Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

14 ve 28 Mayıs seçimlerinin en karışıklık yaratan partisi CHP oldu. Yapılması gereken öncelikle Genel Başkan kılıçdaroğlu2nun sorumluluk üstlenip istifa etmesiydi. Toplum ve partideki ''değişim'' talebine en uygun yanıt, partiyi uygun koşul ve tarihte seçimli   kongreye götürüp, o kongrede aday olmayacağını açıklaması olmalıydı. Yapmadı, değişimden anladığ kendi etrafında bulunan yöneticilerinin bir kısmının değişimiydi, onu yaptı ve koca partiyi handiyse bölünmenin eşiğine getirdi.

İmamoğlu merkezli bir muhalefet ortaya çıktı partide. Onların da değişimden anladıkları ve şu an'a kadar açıkladıkları ve açıklamadıklarıyla Genel Başkanın istifasıyla sınırlı gibi... Bir türlü partinin ideolojisiyle-sosyal demokratlığıyla ilgili bir açıklama gelmiyor. Tamam, reel sosyalizmin çözülüşüyle birlikte özellikle ülkemizdeki siyasetin sağa kaydığını söylemek mümkün ve hatta özellikle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen bu ucube sistemin bu sağa yönelişi daha da arttırıcı bir özellik taşıdığı da söylenebilir. Kimliksizlik partilerimizin hemen hemen tamamı için geçerli.

Türkiye Batı Avrupa'da çok daha önce gerçekleşmiş burjuva devrimini 150-200 yıl sonra gerçekleştirebilme sürecine girdi. Tabandan bir talep de olmaması ve kendi toplumsal tarih ve kültüründeki farklılıklar ve içinden çıktığı Osmanlının imparatorluk (feodal) özelliği bu burjuva devriminin de süreç içinde tıkanmasına yol açtı. Anadolu aydınlanma devrimi hemen her süreçte bir karşı devrim dalgası yarattı ve kimi sağ siyasetçilerin de oy uğruna ödünler vemesiyle de azımsanmayacak bir kitle tabanına sahip gericiliğin neo-osmanlıcı özlemlerini sürekli canlı tutmasına yol açtı. 60-70'lerde ortaya çıkan demokratik-sol muhalefetin kitlesellik kazanmasıyla birlikte düzen için bir tehdit haline gelmesini fırsat bulan düzen egemenlerinin 1980 darbesiyle birlikte gericiliğin önü daha da açılacak, reel sosyalizmin çözülüşüyle toplumdaki yorgunluk, bıkkınlık ve umutsuzluğun siyaset alanındaki belirleyiciliğni de ortadan kaldıracak ve toplum bütünüyle sağa açılır bir hale gelecekti. Bugün TİP dışında sosyalist solun toplumsal alanda olmamasının etkisiyle de CHP var olan bu iklimden fazlasıyla nasiplenmiş ve sonuçta Kılıçdaroğlu gibi ''dürüst'' olmasının dışında hemen hemen hiçbir (siyasi) özelliği olmayan silik bir bürokratın eline kalmıştır. Girdiği her seçimi kaybeden ve en son bu kadar uygun koşullarda gidilen bir seçimi de kazanamamak bile Kılıçdaroğlu'nun sorumluluğu üstlenmesini almaya neden olmamıştır. Hala dıretiyor ve hala partisini parçalanmanın eşiğinde tutmaya devam ediyor.

Bugün basına yansıdığı kadarıyla İmamoğlu bir açıklama yapmış bir iki hafta içinde düşüncelerini toplumla paylaşacağını söylemiş. Ne söyleyecek, Kılıçdaroğlu'nun istediği biçimiyle İBB seçimlerine aday olarak katılacak mı, genel başkanlık hedefini seçim sonrasına bırakacak mı, yoksa artık geriye dönmesinin mümkün olmadığını mı açıklayacak?

Bu konuları çok konuşacağız; CHP bir türlü sosyal demokrat bir siyasi kadroyu kendi içinden ıkarıp parti yönetimine egemen kılamadı. ( İ.Cihaner'in sol çıkışı da çok cılız ve partide bir kıpırtı yaratacak durumda değil.) CHP'nin durumu ülkenin durumundan farksız. Hiç bir umut yok. CHP öyle de HDP-YSP farklı mı? O da benzer sorunları bir türlü aşamıyorlar. Umut ise...

Evet, umut TİP'te. Çok uzun bir zamandır, tarihsel TİP'in kazandığı başarıyı bu ülkeye yaşatması hiç azımsanmamalı. TİP Türkiye sosyalizminin bu seçimdeki yüzakı olmuş ve nasıl kitlesellik kazanılabileceğinin formülünü görünür hale getirmiştir. Devam etmeli, daha toparlayıcı ve kapsayıcı olabilmelidir. Şu an'a kadar ulaşamadığı kesimlere ve özellikle sol-sosyalist olup da bir şekilde siyasetin dışında kalan aydınları partinin bünyesine katmakla işe başlamalıdır. ( Bir de şu İLERİportal bir şekilde daha işlevli bir hale getirilmelidir.)

CHP'ye dönersek, bekliyoruz,   içinde bulunulan umutsuz durumu aşmalarını bekliyoruz.
Umarım başarırlar.
***
bir küçük not; bu ülkenin düzlüğe çıkmasının yolu CHP'den Türkiyelileşen HDP-YSP'den ve ille de TİP'ten geçiyor. Çözümü hala sağdan beklemek, daha en başta çözümsüzlük anlamına gelmektedir. Çözüm ülkenin aydınlık, demokrat ve   yüzü sola dönük kesimlerinin etkin ve belirleyici olmalarından geçmektedir.

Umarım başarırız...
Umarım...
Olmazsa...
Başaramazsak...

Korkarım uzun süreli bu karanlığın etkisinin çok daha uzun süreli ve kurumlaşmış bir kalıcılığa dönüşmesi söz konusu olacaktır.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
28.07.2023- 06:41

Kılıçdaroğlu'nun tersine İmamoğlu ''öncülüğünde'' bir kısım muhalifler sadece yönetim kadrosunun değil, genel başkanın da değişmesi gerektiğini söylüyorlar İmamoğlu da bu açıklamayı net olark yaptı ve sanırım yakında bu değişimin kendi adı etrafında olması gerektiği iddiasını da ortaya atacak. Şimdilik ağır gidiyor, bir şekilde kendi kamuoyunu hazırlıyor gibi.

Bu yaz'ı ortaladık, seçimlerin üzerinden iki ay geçti. CHP hala toparlanamadı. Belirsizlk de, partinin ortadan ikiye yarılması da gündemde. İmamoğlu bu açıklamalardan sonra bir daha İBB'ne aday olmaz e onunla yetinmez. Kurultayda da bu delege yapısıyla Kılıçdaroğlu2nu yenmesi pek mümkün gözükmüyor. Sıkıntı verici bir durum CHP için ve kuşkusuz ülke için. CHP'nin bir an önce toparlanıp, saray rejimi karşısındaki yerini alabilmeli. Bu sürecin önünü de 14 ve 28 Mayıs yenilgilerinden sonra Kılıçdaroğlu yapablmeliyd ama şaşılacak bir şekilde ortalıkta yenilgi olduğu gerçeğini ve en azından bu süreçte bir sorumluluğu olduğunu kabul etmiyor. Tıpkı bizim sosyalist partilerimizin yönetimleri gibi. Girilen her seçimde partiyi bir adım bile öteye taşıyamazlar ama akllarına kendi siyasetlerindeki yanlışlıklar, hatalar vb. gelmez. Öylece devam ederler, ve konfor alanlarını kaybetmek istemezler Kılıçdaroğlu da aynı durumda...

Seçimler toplumda bir yenilmişik duygusu yarattı. Hemen her muhalif kesimde bunun izlerini görebilmek mümkün...Bir umutsuzluk dalgası hakim. Bir beklenti var, birileri ortaya çıkacak ve umutsuzluk dalgasını, bu yenlmişlik duygusunu bertaraf edecek... Bu CHP mi; değil; CHP'nin toparlanması elbette olumlu ama, ne kadar toparlanırsa toparlansın tek başına toplumda bir umut yeşertebilmesi koay değil HDP_YSP'ye de ihtiyaç var. Altını kalınca çizmek gereği duyuyorum, Türkiye'nin Türkiyelileşen bir HDP-YSP'ye ihtiyacı var. Umarım onlar da bu yönde bir toparlanma süreci yaşarlar. Ve bu da yetmez. CHP ve Türkiyelişen ve Türkiyelleşme konusunda adımlar atan HDP-YSP'nin yanında olmazsa olmaz, sosyalistlere ve artık (bence) toplumsal alanda ortaya çıkmış bir TİP'e de ihtiyaç var.

CHP, HDP-YSP ve TİP mutlaka toparlanmalı ve bir dayanışma ilişkisi içinde bu topluma umut verebilmenin, umut olabilmenin öncülüğüne soyunmalıdır. Ülkenin buna acil olarak ihtiyacı var

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]