Türkiye siyasetinde hiç rastlanmayan bir şey gerçekleşti ve 13   yıldır CHP Genel Başkanlığında bulunan Kemal Kılıçdaroğlu 38. kurultayda girdiği seçimde yakın çalışma arkadaşı Özgür Özel karşısında yenilgiye uğradı ve genel başkanlık koltuğunu devretmek zorunda kaldı. Başabaş geçeceği ama Kılıçdaroğlu'nun az farkla da olsa kazanacağı varsayılan seçimin birinci turunda Özel 682 oy, Kılıçdaroğlu ise 664 oy almıştı. Salt çoğunluğa ulaşılamayınca yapılan ikinci tur oylamada Özgür Özel 812, Kılıçdaroğlu ise 536 oy aldı ve genel başkanlık Kılıçdaroğlu'ndan Özgür Özel'e geçmiş oldu. Kurultaya bugün devam edilecek ve parti yönetimi ve disiplin kurulu üyeleri bugün seçilecek.

Kılıçdaroğlu'nun seçimi kaybetmesi ve Özgür Özel'in genel başkanlık yarışını kazanması, partiden kopmaları durdurucak ve kopan parçaların geri dönmesini de sağlayacaktır. Böyle bir seçim sonucu sadece CHP'de değil ve aynı zamanda Türkiye siyasetinde de yeni bir dalgalanmaya yol açacak ve belediye seçimlerine 5 ay kala muhalif kesimlerin yeniden toparlanmasına da yol açacaktır. Abartmak da istemiyorum ama Kılıçdaroğlu'nun gitmesi Özgür Özel'in CHP genel başkanlığı koltuğuna oturmasıyla 14-28 Mayıs seçimleriyle birlikte muhalefetteki umutsuzluk ve yılgınlığın büyük ölçüde toparlanacağı ve iktidar muhalefet dengesinin yeni bir çizgiye oturacağını söyleyebiliriz. Bir anlamda 31 Mart belediye seçimlerinin iktidar için çantada keklik olmadığını da söyleyebilmek mümkün.

Giderayak sosyalist partilerimiz için birkaç cümle kurmak gerekirse, ne yazık ki, ülkedeki hiçbir dalgalanma sosyalist partilerimizin kemikleşen-kuntlaşan yapısında bir değişim yaratmıyor-yaratmayacak. Onlar alıştıkları ve on yıllardır sürdürdükleri işleyiş biçimini aynı monotonlukta sürdürecekler. Yoksullaşan, giderek çok daha kötü yaşam koşullarına mahkum edilen halkımız için ise çok uzun bir zaman umut olamadılar ve bu   emekçi halka dokunmayan siyasetlerinde hiçbir bir değişim olmadığı sürece de umut olamayacaklar. Bir kıbırdanış TİP'te başladı ve umarım onlar başarırlar.

Özgür Özel seçildi, sağdan da soldan da ''emanetçi başkan'' yakıştırmaları. Yani gerçekte zamanı geldiğinde koltuğu başkasına bırakacak. Öyle mi gerçekten?

SOLhaber de uymuş bu furyaya. Onlar da öteden beri CHP'ye ne kadar vurursak belki oradan bir şeyler koparırız türünden yaklaşımlarla siyaset kurgulamaya çalışıyorlar. ''CHP seçime kadar Özgür Özel’e emanet. Özel resmi, İmamoğlu gölge CHP genel başkanı.'' Böyle yazmışlar. https://haber.sol.org.tr/haber/sol-tv-chpnin-emanetcisi-ozgur-ozel-386735

Bence CHP'de doğru bir formül işletilmeye çalışılıyor. Tek adam sisteminde iktidar yolu Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmaktan geçiyor. Bu da kolay bir şey değil. Sandığa giren oyların yarısından bir fazla oy almak sadece parti dışındaki ittifaklardan geçmiyor, eğer parti içinde tek adamlık yoksa parti içinde de '2ittifaklardan'' geçiyor. CHP'de son kurultayda gerçekleştirilen şey bu. Özel ile İmamoğlu ittifak kurmuşlar, ÖZEL CHP Genel Başkanlığını almış, İmamoğlu şimdilik İBB Başkanı adayı. İmamoğlu hiç kuşkum yok bununla yetinmeyecektir. İstanbul alınırsa bence partinin başına geçmeyecek, yani Ö.Özel bir emanetçi pozisyonuna düşmeyecek. Parti yine Özel'in genel başkanlığında olacak,İmamoğlu ise partinin Cumhurbaşkanı adayı olacak.

Bence işletilmeye çalışılan formül bu.
İstanbul kaybedilmezse
Doğrusu da bu...

Kaybedilirse, kartlar belki yeniden karıştırılmak durumunda kalınır.