Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

melnur  |  Cvp:
Cevap: 17
01.09.2023- 07:29

Dün sabah face'e yazmıştım:

Faşizme karşı demokrasi diyorsun, bir yerlerden duymuş ''demokrasi sınıfsaldır'' diye karşılık veriyor. ''Eeeee'' diyecek olsan bu kez ezberini yapıştırıyor ''demokrasiyi değil, sosyalizmi hedeflemek gerek.'' Arkadaş sosyalizmi hedeflemek ve özellikle bugünün Türkiye'sinden demokrasi mücadelesini dışlamak, tu kaka ilan etmek anlamına gelir mi? Duraklıyor, yanıt veremiyor, pili tükendi, ezberi bu kadardı. Demokrasi mücadelesinin sınıflı bir toplum içinde de asla göz ardı edilemeyeceği ve mutlaka sınıf mücadelesi bağlamında sürdürülmesi gerektiği gerçeğini anlayabilmesi o kadar zor oluyor ki. 21 yıllık AKP iktidarında içine yuvarlandığımız karanlıktan kurtulmanın yolu demokrasi mücadelesini dışlamak olmadığı, tarihe kazınmış bir mottomuz olan ''faşizme karşı demokrasi, kapitalizme karşı sosyalizm'' şiarını algılayabilmesi de zor oluyor. Kısaca sorunlarımızın çok az olduğunu iddia etmek pek mümkün değil. Kitleden kopuk bir sınıf mücadelesinin olmayacağı, olamayacağı, kitleleri doğrudan etkileyen sorunların çözümünü de hiçbir şekilde ihmal etmemek gereği sanırım mücadele sürecinde en başa yazılması gereken ilkelerdir.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 18
02.09.2023- 08:32


''Sosyalistler açısından sorun   kuramın ne olup ne olmadığı değildir. Sorun Marksist kuram ışığında siyaset alanında hangi doğrularla emekçi halka yaklaşılması noktasında ortaya çıkıyor. Emekçi halkla sosyalistler arasındaki açıyı en aza indirecek siyaseti bulamamakta yatıyor sorun. Sosyalist partiler arasındaki çeşitliliğin ve farklılığın önemli bir bölümü de bu nedenledir. Çözüm de öyle ''solun birliği' veya ''Komünistler birleşmeli'' yaygaralığında yatmıyor, ( aralarında ideolojik doğrultu konusunda çok fazla fark olmayanlar elbette birleşmeli. Örnekse TKH bu konuda vakit kaybetmeden TKP saflarına katılmalı ve konuyu bir pazarlık haline getirmemelidir.) Birleşme tabanda olacaktır, emekçi halk birleşmenin ve doğru siyasi çizginin nerede olduğunu gösterecektir. Bu aşamada halkın işaret ettiğine yönelme konusunda tereddüt yaşamamakta yarar vardır.''



...diye yazmışım, geçen gün. Birleşebilecek kadar aralarında çok fazla ideolojik ve siyasi farklılıklar olmayanlar elbette birleşmeliler ama, ortada bir cazgır gibi dolaşıp ''komünistler'' birleşmeli'' naraları atmak da ezbercilikten bir türlü kurtulamamaktır. Birleşme olup olmayacağına, daha doğrusu hangi siyasi örgüt-parti-siyasette birleşilmesi gerektiğine emekçi halkımız karar verecek ve bu siyasi partilerden birini ya da ikisine eğilim göstererek, kendine yakın bularak, benimseyerek...-bir çekim merkezi yaratacaktır. Son seçimlerde böyle bir yönelim olmuştur. Halkımız TİP'i verdiği oylarla diğer sosyalist partilerden bir hayli öne çıkarmıştır. Bu eğilim sürdürülebilmelidir. TİP ( önce İLERİportal düzenlemesinden başlayarak) seçimlerdeki siyasi tavrını geliştirerek devam ettirmelidir. Başarısızlık yine sosyalist partilerimizde yaşanan kuraklığın uzunca bir müddet daha sürüp gitmesinden başka bir sonuca yol açmayacaktır.


Umarım başarırlar, başarırız.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 19
03.09.2023- 01:07

En geniş anlamda solcularla sağcılar arasındaki temel fark birincisinin düşünme-sorgulama   diğerinin biat geleneğinden gelmesidir. Örgütlü örgütsüz tüm solcuların bu konuyu önemsemesi ve   içselleştirmesi gerekmiyor mu? Örnekse, ''bugün İLERİportal'da neden bir zafer Bayramı kutlaması yok?'' diye sormamalı mıyız; sesimizi yükseltmemeli miyiz? Yapmazsak, yapamazsak   sağcılardan ne farkımız kalır ki?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 20
05.09.2023- 06:38

Gericiliğe karşı mücadeleyi önemser ve öne çıkartırken gericiliğin sol içindeki versiyonlarına ''ama onlar arkadaşlarımız'' koruyuculuğuna soyunmamak gerek. Tıpkı AKİT gibi, tıpkı Hüda Par gibi bu topraklarda çağımızın en önemli devrimcisi Atatürk'e, cumhuriyete ve kazanımlarına, kurtuluş ve kuruluşa düşman olanlar sarıldığı argümanlar ne olursa olsun deşifre edilmelidir. Sürekli yineliyoruz, Türkiye Kemalizm'le kapitalizmi aşamaz, ama Türkiye de nihai kurtuluş mücadelesinde Kemalizm'in gerisine düşemez. Siyasal gericiliğin 21 yıldır egemenlik kurduğu ve neo-osmanlıcı düşlerle kurumlaşmaya çalıştığı bir süreçte Kemalizm düşmanlığının ve Kemalizm'le sözde ideolojik mücadelenin sola ve sosyalist mücadeleye hiçbir katkısı yoktur. Bu kafanın varacağı yer, eninde sonunda gericiliğin saflarıdır ve başka da bir şey değildir. Bu yüzden uzunca bir zamandır gericilikle yan yana düşen bu siyaset(!) anlayışına karşı da tavır alınmalıdır. Uyarmak, açığa çıkarmak ve gerekiyorsa maskelerini indirmek sorumluluk kapsamı içinde olmalıdır.

Önemsiyorum ve öyle düşünüyorum.

( Bu da dünden...)

melnur  |  Cvp:
Cevap: 21
06.09.2023- 03:57

Gericiliğe karşı mücadeleyi önemser ve öne çıkartırken gericiliğin sol içindeki versiyonlarına ''ama onlar arkadaşlarımız'' koruyuculuğuna soyunmamak gerek. Tıpkı AKİT gibi, tıpkı Hüda Par gibi bu topraklarda çağımızın en önemli devrimcisi Atatürk'e, cumhuriyete ve kazanımlarına, kurtuluş ve kuruluşa düşman olanlar sarıldığı argümanlar ne olursa olsun deşifre edilmelidir. Sürekli yineliyoruz, Türkiye Kemalizm'le kapitalizmi aşamaz, ama Türkiye de nihai kurtuluş mücadelesinde Kemalizm'in gerisine düşemez. Siyasal gericiliğin 21 yıldır egemenlik kurduğu ve neo-osmanlıcı düşlerle kurumlaşmaya çalıştığı bir süreçte Kemalizm düşmanlığının ve Kemalizm'le sözde ideolojik mücadelenin sola ve sosyalist mücadeleye hiçbir katkısı yoktur. Bu kafanın varacağı yer, eninde sonunda gericiliğin saflarıdır ve başka da bir şey değildir. Bu yüzden uzunca bir zamandır gericilikle yan yana düşen bu siyaset(!) anlayışına karşı da tavır alınmalıdır. Uyarmak, açığa çıkarmak ve gerekiyorsa maskelerini indirmek sorumluluk kapsamı içinde olmalıdır.

Önemsiyorum ve öyle düşünüyorum.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 22
07.09.2023- 09:04

Türkiye'de solculuk ulusal olan hemen her şeye karşıtlık, ve hatta düşmanlık içinde olmak mıdır? Böyle midir gerçekten? Bilimsel sosyalizmi savunmak enternasyonali savunmak anlamına geliyorsa (ki öyledir) enternasyonalist olmak örnekse 1923 devrimine, burjuvazi önderliğinde gerçekleşen aydınlanmaya, cumhuriyete ve kazanımlarına sürekli karşıtlık içinde olmak mıdır? Bugün nasıl bir süreçten geçtiğimiz konusunda en küçük bir kaygı duymadan, gericiliğe doğrudan veya dolaylı yoldan destek anlamında kuruluş dönemindeki acıları ısıtıp ısıtıp ortaya dökmek enternasyonal olmanın bir gereği midir? Ulusal bayrağa, ulusal devrime saygı göstermek, önemsemek, Atatürk ve silah arkadaşlarını bu coğrafyanın çok önemli bir devrimcisi olarak yad etmek...-ulusalcılık, milliyetçilik ve hatta sosyal şoven olmak mıdır?

Değildir arkadaşlar, değildir. Tam tersine Türkiye'de sosyalist olmak öncelikle kurtuluş ve kuruluş sürecini anlamak ve saygı göstermek ve Yalçın Küçük'ün altını çizdiği gibi o büyük devrimci sürecin bu ülkeye kazandırdıklarının asla gerisine düşmemek demektir. Solculuk yanlış okunur ve yanlış içselleştirirlerse, yanlış iliklenen ilk düğme etkisine yol açar. Öyle olduğu için ay yıldızlı bayrağa düşmanlık yapılır, öyle olduğu için filenin sultanlarının bu büyük başarısı üstelik gericiliğin de yoğun basıncı altındayken küçümsenir ve milliyetçilik-ulusalcılık olarak nitelenir!

Azınlıktalar, çok azınlıktalar. Ama sanal medyanın olanaklarını da kullanarak sesleri çok çıkıyor. Ciddiye alınmalı mı, alınmamalı mı, kestiremiyorum ama deşifre edilmeliler; bence '' arkadaşımız, fazla üzmemek, kırmamak gerek'' diyerek geçiştirilmemeli...

Pek çok konuda net ve somut bir duruş sahibi olabilmeliyiz. Siyasal devrim, sosyalist dönüşümler, tek ülkede sosyalizmin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ve hatta komünist toplumun ileri aşamalarında devletin nasıl örgütlenebileceği...- öğrenilebilir. Ama bu ülkenin devrimci kazanımlarına düşmanlık varsa, emin olun, ortada sol adına hiçbir şey yok demektir.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 23
08.09.2023- 01:15

...bir dönem liberaller öncülüğünde AKP HDP ittifakının dilinden düşürmediği özgürlük ve demokrasi çığırtkanlığını savunmak ne kadar yanlış idiyse, bugün gerçek portföyü ortaya çıkan AKP'nin yarattığı parti devleti karşısında çubuğu demokrasiye doğru bükmemek ve demokrasiyi sınıfsal mücadelenin bir parçası olarak savunmamak da o derece yanlıştır.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 24
09.09.2023- 08:55

''Faiz sebep enflasyon sonuç'' diye haykırmıştı konsolide ettiği yığınlara, olmadığını görünce bu kez ''NAS'' deyiverdi, ''Ben ekonomistim'' diye de ekledi.   Konsolide edebildiği kitle meydanlarda oynamaya başlamıştı, sonra köprünün altından çok sular aktı, handiyse İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'sına döndük. Pahalılık aldı yürüdü. Paranın değeri kalmadı.   Sürekli inanmadığını söylediği uygulamalara geri döndü. Faiz arttırıldı, TUİK gizlediği enflasyon rakamlarını artık gizleyemez hale geldi. Ekonomist Cumhurbaşkanımız bu kez ''enflasyonun nedeni psikolojik'' deyiverdi. Ne çare çok geç; ruh gibiyiz artık, psikolojimiz   yıllardır bozuk.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]