özgürlükçü sol, demokratik sosyalizm ne anlama geliyor.sosyalizmin yıkılmasından sonra sosyalist düzenin daha özgürlükçü ve daha demokratik bir hale getirmek mi. sosyalizm özgürlükçü ve demokratik değil mi ki, sosyalizmin özgürlükçü ve demokratik olması söyleniyor. sizin görüşlerinizi merak ediyorum. yıkıldığı için özgürlükten ve demokrasiden yoksun olduğu yorumları doğru mudur.sosyalizmi daha demokratik ve daha özgürlükçü yapmak yanlış mı.

özgürlükçü sol, demokratik sosyalizm ne anlama geliyor.sosyalizmin yıkılmasından sonra sosyalist düzenin daha özgürlükçü ve daha demokratik bir hale getirmek mi. sosyalizm özgürlükçü ve demokratik değil mi ki, sosyalizmin özgürlükçü ve demokratik olması söyleniyor. sizin görüşlerinizi merak ediyorum. yıkıldığı için özgürlükten ve demokrasiden yoksun olduğu yorumları doğru mudur.sosyalizmi daha demokratik ve daha özgürlükçü yapmak yanlış mı.

''Özgürlükçü sol, demokratik sosyalizm'' genellikle liberal saflarda bulunmanın veya liberalizme kaymanın kavramsal ifadeleridir. Sosyalizm işçi sınıfı ve emekçi halklar için zaten demokrasinin ta kendisidir. Çünkü sosyalizm, işçi sınıfı ve emekçi kesimleri sömüren, baskı altına alan ve   kendi emeğine yabancılaştıran özel mülkiyetin ortadan kaldırılması ve devletin sınıfsal niteliğinin işçi sınıfı ve emekçi halklar yararına değiştirilmesidir. Bilimsel sosyalizm böyle bir anlama sahipken bu kavramın içini boşaltan her türlü kavramla bir araya getirilmesi sosyalizmin niteliksel değişimini savunmaktır ve bu anlamda işçi sınıfı ve emekçi halklar karşıtlığı pozisyonuna düşmektir. Bunun başka da bir anlamı yoktur.

Gerçeği anlayabilmenin yolu bilimsel-kuramsal çözümlemelerden geçer. Bilimsel sosyalizm de Marks'ın kapitalizm çözümlemelerine dayanır. Marks kapitalizmin işçi sınıfı ve emekçi kesimler için ne denli akıl dışı bir sistem olduğunu, insanın insanı sömürmesinin en somut haliyle bu sistemin özünü oluşturduğunu, daha güzel bir dünyanın ancak sistemin değiştirilmesi, insanın sömürülmesine ve kendisine yabancılaşmasını sağlayan koşulların ortadan kaldırılmasına bağlı olduğunu bilimsel olarak ortaya koymuştur. İnsanın   üzerindeki her türlü baskının ortadan kaldırılması, aracısız yönetilmesinin sağlanması, insanın birbirinden ayıran ulusal çitlerin ortadan kalkması ve kısaca insanın gerçek anlamda özgürleşmesinin yolunun komünizm dediğimiz enternasyonal ölçekteki sınıfsız ve devletsiz bir toplumsal formasyonda yattığını ve insanın sömürüden kurtulmuş olarak ancak böyle bir formasyonla mümkün olabileceğini artık bilimsel olarak biliyoruz. Bu konuları tartışılır hale getiren ve özünden saptıran her türlü siyasi ve ideolojik tartışma bilim karşıtlığıdır. Çünkü burada ifade edilenler siyasi ve ideolojik yönelimden öte bilimsel gerçeklerdir. Burada da tartışılacak bir şey yoktur.

Konu sosyalizme geldiğinde, kimilerinin siyasal devrimden sonraki kuruculuk dönemi olarak adlandırdığı bu süreçte her ülkenin kendi koşullarına uygun bir dönüşüm gerçekleşecektir. Emperyalizmin egemen olduğu bir ülkede de sosyalizm (kuruculuk)   uygulamasının pek çok zorluklar içereceği de akla yatkındır. Bu sürecin nasıl işleyeceğini temel çıktılarıyla biliyoruz. Siyasal devrimden sonra özel mülkiyetin kaldırılması, piyasa ekonomisi yerine merkezi planlamaya geçilmesi, burjuva devlet yerine proleter diktatörlük kurulması ve siyasal devrimi gerçekleştiren sınıfın öncüsü olan komünist partinin devrimden sonraki öncülüğünde toplumsal-devrimci dönüşümlerin gerçekleştirilmesi bu sürecin ana hatlarını oluşturur. Bu konularda olumsuz tavır almak, reel sosyalizmdeki kimi uygulamaları-kimi hataları ''dışardan'' bir gözle değerlendirerek, bilimsel sosyalizmin bütünlüğünü bozacak bir siyasi ideolojik yönelim içine girmek bilimsel sosyalizmi reddetmek anlamına gelecektir.

Reelde ortaya çıkan sorunları örnek göstererek, çözülüşten sonra artan neoliberal baskının etkisi altına girerek, ve yine çözülüşten sonra yılgınlığa ve umutsuzluğa giren sol döneklerin liberal saflardaki seslerine kulak kabartarak bilimsel sosyalizmin omurgasını ve temel çıktılarını yadsımak, çeşitli kavramlaştırmalar yoluyla özünden saptırmak, kimilerin dilinde ''demokratik solculuk''tur, sosyalizmi ''demokratikleştirme'' çabasıdır. Altını biraz kazıyın, özgürlükçülük ve demokratiklik sosuna bulanmış solculuk ve sosyalizm kavramlarının altından özel mülkiyet ve kapitalizm çıkacaktır. Deneyin, göreceksiniz!

Solculuk sosyalizm dediğimizde belli başlı olguları işaret ediyoruz demektir. Kim özel mülkiyet karşıtlığı içinde değilse, kim siyasal devrim perspektifini ve proleter diktatörlüğü ( işçi sınıfı devletini) reddediyorsa, kim sınıfsal mücadelenin önüne ( ülkemiz için söylüyorum) herhangi bir ulusal mücadeleyi koyup kuyrukçuluğa yelken açıyorsa ne kadar ''sosyalistim-gerçek komünistim, enternasyonal solcuyum'' derse desin bilimsel sosyalizmle bir ilişkisi yok demektir. Bu kadar net!

Kim emperyalizme karşı değilse, kim siyasal ve dinci gericiliği demokrasi, insan hakları ve özgürlük adına kutsuyorsa, kim herkese demokrasi safsatası adı altında piyasacılığa methiyeler düzüyorsa kendini nasıl tanımlıyorsa tanımlasın solcu değildir.

( Reel sosyalizm uygulamaları konusunda kimi eleştirel yaklaşımlar olmalıdır ve olacaktır. Bu ayrı bir tartışma konusudur. Zaten ülkede bu konuda çeşitli tartışmalar yürütüldü ve bu konularda çeşitli kitaplar da yazıldı. Bu tür tartışmalarla, burada anlatılmaya çalışılan konuyu birbirine karıştırmamak gerek.)

reformist sol aynı anlamda mı kullanılıyor.reformist sol denildiğinde demokratik sol veya demokratik sosyalizm mi anlaşılmalı. bunların hepsi liberalizmle ilişkiliyse bu kadar sözcüğe ne gerek var. birbirlerinden farkı olabilir mi.

Demokratik sosyalizm adı üstünde sosyalizmin demokratik bir çehreye kavuşturulmasıdır.