SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 18 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   4   5   6   7   >   son» 
Hükümet istifa mı, devrim mi?           (gösterim sayısı: 132.843)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 27.12.2013- 11:38


SF'de yine bir başlık açılmış: ''İstifa mı?'' şeklinde. Başlığı açan arkadaş da konuyu şöyle ortaya koymuş:

''Gezi direnişinden itibaren sürekli "Hükumet İstifa" sloganları dillerde dolaşıyor. Şu durum için de aynı slogan geçerliliğini koruyor.
Sizce ne, istifa mı, devrim mi?
Başbakan istifa edince, ne olacak? Açılan boşluğa devrimciler geçebilecek mi mesela?''



http://www.sosyalistforum.net/politik-gundem/65649-istifa-mi.html

Son rüşvet ve yolsuzluk olayları en çok doğrudan liberal olduklarını söyleyenlerle solcu geçinen liboşları etkiledi, üzdü. Ne yapacaklarını şaşırdılar. Geçenlerde Oral Çalışlar'ı dinliyordum; bin bir dereden su getiriyor ve bir türlü ''hükümet istifa etmelidir, bu böyle gitmez'' diyemiyordu. Ülkede dinci faşizm egemenlik kuruyor ve bunlar hala AKP'ye desteklerini sürdürüyorlar. Bir şekilde memnunlar. Hiç bir dönemde olmadıkları kadar AKP destekçiliği nedeniyle televizyonlarda basında yer buldular.   Solculuk adı altında neo-liberal gericiliği halka pompaladılar ve bu ''görevleri'' nedeniyle de   hatırı sayılır bir cüzdan şişkinliğine ulaştılar. Yani bu tavırları bir yanıyla ''tamamen duygusal''!

Öte yandan bu zat-ı muhteremlerin önemli bir kısmı, kendi ''sol birikim ve deneyimlerini'' tamamen liberalizmin emrine vermiş durumdalar. Burjuva anlamda soyut demokrasi ve özgürlük taleplerinin etrafında kümeleşen ve AKP'yi de bu mücadelenin temel öznesi olarak değerlendiren bu kişiler karanlık ve gerici düşüncelerinin toplumsal hafızada yer edebilmesi ve bu gerici iklimin sürdürülebilmesi adına AKP'nin ve AKP'yle örtüştürdükleri Erdoğan'ın siyasal iktidarda egemen olmasını istemektedir. BU konuda her şeyi yapıyorlar, her cambazlığı da deniyorlar. Ülkede işçi sınıfı ve emekçi halkın hakları bir bir yok ediliyormuş, ileri demokrasi denile denile burjuva demokrasisinin bile köküne kibrit suyu dökülüyormuş,Kürt halkının ulusal ve demokratik hakları üzerinden havuç sopa siyaseti uygulanıyormuş, yeni bir vesayet oluşturuluyormuş, ülkede bir korku imparatorluğu kurulmuş, ses çıkarmaya çalışanlar bir şekilde susturuluyormuş,   rüşvet ve yolsuzluk bataklığı siyasetin zirvelerine uzanmış, ülkede   giderek tek adam yönetimine doğru gidiliyormuş ...-hiç biri umurlarında değil. Bu çürümüşlüğü, bu gericiliği, bu faşizmi doğrudan savunabilmenin olanağı yoktur. Yok olduğu için dolaylı yollardan yapıyorlar bunu, dolaylı yollardan AKP'nin değirmenine su taşımaya devam ediyorlar.

Çok samimi bir şekilde ''devrimciler 'hükümet istifa' derler mi, biz devrimde ısrar etmemeliyiz mi?'' diye soran solcu sempatizan arkadaşların bu tavırlarını anlayabilmek mümkün. Ama ondan önce anlaşılması gereken bir konu daha var: Döneklerin ve liboşların söylemleri içinde bulundukları bataklıktan yükselen pis koku olarak nitelenebilir, asıl dikkat edilmesi gereken şey, kendini solcu, sosyalist, devrimci ve hatta ''gerçek komünist'' olarak niteleyerek sol forumlarda arz-ı endam eden kişilerin varlığı, söylemeye çalıştıkları ve yarattıkları kafa karışıklıklarıdır.

SF'de açılan başlıkta bu işlevi yabancısı olmadığımız Hortis ( gülübala, yazıyazıyom, Kaçak vb.) üstlenmiş. İlk mesaja şu yanıtı veriyor:

''tabii ki hayır. istifa ederse yerine başka güçler geçecek. bir takım yerlerde çizilen, tasarlanan projeler uygulamaya konacak. belki daha kötü bir durum bizi bekliyor olacak.

alternatifi oluşturmadan, güçlü bir seçenek hâline getirmeden "hükümet istifa" sloganı atmak, özellikle bunu bir kampanya hâlinde sürdürmek, çocukça bir saflık değilse, bilinçli bir kurnazlıktır.

başka kesimlerin senaryolarında figüranlık oynamak bizim işimiz olmamalı.''

Sonrasında ise şunları:

''akp de bir projeydi elbette. halkın %50 desteği (veya şimdi ne kadarsa) de bir gerçeklik. ama proje olarak kurulup desteklendiği bilinen bir olgu. şimdi ise yenisiyle değiştirilmek isteniyor.

burada sorun şu: akp, her ne kadar anti demokratik özellikler taşısa da bir seçimle işbaşına gelmiş. karşıtı ise tam olarak açığa çıkmamış, kendini büyük ölçüde gizleyen bir hareket. abd ve israil desteği var. ilişkileri karanlık.

bu nedenle biz, bu iktidar kavgasında figüran olamayız, olmamalıyız.

akp'nin gitmesi değil, bu şekilde bir operasyonla gitmesi kötü olur. özellikle çözüm süreci karşıtı bir yönde kullanılabilir bu durum. bu ise başlıbaşına kötü olur.''

Bu yorumları okuyanların öncelikle sorması gereken soru   bu arkadaş ve benzerlerinin ''biz'' diyerek kastettikleri kimlerdir? Hangi siyasi görüş sahipleridir. Haziran direnişinden beri tüm solcular, sosyalistler sokaklara dökülmüşken, Erdoğan zihniyetinin zulmüyle canlarından, bedenlerinin bir bölümünden olmuşlarsa ve hala en şiddetli zorbalıklarla karşılaşıyorken bile AKP'yi savunmaktan ve onun merkezinde bulunduğu gericiliğe dolaylı yollardan şakşakçılık yapmaktan çekinmeyen Oral Çalışlar ve muadillerinin sesleri siyasetin neresine oturuyor? Solculuğa mı, sosyalistliğe mi, devrimciliğe mi, ''gerçek komünistliğe'' mi?

Solcular ''hükümet istifa etmeli dememeliler''miş! ''Başka güçler gelirmiş!'' Bir ara ''milli güçler gelir'' falan diyordu! Ne güzel taktik! Aman ha, AKP başımızda kalsın, sonra öcüler gelir! Ülke bundan kötü mü olurmuş! Ülkede 11 yıl boyunca tek adam diktatörlüğü kurulmuş, siyasal, ekonomik ve ideolojik yapıda gerici faşist bir anlayış hegemonya oluşturmuş daha ne olsun? Hala Oral Çalışlarların sesleriyle seslenerek ve üstelik solcu olduğu izlenimi de yaratarak ''aman ha!'' demek bu gericiliğe, bu dinci faşizme destek vermek değil de nedir? Sol sempatizanların zihnini karatmaya çalışmak değil de nedir? Solun düşün alanına gerici mayınlar döşemek değil de nedir?

( Başlık sorusuna ayrıca geliriz.)




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 27.12.2013- 12:13


Türkiye solu bu liberal taşmalardan arınmalıdır. Sosyalist hareketler büyük ölçüde bunu yapmış, liberal solu siyasal alanda mahkum etmiştir. Ama özellikle sanalda bu etki hala devam etmekte liberal şarlatanlıktan başka bir şey olmayan burjuva içerikli demokrasi ve özgürlük güzellemeleri solculuğun merkezine taşınmaya devam etmektedir. Daha geniş anlamda bunun üzerine oturtulmaya çalışılan ''özgürlükçü sol'' palavralarıyla da sol ideoloji bulandırılmakta ve özellikle sözde sol-sosyalist forumlarda bu gerici anlayış yeterli güçte bir savuşturmaya da uğramadığı için buralardaki sol sempatizanların zihinlerine taşınmaktadır.
İşte bu zihinsel karmaşa da sonuçta ''solcular 'hükümet istifa' der mi?'' şeklinde sorularla bir bulanıklığın oluşmasına yol açmaktadır.

Solcular her koşulda ''hükümet istifa'' der. Solcular her koşulda Hükümet istifa sloganı altında kitleleri sokağa taşımaya çalışır. Solcular ''hükümet istifa'' diyerek sokağa taşmış kitlelerle aynı noktada bir birliktelik kurarak onlara güç verir, öncüsü olmaya çalışır. Solcular her koşulda gerici faşist bir diktatörlüğü üstelik olanca yolsuzluk ve rüşvet batağına saplanarak sürdürmek isteyen bir siyasi alaşağı etmek için de sokaklara dökülen kitlelerle ''hükümet istifa'' diyerek seslenir. Başka bir yığın örnekler de verilebilir.

Hükümet istifa mı devrim mi? sloganından önce şunun da yanıtı verilmelidir: AKP gerici faşist bir parti midir, değil midir? AKP emperyalizmin bölgedeki taşeronu ve bölge halklarının düşmanı bir parti midir, değil midir? AKP işçi sınıfına ve emekçi halka düşman bir parti midir değil midir? AKP kültür, sanat ve bilim düşmanı bir parti midir değil midir? AKP sermayenin en has partisi midir değil midir? AKp kürt halkının düşmanı bir parti midir değil midir? AKP Roboski'nin cellatı mıdır değil midir?   AKP Haziran direnişiyle halk düşmanlığını en üst seviyeye çıkaran bir parti midir, değil midir? Sayfalarca yazılabilir. Solcu olduğunu iddia eden biri bütün bunlara rağmen hala ''Aman ha!'' diye söze başlıyorsa anlayın ki karşınızda konuşan ses Oral Çalışların, Nagehahan Alçıların, Kütahyalıların sesleridir. Bu sesler sistemin çarklarının şöyle ya da böyle bir şekilde dönmesinden yana tavır koymaya çalışanların sesidir. Bu sesler AKP'nin yıllardır yapmaya çalıştığı şekilde sistemin solunu kurmaya çabalarının son tezahürleridir.

Bunların solla, sosyalizmle bir ilgisinin bulunduğunu sanmak, solu sosyalizmi hiç anlamamak demektir.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 28.12.2013- 17:20


Başlıktaki soruya geldiğimizde ''hükümet istifa mı, devrim mi?'' sorusu zaten yanlış bir sorudur sosyalistler için. Sosyalistler için devrim siyasal, ekonomik ve toplumsal dönüşüm için gerekli bir hedefse, ''hükümet istifa'' sloganı devrimin anti tezi olarak ortaya konulamaz. Konulmamalı. Olsa olsa hükümet istifa sloganının kitleler için bağ kurmada doğru bir slogan olup olmadığı sorusu sorulabilir ki, özellikle Haziran direnişi ve bu günlerde iyot gibi açığa çıkan rüşvet ve yolsuzluk haberleriyle boğazına kadar pisliğe batmış bir iktidara yönelik en uygun slogandır.

Haziran direnişi toplumun içinde büyüttüğü korkuyu silip atmıştır. Bir ayı aşkın bir sürede halkımız dünyada eşi benzeri görülmemiş bir direnç göstererek AKP gericiliğine karşı ayaklanmıştır. Bu ayaklanma, katılsın katılmasın bütün toplumun gözünde bir haklılık ve meşruiyet de kazanmıştır. Sosyalistlerin temel önceliği bu hareketlerle bağ kurmaya çalışmak, bu hareketlerin öncüsü olmak, kendiliğindenliğe yön ve doğrultu kazandırmaktır. Bunu gerçekleştirebilmenin yolu o kitleyle bir ''uzlaşma'' içine girmekten geçmektedir. Sadece yukardan aşağıya üreteceğiniz ve kitleye, ve kitlenin o anki bilincine ''dışardan'' gelebilecek sloganlarla eylemlere yön ve doğrultu kazandırabimek mümkün değildir. BU yüzden öncü yön ve doğrultu vermeye çalışırken kitleyi de çözümlemeye çalışır ve kitlenin kendiliğinden eylemselliğinden bir şeyler öğrenir. Doğru slogan o öğrenme öğretme sürecinin karşılıklı etkileşiminde yatar. ''Hükümet İstifa'' sloganı bu çerçevede de doğru, gerekli ve zorunlu bir slogandır. Hem sosyalistleri o kitleyle bir araya getirebilmekte, hem kitlenin heyecanlarını ve tepkilerini sürekli hale getirebilmekte ve hem de bu yolla eylemsellikte bir süreklilik sağlanabilmektedir.

Hükümet istifa sloganını yanlış bulan ve devrimci ve solcu geçinenleri bir kenara koyduğumuzda, hükümet istifa mı yoksa devrim mi sorusunu biraz daha genişleterek ele almak gerekir. Çünkü bu yanlış soru, devrimle ilgili zihinlerimizdeki yanlış algılardan kaynaklanmaktadır ve asıl problem tam da orada yatmaktadır.

Devrim bilimsel sosyalizmi rehber edinmiş ve sınıfın aklı olan öncü partinin işçi sınıfı ve emekçi kitlelerle birlikte siyasal iktidarı ele geçirme sürecidir. Siyasal devrim çok basit olarak böyle tanımlanabilir. Burada iki gerekliliğin altını çizmek gerekiyor. Birincisi öncü parti ki, burada pek de sorun görünmüyor, çünkü öncü parti-örgüt olma iddası taşıyan onlarca yapılanma bu ülkede var. İkinci önemli konu ise, siyasi iktidarı almaya eğilimli kitlelerin sokaklara taşan heyecanları, iradesi ve kararlılığıdır. Birincisi bu ülkede var demiştik, ikincisi ise hiç kimsenin beklemediği bir anda Haziran direnişiyle ortaya çıktı. Sorun bu iki mekanizmayı nasıl bir araya getirebileceğimizde ve bu birlikteliği ve eylemselliği olabildiğince nasıl sürdürebileceğimizde yatmaktadır. Dahası, sokaklara çıkmamış kitleleri de sokağa nasıl çekebileceğimiz sorusu da ortada durmaktadır ve üzerinde düşünülmeyi gerektirmektedir.

Zihinlerimizde devrimin sosyalist bilince sahip yığınlar tarafından gerçekleştirilşebileceği yolunda bir algı varsa, bu algı yanlış bir algıdır. Yığınlar sınıfsal bir yapıda hiç bir zaman tarihsel çıkarlarının farkına varamazlar. Ve bunun sonucu siyasal devrim, devrimi gerçekleştirecek işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin sosyalist bilince sahip olması sonucu da gerçekleşmeyecektir. Sosyalist mücadelede öncü hiç bir zaman böyle bir çaba içinde olmaz. Öncüyle işçi sınıfının ve emekçi kesimlerin birlikteliği bir yığın ajitasyon, propaganda ve koşullara uygun siyasi araçlar üreterek gerçekleştirilecektir. Sloganlar bu çerçevede önemlidir, kullanılan simgeler de öyle. Mesele, kitleyi yanına çekebilecek sloganı üretebilmekte ve simgeleri bulabilmekte yatıyor. Kullanılan slogan ve simgeler ( yani siyasi araçlar) kitleye nüfus edebiliyorsa, heyecan verebiliyorsa, siyasete-sokağa çıkmasına neden olabiliyorsa, yüzünü sola döndürebiliyorsa önemlidir ve işlevseldir. Söz gelimi '' Tek Yol Devrim'' sloganı sosyalistler için değişmez bir öneme ve işlevselliğe sahiptir. Sosyalistlerin kendi mitinglerinde ve dayanışma günlerinde bolca da atılır. Ama tek yol devrimle ve çav bella ile kitleri yığınsal olarak sokağa çıkarmak çok da mümkün değildir. Konuya bağlayacaksak, kitlelerle bağ kurmada ''hükümet istifa''   gerekli, ve doğru bir slogandır. Hem Haziran direnişiyle ve hem de açığa çıkan yolsuzluk ve rüşvet ortamında kitlelerin biriken öfkelerini sokaklara taşımada işlevseldir.








Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 28.12.2013- 17:27


"Bakayım sorgulayan yine başka mahlaslarla foruma girip melnur 'u sinir ediyor mu?" diye şöyle bir göz atınca bu yazıyı gördüm. Sevgili melnur yine benden söz etmiş. Her zaman haberim olamıyor. Bu tatsız tuzsuz forumda (ki bunun sorumlusu melnur'dur) yazı yazmama kararım devam ediyor. Ama madem benden söz etmiş ve madem ki buradayım şu an, bir cevap verivereyim bâri.

Evet, "AKP istifa etsin" demek onun şu sıralar kapıştığı cemaate hizmet etmek demektir. CHP gibi, ABD'ye gidip talimatlarla dönen ve ülke siyasetinin emperyalist metropollerde çizilmesinde görev alan bir partiye yedeklenmek demektir.

AKP istifa edince solcular, sosyalistler gelmeyecek iktidara. CHP, MHP gibi gerici başka odaklar gelecek. Arka planda yine ABD, cemaatin savcıları, polisi, yargıcı ve medyası olacak. Iller yine onların elinde olacak.

Biz, bir kirlilikten başka kirliliğe geçmeyi isteyecek zavallılar mıyız ki bunu isteyelim?

AKP, enikonu seçimle işbaşına gelmiş bir parti. Göndermek istiyorsanız işte seçimler, işte meclis. Sokaklara çıkmanın da bir anlamı var. Bu bir mücadele yoludur. Insanlar "AKP istifa" diye bağırabilirler de. Sen de buna itiraz etmezsin. Ama bunu bir kampanya olarak yürütmezsin. Önce gücüne bakarsın. Bak, CHP ve kk bile bunu kavramış da acele etmiyor, yerel seçimlerde AKP'nin güç kaybetmesini bekliyor. Doğru taktik diye bir şey var.

Kendi hayal dünyanda yaşayacaksın. Olmasını istediğin şeyleri önümüze politika diye sunacaksın. Itiraz edenlere de aklına gelen ilgisiz ithamları sıralayacaksın. Böyle öznel yaklaşım olur mu?

Bakın, hayal dünyasında yaşayan melnur ne diyor: "Solcular ''hükümet istifa'' diyerek sokağa taşmış kitlelerle aynı noktada bir birliktelik kurarak onlara güç verir, öncüsü olmaya çalışır."

Sanırsınız, sokağa taşan kitlelerden vatandaş sokakta yürüyemiyor! :) sokaklar, kendisine taşmış kitlelerden neredeyse çökecek.

Bunu da geçelim, solcular kitlelerden ağ kurup onlara güç vermeli tabii de, kitlelere öncülük etmek demek, onların attığı sloganı hemen sahiplenmek demek değil ki. Öncülük, doğru politikayı benimsetmek ve uygulatmakla olur. Kendi işine yaramayacak ve tam aksine cemaatin işine yarayacak bir politikayı sürdürmek için ya mazoşist olmak gerekir ya da bizim gericileşmiş ve ahmaklaşmış solcular kadar saf!

Evet, bizim saf solculara karşı şimdi hep birlikte haykırıyoruz: "Cemaatin figüranı olmayacağız!"





Bu ileti en son Kaçak tarafından 28.12.2013- 17:32 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 29.12.2013- 11:01


Cemaat bulunduğu yere gökten inmedi ki, onu oraya yerleştiren AKP'nin kendisi. Bugüne kadar AKP ve cemaat ortaklığının figuranı oldunuz da, şimdi mi olmayacaksınız?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 29.12.2013- 19:05


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Cemaat bulunduğu yere gökten inmedi ki, onu oraya yerleştiren AKP'nin kendisi. Bugüne kadar AKP ve cemaat ortaklığının figuranı oldunuz da, şimdi mi olmayacaksınız?



Muhteşem cevap! :) Tam da "sol paylaşım"a uygun bir paylaşım. Tabii açıklama beklememek şartıyla. Kim, ne zaman, nasıl cemaatin figüranı olmuş, sorma.

Haydi ona da tamam, diyelim ki bugüne kadar cemaatin figüranı olmuşum. Iyi ama bundan sonra olmayacağım. Olmama hakkım yok mu? Evet, şimdi olmayacağım.

Sen ne diyorsun? Senin fikrî yaklaşımın nasıl? Cemaatle hükümet kapışmasında meydanlara dökülüp "hükümet istifa" demek, cemaatin figüranı olmak demek değil mi?

Evet delikanlı, cevabından pek "umut"lu değilim ama yine de bir şans verelim sana.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.12.2013- 20:09


Sn.Kaçak;

Uzun zamandır ''gizli AKP'cilik''ten söz ediyordum. Beni haklı çıkardınız. Artık nerden inceldiyse ordan kopsun diyorsunuz. Yani gizliliği kaldırdınız ve AKP'ciliğinizi açığa vurdunuz. Gizli AKP'cilik yaparak AKP'yi savunmak zordu. Böylesi daha kolay. Açık açık savunursunuz artık. Ama bir   sorun var: Gizli AKP'cilik yaparak bir ölçüde solcu olduğunuz izlenimi yaratmaya çalışıyordunuz; şimdi olmayacak. ''Bu nedenle biz...'' diye başladığınız cümlelerle ''biz liberaller'' demek istediğiniz anlaşılacak. Bu anlamda da işiniz zor olacak!

''Hükümet istifa mı devrim mi?'' konusu doğrudan solcuları, sosyalistleri ilgilendiriyor. Bu durumlarda liberallerle solcuların davranışları ve söylemleri her zaman farklıdır ve farklı olacaktır. Bir liberal olarak AKP'yi ve Erdoğan' tıpkı Rasim Ozan Kütahyalı gibi, tıpkı Oral Çalışlar ve benzerleri gibi savunmanız anlaşılabilir bir şey. Ama şimdi bizlerden de Rasim Ozanları, Oral Çalışlar'ları ve benzerlerini ciddiye almamız beklenmemelidir, değil mi?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 29.12.2013- 21:57


sn melnur, umut arkadaşımızın hatrını kırmayıp "cemaat figüranlığı"nı kabul ettim. sizin hatrınızı mı kıracağım! tamam, kabul. sizin hatrınız için gizli akp'li olup açığa çıkıyorum. :)

üstelik liberalim de. verdiğiniz liberal örnekler de çok doğru. gerçi kendini "liberal marksist" olarak tanımlayan mehmet altan sürekli akp'yi eleştiriyor ama o sanırım gizli sosyalist! :)

iyi ama konumuz bunlar değil ki. cemaat-akp kapışması sürerken, filler tepişirken, devlet katmanlarına hakim olan gruplar arasında tam bir iktidar savaşı yaşanırken, "hükümet istifa" demek, figüran olmak mıdır, değil midir? konu bu.

hükümet istifa ederse ilerici, demokratik, solcu kesimler iktidara gelemeyecek ve abd'lere gidip cemaatle ve abd'li derin güçlerle görüşmeler yapan bir chp gelecek. yanına mhp'yi de alacak. bunların uygulayacağı politika da tam anlamıyla eskiye dönüş olacak.

yani kürd sorununu yine silahlara, askere havale edecekler. yani askerin ülke yönetiminde söz sahipliği yine başlayacak. yani cemaatin adamları artık her tarafı ellerine geçirecekler.

sahnede ise elinde bolibon şekeriyle bir kılıçdar veya sarıgül seyrettirirler artık!..

bunu mu istiyorsunuz? hiç mi vicdanınız sızlamıyor?!

ben sizin hatrınızı kırmayıp liberalliği kabul ettim. oysa aslında sadece sosyalistim. gelin siz de benim hatrımı kırmayın ve gericileşmiş bir tür solun kendini ilerici sanan bir figürü olduğunuzu kabul edin.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
şibusa
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: şibusa
Cevap Tarihi: 29.12.2013- 23:23


"oysa aslında sadece sosyalistim."   Kaçak











İyi gelir
Yerseniz!...
Resim Ekleme



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 18 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   4   5   6   7   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Selahattin Demirtaş: HDP'li hükümet tartışılmalı... melnur 1 2674 17.02.2020- 22:07
Konu Klasör Devrim nedir, devrim teorileri için ne söylenebilir? melnur 43 23033 30.12.2022- 06:14
Konu Klasör Sürekli devrim mi, tek ülkede sosyalist devrim mi? spartakus 0 4146 14.07.2015- 00:07
Konu Klasör Siyasal devrim, toplumsal devrim... melnur 13 14129 31.12.2018- 09:11
Konu Klasör TKP: Derhal istifa! melnur 0 1920 29.11.2017- 09:30
Etiketler   Hükümet,   istifa,   ,   devrim
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS