SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 4 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   4   >   son» 
Sosyalizmde ifade özgürlüğü           (gösterim sayısı: 29.640)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 08.03.2014- 12:54


Sosyalizmde ifade özgürlüğü
Metin Çulhaoğlu


Sosyalizm karşıtlarının ara sıra dile getirdikleri kaygılar arasındadır: “Bunlar gelirlerse hepimizi asarlar, keserler, sürerler…”

Bir de, okumuş yazmış ve “aydın” çevreler vardır ki bunlar özellikle düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda çok hassastırlar. Sosyalist bir iktidarda farklı fikirlerin dillendirilmesine izin verilmeyeceğini, bunların baskı alıntına alınıp yasaklanacağını düşünürler. Dahası, sağcı da değil, “sosyalist” kimlikli bir arkadaş 14 yıl önce bir panelde şöyle demişti: “Bugün Türkiye’ye sosyalizm gelirse daktiloyu bile yasaklar…”

Sahiden bu kadar mı?

İsterseniz, bu soruya sosyalist iktidarda insan hakları ve hukuk bağlantılı genel yanıtlar vermek yerine başka bir yoldan gidelim: Bugün Türkiye’de sosyalist bir iktidar olduğunu varsayalım ve bu iktidarı günümüzde sıkça yazıp çizen, belirli bir formasyona sahip, özgürlükçü kimi figürler bazında test edelim.

Sonra, bunlar kurmaca değil gerçek figürler olsun.

* * *

Örneğin Cumhuriyet Bilim-Teknoloji yazarı Celal Şengör sıkı aydınlanmacıdır. Ödünsüz laik, hatta ateist, bir de fazlaca elitisttir. Ama aynı zamanda azılı bir Marksizm ve komünizm düşmanıdır.

Şengör›ün istediğini yazmasının önünde hiçbir engel olmamalıdır. Sosyalist iktidarın kurumları değil ama savunucuları Şengör’le tartışacak, kendisiyle bu anlamda “uğraşacaktır” elbette. Örneğin Şengör ülkenin bilim, teknoloji ve yükseköğrenim politikalarının başta Hava Kuvvetleri olmak üzere Ordu tarafından belirlenip uygulanması gerektiğini savunursa buna itiraz edenler çıkacaktır.

Tartışıp dursunlar, niye yasaklansın ki?

Ha müspet bilim ve çağdaş teknoloji aşkına Hava Harp Okulu vesayeti isteyip üstüne bir de darbe yapmaya kalkarsa o başka…

* * *

Sosyalizm, sağcı ideolog Ahmet Turan Alkan’ı yasaklar mı?

Ne gereği var? Tersine, Alkan’ın örneğin “Türk sağının, solun iktidar olmasına imkân sağlayan tarihsel hataları” gibi başlıklarda yazdıkları mutlaka kimi değerli tespitler de içerecektir.

Bunlardan yararlanmak dururken Alkan neden susturulsun ki?

* * *

Sosyalist iktidar, Ertuğrul Özkök’ü yasaklamak şöyle dursun kendisine zarif bir doğum günü hediyesi bile verebilir.

David Fincher’ın “Oyun” filminde olduğu gibi, Özkök, iyi düşünülmüş bir organizasyonla, gerekli ortamlar ve oyuncular da sağlanarak örneğin devrimci bir dönemin Paris’ine, oradan Latin Amerika’daki gerilla mücadelelerine taşınır. Kendisine renkli görüntüler eşliğinde dayanılmaz heyecanlar, gerilimli saatler ve duygusal anlar yaşatılır.

Sonra, “Sürpriiiz! İyi ki doğdun Ertuğrul…”

En kaliteli şaraplar da cabası…

* * *

Taha Akyol biraz sorunlu değil mi?

Neden öyle olsun?

Akyol’un, “Kaderde merkezi planlamaya dayalı bir ekonomide yaşamak da varmış. Piyasanın adaletsizlikleri, dengesizlikleri vardı gerçi; ama o düzenin insan tabiatına hitap eden rekabet, yarışmacılık ve performans gibi unsurlarının yarattığı dinamizmi özlemiyorum dersem yalan olur” tadındaki yazılarının kime ne zararı olabilir?

Sonra, “kumanda ekonomilerinde kendini içe kapanarak biriktiren bireyin özgürlük arayışı” konusunda Akyol’un ünlü düşünür Sigmund Theodor Ranshoffer’e yaptığı atıflar da mutlaka dikkate alınacak, bunlardan yararlanılacaktır.

* * *

Halil Berktay sorun olabilir gibi, ama…

Hiç olmayabilir de. Çünkü kendisi her şeyden önce devrimde ve iktidarda Doğu Perinçek’in olup olmadığına bakacak, yoksa rahatlayıp bu ülkede kalmaya karar verecektir.

Sosyalist iktidarla yeniden yapılandırılacak bir tarih kurumunda örneğin «feodalizmden kapitalizme geçiş” araştırmalarının kendisinin sorumluluğunda yürütülmesinde hiçbir sakınca yoktur.

* * *

Murat Belge, Etyen Mahçupyan, Altan biraderler ve sağdan olsun soldan olsun daha pek çoğu…

Uzun sözün kısası, özgürlükçü aydınlar sosyalizmden o kadar da korkmasınlar.

Zaten sosyalist iktidar kurulduğunda bu iş, uzun yıllar süren, seksen sekiz çeşit ömür törpüsü sol içi tartışmanın ardından gerçekleşmiş olacak.
Böyle badirelerden geçmiş insanlar neden sizinle özgürce tartışmaktan korkup başka yollara tevessül etsinler ki?

sol



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 08.03.2014- 15:40


Sayın umut, siz herhalde ne astığınızı tam olarak ya anlamıyorsunuz veya okumadan asıyorsunuz. Yukarıda astığınız makale ile yönetici olduğunuz bu forumdaki kendi davranışınız birbirine zıt. İfade özgürlüğünü savunan kendisi gibi düşünmeyene hemen düşmanlık yapıyorsun deyipte yasaklama cezası vermeyi düşünmez. Sizin davranışınız astığınız makaleye yüzde yüz zıt.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 08.03.2014- 16:26


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Sayın umut, siz herhalde ne astığınızı tam olarak ya anlamıyorsunuz veya okumadan asıyorsunuz. Yukarıda astığınız makale ile yönetici olduğunuz bu forumdaki kendi davranışınız birbirine zıt. İfade özgürlüğünü savunan kendisi gibi düşünmeyene hemen düşmanlık yapıyorsun deyipte yasaklama cezası vermeyi düşünmez. Sizin davranışınız astığınız makaleye yüzde yüz zıt.



Al işte, tipik bir örnek. Okuyan da demokrasi ve sosyalizm üzerine ciltlerle kitap yazan biri sanacak!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 08.03.2014- 16:33


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Sayın umut, siz herhalde ne astığınızı tam olarak ya anlamıyorsunuz veya okumadan asıyorsunuz. Yukarıda astığınız makale ile yönetici olduğunuz bu forumdaki kendi davranışınız birbirine zıt. İfade özgürlüğünü savunan kendisi gibi düşünmeyene hemen düşmanlık yapıyorsun deyipte yasaklama cezası vermeyi düşünmez. Sizin davranışınız astığınız makaleye yüzde yüz zıt.



Al işte, tipik bir örnek. Okuyan da demokrasi ve sosyalizm üzerine ciltlerle kitap yazan biri sanacak!

Ne alaka şimdi sayın melnur? Herhalde siz sosyalizim üzerine ciltlerce kitap yazıyorsunuzda bana laf atıyorsunuz? Siz aslında birazda olsa bir şeyler yazıyorsunuz ama sizin dışınızdakiler tek bir yorum dahi yapmıyorlar, yaptıkları sadece karşısındakilere "liboş, AKP'ci, Kürt milliyetcisi'   yaftasını yapıştırmak ve birde SOL Portaldan buraya haber asmak. O arkadaşlara tek bir sözünüz olmazken bana hemen dalmışsınız. Neyse dalın, nasılolsa alıştık.

Sosyalizimde ifade özgürlüğünü defalarca konu ettik ve sizin ve diğerlerinin yazdıklarını unutmadım.  
Ya Metin Çulhaoğlu yalan söylüyor veya o sizin anladığınız sosyalizimden bahsetmiyor.




Bu ileti en son Alisan tarafından 08.03.2014- 16:40 tarihinde, toplamda 4 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 08.03.2014- 17:46


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Ne alaka şimdi sayın melnur? Herhalde siz sosyalizim üzerine ciltlerce kitap yazıyorsunuzda bana laf atıyorsunuz? Siz aslında birazda olsa bir şeyler yazıyorsunuz ama sizin dışınızdakiler tek bir yorum dahi yapmıyorlar, yaptıkları sadece karşısındakilere "liboş, AKP'ci, Kürt milliyetcisi'   yaftasını yapıştırmak ve birde SOL Portaldan buraya haber asmak. O arkadaşlara tek bir sözünüz olmazken bana hemen dalmışsınız. Neyse dalın, nasılolsa alıştık.

Sosyalizimde ifade özgürlüğünü defalarca konu ettik ve sizin ve diğerlerinin yazdıklarını unutmadım.  
Ya Metin Çulhaoğlu yalan söylüyor veya o sizin anladığınız sosyalizimden bahsetmiyor.



Sosyalizmde ifade özgürlüğünün ne olup ne olmadığı ayrı bir konu da, burada yazdıklarının bile sorunlu olduğunu düşünmüyor musun? Aklınıza gelmiyor mu? İfade özgürlüğünden bir insanın aklına gelen her şeyi söylemesini mi anlıyorsunuz? Bir forumda böyle bir şey olabilir mi? Dahası açılmış bir konu başlığı varken, dün olan biteni tekrar bu başlığa taşımanın ve burada yine benzer bir tartışmanın(!) ortaya çıkmasına gerek var mı? Yazarken bir adım sonrası için neler olabileceğini düşünebilmek o kadar zor mu?

Aklın hala dünkü tartışmalarda ise, zaten yorum yaptığın ve hala açık duran başlığa neden yazmayı denemiyorsun da burada tekrar aynı tartışmayı başlatıyorsunuz?





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 08.03.2014- 17:57


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Ne alaka şimdi sayın melnur? Herhalde siz sosyalizim üzerine ciltlerce kitap yazıyorsunuzda bana laf atıyorsunuz? Siz aslında birazda olsa bir şeyler yazıyorsunuz ama sizin
dışınızdakiler tek bir yorum dahi yapmıyorlar, yaptıkları sadece karşısındakilere "liboş, AKP'ci, Kürt milliyetcisi'   yaftasını yapıştırmak ve birde SOL Portaldan buraya haber asmak. O arkadaşlara tek bir sözünüz olmazken bana hemen dalmışsınız. Neyse dalın, nasılolsa alıştık.

Sosyalizimde ifade özgürlüğünü defalarca konu ettik ve sizin ve diğerlerinin yazdıklarını unutmadım.  
Ya Metin Çulhaoğlu yalan söylüyor veya o sizin anladığınız sosyalizimden bahsetmiyor.



Sosyalizmde ifade özgürlüğünün ne olup ne olmadığı ayrı bir konu da, burada yazdıklarının bile sorunlu olduğunu düşünmüyor musun? Aklınıza gelmiyor mu? İfade özgürlüğünden bir insanın aklına gelen her şeyi söylemesini mi anlıyorsunuz? Bir forumda böyle bir şey olabilir mi? Dahası açılmış bir konu başlığı varken, dün olan biteni tekrar bu başlığa taşımanın ve burada yine benzer bir tartışmanın(!) ortaya çıkmasına gerek var mı? Yazarken bir adım sonrası için neler olabileceğini düşünebilmek o kadar zor mu?

Aklın hala dünkü tartışmalarda ise, zaten yorum yaptığın ve hala açık duran başlığa neden yazmayı denemiyorsun da burada tekrar aynı tartışmayı başlatıyorsunuz?




Ben başlığı açan arakadaşin kendisiyle çelişkisini yazamışım ama siz üstünüze düşmediği halde hemen dalıp cevap vermişsiniz, hemde başlılka alakalı dahi değil, sadece bana sataşarak. Sonrada kalkıyorsunuz bana başlıkla ilgili görüş bildirmem için tavsiyede bulunuyorsunuz. Ama siz de başlıkla alakalı tek bir yorum yapmamışsınız.
Başlıkla ilgili görüşümü açıkladığım halde görmemezlikten gelmişsiniz ama bunada alışkınız, tekrarlayayım hatırınız için.
Metin Çulhaoğlu yazdıklarında ya samimi değil veya samimiyse doğrru yazmış ve sizin anladığınız sosyalizimle asla bir alakası yok.
Diğer taraftan geçmiş tartışmalardan genelde söz eden ve buraya taşıyan genelde sizsiniz. Yazdıklarınızı tekrarokuyun göreceksiniz. Bana ve kaçak mahlaslı arkadaşa cevap verirken gemnelde geçmişteki tartışmalardan söz ediyorsunuz.




Bu ileti en son Alisan tarafından 08.03.2014- 18:00 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
KUVVETLER BİRLİĞİ, SOSYALİZM VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
VforVendetta
[ VforVendetta ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.11.2013
İleti Sayısı: 67
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: VforVendetta
Cevap Tarihi: 09.03.2014- 13:33


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Sosyalizmde ifade özgürlüğü
Metin Çulhaoğlu


Sosyalizm karşıtlarının ara sıra dile getirdikleri kaygılar arasındadır: “Bunlar gelirlerse hepimizi asarlar, keserler, sürerler…”

Bir de, okumuş yazmış ve “aydın” çevreler vardır ki bunlar özellikle düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda çok hassastırlar. Sosyalist bir iktidarda farklı fikirlerin dillendirilmesine izin verilmeyeceğini, bunların baskı alıntına alınıp yasaklanacağını düşünürler. Dahası, sağcı da değil, “sosyalist” kimlikli bir arkadaş 14 yıl önce bir panelde şöyle demişti: “Bugün Türkiye’ye sosyalizm gelirse daktiloyu bile yasaklar…”

Sahiden bu kadar mı?

İsterseniz, bu soruya sosyalist iktidarda insan hakları ve hukuk bağlantılı genel yanıtlar vermek yerine başka bir yoldan gidelim: Bugün Türkiye’de sosyalist bir iktidar olduğunu varsayalım ve bu iktidarı günümüzde sıkça yazıp çizen, belirli bir formasyona sahip, özgürlükçü kimi figürler bazında test edelim.

Sonra, bunlar kurmaca değil gerçek figürler olsun.

* * *

Örneğin Cumhuriyet Bilim-Teknoloji yazarı Celal Şengör sıkı aydınlanmacıdır. Ödünsüz laik, hatta ateist, bir de fazlaca elitisttir. Ama aynı zamanda azılı bir Marksizm ve komünizm düşmanıdır.

Şengör›ün istediğini yazmasının önünde hiçbir engel olmamalıdır. Sosyalist iktidarın kurumları değil ama savunucuları Şengör’le tartışacak, kendisiyle bu anlamda “uğraşacaktır” elbette. Örneğin Şengör ülkenin bilim, teknoloji ve yükseköğrenim politikalarının başta Hava Kuvvetleri olmak üzere Ordu tarafından belirlenip uygulanması gerektiğini savunursa buna itiraz edenler çıkacaktır.

Tartışıp dursunlar, niye yasaklansın ki?

Ha müspet bilim ve çağdaş teknoloji aşkına Hava Harp Okulu vesayeti isteyip üstüne bir de darbe yapmaya kalkarsa o başka…

* * *

sol





Görüş olarak ben de demokratik sosyalizmden yanayım. Ama bu "demokrasi" veya Leninin ifadesi ile "sosyal demokrasi" nin nasıl gerçekleşeceği üzerinde durulacak bir konu.
Sosyalimz-komunizm yaşanan deneyimlerden özelde stalinizmden gördüğümüz kadarı ile "kuvvetler birliği" nin proleterya diktatörlüğü temelinde tek parti idelolojisi ekseninde şekillenen bir eylem ve toplum mühendisliği. Tüm ekonomik dinamiklerin merkezi planlama aracılığı ile yapılması da bunun en belirgin örneği. Bu kadar merkezi ve kuvvetler birliğine dayalı bir sistem, nasıl ifade özgürlüğüne izin verecek, açıkçası çok şüpheliyim ki bence imkansız. Örnek verdiğiniz bilimci Celal Şengör sıkı bir laik ve evrim savunucusu olmaklar beraber bir konuşmasında komunizmde bilimin özgürce yapılamayacağı konusunda bir demeci vardı.Kendisinin komunizme tamamen karşıt bir duruşu söz konusu. Ayrıyeten marksist ideolojinin kimi tespit ve önerileri özellikle 19.yy için çok geçerli olmakla ve günümüzde de bu geçerlilik kısmen devam etmekle beraber tıpkı doğa gibi dinamik, her gün piyasa şartlarında değişen, dönüşen organik bir yapı, tek partinin bürokratik merkezi planlaması ile nasıl yönetilebilir, ki bu yönetim biçiminin sürdürülemezliği SSCB deneyimde ortada iken bu yönetim biçiminin ifade özgürlüğü ve demokrasi sağlayabileceği konusunda aynı fikirde değilim. Kaldıki kuvvetler ayrılığı ve hukuk sistemi konusunda SSCB liberal batının da gerisinde   kalmıştır. İfade ve basın hatta internet özgürlüğünün tam olarak gerçekleşmesi bence siyasi iktidardan bağımsız, özerk kurumların varlığı(yargı,medya,sendika,kamu adına mali ve idari bağımsız denetim yapan kurumlar vb) ve yerel yönetimlerin çok daha etkin olması temelinde var olabilir. Lakin sosyalist ideolojideki arkadaşların bu görüşlerime tahammül edebileceklerini düşünmüyorum. Dolayısı ile adı ne olursa olsun, tüm otoriter-totaliter rejimlerde ifade özgürlüğü olmaz kanısındayım.




Bu ileti en son VforVendetta tarafından 09.03.2014- 13:37 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 09.03.2014- 15:26




Sn.VforVendetta;

Bir konunun anlaşılabilirliği kullanmaya çalıştığımız kavramların ne anlama geldiğinin açık seçik bilince çıkarabilmesiyle olanaklıdır. Bizim böyle bir sorunumuz var ve öncelikle hepimiz böyle bir sorunun üstesinden gelebilmenin bir yolunu bulabilmeliyiz. Sosyalizm kavramı da böyle bir kavram. Sosyalizmin bilimsel-kuramsal anlamı bir şekilde açıklığa kavuşturulmadan, açıklığa kavuşturulmuş haliyle içselleştirilmeden bu konularda söylenecek her şey flu kalıyor ve çok da anlaşılmıyor. Çok daha önemlisi, bu sorundan kurtulmadıkça yapmaya çalıtığımız değerlendirmeler de sorunlu bir hale geliyor ve en azından somut bir anlama sahip olamıyor. Böyle bir durum var.

Merkezi planlama olmalı mıdır, olmamalı mıdır sorusunun yanıtını sağlıklı verebilmek her şeyden önce sosyalizme yüklediğimiz anlamla ilgilidir. Önemli bir konu bu. Aslında sosyalizmle doğrudan veya dolaylı olarak ilintili herhangi bir konuda konuşurken de önemli. Çünkü söyleyeceklerimizin doğruluğunun veya yanlışlığının anlaşılabilirliği sosyalizmle doğrudan ilişkilidir. ( Bir konunun sosyalist olanlarla olmayanlar arasında tartışılması bu anlamda farklıdır). Eğer söylediklerimiz sosyalist ideolojinin bütünlüğüne aykırıysa, ne söylemeye çalışırsak ve hangi gerekçeyle söylemeye çalışırsak çalışalım daha baştan yanlış olacaktır. Sosyalizm mi, demokratik sosyalizm mi konusu da böyle bir zemine oturmalıdır; yoksa anlaşılabilirliği olmamaktadır.

Konuyu biraz açarsak, sosyalizm dediğimiz kuruculuk dönemi en genel anlamıyla kapitalizmden komünizme ( sınıfsız topluma) geçiş sürecidir. Ekonomik anlamda kapitalizmin kaotik üretiminden sosyalizmin ( kuruculuk döneminin) planlı ekonomisine geçiştir. Bu bir zorunluluktur. Sosyalist kuruculuğun olmazsa olmazıdır. Sınıfsız toplumu amaçlıyorsanız ki, sosyalist ideolojiden yana olmak bu anlama gelir, o zaman böyle bir konunun tartışılır olması bile sosyalizme aykırıdır. Yasaklansın anlamında söylemiyorum, oraya da geliriz ama, söylemek istediğim hem sosyalistim deyip hem merkezi planlamayı reddetmek daha baştan sakat ve çelişik bir tavırdır. İlk paragrafta söylemeye çalıştığım da budur.

Bu konu bizim toplumumuzda ve özellikle AKP dönemi boyunca çok büyük bir sorun halini aldı. Sol ve sosyalizm kavramları içeriğinden öylesine farklı anlamlarda zihinlere sokuldu ki, sosyalizmi içselleştirmeden somut bir biçimde zihnimize akıtmadan bu konuda düşünceler ileri sürmeye başladık. Dolayısıyla anlaşabilmek de kolay olmadığı gibi, konuşmaya çalıştığımız konuyu anlaşılabilir hale getirmek de mümkün olamıyor.

Bu konuları tartışmaya çalışırken, bir başka önemli konu da yine yukarda söylenilmeye çalışılanlarla doğrudan ilgili olarak kuram üzerinden tartışmaya özen göstermektir. Kuram anlaşılmadan pratiği yorumlamak mümkün değildir. Kuram yanlışlanmadığı sürece pratikteki hataların kuramdan kaynaklanacağı öngörüsü de her zaman yanlıştır. Bu hatayı da çok yapıyoruz. Ve bu sorundan da kurtulamıyoruz. Herhangi bir konuda, herhangi bir hata-yanlışlık ortaya çıkıyorsa, beklemediğimiz durumlar oluşuyorsa, anlaşılması gereken şey, ortada bir hata olduğudur. Sadece budur. Hata kuramdan da kaynaklanabilir, uygulamadaki herhangi bir hatadan da. Dönüp kuramdaki ortaya koyamıyorsuk, hata pratikteki işlemlerdedir. Çok tekrar ettiğim bir örnek var, onu vereyim; Yerçekiminden kurtulabilmek için bir cisme saniyede 11 km. hız-itme gücü- vermek gerekir. Bir uzay gemisi inşa ediyoruz, bir rokete yerleştiriyoruz, hesaplarımızı kontrol ediyoruz ve ateşleme yapıyoruz. Ama roket ya rampadan daha ayrılmadan infilak ediyor, ya da havalandıktan sonra patlıyor. Hata pratikte de olur, kuramda da. Kuramı ele alıyoruz; doğru; bir cisim yerçekiminden kurtulmak için saniyede 11 km. itme gücüne sahip olabilmeli. Eeee, o zaman? Pratikte bir hata var. Bu sonuçlarla çok karşılaştık. Uzaya gönderdiğimiz araçlarımızın önemli bir kısmı, başarılı olamadı. Ama hep denedik. Olmadı yine denedik. Bilimsel bakış, bilimsel yöntem de bunu gerektirir.

Bilimsel sosyalizmi temel çıktılarıyla da içselleştirebilmeliyiz. Bilimsel sosyalist ideolojiyi bütünlüklü bir biçimde kavrayabilmeliyiz. Ne kadar samimi olursak olalım, sosyalist ideolojinin bütünselliğini bozabilecek bir reddiye içine girmek gerçekte sosyalizmi reddetmek demektir. Proleter diktatörlük, merkezi planlama, ''sosyalizmde demokrasi'' veya ''sosyalizmde ifade özgürlüğü'' konuları hep bu çerçeve içinde değerlendirilmelidir.
































Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 09.03.2014- 15:42


Sosyalizmde ifade özgürlüğü konusuna gelmeden önce, yine hatırlamak durumunda olduğumuz bazı konular var. Yukardaki yorumda değinmeye çalışmıştım, ''sosyalizmde ifade özgürlüğü'' konusu sosyalizmin ne olduğuyla da doğrudan ilişkili. Eğer sosyalizmi ''herkese demokrasi'' gibi bir sistem sanıyorsanız, bu konuyu anlayabilmek mümkün değildir. İşin özü, püf noktası da burada yatıyor. Onun için sosyalizmle doğrudan ilişkili konuların tartışılması sosyalistlerle farklı bir zeminde tartışılır, sosyalist olmayanlarla veya sosyalizmi farklı bir ''düşünce-ideoloji'' olduğunu sananlarla farklı bir zeminde... Bu yüzden, bu türden tartışmalarda kişinin ''solcuyum'', ''sosyalistim'' demesi yeterli olmuyor. 'Hatırlamak zorunda olduğumuz bazı konular'' da bu noktada önem kazanıyor.

Sosyalist ideoloji kapitalist toplumda iki temel sınıf olduğunu söyler. Burjuvazi ve proletarya. Sermaye sınıfı ve işçi sınıfı. Özel mülkiyet sahipleri ( üretim araçları sahipleri) ve yaşamını sürdürebilmek için emeğinden başka bir şeyi olmayanlar. Sosyalist devrim ikincilerin iktidarı öncü partileriyle almasıdır. Siyasal devrim dediğimiz olgu da budur. Amaç, sosyalizmi kurmak ve sınıfsız toplum ( komünizm) sürecinde yol almaktır. ( Hatırlamak zorunda olduğumuz konu aşağı yukarı bu.) Şimdi bu süreçte birincinin (yani burjuvazinin) hiç bir hak ve özgürlüğü yoktur. Yani sosyalist sistemde ''herkse demokrasi'' yoktur. Örgütlenme ve ifade özgürlüğü de yoktur. Buraları geçelim. Ama bu durum, Metin Çulhaoğlu'nun anlattığı konularla ilgili değildir. Çulhaoğlu'nu söylediği anlamda ifade özgürlüğünün bunlarla da ilgisi yoktur.

( Çıkmam gerek, sonra devam ederiz.)



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 4 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   4   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 2 kişi görüntülüyor:  2 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Eskişehir'de sosyalislerden ortak eylem: Gericiliğe ve faşizme karşı laikliği ve özgürlüğü savunuyoruz... melnur 0 771 25.05.2022- 01:07
Konu Klasör Bilal Erdoğan ifade vermeye gitmedi ilkay 2 5197 02.01.2014- 20:45
Konu Klasör Sosyalist devrimin güncelliği ne ifade eder? melnur 0 3811 29.12.2016- 06:43
Konu Klasör Sosyalizmde çok parti mi? melnur 7 3956 04.08.2021- 02:31
Konu Klasör Sosyalizmde temas yüzeyleri... melnur 0 2059 05.05.2020- 09:34
Etiketler   Sosyalizmde,   ifade,   özgürlüğü
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS