SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   2   3   4   [5] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 14.02.2014- 14:25


Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

Kendi ezberlerini bizlere açık doğrular diye dayatman çok ilerletici olmuyor. Emperyalizm diye başlayınca haklı duruma geçmiş olmuyorsun. Ben de sana bir tane "emperyalizm" diyeyim o zaman. Al işte: apo'yu bize o emperyalizm teslim etti.

Bu ufak bir teferruat olabilir senin gözünde ve evet, o sözünüzü biliyoruz: vatan mevzubahis olunca gerisi teferruattır, değil mi? :)



Konuya girişiniz de, yazdıklarınız da ezbere konuştuğunuzu gösteriyor. Sizi ciddiye almakla yanılmışım.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 14.02.2014- 14:29


Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

Kendi ezberlerini bizlere açık doğrular diye dayatman çok ilerletici olmuyor. Emperyalizm diye başlayınca haklı duruma geçmiş olmuyorsun. Ben de sana bir tane "emperyalizm" diyeyim o zaman. Al işte: apo'yu bize o emperyalizm teslim etti.

Bu ufak bir teferruat olabilir senin gözünde ve evet, o sözünüzü biliyoruz: vatan mevzubahis olunca gerisi teferruattır, değil mi? :)



Konuya girişiniz de, yazdıklarınız da ezbere konuştuğunuzu gösteriyor. Sizi ciddiye almakla yanılmışım.



En ciddiye almış hâliniz böyleye kalsın, istemem zaten. :)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 14.02.2014- 14:51


Öcalan'ın avukatlarından İP hakkında suç duyurusu

Öcalan'ın avukatlarından İP hakkında suç duyurusu
Share on facebook Share on twitter Share on pinterest_share Share on google_plusone_share Share on friendfeed Share on email Share on print More Sharing Services
12
İLGİLİ HABERLER
'Öcalan'a özgürlük' çadırlarına polis baskını
Öcalan, sürecin ilerlemesi için 3 öneri yaptı
Önder ve Zana, KCK yetkilileri ve Neçirvan Barzani ile görüştü
Öcalan, sürecin ilerlemesi için 3 öneri yaptı
Abdullah Öcalan kasetler hakkında konuştu
Aileler İmralı Adası'na hareket etti
Öcalan, sürecin ilerlemesi için 3 öneri yaptı
Demirtaş: AKP ve Cemaat birlikte iş tuttu
'Paralel devlet'e soruşturma yok çünkü birlikte hareket ettiniz'
Abdullah Öcalan kasetler hakkında konuştu
KCK, 'Öcalan'ın videoları'na dair açıklama yaptı
Öcalan'ın avukatlarından İP hakkında suç duyurusu
ETİKETLER
Abdullah Öcalan - İmralı - çözüm süreci - Asrın Hukuk Bürosu - İşçi Partisi -
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın hukuki işlemlerini yürüten Asrın Hukuk Bürosu avukatları, İmralı'da çekildiği iddia edilen ve montaj tekniği kullanılarak, kesip biçilerek anlamından uzaklaştırılan görüntüleri servis eden İşçi Partisi (İP) hakkında suç duyurusunda bulundu. Öcalan'ın avukatlarının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı suç duyurusunda Öcalan'ın başlattığı demokratik çözüm sürecinin bazı rant çevrelerinde rahatsızlık yarattığı belirtildi. Suç duyurusu dilekçesinde, "Halkta uyanan bu heyecan ve barış özlemi savaştan nemalanan, rant ve çıkar devşiren çevrelerde saklanamaz bir rahatsızlığa sebebiyet vermiştir. Sürece karşıt duran bu güçler başta sürecin mimarı Sayın Abdullah Öcalan olmak üzere bu süreci topyekûn hedef almaktadır. Başlatmış oldukları sürekli darbe halini farklı kurgu ve enstrümanlarla devam ettirmektedirler. Bu topraklarda kan ve gözyaşını baki kılmayı temel amaç edinen bu güçler her yolu mubah görmektedirler" ifadeleri kullanıldı.

'BİR KURGUNUN DEVAMI'

Görüntülerin tamamının montaj olduğu, bahse konu konuşmaların bütünlük arz etmediği ve Öcalan'ın farklı zamanlardaki görüntülerinin bir araya getirildiğinin belirtildiği dilekçede, "Aydınlık Gazetesi'nde 16.12.2013 ve 24.12.2013 tarihleri arasında yayınlanan yazı dizisi bir kurgudan ibaret olup gerçekleri ihtiva etmemektedir. Tamamen hayal mahsulüdür. Akabinde bu yazıların kaynağı olarak 06.02.2014 tarihinde İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey tarafından yapılan basın açıklamasında basın mensuplarına dağıtılan ve 1999 yılında İmralı Cezaevinde müvekkil Abdullah Öcalan'a ait olduğu iddia edilen ses ve görüntü kayıtları montaj ürünüdür. Görüntüler arasında kesintiler ve kopukluklar mevcuttur. Tek parça olduğu iddia edilen konuşmada müvekkilin farklı kıyafetlerle farklı konumlarda bulunduğu görünmektedir. Farklı zamanlardaki konuşmalar cımbızlanarak amaca uygun hale getirilmiş hatta soru cevap görüntüsü verilmiştir" denildi.

'SAHTECİLİK VE TAHRİFAT VAR'

Bahse konu videonun hukuka aykırı bir şekilde elde edilmiş olup sahtecilik ve tahrifat ürünü olduğunu belirten avukatlar "Farklı zamanlardaki görüntüler başkalarını aldatacak şekilde montajlanmış ve kullanılmıştır. Esasında mevcut olmayan bir konuşma teknoloji vasıtasıyla mevcutmuş gibi sahte olarak üretilmiş ve servis edilmiştir" diye belirtti. Farklı zamanlardaki görüntülerin kamuoyunu aldatacak biçimde servis edildiğini belirten avukatlar dilekçelerinde "Temel amaç sahtecilik ürünü bu kayıtlarla kamuoyunu yanıltmak suretiyle müvekkil Sayın Abdullah Öcalan'ın kişilik haklarını saldırı altında tutmaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan üç buçuk milyon imza ile Kürt halkı Sayın Öcalan'ı siyasi iradesi olarak kabul etmiştir. Hala devam eden demokratikleşme sürecinde de devlet tarafından bu gerçeklik kabul edilmiş, bu sürecin temel aktörü olarak Sayın Öcalan ile müzakereler yürütülmektedir. Bu görüşmeler Türkiye kamuoyunda ve halklar nezdinde büyük kabul görmektedir. Sahtecilik sonucu elde edilen bu görüntülerle müvekkilin toplum içindeki itibarı, bireyler nezdinde ki saygınlığı hedeflenmektedir. Başta ABD ve İsrail olmak üzere birçok derin gücün planlarını bu süreçle boşa çıkaran Sayın Öcalan'ı 'ABD ile ilişkilendirmek' ve 'enstrüman' olarak nitelendirmek müvekkil şahsında barış arayışında olan bütün halklara hakaret niteliği arz etmektedir" diye belirtti.

'BARIŞ SÜRECİ BİTİRİLMEK İSTENİYOR'

Suç duyurusu dilekçesinde basın açıklamasını yapan İP'li Hasan Basri Özbey'in açıklamanın seyri içerisinde temel amaçlarının hali hazırda devam eden barış sürecini bitirmek olduğunu defalarca zikrettiği ve "Kontra faaliyetlerle halklar arasında kin ve nefret tohumları ekerek yeni katliamların vücut bulması temel amaç ve gayesi içindedirler. Bu pratikler, sebep-sonuç ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda basın açıklaması yapan zatın söylemlerinin toplumu ucu görünmez bir kaosa sürükleme gayesi taşıdığı, bu vesileyle suç unsuru oluşturduğu yadsınamaz. Yalan üretmek suretiyle halkı kin ve düşmanlığa tahrik toplumu içinden çıkılmaz bir kargaşa haline sürükleyecektir" denildi.

Avukatlar talep bölümünde ise , "Müvekkil Sayın Abdullah Öcalan'ın şahsına ilişkin hukuk alaşağı edilerek geliştirilen saldırının derhal giderilmesi amacıyla sorumluların cezalandırılması için suç duyurusunda bulunmak zaruri bir hal almıştır. Suç unsuru oluşturan tahrifat ve sahtecilik ürünü olan bu görüntüler ile muhtemel devam görüntülerin hakkında yayın yasağı getirilmesi suçun engellenmesi için zaruridir. Ayrıca hukuka aykırı saldırıyı gerçekleştiren Hasan Basri Özbey söz konusu açıklamasında "Yarın saat 13'te bu görüntülerin devamını yayınlayacağız" diyerek müvekkilimize dönük saldırıyı devam ettireceklerini alenen beyan etmiştir. Söz konusu saldırının engellenmesi için gereken tedbirlerin alınması hukukun gereğidir. Yukarıda açıkladığımız sebeplerle savcılığınızın, faillerin cezalandırılması ve gerekli ek tedbirlerin alınması konusunda res'en ve derhal, harekete geçip gerekli soruşturmayı yapmasını talep ederiz" ifadelerine yer verdi. (DİHA)

www.evrensel.net

Eklenme tarihi: 2014-02-07 12:22:22



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
toplumcu
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 03.10.2013
İleti Sayısı: 355
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: toplumcu
Cevap Tarihi: 14.02.2014- 15:18


Suç duyurusunun bu kadar uzun tutulması gerekli mi? Öcalan bunları söylemedi, kurguyla söylemiş gibi gösteriyorlar diyerek suç duyurusunda bulunabilirlerdi.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 16.02.2014- 17:06


Varan 8 – Tülin Oygür: Montaj yalanına son noktayı koyuyoruz

Resim Ekleme

İşçi Partisi'nin sorgu görüntülerinin yanı sıra Öcalan'ın "Türkçe ve Kürtçe" üzerine söylediklerini de açıkladı. Sorgu görüntülerine yansıyan Öcalan'ın görüşleri şöyle:

-“Türk-Kürt kardeşliğini yeniden düzenleyelim… Mesela Hakkari’de eskisinden daha fazla Türkçe öğretilmeli, bakın Kürtçe değil, Türkçe diyorum. Her bakımdan İstanbul Türkçesi olsun.”

-“Bir kısmı şeyimizi istismar ediyorlar. Derler ki, dilimiz yasak, kültürümüz yasak. Aslında yasak değil… Bir engel var mı, yok."

-“Mükemmel Türkçe merkezli, yani bir kısmı Arapça, bir kısmı Kürtçe bilen ana ekseni hepsinin Türkçe konuştuğu bir nüfus, bu Türkiye’nin en büyük zenginliği olacaktır.”


'Sekiz başlık altında basınımızla paylaştık'

İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı Tülin Oygür, Ankara'da düzenlediği basın toplantısıyla Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki sorgu görüntülerinin ham halini basın mensuplarına dağıttı. İP'nin dağıttığı 128 dakikalık sorgu görüntüleri, Abdullah Öcalan ve BDP'in “montaj” iddialarının gerçek dışı olduğunu ortaya koydu. Oygür'ün açıklamasının satırbaşları şöyle:

İşçi Partisi olarak, Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki sorgu görüntülerini bugüne dek, bir dizi basın toplantısı düzenleyerek sekiz başlık altında basınımızla ve milletimizle paylaştık.
PKK ve Apo gerçeğini ortaya koyan, halkımızı bilgilendirerek, özellikle Kürdümüzün bileğindeki Amerikan kelepçesini kırıp özgürleştiren bu açıklamalarımıza, BDP ve PKK ile Öcalan’ın avukatlarından tepkiler geldi.

'BDP, görüntüleri almaya yanaşmadı'

Genel Başkanvekilimiz Sayın Hasan Basri Özbey, montaj savlarına karşı, 8 Şubat 2014 tarihinde düzenlediği basın toplantısında BDP yetkililerine seslenerek, “BDP yetkililerine ve Abdullah Öcalan’ın avukatlarına çağrıda bulunuyoruz: Gelin görüntülerin tamamını ham haliyle size verelim. İzleyin. Montaj mı değil mi gözlerinizle görün. Genel Başkanınızın görüntülerini siz yayınlayın. Yayınlayın ki, üyeleriniz, seçmenleriniz ve Kürtlerimiz başta olmak üzere Milletimiz gerçekleri doğrudan görsün, öğrensin” açıklamasında bulunmuştu.
Görüntüleri alamadılar fakat montaj olduğu savıyla suç duyurusunda bulundular; esasen bu gelişme gerçeğin ortaya çıkarılması açısından olumlu olmuştur.

Görüyoruz ki, görüntülerin montaj olduğu konusunda iddialarını sürdürmekte devam ediyorlar. Öcalan da “Kelimelerimi cımbızlamışlar, montajlamışlar, sesime benzer ses kullanmışlar” iddiasında.    

'Hangisi gerçek Apo?'

İşçi Partisi, gerçeklerle hareket eder.   İşte Abdullah Öcalan gerçeği, işte 1999 yılına ait Öcalan’ın İmralı’daki sorgusu sırasındaki görüntüleri.

Bu görüntülerle PKK liderini halka tanıtıyoruz. ABD emperyalizminin, AKP'nin ve PKK'nın parlattığı "Serok Apo" ile İmralı'da devlete “hizmet aşkını” ve “taşeron olma” arzusunu ortaya koyan Abdullah Öcalan aynı kimlik midir?

Bu soruya halkın vereceği cevap önemlidir. Görüntüleri yayımlayarak özellikle Kürt halkını, gerçeği cesaretle saptama olanağına kavuşturuyoruz. Bu görüntüleri halkımızın bilgilenmesi, gerçekleri öğrenmesi için basınımızla ve kamuoyuyla paylaşıyoruz.




Aydınlık



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 17.02.2014- 11:08






Varan – 9 / Apo: Atatu&#776;rk’u&#776; Ku&#776;rtlere tanıtmalıyız


Resim Ekleme

İmralı’daki Öcalan: Atatürk, ‘düşman’ olarak belletildi, Kürtlere Atatürk’ü yeniden tanıtmalıyız

İşçi Partisi, Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında İmralı’daki sorgusunda Atatürk ve Türk ordusunu öven sözlerinin yer aldığı görüntüleri basın mensuplarıyla paylaştı

Öcalan’ın 1999 yılında yapılan sorgusunda Atatürk’ü ve Türk ordusunu öven sözleri:

*Ben Cumhuriyetin kuruluşunu büyük bir kazanım olarak görüyorum. Kurucusu Atatürk’e en derin saygılarımızı, şükranlarımızı dile getiriyoruz. Minnettarlığımızı dile getiriyoruz.

*Bana göre Kürtlere Atatürk’ü yeniden tanıtmamız gerekiyor. Kurtarıcı diyoruz ama Kürtlere; dincisi, tarikatçısı, Kürtçüsü hepsi düşman olarak belletmiştir.

*Ama şimdi cumhuriyetleşme imkânı var. Biz kimsenin yapamayacağını yapacağız. Ağalığı, şeyhliği yıkan Cumhuriyetçiliği başka nasıl yapabiliriz. Atatürk milliyetçiliği bu değil mi? Sonuna kadar en gerçek Atatürkçülük budur.

*Ordu bu işlerin özünü, ipini -Allah etmesin- bu sivillere bırakırsa ortada devlet kalmaz.

İP “Türk ordusu” ve “Türk milleti”ne ilişkin görüntülerini de basınla paylaştı


İşçi Partisi, Öcalan’ın İmralı’daki sorgusundaki “Atatürk”, “Türk ordusu” ve “Türk milleti”ne ilişkin görüntülerini de basınla paylaştı. Atatürk’e olan saygısını ve şükranlarını dile getiren Öcalan, Türk ordusuna duyduğu hayranlığa da özel vurgu yapıyor. Öcalan, “Ordu bu işlerin özünü, ipini -Allah etmesin- bu sivillere bırakırsa ortada devlet kalmaz” ifadelerini kullanıyor. İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı emekli Tümgeneral Naci Beştepe, Öcalan’ın İmralı’daki sorgusundaki “Atatürk”, “Türk ordusu”, “Türk milleti”ne ilişkin görüntülerini basınla paylaştı. Beştepe, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilere görüntüleri izletmeden önce, yayınların “montaj olduğu” iddialarını anımsatarak, görüntülerin ham halini bir kez daha toplantıya katılan gazetecilere dağıttı. Görüntülerin, bölücülük rüyası peşinde koşanları hayal kırıklığına uğrattığının altını çizen Beştepe, daha sonra Öcalan’ın Atatürk’e ilişkin konuşmalarını izletti.

‘Öcalan, Atatürk’e saygı duydu’

Naci Beştepe, Öcalan’ın, Atatürk’e sahip çıktığını, Atatürk’ün tarihin ilk milli kurtuluş savaşını verdiğini söyleyerek ona minnet ve saygı sunduğunu, cumhuriyetçilik ve Atatürk milliyetçiliğinin, ağalığı, şeyhliği yıktığını dile getirdiğini kaydederek şöyle devam etti: “Peki, bugün bölücülük peşinde olanların şeyhliği, ağalığı yani feodal düzeni yıkmakla, değiştirmekle ilgili tek kelime ettikleri duyulmuş mudur! Cumhuriyete karşı olanların, sömürüyü ve emperyalistlere uşaklık edecek bir düzeni savundukları çok açık değil midir? Öcalan farklı bir kişilik midir? Hayır. Aynı görüşün aracıdır. Ancak yakalandığında Türk askeri karşısında farklıdır. Askerin görüşünü bilmektedir. Teslimiyet duygusu içinde başka türlü konuşma yürekliliğini gösterememektedir.”

Türk ordusuna saygı

Öcalan’ın, 1999 yılındaki sorgusunda Türk ordusuna “Ben orduyu sadece hiyerarşik bir yapı olarak görmüyorum. Kültürü, felsefesi ve en başta da kişiliği kapsamlıdır. Ordu kişiliği benim için saygı duyulacak tek kişiliktir. Bunu söylerken hayranlıktan tutun, müşfikliğe kadar her şey vardır. Ben burada değilken de orduyu hep örnek gösteriyordum” sözlerini basın mensuplarına izleten Naci Beştepe, “Dünkü Öcalan, Ordu kişiliğine saygı duymaktadır. Çünkü yirmi sene sonunda geldiği nokta teslimiyet noktasıdır. Çürük düzenin yürümeyeceğini kabullenmek zorunda kalmıştır. Ordu, onun için öğretmendir. Karşısındaki Türk subayının ve onun komuta ettiği Mehmetçiğin, kahramanlığının, yürekliliğinin ve vatanseverliğinin karşısında ezilmiştir” diye konuştu.

Türkiye halkı, birlikte yaşamaya kararlıdır!

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı emekli Tümgeneral Naci Beştepe, basın toplantısını şu sözlerle tamamladı: “Bugün işte bu Öcalan’dan yeni bir lider yaratma hevesi güdülmektedir. Maşa hizmeti istenmektedir. Onu yeniden Cumhuriyet, Atatürk ve Türkiye düşmanı yapmak istenmektedir. O da yeniden araç olmayı ve düşmanlığı kabullenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkililerinden görüşme talep edecek kadar şımartılmıştır. Nereden nereye! Büyük Ortadoğu Projesi’nin görevlileri bu Öcalan’dan medet ummaktadır. Başarısız denemeyi tekrar edenler kendi zekâlarını sorgulamalıdır. Türk milleti, TC’yi kuran Türkiye halkı vatan sınırları içinde bir ve beraber olarak yaşamaya kararlıdır. Ne tehditler, ne baskılar; yurtseverleri, İşçi Partilileri, Mustafa Kemal’in Askerlerini yıldıramaz. Geri adım attıramaz.”




Aydınlık



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 19.02.2014- 15:45





İmralı'daki Apo Varan 10



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
che21
[ che-fidel ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 04.09.2013
İleti Sayısı: 174
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: che21
Cevap Tarihi: 24.02.2014- 18:49


Öcalan, Perinçek, Devrim...  
Hakan Gülseven

Dün Abdullah Öcalan’ın sorgudaki görüntüleri kamuoyuyla paylaşıldı. Paylaşan, İşçi Partisi’nin Genel Başkan Vekili idi. “Biz,” diyordu, “1999’da Abdullah Öcalan’ı teslim almıştık. Kim olarak teslim almıştık? Devlet olarak...”

Konunun bir tarafı; ‘sosyalistlik’ iddiasıyla yola çıkan ve yolda başkalaşım geçirerek incelenmesi gereken tuhaf bir vaka haline gelen İşçi Partisi’nin, devletin bir parçası olduğunu açıkça ilan etmesidir. Bu halde, İşçi Partisi bizzat teyit etmektedir ki; devletin benzer parçalarıyla hapishanede bulunan Doğu Perinçek, sosyalist kimliğiyle değil, devlet içi bir hesaplaşma neticesinde, tıpkı bu devletin ‘paşalar’ı gibi hapis yatmaktadır.
***
Öte taraftan, “Teslim aldık” lafının bir de diğer ucu var tabii. Öcalan’ı Türkiye devletine kim teslim etmişti?
Amerika Birleşik Devletleri!..
Öcalan’ın o istihbarat teşkilatından bu istihbarat teşkilatına el değiştirerek, neticede Kenya’da ‘Mor Bereliler’e teslim edilmesi, devletler arası bir ‘al gülüm - ver gülüm’ vakasıydı...
Dolayısıyla, içine ‘Mor Bereli’ kaçmış İşçi Partisi yöneticisinin ‘Teslim aldık’ şişinmesi, ancak “Sana kim teslim etti?” sorusunun sorulmasına kadar sürebilecek üfürükten bir şişinmedir.
Yani, İşçi Partisi’nin büyük bir yaygarayla görüntülerini yayınladığı Abdullah Öcalan, tıpkı İşçi Partisi gibi, bu devletle ya da devletin bir kanadıyla nasıl işbirliği halinde çalışabileceğini müzakere etmektedir.
Ne daha fazla, ne daha eksik!
***
Peki Abdullah Öcalan’ın o sözlerine ne diyeceğiz?
Önce gerçekliğimizin farkına varalım. Önümüzde, bugüne dek binlerce gerillanın yaşamı pahasına yaratılan bir Kürt halk hareketi var; ezilen bir halkın her gün öle öle büyüttüğü haklı bir çığlık var. Aşağılanan, ezilen, horlanan, hatta dilleri ve kimlikleri reddedilen Kürtlerin insanlaştığı bir süreç yaşandı bu topraklarda.
O sürecin neredeyse tüm bileşenleri tarafından ‘Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ diye anılan zat, teslim edildikten ya da teslim alındıktan sonra ne demiş olursa olsun, bu gerçeklik değişmeyecektir.
‘Önderlik’ten bağımsız olarak, Kürtlerin ezilmişliğe karşı isyanı haklı bir isyandır.
***
Öte taraftan, 20. Yüzyıl’da insanlık çok büyük gerilla hareketlerinin kurulduğuna tanık oldu. Türkiye’de PKK ile devlet güçlerinin çatışmalarında 30 yılda ölen insandan çok daha fazlası, Latin Amerika’nın ufacık ülkelerinde birkaç ay içinde yaşamını kaybetti.
Ne var ki, hakim iktidarlara, diktatörlere karşı elde silah dövüşmek, her zaman doğru bir çizgide ilerlemenin göstergesi olmuyor. Hatta tam tersi; neredeyse bir kaide gibi. Latin Amerika’nın anlı-şanlı gerilla hareketlerinin liderleri, bugün hükümetlerde yer alıyor, hatta başbakanlık, devlet başkanlığı bile yapıyorlar. IMF programlarını uygulayıp, karşı çıkanlara sermayenin hizmetindeki kolluk kuvvetleri marifetiyle saldırıyorlar.
Şaşıracak bir şey yok. Onlar hiçbir zaman işçi sınıfı programına sahip olmadılar. İşçi sınıfı için iktidar değil, kendi örgütleri –neticede kendileri- için iktidar peşinde koştular. Onlar iktidara gelince ‘kötülükler’ son bulacaktı.
Kaderin acı cilvesi, -Nikaragua’daki ‘Sandinistler’in örneğinde olduğu gibi- silahlı ya da -Brezilya Devlet Başkanı Dilma örneğinde olduğu gibi- seçimlerle iktidara gelen tüm bu eski gerilla liderleri, burjuva devlet aygıtının birer parçası haline geldiler. Hiçbir ‘kötülük’ son bulmadı...
***
Evet, Abdullah Öcalan da bir gerilla hareketinin, dahası bir halk hareketinin lideri olarak, yakalandığında hiç de iyi bir sınav veremedi. Ama o kadar...
Yakalanmadan çok evvel tarif etmeye başladığı ve İmralı’da ‘olgunlaştırdığı’ düşünceler, Kürt halkı için hiçbir zaman gerçek bir kurtuluş yoluna işaret etmiyordu. O zaten uluslararası emperyalist sistemin dışına çıkan, sosyalizmi hedefleyen gerçek bir çözüm peşinde koşmaktan çoktan vazgeçmişti. O halde, milyonlarca Kürdü ‘bir mimar gibi devlete bağlama’ pazarlığı yapmasına, taşeronluk teklif etmesine niye şaşıralım ki?
Ha!.. Şaşırması gerekenler var tabii... Öcalan’ın her dediğini, ettiğini ‘taktik’ icabı meşrulaştıran ‘sosyalistler’ bir zahmet şaşırsın.
Şimdi Meclis’te olanlarına buradan hususi selamlarımı gönderiyorum.
***
Yoksul Kürt ve Türk emekçileri ve ezilen halkımız, emperyalizme bağımlı bu yarı-sömürge ülkede gerçek bir değişim için, bu düzenin partilerinden ve her türden milliyetçilikten kopmalıdır. Bu devletin/düzenin şu ya da bu kesimiyle ‘ittifak’ peşinde koşan, taşeron olmayı arzulayan biçimsiz muhalefet aşılmalı, bağımsız bir işçi sınıfı partisi yaratılmalıdır.
Bu ülkeye bir devrim lazımdır.
Hırsızların, uğursuzların, tarikatların iktidarının yıkılması, her türden vıcık vıcık ilişkinin son bulması ancak büyük bir devrimci dönüşümle mümkündür.
***
Evet, bugün etrafınızdaki gerçekliğe şöyle bir bakınca, ‘devrim’ gibi iddialı bir lafı ütopik görebilirsiniz. Bu hakkınızdır.
Ama bırakın biz de bu ‘köy’ün delisi olalım, o muhteşem ihtimali, ‘devrim’i kimseye unutturmamak için tekrarlayıp duralım.
Emin olun, ‘devrim’ lafı bir gün herkesin işine yarayacaktır..

yurt



Boyun eğme
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   2   3   4   [5] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Hasan Hüseyin Korkmazgil... melnur 0 76 02.03.2024- 22:12
Konu Klasör Eşcinsellik | Hasan Bakır proletersosyalist 1 4217 18.01.2016- 01:12
Konu Klasör Çapulcuların Hasan Sabbah'laşması proletersosyalist 0 3127 16.12.2014- 07:36
Konu Klasör Hasan Ferit Gedik'in cenazesinde 3. gün: özgür 1 4423 03.10.2013- 17:12
Konu Klasör SF'de Hasan Karataş'ın bir yazısı üzerine... melnur 5 4967 01.12.2022- 08:40
Etiketler   Hasan,   Basri,   Özbey:,   PKK,   Apo,   gerçeğini,   aydınlatıyoru
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS