SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   4   5   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 03.02.2014- 15:37


Kapitalizmden sosyalizme geçiş Lenin'in projeksiyonunda burjuva devrimi gerektiriyor. Lenin pek çok yazısında buna değinir. Devrimin batıdan doğuya, Avrupa'dan Asya'ya geçmesi de burjuva devrimi sosyalist devrimden daha öncelikli hale getirmektedir. Bunun en somut   örneklerini Çin ve Küba devriminde görebilmekteyiz. İşçi Partisi'nin Kemalizm'i Türkiye devriminin gerçekliği olarak görmesinin ve Perincek'in Kemalizm vurgusu yaparken Lenin'e atıfta bulunmasının nedeni budur.

Türkiye'de devrimci mücadele Kemalizm dışlanarak verilemez.Sol'un kemalizm düşmanlığını bu yüzden devrim düşmanlığı olarak görüyoruz. Sosyalist hareketin bu ülkede bir türlü gelişememesi bu Kemalizm düşmanlığından ötürüdür. Türkiyedeki devrimin adı olan Kemalizm'e karşı olmak Türkiye devrimine karşı olmaktır. Bizim mücadelemiz bu düşmanlığın sol saflardan arınması üzerinedir. Biz bu düşmanlık siyasetini sol gösterip sağ vurmak olarak değerlendiriyoruz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 03.02.2014- 18:39


Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Kapitalizmden sosyalizme geçiş Lenin'in projeksiyonunda burjuva devrimi gerektiriyor. Lenin pek çok yazısında buna değinir. Devrimin batıdan doğuya, Avrupa'dan Asya'ya geçmesi de burjuva devrimi sosyalist devrimden daha öncelikli hale getirmektedir. Bunun en somut   örneklerini Çin ve Küba devriminde görebilmekteyiz. İşçi Partisi'nin Kemalizm'i Türkiye devriminin gerçekliği olarak görmesinin ve Perincek'in Kemalizm vurgusu yaparken Lenin'e atıfta bulunmasının nedeni budur.

Türkiye'de devrimci mücadele Kemalizm dışlanarak verilemez.Sol'un kemalizm düşmanlığını bu yüzden devrim düşmanlığı olarak görüyoruz. Sosyalist hareketin bu ülkede bir türlü gelişememesi bu Kemalizm düşmanlığından ötürüdür. Türkiyedeki devrimin adı olan Kemalizm'e karşı olmak Türkiye devrimine karşı olmaktır. Bizim mücadelemiz bu düşmanlığın sol saflardan arınması üzerinedir. Biz bu düşmanlık siyasetini sol gösterip sağ vurmak olarak değerlendiriyoruz.



Sn.abbas;

Kapitalizmden sosyalizme geçişişte burjuva devrimini zorunlu bir uğrak olarak görmek ve bunu Lenin'e yakıştırmak çok da doğru olmasa gerek.   Lenin'in yüz yıl önceki koşullarda, feodalizme karşı verilen mücadelede ulusal kurtuluş savaşlarını desteklemesi burjuva devriminin zorunlu bir uğrak olduğu anlamına gelmez. Kaldı ki, Türkiye burjuva devrimini 1908 ve 1923'le tamamlamıştır. Bundan böyle burjuvazinin önderliğinden ilerici dönüşümler beklemenin nesnel karşılığı bulunmamaktadır. Bu yüzden Türkiye'nin önündeki devrim sosyalist devrimdir, burjuva devrimi değil.

İP ve Perincek sorunu bu şekilde ortaya koyduğunda kaçınılmaz olarak her türlü kesimle bir bağıntı içine girmek zorunda kalıyor. Ya da başka bir ifadeyle, iktidar için her türlü kesimle ilişkiye geçmesi, bu pratiğe göre teori uydurmasını zorunlu hale getiriyor. Bu durum da onun sosyalist saflardan dışlanmasına ve sürekli eleştirilmesine neden oluyor. SOL'un Perincek'e ve İP siyasetine yönelttiği en ''hafif'' eleştirisinin nedeni de budur. Böyle bir konumlanış, böyle bir konumlanışın dayattığı siyaset haliyle her türlü çevreye 'güzel'' gelecek savrulmaları ve oportünizmi de beraberinde getiriyor. Milliyetçilik, Türkçülük, zinde kuvvetler, milli burjuvazi gibi bugünün Türkiye'sinde karşılığı çok da olmayan, çok daha önemlisi sosyalist mücadeleyle ilişkisi bulunmayan kavramların Perincek ve İP tarafından sürekli ortaya çıkarılması bundan. Bir siyasetin sosyalizmi amaçlıyor olması önemlidir, anti-emperyalist saflarda durmaya çalışması da önemlidir, ama bütün bunları yaparken kullandığı enstrümanların, söylemin ve ideolojik tutarlılığın önemi çok daha önemlidir.

Perincek ve İP siyasetinde olanlarla, olmayanlar sosyalist mücadeleyle pek de uyuşmuyor.
Bence sorun bu.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 10.05.2018- 15:51


Perincek ile ilgili birkaç başlığımız varmış; konuyu sürdürmek için bu başlığı seçtim. Herhangi bir anlamı yok. Tek merak ettiğim konu özellikle sol sempatizanlardaki bu Perincek ''düşmanlığı''. Perincek'in sol olmadığı faşist olduğu yönünde o kadar fazla yorum okuyorum ki, gerçekten şaşırıyorum. Koca koca adamlar sanki sol ideolojiyle ilk kez tanışmışlar gibi, hemen her konuda ağızlarına geleni söyleyebiliyorlar.

Sanırım söylemekte bir sakınca yoktur; E. Helvacıoğlu kısa bir yorumunda Doğu Perincek'in aday olabilmesi için imza verdiğini söylemişti. Katılan oldu, katılmayan oldu. Ama E.Helvacıoğlu'nun haklı olarak yakındığı gibi ne üslup var ne de tartışmacılardan bir kısmının diğerlerine saygısı. Üstelik gerekçe falan da yok. Konu Perincek ise faşist de, kürt halkının düşmanı de, fırıldak de, sosyal şoven de, ağzına geleni söyle...

Neden?

Neden solcu değil de, faşist?

Ona faşist diyenler neden faşist değil de solcu?

:)

Nedir bu işin kriteri?

SAnırım, bu konunun üstte olmasının yararı var. Perincek üzerinden pek çok şey tartışılabilir!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 11.05.2018- 20:26


Helvacıolu'nun face'teki yorumuna ben de bir yorumla katılmıştım. Elbette, ''bir faşiste böyle bir imzayla destek verilebilir mi? '' diye yazmadım. Perincek'in YSK'da imza verilmesi çok daha önceden bu imza işine başladığını ve çeşitli yerlerde bu iş için stand açtığını, ben imza vermediğimi söylemiştim. Nedeni öyle ''faşist'' olduğu için falan değil. Perincek'in aday olursa ona verilecek oyların ikinci turda Erdoğan karşısındaki adaya değil, Erdoğan'a yönelebileceğidir.

Cumhuriyet gazetesindeki haber doğruysa ( büyük olasılıkla doğrudur) ikinci tura kalması durumunda İNCE'ye oy vermeyecekmiş!

:)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 23.05.2018- 08:54


Bu haber Vatan Partisi tarafından tekzip edildi. Ama tekzip edilirken '' olası bir ikinci turda Demirtaş'ı hapishanede ziyaret edenlerle işimiz olmaz'' denildi :) Yani ikinci tura Erdoğan ve İnce kalırsa İnce'ye oy vermeyecekler!

Bu tekzip de öyle bir tekzip!

Perincek, ve öteden beri içinde bulunduğu sol mücadele süreci güncel siyasette çok şaşırtıcı tepkiler veriyor.

Bu da onlardan biri!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 28.09.2018- 02:21


Özellikle 80'li yıllardan sonra Kürt sorununun da yükselişe geçmesiyle birlikte kolaycılığa alıştığımız söylenebilir. Reel sosyalizmin çözülüşüyle birlikte çok önemli bir kesim hem liberalizme ve hem de kuyrukçuluğa doğru bir sapma göstermiştir. Aslında bu iki kesim arasında özellikle siyasal devrim konusunda hiçbir fark da yoktur. Sağlı sollu liberallerle sanalın kuyrukçuları üslup konusunda farklılaşır. Birinin dilinden özgürlük ve demokrasi düşmez, diğeri burjuva kozmopolitizmini proleter enternasyonalizmine karıştırır.   Perincek'in bu liberaller ve sanalın kuyrukçu kesimleri tarafından bu derece düşman olarak görülmesinin nedeni de bu kesimlerle Perincek arasındaki farklı konumlanıştır. Perincek bu konuda yalnız da değildir. CHP, HKP, TKP ve hatta ÖDP ile Halk Cephesi de Perincek'in uğradığı saldırıların benzerlerine uğramışlardır ki, nedeni yine aynıdır. Kürt hareketine biat etmemek, kuyrukçuluk yapmamak. İlginç bir örnek de verilecekse, sanalın bilgisiz ve bilgisiz olduğu için de kuyrukçusu bir arkadaşımız Halk Cephesi'ni ''işçi partisinin silahlı timi'' olarak da niteleme aymazlığını gösterebilmiştir. Nedeni Cephe'nin Kürt hareketini milliyetçi bir hareket olarak tanımlaması. Yanlış olan ne? Etnik köken üzerinden siyaset yapan bir hareket için ''milliyetçi'' sözünü kullanmak neden yanlış olsun ki? Milliyetçiliğin farklı bir anlamı mı var?

Perincek'in eleştirilmesinin, hakaretlere uğramasının nedeni de kabaca budur.

( Perincek'i savunduğum anlaşılmasının, ideolojik olarak da siyasi olarak da pek çok yanlışı vardır. Ama zaten konu bu değil. Konu bu kuyrukçu kesimin eleştiri ve hakaretlerinin dayanak noktasının ne olduğudur.)




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 07.10.2018- 11:21


Doğu Perincek'in hem ideolojik ve hem de siyaseten pek çok yanlışı vardır. Günümüze geldiğimizde AKP'nin bölge politikasının emperyalizm-Amerikan karşıtlığı içerdiği ve bu yüzden desteklenmesi gerektiği yolundaki siyasi tavrın savunulacak hiçbir yanı yok. Ama Perincek'e eleştirmek adına ona ''faşist'', ''devletin ajanı'', vb. demenin de hiçbir anlamı yok. Bu tür eleştirilerin(!) kendimize bir yararı da yok. Bu yüzden zihinlerimize kazıdığımız bu tür ezberlerden kaçınılmalıdır. Her olayı bir bütünlük içinde ama kendi spesifik ölçeğinde kavramaya çalışmalıyız. Daha fazla sorgulayıcı bir anlama yöntemi kullanmalıyız. Belki daha çok araştırmalı, daha çok okumalıyız ve ancak böyle bir sürecin sonunda bir konu hakkında doğru ve kendi içinde tutarlı bir düşünceye sahip olabiliriz.

Örnekse, bir taraftan AKP karşıtlığı içinde olmak, onu cumhuriyet tarihinin en gerici partisi olarak yorumlamak ama sonra bölgedeki gelişmeleri üstünkörü yorumlayarak ABD'ye karşı mücadele ediyormuş gibi değerlendirmek inanılmaz bir hata. Bir solcunun böyle bir hataya düşmesinin anlaşılabilir bir yanı yoktur. Dünyanın ezen ve ezilen ülkeler olarak iki parçaya ayrıldığını, Perincek'in öteden beri daha güzel bir dünya ve vatan mücadelesinin ezilen devletlerin ezen ülkelere karşı başkaldırısından geçtiği yolundaki siyasi kabulunun bugünkü konumlanışıyla hiç uyuşmadığını söyleyebiliriz. Cumhuriyet ve kazanımlarına kökten karşı olan herhangi bir gerici anlayışın emperyalizme karşı doğru bir perspektif ve mücadele içinde olabilmesi mümkün değildir. Ayrıca bir solcunun, bir sosyalistin, bir ilerici ve hatta demokratın AKP'ye herhangi bir konuda olumluluk yükleme hakkı olamaz. Olmamalı.

Ama konu bu kadar da basit değil.

Perincek'in AKP desteği anlamına gelen bölge siyasetine karşı çıkmak demek, cepheden AKP'ye amasız ve fakatsız karşı çıkmayı da beraberinde getirir. ''Ülkede parlamenter sistemi ortadan kaldırdı, dinci faşist bir sistem getiriyor'', ''bölgede şiddet siyaseti uyguluyor'' ve benzeri türde eleştiriler ışığında AKP karşıtlığında konumlanabilmek az buçuk da olsa geçmişi hatırlamaktan da geçmiyor mu? Perincek'in yanlışları oldukça fazla, bu yanlışların üstüne AKP desteği de tüy dikiyor ama, ya AKP'nin bugün muktedir olmasına yol açan süreçte ona doğrudan ve dolaylı destek verenler ne olacak?

Yok mu saymalıyız onları?
AKP'nin muktedir olmasına yol açan o siyasi şarlatanlıkları görmezlikten mi geleceğiz?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 12.10.2018- 20:25


Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Kapitalizmden sosyalizme geçiş Lenin'in projeksiyonunda burjuva devrimi gerektiriyor. Lenin pek çok yazısında buna değinir. Devrimin batıdan doğuya, Avrupa'dan Asya'ya geçmesi de burjuva devrimi sosyalist devrimden daha öncelikli hale getirmektedir. Bunun en somut   örneklerini Çin ve Küba devriminde görebilmekteyiz. İşçi Partisi'nin Kemalizm'i Türkiye devriminin gerçekliği olarak görmesinin ve Perincek'in Kemalizm vurgusu yaparken Lenin'e atıfta bulunmasının nedeni budur.





Birinci cümleyi dışta bırakacak olursak, abbas arkadaşın yazdıkları doğrudur. Devrimin batıdan doğuya kaymış olması, iktidar değişiminin Avrupa'daki gelişmiş kapitalistler ülkelerde değil   emperyalizmin sömürü alanındaki gelişmemiş, az gelişmiş ülkelerde olacağı Lenin'in de bir öngörüsü zaten.   abbas arkadaşın ve dolayısıyla Perincek'in problemi emperyalizme karşı mücadeleyi bir ezen ezilen ülke ilişkisiyle sınırlaması, sınıfsal mücadeleyi ve proletaryanın iktidarını ikincil plana atmasıdır. MDD'nin demokratik devrim ile komünistlerin sınıfsal devrim stratejileri arasındaki temel fark da burada yatıyor. Sosyalistlerin mücadelesi kapitalizm karşıtlığında şekillenirken burjuva devrimini temel alanların karşıtlığı emperyalizm ve feodal yapı karşıtlığını içerir. Perincek'in halk devrimi ve Kemalizmi de böyle bir stratejiye dayanır.

60'lı yıllarda ortaya çıkan bu demokratik devrim sosyalist devrim ayrımı o günün koşullarında da doğru değildi, bu günün gelişmişliği karşısında ise hiç doğru değildir. Feodalizmin tasfiyesi adı altında Türkiye'de 1923'de gerçekleştirilen bir devrimin tamamlanmasından söz etmek toplumsal alanda kapitalizm karşıtlığında oluşabilecek bir enerjiyi gereksizce karşılığı olmayan bir stratejiye yöneltmekten başka bir işe yaramaz. Türkiye'de feodal yapı tasfiye edilmiştir. Doğu ve güneydoğu'nun kısmen aşiretsel yapısının varlığı Türkiye bütününe yorumlanamaz. Türkiye'nin kapitalist bir ülke olduğu, uzlaşmaz sınıfların ortaya çıktığı ve devrimsel stratejinin sosyalist devrim olduğu gerçeği bir burjuva devrimin ve dolayısıyla MDD'nin aşıldığı anlamına gelir.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   4   5   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Dinci bloğun çatlamasının nedeni ne? melnur 1 5227 12.12.2013- 13:34
Konu Klasör Doğu Perinçek'le AKP aynı gemideymiş... melnur 7 2557 20.10.2021- 00:09
Konu Klasör Solun cirmi, solun cürmü denizcan 0 3181 15.02.2016- 18:44
Konu Klasör Sol düşmanlığı... melnur 2 3179 29.12.2019- 09:54
Konu Klasör Mülkiyet Düşmanlığı... melnur 3 2027 20.03.2024- 08:41
Etiketler   Solun,   Perinçek,   düşmanlığının,   nedeni
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS