Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

İLERİportal'da Onur Emre Yağan'ın yazısından bir bölüm: ''...seçim öncesi dönemde kaçınılmaz sayılan “muhalefetin tüm unsurlarıyla uyumlu hareket etme” anlayışının bugün için sosyalistler tarafından reddedilmesi ve düzen içi muhalefete de muhalefet edecek bir devrimci siyaset hedeflenmeli, yakın dönemde düzen partileri ve sosyalist partilerin birlikte manevra yapabildiği “gri alan” ortadan kaldırılmalıdır. Sosyalist hareketin önümüzdeki dönem, düzen partilerinde ve düzen siyasetinde hangi kırılmalar yaşanırsa yaşansın, kendi dar bölgesinde akmaya başlayan devrimci siyaseti toplumsallaştırmak ve kitleselleştirmek hedeflerini başat belirleyici gündem olarak saptaması gerekir. ''

Onur Emre Yağan arkadaşımızın bu yorumunun oldukça sorunlu bir yorum olduğunu ve bugünün Türkiye'sindeki nesnel koşullarla pek de uyuşmadığını düşünüyorum. Onur Emre Yağan seçim öncesindeki ''muhalefetin tüm unsurlarıyla birlikte hareket edilmesi'' anlayışının kaçınılmaz olarak nitelerken bugün için neden reddedilmesini gerektiğini de ortaya koyabilmeliydi. Bence bu da yetmez; Onur Emre arkadaşımız bu yorumda bulunurken TİP'in neden bir milyona yakın oy aldığını da çözümlemeliydi ve bu reddetme konusunu bu çözümlemeyle birlikte ele alabilmeliydi. Özetle seçimlerden önce kaçınılmaz bir şekilde dinci gericilği karşısına alan ve bu konuda muhalefete muhalefet etmemeyi bir siyasal strateji olarak önüne koyan partinin toplumsal alanda yarattığı ilgi ve etkinin bu parametreyle sıkı bir ilişkisi olduğunu da görecekti. Siyasal iktidarda hiçbir değişiklik olmamışken, ekonomi daha da ağırlaşmış ve siyasal ve toplumsal alanda gericiliğin basıncı daha da artmışken düzen muhalefetini dışta bırakan ve dahası ona kategorik olarak muhalefet eden bir anlayışın dinci faşizm karşısında hiçbir başarı şansının olmadığı ve bu durumun da geniş kitleler tarafından benimsenebilir olmadığı apaçık bir gerçek değil midir?

TİP çok açık ve çok net olarak kendisinin neden seçimlerde bir milyona yakın   oy aldığını ve seçime giren diğer sosyalist partilerin tamamının toplamda üç yüz binin altında kaldığını masaya yatırmalıdır. ( Yapıldı mı, bilmiyorum.) Bu konuya etki eden pek çok parametre olduğu kesindir ama temel farkın öteden beri dinci faşizme karşı net ve somut bir mücadele bayrağını yükseltmesi, bu konuda düzen muhaefetiyle gereken dayanışmayı göstermesi ve ekran yüzleriyle bu konudaki samimiyetini ortaya koyabilmesiydi. Onur Emre Yağan şimdi söz konusu yazısında bu siyasetin reddedilmesi gerektiğini söylüyor. Peki neden, nedeni yok. Şaşkınlık verici.

İlgi ve etki uyandıran ve geniş kitleler tarafından benimsenebilir olan   bir siyasetin seçim öncesi koşullar bugün çok daha ağırlaşmışken reddedilebilmesi TİP'e bağlanan umutların da sönümlenmesi anlamına gelmez mi?

Böyle bir hatanın yapılacağını düşünmüyorum.



NOT: Onur Emre'nin ''muhalefetin tüm unsurlarıyla hareket etme''yi faşizm koşullarında kategorik olarak muhalefete muhalefet etmek olarak aldım, Yorum bunun üzerine kurgulandı. Sosyalist partiler hemen her konuda düzen partileriyle ayrışırlar. Ama bu durum   faşizme karşı mücadelenin düzen partilerinin kimi kesimleriyle birlikte yürütülmeyeceği anlamına gelmez. Türkiye gibi bir ülkede böyle bir ''birliktelik'' kurulmadan da zaten faşizme karşı mücadele verilemez.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]