SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Hırsız yaratan düzenden kurtulmalıyız!           (gösterim sayısı: 5.863)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
proleter
[ tek yol devrim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.08.2013
İleti Sayısı: 406
Konum: Yalova
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: proleter
Konu Tarihi: 25.02.2014- 22:26


BDSP: Hırsız yaratan düzenden kurtulmalıyız!


Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), ses kayıtlarıyla bir kez daha gündeme düşen yolsuzluk skandalı üzerine açıklama yaptı. BDSP'nin açıklamasını sunuyoruz.


Resim Ekleme



Hırsızlar yetmez hırsız yaratan düzenden kurtulmalıyız!

Kurtuluş için Greif işçilerinin yolundan ilerleyelim!


 

Dün akşam yayınlanan ses kayıtlarıyla Tayyip Erdoğan ve hükümetinin ipliği iyiden iyiye pazara çıkarıldı. Bu kayıtlar ülkenin adi bir hırsızlar şebekesi tarafından yönetildiği gerçeğini bir kez daha tesciliyor. Bunun için emekçi halkın öfkesi kabarıyor, “Hükümet istifa!” sesleri yükseliyor.  

Kuşkusuz bu talep son derece haklı ve meşrudur. Çünkü milyonları canından bezdiren ekonomik, sosyal ve siyasal politikalara imza atan ve artık hırsızlığı tescillenmiş olan bu hükümetin hiçbir ahlaki, siyasal ve hukuksal meşruiyeti kalmamıştır.

Hırsızlardan kurtulmak yetmez!

Bununla birlikte BDSP olarak şu gerçeğin altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Hırsızlık ve kirlenme, Tayyip Erdoğan ve hükümetiyle sınırlı değildir. Bugün Tayyip ve hükümetinin ipini çekenlerinden kimisinin onun yakın zamana kadar ortakları olduğu, hem de Tayyipler'e karşı bir seçenek olarak öne sürülenlerin arkasındaki asıl aktörlerin, emperyalistlerle tekelci burjuvazi olduğu unutulmamalıdır. Bunlar yaşadığımız soygun düzeninin efendileridir.

Milyonlarca insanın belini büken, emeğini çalan, çalınan emekleri üzerinde saltanatlar kuran, tüm bu kirli işleri için de Tayyip gibilerini kullanan onlardır. Anlaşılan o ki, bu düzenin efendileri geçmişte hep yaşandığı gibi kullanım ömrünü bitirmiş uşaklarını yenileriyle değiştirme operasyonu yürütüyorlar.  

İşte bunun için hükümetin istifasını isteyerek sokaklara dökülelim ancak, onların oyunlarına, özellikle de seçim oyunlarına, önümüze sürdükleri sözde seçeneklerin peşine de düşmeyelim. Bu sandıklardan bugüne kadar hep hırsız çıktı, bundan sonra da ancak hırsız çıkabilir, bunu unutmayalım. Gerçek çözümü bu haramilerin düzenlerini yıkmakta arayalım.  

Greif'in yolundan gitmeliyiz!

İşte bunun nasıl yapılacağının yolunu de bize İstanbul'un uzak bir köşesinde 16 gündür fabrika işgal eylemi yapan Greif işçileri gösteriyor. Greif'te işçilerin başkaldırdığı sömürü düzeni, ülkedeki sömürü ve soygun düzeninin küçük bir hücresinden başka bir şey değildir.  

Onların emeklerini azgınca sömüren Amerikan sermayesi ile onun yerli ortaklarının düzenini yıkmak için ortaya koydukları bu cüretli eylemi örnek alalım. Greif işçilerinin yolundan gidip, milyonların emeğini kendi hesaplarına geçiren bu haramiler çetesinden kurtulalım. Onların hırsızdan hırsız beğenmekten başka bir numarası olmayan düzmece demokrasilerinin yerine de, yine Greif'te gördüğümüz, üretenlerin yönettiği gerçek bir demokrasiyi, sosyalist işçi demokrasisini kuralım.

BDSP işte bu düşüncelerle işçi, emekçi ve gençliği, Greif'lerin yolundan giderek hem haramilerden hesap sormaya, hem de birlikte sömürüsüz ve özgür bir ülkeyi yaratmaya çağırıyor.

Haramilerin saltanatını yıkalım, sosyalizmi kuralım!

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu

Kızıl Bayrak



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
toplumcu
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 03.10.2013
İleti Sayısı: 355
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: toplumcu
Cevap Tarihi: 25.02.2014- 23:10


BDSP işte bu düşüncelerle işçi, emekçi ve gençliği, Greif'lerin yolundan giderek hem haramilerden hesap sormaya, hem de birlikte sömürüsüz ve özgür bir ülkeyi yaratmaya çağırıyor.

Bugün sokaklarda hükümet istifa diye bağıranların, polisin gazına, copuna, suyuna maruz kalanların mücadelesini önemsizleştiriyor musunuz?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ilkay
[ Mustafa ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.10.2013
İleti Sayısı: 417
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ilkay
Cevap Tarihi: 25.02.2014- 23:15


Haramilerin saltanatını yıkalım, sosyalizmi kuralım!

Sosyalizmi kurmak için ne yapalım?



SOL CEPHE
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proleter
[ tek yol devrim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.08.2013
İleti Sayısı: 406
Konum: Yalova
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proleter
Cevap Tarihi: 26.02.2014- 02:03


Sosyalizmi kurmak için kitlelere devrimin gerektiğini anlatalım. Hükümetin istifasını istemekle haramilerin düzeni yıkılmaz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 26.02.2014- 10:30


Harami düzenini yıkmak devrim, sosyalizm demekle olsaydı, dünyada komünizm kurulmuş olurdu. Yok, elde silah burjuvaziyi tahtından indireceğiz diyorsanız, sizi tutan yok.Yoksulluk ve ideolojik baskı arasında kalmış bir halkın objektif durumunu görmeden duruma ideolojik yaklaşılamaz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.008
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 26.02.2014- 16:49


Bugün hemen hemen tüm sosyalist örgütler ''hükümet istifa'' diyerek sokaktaki milyonlarla bir noktada buluşuyorlar. Bu slogana öteden beri karşı çıkanları anlamak gerek. Kim bunlar?
Ben ikiye ayırıyorum, bu karşı çıkanları... Birinci grup sosyalizm-devrim laflarından ürken, liberal söylemleri sol sanan, ABD-AB'ye gizli-açık bel bağlayan, demokrasi ve özgürlük sözcükleriyle kafayı bozma noktasına gelen, açık seçik savunamasa da, yıllardır liberal bir retoriğin etkisinde AKP'nin ülkeyi demoratikleştirdiğini ve askeri vesayetten kurtardığına inanan bir kesim. Birinci grup bu. AKP'nin bu yüzden gitmesini istemiyorlar ve bunu da ''giderse milli hükümet gelir'' safsatasıyla dillendirmeye çalışıyorlar. Bazen liberal veya liberal sol kesimler bunlar. Bugün geldiğimiz noktada liberal veya sol(!) etiketli kesimlerinin önemli bir kısmı bile AKP'den sırt çevirmişken, bu görüş daha çok 12 yıllık AKP iktidarı boyunca bu safsatalarla zihninin karartılmasını önleyememiş (sempatizan) kesimlerinden geliyor.

İkinci grup ise ''keskin solcular'' veya ''gerçek komünistler'' ya da ''enternasyonal solcular''. Bu kesim de bu slogana karşı çıkıyor. Onlar ''hükümet istifa''değil, ''devrim'' diyorlar. Her ne kadar bu ''devrim'' kavramı dillerine yeni yeni yerleşmeye başlasa da. Çünkü devrim dediklerinde bu kişiler ''enternasyonal bir devrim'' bulanıklığını savunuyorlar. Biraz Ulusal ölçek filan demeye kalktığınızda bir anda ''nasyonal sosyalist'' olabilirsiniz! ''Nasyonal sosyalizm nedir?'' diye sorsanız, bu kez verdikleri yanıt ''enternasyonalizmin karşılığı'' olacaktır. Bir kısır döngü içinde yuvarlanıp gittiklerinin bile farkında değiller. Bu kesimin sözde sol-sosyalist forumlardaki somut konumlanışları ise BDP-HDP çizgisinden öteye geçmez. Geçelim.

İkinci grubun örgütlenmiş kesimlerinin asıl problemi siyasetsizliktir; başlık yazısında görüldüğü gibi. ''Keskin solcu'' olarak nitelediğimiz bu tavrın temel sorunu da budur. İllegal yapılanma içinde bulunduklarından böyle bir tavrın zorunlu olarak karşımıza çıktığı söylenebilir. Ama bu tavrın artık iyice deşifre edilmesi de gerektiriyor. Çünkü gençlik ''keskin'' olmayı, öyle görünmeyi sever. Keskin sloganların cazibesine kendini daha çok kaptırma eğilimindedir. Sözde sol-sosyalist forumlarda bu tavrın egemen olmasının önemli bir nedeni de budur.

Oysa bu yaklaşım sorunlu bir yaklaşımdır. Hep yineleme gereğini duyuyoruz; işçi sınıfının tarihsel aklını parti temsil eder. Parti, proletaryanın kendi içinden çıkartamadığı sınıfın tarihsel bilincinin sınıf dışından edindiği bir örgütlenmedir. İşçi sınıfı ve emekçi halk tarihsel sınıf bilincini, tarihsel çıkarlarını kendiliğinden ve yığınsal olarak edinebilseydi zaten, öncü parti gibi bir örgütlenmeye de bir yerden sonra gerek kalmazdı. Bu yüzden parti ve sınıf arasındaki ilişkide her koşulda bir açı olduğunu öncelikle görmemiz gerekiyor. Bu durum görülemeden, anlaşılamadan, kavranılamadan sosyalist bir siyaset ve o siyasetin gerektirdiği siyasi araçlar ve siyasi retorik   üretilemez. Keskin solcuların bir türlü anlayamadıkları, anlamazlıktan geldikleri konu da budur.

İşçi sınıfı ve emekçi halka 'çav bella' ile yaklaşamazsınız, yaklaşmamalısınız. Sınıfın içinde bulunduğu bilinç durumuna özgü bir retorik oluşturmadan onunla bağ kurabilmek de mümkün değildir. Böyle bir durum, nasıl ki, çav bella'nın reddi anlamına gelmiyorsa, ''hükümet istifa'' sloganları da devrimin reddedildiği anlamına gelmez. Böylesine basit bir konuyu tartışmak durumunda kalmak bile sosyalistler için ayıplı durum değil de nedir? Burjuvazinin siyasi iktidarı elinde tutmasının, bu köhnemiş sistemi sürekli ve sürdürülebilir halde tutmanın nedeni sadece devlet dediğimiz özde baskı makinesine sahip olması değildir. Öyle olsa işimiz ne de kolay olurdu? Ama değil. Sistemin sürdürülebilirliğinin nedeni burjuvazinin kendi sınıfsal çıkarlarını, işçi sınıfının ve emekçi halkın çıkarlarıymış gibi zihinlere akıtmasından, bu yonde ideolojik araçlara sahip olmasından ileri geliyor. Emekçi halkı ideolojik, siyasi ve hatta ekonomik mücadelesinden alıkoyan şey de burjuvazinin bu zihinleri teslim alan ideolojik basıncından başka bir şey değildir.

İşçi sınıfı ve emekçi halk üzerindeki bu basınç bir şekilde kırılmadıktan sonra sosyalistlerin toplum üzerindeki etkinliği artmayacaktır. Burjuvazinin bu ideolojik basıncını geriletecek bir dinamizm yaratılmadıkça parti ile sınıf arasındaki açı hiç bir zaman da kapanmayacaktır.Parti ile sınıf arasındaki açının sürekli açıldığı veya kapanmadığı koşullarda ise devrim hep kaf dağının ardında kalmaya mahkum olacak, hep tatlı ve ulaşılmaz bir hayal olarak kalacaktır.

Bu önemli sorunu aşabilmenin yolu halkı siyasete çekebilmek, güncel üzerinden siyasete taşıyabilmektir. İşçi sınıfı ve emekçi halkla bağ kurabilmenin başka da bir yolu bulunmamaktadır. Bildirilerimizdeki ''tek yol devrim' sloganları önemlidir, altını hep çizelim, gerçekten önemlidir ama yeterli değildir. Tekrar olacak işçi sınıfına çav bella ile yaklaşmak gereken etkiyi yapmadığı gibi, partinin sınıfla arasında bulunan açının kapanmasına da yol açmıyor. Güncelin koşullarını kapsayan başka semboller, başka sloganlar, başka araçlar bulunmadıkça parti de sınıf da hep yalnızları oynamak durumunda kalacaktır.

Kapitalizm krizden krize girmesine ve burjuvazi bütün kurumlarıyla yönetemez hale gelmesine rağmen hem parti ve hem de işçi sınıfı ile emekçi halkın içinde bulunduğu durum bu gerçeği apaçık kanıtı değil mi?



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Türkiye AKP’den de TÜSİAD’dan da kurtulmalıdır! proletkült 7 1534 25.10.2021- 15:13
Konu Klasör Demirtaş: Derhal seçime gidip bu çetelerden kurtulmalıyız, yürü bay Kemal! melnur 7 535 20.04.2023- 08:49
Konu Klasör Bir bebekten IŞİD militanı yaratan karanlık solcu 2 3826 18.08.2014- 08:44
Konu Klasör Yalçın Küçük'ten tartışma yaratan açıklamalar abbas 0 3234 19.01.2016- 20:12
Etiketler   Hırsız,   yaratan,   düzenden,   kurtulmalıyız
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS