SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Merdan Yanardağ'dan mektup var:           (gösterim sayısı: 3.801)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 05.01.2014- 21:54


Merdan Yanardağ'dan mektup var: Yolsuzluk yeni gladyoyu örtemez

Resim Ekleme


Tutuklu sosyalist gazeteci Merdan Yanardağ'dan soL okurlarına mektup var. Yolsuzlukların yeni gladyoyu örtemeyeceğini söyleyen Yanardağ, Sol Cephe'nin tarihsel bir göreve soyunduğunu belirtiyor.

Merdan Yanardağ - soL

Hapishaneden sevgilerle,

Değerli soL okurları, gazetenin okur temsilcisi sevgili Bilgütay Hakkı Durna köşesinde çok önce duyurduğu halde, ''Hapishane Mektupları/Yazıları'' ile size ancak ''MERHABA'' diyebiliyorum. Üstelik sevgili dostum Aydemir Güler'e daha önce söz verdiğim halde yeni fırsat bulabildim. Hani bir söz vardır; boş insanın zamanı az olurmuş, benimki de o hesap.

Her Pazar Yurt gazetesinde yazıyorum. Başka yazı çalışmaları, okumalar vb. derken kısmet bugüneymiş bundan sonra arada bir mektuplarımla/yazılarımla sizlerle olacağım. Bu mektupları düzenli hale getirmeye niyetliyim. Bakalım, sizler de isterseniz, elimden geleni yapmaya çalışacağım.

Sizlere; dinci-faşizan iktidara boyun eğmediğim ve gerçek gazetecilik yapmakta ısrar ettiğim için kapatıldığım Muğla Cezaevi'nden yürek dolusu sevgilerimi gönderiyorum.

Yolsuzluk yeni gladyoyu örtemez
AKP Hükümeti sadece ahlaken değil, siyaseten ve hukuken de meşruiyetini yitirmiş durumda. Siyasal İslamcılar, muhafazakârlar, geleneksel sağcılar ve sağlı-sollu liberallerin oluşturduğu yeni gerici tarihsel blok dramatik şekilde çöktü. Siyasal İslam ağır bir yenilgiye sürükleniyor.

Bu çöküşü sağlayan, sanıldığı ve ileri sürüldüğü gibi sadece iktidarın iki ortağı arasındaki çatışma, AKP-Cemaat kavgası değildir. Kuşkusuz, son yolsuzluk operasyonunun etkisi önemlidir ve zaten sonuçları da yıkıcı oldu. Ancak, dinci koalisyonu dağıtan, yeni iktidar blokundan çözülmeyi başlatan asıl etkenler başkadır. Birçok çözücü etkenin yanı sıra iki belirleyici olgudan söz edebiliriz. Birincisi Haziran (Gezi) Direnişi; ikincisi ise Ortadoğu'da emperyalizme ve gericiliğe karşı direniş ekseninin en önemli halkası haline gelen Suriye savunmasıdır.

Dolayısıyla yolsuzluk soruşturmasıyla başlayan yeni siyasal süreç, bu iki olgu akıldan çıkarılmadan tartışılmalı ve değerlendirilmelidir. Son yolsuzluk soruşturmasıyla -ki bir Cemaat hamlesi olduğuna kuşku yok- AKP iktidarı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, deyim uygunsa ''suçüstü'' yakalanmıştır, o kadar.

Ancak olay önemlidir; hem de hiçbir söz ve siyaset cambazlığının üzerini örtemeyeceği kadar önemli. Yeni bir toplumsal başkaldırının, gerici karşı devrimin yenilgiye uğratılmasını sağlayacak bir yeniden ayağa kalkışın işaret fişeği işlevi görebilecek bir gelişmedir.

Siyasal İslamcıların, muhafazakârların, liberal ve sol liberallerin paha biçilmez katkısıyla kurdukları ideolojik hegemonya büyük ölçüde yıkıldı. En önemli gelişmelerden biri budur.

Suç itirafı/yasak ilişki
Yolsuzluk operasyonu ve daha önce başlayan dershaneler tartışması üzerinden gelişen AKP-Cemaat çatışması, ortaya çok sayıda karanlık operasyonu, belgeleri ve itirafları çıkardı. Artık Ergenekon, Balyoz, Oda TV, Devrimci Karargâh ve KCK gibi davaların, sokaktaki insanın gözünde bile hiçbir inandırıcılığı kalmadı. Bu davaların Cumhuriyet'in seküler kazanımlarının, insanlığın ilerici birikiminin ürünü olan kurumların ve nihayet içi boşaltılarak neredeyse bir kabuğa dönüşen Cumhuriyetin kendisinin tasfiyesi için dinci gericiliğin kullandığı birer araç olduğu tartışılmaz şekilde kanıtlandı. Tümünün ahlaksız birer tertip olduğu, bir kez daha tescil edildi. Bu davalara ve ülkenin gidişatına ilişkin bizim savunduğumuz bütün tezler doğrulandı. Liberallerin ve muhafazakârların ''demokratik'' gerekçelerle bu davalara verdikleri desteğin bir soytarılık olduğu ortaya çıktı.

Çünkü, AKP iktidarının Erdoğan dahil, en yetkili ağızları gerçeği, dolayısıyla suçlarını itiraf etti.

Çete!
Son yolsuzluk operasyonunun en önemli sonucu şudur; AKP Hükümeti ağırlıklı olarak Emniyet ve Yargı'da örgütlenen, dahası bir ''paralel devlet'' haline gelen bir çetenin, yasadışı bir siyasal/dinci örgütün bulunduğunu kabul ve itiraf etti. Ancak daha önemlisi bu çete ile 11 yıldır ortak olduklarını, devleti ve iktidarı paylaştıklarını da böylece doğruladı.

Ortada tam anlamıyla hem bir anayasal suç var, hem de Türk Ceza Kanunu'na göre suç işlenmiş ağır bir cürüm. Ahlaki ve siyasal bakımdan ise zaten kesin bir mahkûmiyet bulunuyor.

İktidar ortakları, koşulların değişmesi, iç ve dış dinamiklerin 2010'dan itibaren hızla farklılaşması üzerine çatışmaya başladı. Gezi Direnişi ve Suriye savunması; Mısır ve Irak politikalarında yaşanan ağır yenilgi, bu iktidar çatışmasını adeta bir savaşa dönüştürdü. Türkiye, merkezi otoritenin parçalandığı, daha önce iktidarı paylaşan güç merkezlerinin birbiriyle savaştığı yeni bir fetret dönemine girdi.

AKP'nin siyasal ömrü
AKP Hükümeti siyasal ömrünü tamamlamış görünüyor. Hükümet-Cemaat çatışması geri dönüş eşiğini aşmış durumda. AKP'nin iktidardan düşmesi artık bir takvim sorunudur. Ancak AKP ve Erdoğan'ın geri çekilmeyeceğini görmek gerekiyor. Hükümet sonuna kadar direnecek.

AKP Hükümeti ve Erdoğan, tıpkı Gezi Eylemleri'nden sonra yaptığı gibi şiddetli bir karşı saldırı başlatarak, muhalefeti bastırmaya çalışacak. Böylece ömrünü uzatarak hem ABD ve Batı'ya, hem de içerideki sermaye çevrelerine ''güçlü ve ayaktayım, muhatabınız benim'' mesajını vermek isteyecek.

Taraf olmak
AKP-Cemaat çatışmasından iki tarafın da ağır yara alarak çıkacağı açık. Bu kavganın, taraflardan biri yenilgiye uğrayana kadar süreceğine ilişkin bir hava var. Ancak telafi edilemeyecek zararların ortaya çıkması ve iktidarı kaybetme riski nedeniyle sürpriz bir uzlaşma da gerçekleşebilir. Her iki olasılığa da hazır olmak lazım. Uzlaşmaları beni şaşırtmaz.

Bu çatışmada taraflardan birini, şu ya da bu gerekçeyle, subjektif olmasa bile objektif bir tutumla desteklemek en büyük siyasal hata olacaktır. Üstelik böyle bir tutum ahlaki de değildir.

Burada en büyük risk, ''AKP gitsin de nasıl olursa olsun''   tavrıdır. Cemaat'in yolsuzluk operasyonunu bunun için bir fırsat olarak görmektir.

Elbette yolsuzluk skandalı iktidarı silkelemek ve düşürmek için önemli bir olanak sunuyor. Ancak hem yolsuzluğun üzerine giderek hem de AKP-Cemaat çatışması nedeniyle ortalığa saçılan pislikleri birer siyasal teşhir malzemesi olarak kullanarak, hem de iktidarın yanı sıra Cemaat'le mücadele edilebilir.

Unutmamak gerekiyor ki, devletin içinde bir çetenin olduğu iktidar tarafından itiraf edildi. Ortada kesinleşmiş bir durum var.

Elbette iktidarda AKP olduğu için, mücadele öncelikle ona yönelecektir. Yönelmelidir de. Bunda bir yanlışlık yok. Hata, AKP'nin suç ortağının Cemaat olduğunu unutmaktır.

Hizmet hareketi mi?
Cemaat, yeni Gladyo'dur. Son 11 yılda yapılan bütün kirli operasyonların failidir. Örtülü bir Amerikancı darbenin gerçekleştirilmesinde AKP iktidarının tasfiye kılıcı olarak rol oynamıştır. İktidarın gizli (yasadışı) ortağıdır.

Ergenekon, Balyoz, Oda TV, Devrimci Karargâh ve KCK davalarında tertibi kuran, senaryoyu hazırlayan ve sahte kanıtları (AKP Hükümeti'nin koruması ve işbirliğiyle) üreten çete Cemaat'tir.

Necip Hablemitoğlu, Hrant Dink, Danıştay, Malatya Zirve Yayınevi ve Paris cinayetleriyle birlikte adı anılan bir örgüt, yeni bir ''Gladyo'' var ortada. AKP-Cemaat iktidarına ''demokratik'' gerekçelerle destek veren liberaller ve sol liberaller ile aralarında Hrant'ın bazı dostları ve avukatlarının da bulunduğu çevreler üzülecek ama karşımızda karanlık operasyonlar da yürüten masonik bir örgüt bulunuyor. Nedim Şener ve benim Hrant Dink cinayeti başta olmak üzere bu konuda ısrarla ileri sürdüğümüz tezler kanıtlanıyor.

CHP-Cemaat-ABD denklemi mi?
CHP bu çatışmada Cemaat'e yakın duruyor. CHP yönetimi partiyi sağa çekerek ve ABD'ye güven vererek Cemaat'in desteğiyle iktidar olacağını düşünüyor. Bu tutum CHP'yi yıkıma götürecek büyük bir hatadır. CHP yönetimi, iktidar ''devlet içinde çete var'' dediği halde, sadece AKP ve yolsuzlukların üzerine gidiyor. İktidarın üzerine gitmek ve yolsuzlukları gündemde tutmak yanlış değil. Siyasetin yasası iktidarla kavgayı gerektiriyor. Ancak görülmeyen şu; Cemaat de bir iktidar odağıdır. CHP yönetimi son 10 yıllık bütün politikalarıyla, eylemi ve söylemiyle çelişmek pahasına bu çeteyi görmüyor.

İktidarın bir kanadıyla kavga edip, en az onun kadar kirli ve suçlu olan diğer kanadıyla objektif olarak uzlaşmak ya da yan yana gelmek faturası ağır olacak bir siyasal tutumdur.

Elbette siyasette iktidar içi çatışma ve çatlaklardan yararlanılabilir. Ancak burada çatışanlar, dinci-faşizan bir hükümet ve İslamcı bir masonik suç örgütü yani yeni ''Gladyo''dan oluşuyor.

Öyle anlaşılıyor ki, AKP-Cemaat-ABD iktidar denkleminin yerine, bir CHP-Cemaat-A.Gül-ABD kombinasyonu hazırlanıyor. Bu siyasal operasyon için karanlık odalarda ve ücra otel lobilerinde toplantılar, görüşmeler yapılmasına gerek yok. Böyle toplantılar büyük olasılıkla yapılmamıştır da... Ancak, objektif olarak siyasal gerekçelerle, reel politik tezlerle adım adım böyle bir organizasyon yapılabilir. Geçmişte yapıldı, bugün de yapılıyor.

DSP'yi Cemaat'le buluşturan ve bu partinin tarih sahnesinden silinmesine yol açan bir kadro, adım adım aynı şeyi CHP ile yapıyor. ABD+Cemaat desteğinin iktidara taşıyacağı tezi, uzun süredir CHP mahfillerinde işleniyor.

Cemaat desteğiyle iktidara (ve yerel iktidara) gelecek bir CHP, bu masonik çetenin elinde rehin olacaktır. Cemaat'in iktidardaki payını azaltmaya çalışan AKP'nin başına nelerin geldiği ortada. Deniz Baykal'a kaset şantajının da Cemaat tarafından yapıldığının kesinleştiğini unutmamak gerekir. Ortada her türden mafyatik yöntemi, istihbarat örgütlerine özgü operasyon tekniklerini kullanan gizli ve tehlikeli bir örgüt var. Dinci ve faşizan bir çeteyle karşı karşıyayız.

Bu çeteyle sol adına kim işbirliği yaparsa tarih sahnesinden silinir.

Oysa, AKP zaten çöküyor, kimsenin iktidarı düşünmek için Cemaat gibi bir çeteye ihtiyacı yok.

Çıkış; birleşik ve geniş halk muhalefetini harekete geçirmektir. Toplumda ortaya çıkan ve kendiliğinden eyleme/harekete geçen tepkiyi örgütlemektir. Haziran Direnişi'nin bütün deneyimini ve birikimini içerecek bir Sol Cephe devreye girmediği takdirde biz sadece şehzadelerin savaşını izleriz. Devrimci bir sorumlulukla hareket edilmelidir.

CHP'yi de soldan zorlayacak geniş ve birleşik bir cephe için bütün tarihsel, toplumsal ve siyasal ortam hazır. Sol Cephe bu tarihsel göreve soyunmalıdır. Genişleyerek, diğer güçlerle buluşarak ilerlemelidir.

SOL




Bu ileti en son umut tarafından 05.01.2014- 22:01 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Merdan Yanardağ'dan mektup var melnur 2 5428 12.12.2013- 11:46
Konu Klasör TKP'den mektup... melnur 1 3086 19.06.2017- 18:12
Konu Klasör Yoldaş'a mektup denizcan 0 2870 27.07.2014- 18:02
Konu Klasör Merdan Yanardağ tutuklandı melnur 2 5874 17.09.2013- 17:07
Konu Klasör 100. yılda Mustafa Suphilere mektup... melnur 0 1784 10.09.2020- 00:55
Etiketler   Merdan,   Yanardağdan,   mektup,   var:
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS