Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları
29.02.2020- 06:46

MHP, AKP, İYİP, CHP bildiride birleşti

Meclis'te AKP, CHP, MHP ve İYİP grupları İdlib'e ilişkin ortak bir bildiri yayımladı. CHP böylece AKP'nin eleştirdiği Suriye politikalarına bir kez daha 'milli birlik' namına arka çıkmış oldu.

Resim Ekleme

TBMM'de CHP, AKP, MHP ve İYİP grupları ortak bildiriyle İdlib'deki saldırıyı kınadı.

"Alçak ve menfur saldırıyı şiddetle ve nefretle kınıyoruz" denilen bildiride "Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bize emanet edilen demokratik temsil sorumluluğunu parti politikalarına ilişkin farklılıklar saklı kalmak kaydıyla, yüksek idealler istikametindeki ortak bir anlayışla yerine getireceğimizi Aziz Milletimiz'e ve dünya kamuoyuna bir kez daha bildiririz" diye belirtildi.

Dört partinin imza attığı bildiri şöyle:

Resim Ekleme

https://haber.sol.org.tr/turkiye/mhp-akp-iyip-chp-bildiride-birlesti-281567


****

HDP'den ortak bildiri açıklaması: İmza atmadık çünkü...

HDP'den yapılan açıklamada 'Suriye’deki yanlış politikaların sahibi olan iktidar ittifakı ile hiçbir şey olmamış gibi İdlib felaketini birlikte kınamayı doğru bulmuyoruz' denildi.

Resim Ekleme

Meclis'te AKP, CHP, MHP ve İYİP gruplarının, İdlib'deki saldırıyı kınayan ortak bildirisine imza atmayan HDP bir açıklama yaptı.

HDP Grup Başkanvekilleri Fatma Kurtulan ve Saruhan Oluç imzasıyla yapılan açıklamada "Hayatını kaybeden, İdlib topraklarına düşen her gencimiz için çok üzgünüz, onlara rahmet ve ailelerine, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Ama bunu bütün siyasi sorumluluğu taşıyanlarla beraber yapmayı uygun görmüyoruz" denildi.

Açıklama şöyle:

"Meclis’te 4 partinin ortak imzaladığı bildiriye imza atmadık, çünkü...

1. Suriye’deki yanlış politikaların sahibi olan iktidar ittifakı ile hiçbir şey olmamış gibi İdlib felaketini birlikte kınamayı doğru bulmuyoruz. Hayatını kaybeden, İdlib topraklarına düşen her gencimiz için çok üzgünüz, onlara rahmet ve ailelerine, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Ama bunu bütün siyasi sorumluluğu taşıyanlarla beraber yapmayı uygun görmüyoruz.

2. Meclis bütün taleplere rağmen olağanüstü toplanmıyor, olağan bir durumla karşı karşıyaymışız gibi davranılıyor; İdlib felaketini toplumun gözü önünde ve açıkça tartışmıyor; giderek ağırlaşan bedellerin hesabını sormaya yanaşmıyor; ama onun yerine partiler ortak kınama bildirisi yayınlıyor. Bu, samimiyetten tamamen uzak bir tutumdur."

https://haber.sol.org.tr/turkiye/hdpden-ortak-bildiri-aciklamasi-imza-atmadik-cunku-281575

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
01.03.2020- 09:19

HDP dışındaki dört parti ortak bir bildirinin altına imza atarak hangi konuda ortaklaşmış oldular? CHP öteden beri İDLİB'te bulunmamızın yanlış olduğunu ileri sürerken bu bildiri neyin nesi oluyor? CHP HDP gibi (bu konuda) doğru bir konumlanış alamaz mıydı? Biraz daha genişletebiliriz soruyu; terör gerekçesi olsa da parlamentoda Suriye'ye asker gönderilme yetkisi konusunda neden siyasi iktidara destek verildi? Neden, daha önce görüldüğü gibi milletvekili dokunulmazlığı konusundan bir ders çıkarılmadı? Neden o yetkinin de Suriye konusundaki yetkinin de ve bu ortak bildiriye imza konusundaki yanlışlık bir türlü anlaşılamıyor?   Ya da soruları şöyle toparlayalım: gerçekten anlaşılamıyor mu, yoksa öyle davranmak zorunluluğu mu hissediliyor?

Aydemir Güler geçenlerde yaptığı bir yorumda CHP içindeki sağcı-milliyetçi bir çizgiyi işaret etmiş ve ortak bildiri konusu bu çizgiyle ilişkilendirilmişti. Bu bağlamda Kılıçdaroğlu ve ekibi için sağcı denilebilir mi, öyleyse   AKP, MHP ve İYİP gibi neden Suriye'ye asker gönderme ve İdlib'te konuşlanarak daha da ileri noktalara gidilmesi konusunda bir hamasetin peşine düşmedi? Neden Suriye konusunda sürekli bir ''yanlışlık'' vurgusu yapılıyor ve çözüm için Esad'la görüşülmesi gereğinin altı çiziliyor?

Bu soruların yanıtını ''sağcı ve milliyetçi çizgi'' olarak vermek bana çok yüzeysel geliyor. CHP bu konularda öteden beri bir çelişki yumağı haline gelmiş. Bence sorun burada. Kılıçdaroğlu ve ekibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı siyasi bir yenilgiye uğratma ve onu siyasi iktidardan uzaklaştırma konusundan ellerinden geleni yapıyor. Bu konuda gerçekten büyük bir mücadele de veriyor. Ama işte sorun tam da bu noktada.   Onlar Erdoğan'ı yenilgiye uğratmanın -öteden beri- sağa yönelmekten geçtiğini düşünüyorlar. CHP'nin lideri ve yönetim kadrosunun ''ellerinden gelen mücadele'' bu. Ve bence bu konuda bir hayli ''başarılılar''.

Milliyetçiliğin yükselişe geçtiği hamasi söylemlerin akılcı bir kavrayışın önüne geçtiği koşullarda yaratılan rüzgarın karşısına dikilip siyaset yapmak kolay değildir. Zordur ve açık seçik bir sol duruş gerektirir. CHP çok uzun zamandır böyle sistematik bir duruş gösteremiyor. Nedeni şu ya da bu; ama realite bu. Böyle olduğu için son iki seçimde başarılı oldu. İYİP'i de, Saadet'i de, HDP'yi de kendi adayları üzerinde birleştirerek bir seçim zaferi kazandı. Aynı siyasi dürtüyle hareket ederek, hem ''yanlış siyaset'' diyebiliyor ve hem de o yanlışlıkla ortak bir görüntü verebiliyor. Uzun zamandır böyle.

( Böyle olmamalı, ilkesel bir sol-sosyal demokrat duruş göstermeli şeklinde bir eleştiri getirilebilir ama, artık çok geç. Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olduğunda sol-sosyal demokrat bir tavır peşinde koşsaydı, partiyi bu doğrultuda bir siyasete yönlendirseydi belki ama, siyasi yenilgilerden kurtulmanın yolunun rakiplerine benzemekten geçtiği yolunda kolaycı ve sağcı-milliyetçi bir yönelime girdiğinden beri bu saatten sonra farklı bir tavır gösteremez. Böyle davranıyor ve son seçimlerde de başarılı oldu. Ama bu ne kadar sürer, Erdoğan'ı iktidardan etmeye yeter mi,bunu da yaşayarak ve böyle kör-topal göreceğiz.)

( ''Erdoğansız AKP formülü''   diye bir kavram türetilmiş ve çok da kullanılıyordu. Hiç katılmadım. Böyle bir olgu Erdoğan'ı çok sıradan bir lider olduğu anlamına gelir ki, hiç doğru ve kapsayıcı bir kavram değil. )

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
03.03.2020- 09:01

Bu ''ortak bildiri''ye CHP'nin imza vermesinin sonuçları üzerinde biraz daha durmak gerekir. Bu imza konusunun CHP'nin bugüne kadar izlediği siyasetle uyumlu olduğunu söyleyelim. Tıpkı 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki Yenikapı ''buluşması''na katılım gibi. Kılıçdaroğlu CHP'si bu. Bir öyle bir böyle. Uyumsuzlukmuş, çelişkiymiş, sosyal demokrat olduğu iddiasında bulunan bir parti için yanlış bir okuma ve yanlış bir konumlanışmış, ne gam! Hem farklıyız, hem beraberiz yürüyüşü bu. Arada bir 'adalet yürüyüşü'' ama çokça ''ülke meselelerinde beraberlik'' vurgusu...

Kılıçdaroğlu CHP'si bu ve bu konuda ''ustalıklı'' bir siyaset izliyorlar' Benim merak ettiğim ''Suriye savaşı''nı destekleyenlerin oranının yüzde 65 çıkması konusunda acaba şaşkınlık duyuyorlar mıdır? Bu tür sonuçlarda kendi ucube siyasetlerinin de bir etkisi olduğunun farkındalar mı? Dahası Erdoğan'ın bu ''akıl dışı'' siyasetlerindeki ısrarın büyük ölçüde bu absurt muhalif söylem ve eylemlerden   kaynaklandığı sorunu nasıl olur da görülemez; anlaşılır bir şey değil bu. Bu tavrı ''sağ siyaset'' diyerek ötelemek bence çok kolay ve hatta çok yüzeysel. Bu konu önemsenmelidir; açıklanmaya çalışılmalı, bilince çıkarılmalıdır. Tıpkı anlı şanlı liberallerimizin   ve onun peşinden giden, onu iktidarda tuttuğunu söyleyen Kürt hareketinin bir dönem AKP'nin arkasında saf tutması gibi...

Bu ülkenin iktidar ve muhalefetinde istisnasız bir gariplik, bir absurt olma durumu var, sanki..
''Sanki''si fazla mı; arkası sonu gelmiyor bir türlü...
Bir çeşit kısır döngü...
Ya da kapitalizmin kaçınılmaz üretimi mi?

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]