'Başbuğ Perinçek' Nihayet Maskeyi Çıkardı!
Doğru Perinçek, partisinin web sitesinde yayınlanan yazısında şöyle yazmış açık açık:
''Turan, Türk-Rus-İran-Çin birliğidir! İnsanlığın kurtuluşu, Turandadır! Türk Cumhuriyetleri, ancak Avrasya İttifakı içinde yardımlaşabilir ve birleşebilirler. Rus ve Çin düşmanlığı, bütün Türklerin zararına olduğu için Türkleri birleştirmez, böler.
''... Vatanı emperyalistlerden kurtardıktan sonra 'Türkçülerle hesaplaşma' düşüncesi yersizdir. Türkçülük, Türk milletinden yana olmaksa, biz herkesten önce Türk milletinin devrimcileri ve fedaileriyiz.
''... Milliyetçileri, Halkçıları ve Sosyalistleri tek bir partide birleştirerek, BOP Eşbaşkanlığı iktidarına son vermek ve bağımsız-halkçı Türkiyeyi kurmak, büyük kuvvetle olur ve o büyük kuvvet bu denklemin kurulmasındadır.
''... Milliyetçilik, Altı Okun ikinci okudur. 1931 CHP Programındaki, çağdaş milletlerle uyum ve milletimizin bağımsızlığı anlamıyla, Milliyetçilik ortak programımızdır. Bu programa karşı çıkacak bir sosyalist yoktur. '' (Doğu Perinçek, kaynak:
http://www.ip.org.tr/lib/pages/detay.asp?goster=haberdetay&idhaber=4611 ) [Yazıdaki koyultmalar bana ait]
Özellikle bu paragrafları alıntıladım ki burjuva ''devrimciliğinin'' içeriği daha iyi teşhir olsun.
Perinçek'in 'boncuklarını' devrimci marksizmin ışığında tek tek irdeleyelim;
Ne diyor? Turan diyor! Çin ve Rusya da Turan'a giriyormuş. Türk ırkçılarının bütün 'Türk soylu' halkları biraraya getirip dünyanın geri kalanına savaş açma hayallerinde Perinçek anti-emperyalist yönler keşfetmek için ıkınıyor. Maksadının ırkçıları 'tavlamak' olduğu açık. Günümüz dünyasında ırkçılara seslenen başka bir İşçi Partisi var mı acaba? Perinçek nazizm ile marksizmi birbirine karıştırmaya çabalıyor ama mümkün değil.
''Rus ve Çin düşmanlığı Türklerin zararınadır'' diyor. Ne demek bu? Devrimciler hiçbir zaman hiçbir halka düşmanlık etmez zaten. Amerikan veya Avrupalı halklara da düşmanlık etmezler. Kapitalist ulus devletlere düşmanlık ile halka düşmanlık apayrı şeylerdir. Perinçek bunu bilmiyor mu? Kuşkusuz biliyor. Ama seslendiği kitlenin bunları bilmediğini de biliyor. Irkçıların halklara düşmanlık ettiğini bildiğinden, ''Rus ve Çinlileri görmezden gelin, onlarla birlik olmak Turani ırkların da çıkarınadır'' mesajını işliyor. Söylemleri baştan sona ırkçı bir düzlemde ve ırkçıları ikna etmeye yönelik. Ayrıca ''Türkleri birleştirmek'' ne demektir? Türklük, Turani bir ırka ilişkin ise, sen bu zihniyetle kendi ülkeni bölmez misin en başta? Turancı-ırkçı bir politik perspektif kullanarak örneğin Kürtlerle nasıl kardeşleşeceksin? Tabi Perinçek'in bu tür dertleri yok. Kürt, Laz, Çerkes, Ermeni, Rum v.s. onun umurunda değil. O sadece turancıları ikna etmek üzere yazıyor.
Kaldı ki, devrimciler meselelere evvela sınıfsal yaklaşırlar. Türkler içinde burjuvası da vardır proleteri de. Marksistlerin amacı, tüm Türkleri birleştirmek değil, tüm proleterleri birleştirmektir. Bunun adı enternasyonalizmdir. Ama Perinçek'in marksizmden de enternasyonalizmden de koptuğu anlaşılıyor. O, kendisinin de açıkça belirttiği gibi bir milliyetçi! Türk olsun da varsın burjuva olsun fark etmez! Devrimcilik bunun neresinde o halde? En temel bir sınıf politikasını bile inkar edip millet adı altında işçi ile onu sömüren burjuvayı aynı sepete katacaksan, senin ne farkın kalıyor liberallerden, cemaatten, AKP'den? Onlar din adına işçi ile patronu 'birleştiriyor', sen milliyetçilik adına! ''Aynı bokun laciverti'' değil mi?
Perinçek'in, sınıf mücadelesini reddederek anti-emperyalist olunabileceğini sanması da ayrı bir garabet! Emperyalizm, Lenin'in de altını çizdiği üzere uluslarası düzlemde tekelleşmiş kapitalizmdir. Kapitalizmin şu anki halidir. Anti-emperyalizm demek, anti-kapitalizm demektir. Anti-kapitalizm demek de sınıf mücadelesi demektir. Yani millet adı altında sınıfsal ayrımların üzerini örtüp burjuvaziye hizmet etmeyi bırakmak demektir. Aksi halde, 'halkçılığınız' kof bir demagoji olacağı gibi, anti-emperyalist de olamazsınız. Emperyalizm, bizim gibi ülkelerde içsel bir olgudur. Burjuva oligarşisine karşı çıkmadan emperyalizme karşı çıkılamaz. Mahir Çayan, bu gerçeğin altını kuvvetle çizmiştir. Devrimciliğin, bağımsızlıkçılığın yolu buradan geçer. Bunun için milliyetçilikle de hesaplaşmak gerekir. Çünkü milliyetçilik, işbirlikçi burjuvaziyi de Türk milletinin bir parçası olarak görüp sınıfsal çelişkilerin üzerini örtmüş, emperyalizmin çıkarlarına hizmet etmiştir. Milliyetçilerin, faşistlerin geçmişteki sol düşmanlığı ve tam bağımsızlık isteyenleri emperyalizmin de desteğiyle yok etmeye çalışmasının ardında bu gerçek yatar. Zaten Rusya ve Çin de yeni emperyalist güçler değil mi? İki emperyalist kamp arasında taraf tutmak ne zamandan beri bağımsızlıkçılık oluyormuş? Düne kadar SSCB'ye ''sosyal emperyalist'' deyip burun kıvıran Perinçek şimdi kapitalist Rusya'dan mı taraf oluyor? 'Bu ne yaman çelişki anne?!'
''Vatanı emperyalistlerden kurtardıktan sonra Türkçülerle hesaplaşma düşüncesi de yersizdir'' diyor Perinçek. Kurtuluş savaşından sonra Türkçülerle hesaplaşılamadı, devlet eliyle kapitalizm inşa edildi ve sonunun nereye vardığını yaşayarak gördük. Perinçek neden böyle diyor? Çünkü emperyalizme Türkçülerle el ele karşı çıkacağını sanıyor! Demek ki ''zinde güçler''i milliyetçilikten koparamayınca kendi milliyetçi olmuş! Ama bilinen ve tecrübe edilen gerçeği biz hatırlatalım; Türkçülerle de hesaplaşmadan emperyalizmle hesaplaşılmaz. Çünkü dünyanın tüm yarı sömürge memleketlerinde emperyalizmin paramiliter gücünün gönüllüleri zaten bu tür faşistlerden çıkmıştır. Perinçek geçmişi de unuttu sanırım. ''Biz Türk milletinin devrimcileriyiz, fedaileriyiz'' diye yazıyor. Marksist devrimciler herhangi bir milletin değil bir sınıfın, işçi sınıfının devrimcileridir. Perinçek, bu satırlarında marksizmden ne kadar uzak olduğunu ilan ediyor adeta.
Milliyetçileri, Halkçıları ve Sosyalistleri tek partide birleştirmekten bahsediyor. Halkçı dedikleri kim? Neyse, sosyal demokratlara çok küfrettiği için onlara hitaben 'halkçı' demiş anlaşılan, bunu geçelim. Milliyetçilerle sosyalistler aynı partide nasıl bir araya gelecekler acaba? Bu parti millet adı altında burjuva çıkarları da koruyacak mı(eğer böyleyse, sosyalistler nasıl sosyalist kalacak) yoksa sınıfsal çıkarlara dayalı siyaset mi yapacak(eğer böyleyse, milliyetçiler nasıl milliyetçi kalacak)? Gerici ile ilericinin ittifakından her zaman gerici sonuç çıkar. Tarih bunu böyle yazmıştır. Çünkü gerici ileri gidemez, ilericiyi kendine çeker. Sosyalist ile milliyetçi buluşursa, orada sosyalistliğin tasfiyesi gerçekleşir. Nitekim Perinçek'in şahsında yaşanan tam da budur.
Milliyetçiliğin, altı okun ikinci oku olduğunu söyleyip ''Buna karşı çıkacak sosyalist yoktur'' diyor. Neden? Sosyalistlerin altı oku mu var? Altı oku Marks mı icat etti, Lenin mi? Gecikmiş ve bu yüzden yarım yamalak bir burjuva devriminin 80 sene evvel koyduğu okları biz niye kabul etmek zorundaymışız? Üstelik, altı okun konduğu dönem ve sonrasında, anti-kapitalist olmadan anti-emperyalist olunamayacağını yaşayarak deneyimledik. İşçi sınıfı devrimcilerinin önderlik etmediği bir ''kurtuluş cephesinin'' başarıya ulaşsa da kısa sürede yeniden emperyalizmin yörüngesine girdiğini gördük. Bunun Hüseyin İnan da farkındaydı, Mahir Çayan da. O halde altı okta ve kemalizmde takılı kalmanın anlamı ne? Kemalizm ayrı şeydir, sosyalizm ayrı şey. Bırakın sosyalistleri, kemalistler için bile altı ok aşılması gereken bir stratejiye tekabül ediyor. Artık dünya değişti. Doğu Blokuna yakın duran bir 'milli kapitalizm' teorilerinin hiçbir geçerliliği yok artık. Zaten günümüzde Doğu Bloku da yok. Perinçek'in dünyadan haberi yok!
Nazım Hikmet'ten, Chavez'den, Mihri Belli'den bahsediyor. Nazım'ın enternasyonalizmini ve sınıf vurgusunu, Mihri Belli'nin Alman milliyetçileriyle savaşmak için Yunan sosyalistleriyle dayanıştığını, Chavez'in kendi ülkesinin Kürtleriyle(yani Kızılderili kökenli halklarla) nasıl dostluk kurduğunu bilmezden geliyor. Bu isimlerin ''milli kurtuluşçuluk''tan söz etmelerini milliyetçilik olarak yorumlamaya kalkıyor. Milli kurtuluşçuluk, bağımsızlık ve anti-emperyalizm anlamındadır. Milliyetçilikle ilgisi yoktur. Mahir Çayan da bu kavramı bu içerikle kullanır. Milli kurtuluşçular, toplumsal kurtuluşu da benimserler; yani dünyaya ulusal değil sınıfsal gözlükle bakarlar ve enternasyonalisttirler. NATO ordusundan, devletten, milliyetçi faşistlerle ittifak hayallerinden uzak dururlar. Onlar işçi sınıfının -hiç değilse ideolojik olarak- öncülüğünü kabul etmişlerdir. Bunu yapabilmek için partinin adını ''işçi partisi'' koymak yetmez ve gerekmez, içini doldurabilmek önemlidir. Perinçek, kendi milliyetçi ve hatta turancı savrulmasına bu isimleri istismar ederek teorik kılıf uydurabileceğini düşünüyorsa yanılıyor. Meydan boş değil! Milliyetçilikle farkını bilen gerçek devrimci ve bağımsızlıkçılar var hala!
http://ozgurlukcu-sol.blogspot.de/2012/10/basbug-perincek-nihayet-maskeyi-ckard.html
