SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   >   son» 
Karadelikler...           (gösterim sayısı: 8.149)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 14.08.2013- 22:35


Karadelikler...


Bilim dışı gizeme ne gerek var! İşte başlı başına bir gizem!
İçine aldığı maddeyi "ak deliklerden"püskürtüyor mu?
Başka bir evrene mi açılıyor?
Yuttuğu madde ile sadece genişleyip,evreni tehdit mi ediyor?

Güneşimiz yakıtını tükettiğinde evrimini bir beyaz cüce olarak tamamlayacaktır. Eğer üç misli daha büyük olabilseydi muhtemelen bir nötron yıldızına dönüşecek,kütlesi on misli daha büyük olabilseydi, ömrünü çok daha önceden sonlandırarak bir karadeliğe dönüşecekti.

Karadelikler evrenin "dipsiz kuyuları"dır. Evrenin "hapishaneleridir".Güneşin sekiz-on kat büyüklüğünde olan yıldızlar son aşamada, birkaç km çapında bir karadeliğe dönüştüğünde ışığın bile kurtulamadığı bir gravitasyona sahip olur."Olay ufku"nun içinde herşey bir spekülasyondan öteye gidememektedir. Bildiğimiz hiçbir fizik kuralı orada işlememektedir.

Olay ufkundan içeri giren her türlü madde ve enerjiyi yutan karadelikleriklerin yapısı nedir?Evrende hiçbir madde yoktan var ,vardan yok olmayacağına göre buraya giren madde ne olmaktadır?

Bu konularda birkaç spekülasyon var:İlkin giren maddenin akdelikler yoluyla bir başka evrene yönlendiği konusunda...Bir başka spekülasyon,olay ufkundan içeri giren maddenin bizim evrenimizde bir çeşit köpüğe benzer "bebek evrenler" yarattığı şeklinde...Bir başkası, karadeliklerin yuttuğu madde nedeniyle genişlediği,süper karadelikler oluşturduğu ve evrenin sonunun nihayetinde dev bir karadelik olarak sonuçlanacağı yönünde... Spekülasyonların ardı arkası yok!

S.Hawking, karadeliklerin esrarının kuantum kuramını da içine alan "büyük birleşik kuram" yoluyla aydınlanacağını söylüyor. Yine Hawking, karadeliklerin ,adına" Hawking ışıması" denilen bir ışıma yaydığını ve sonunda bu ışıma nedeniyle buharlaşacağını iddia etmişti. Ancak 2004 yılındaki konuşmasında bu konudaki görüşlerini değiştirdiğini belirtti.Hawking bu son konuşmasında, karadeliklerin bir başka evrene açılma,bizim evrenimizle "solucan delikleri" meydana getirme,yada bebek evrenler oluşturma düşüncelerinin doğru olmadığın söyledi. Bir karadeliğin daha önce belirttiği gibi ışıma (buharlaşma) yolu ile de yok olamayacağını ileri sürdü. O'na göre karadeliğin içinde "kuantum yasaları" geçerli olmaktadır.Burada oluşan "kuantum dalgaları" belirsizlik prensibine göre davranarak dışarı, yani bizim evrenimize madde aktarmaktadır. Sonraki gözlemlerde bunu doğrulayan bulgulara da rastlandı.

Karadeliklerin yamyamlığı konusunda da yanlış bir algı var. Karadelik dediğimizde her şeyi yiyen, yedikçe büyüyen ve büyüdükçe daha fazla maddeyi içine alan bir "canavar" benzetmesi de pek doğru değil. Sözgelimi güneşimiz büyüklüğündeki bir karadeliğin "olay ufku" yani etkidiği alan 15-20 km.yi de geçmiyor ki, dünyanın güneşe uzaklığının ortalama 150 milyon km.olduğu düşünüldüğünde, böyle bir uzaklığın evrendeki gök cisimleri için bir "tehlike" yaratmayacağı da ortada.

***

Karadelikler konusunda şunu da söylemekte yarar var: Her galaksi kümesinin merkezinde devasa bir karadelik bulunması gerektiği çok akla yatkın. Çünkü bir merkez etrafında dönen gök cisimlerinin bu dönüşlerini sürdürebilmeleri, dönen gök cisimlerin kütlelerinin toplamından daha büyük kütleli bir cismin galaksi merkezindeki varlığına ihtiyaç göstermesi gerekir. Bu durumda her galaksi merkezinde dev bir karadeliğin bulunması gerektiği söylenebilir. Ama ne kadar büyük? Sözgelimi bizim galaksimiz Samanyolu'nda yaklaşık iki yüz milyara yakın yıldız ve milyonlarca-milyarlarca gezegen ve gök cismi varken, bütün bunların kütle toplamından daha fazla büyüklükte bir karadeliğin galaksi merkezinde var olması gerektiği düşüncesi gerçekten zihinleri zorluyor.

Karadelik konusu bilinen onca şeye rağmen hala pek çok bilinmezi de içinde barındırıyor.




Bu ileti en son melnur tarafından 29.04.2014- 18:23 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
sirius
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.12.2013
İleti Sayısı: 204
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: sirius
Cevap Tarihi: 28.04.2014- 21:02


Hawking: Kara delik diye bir şey yok

Resim Ekleme

Ünlü İngiliz fizikçi Stephen Hawking 'kara deliklerin var olmadığını' iddia ederek bilim dünyasını şaşırttı.

Çalışmalarını Cambridge Üniversitesi'nde sürdüren Hawking,   internette yayımladığı yeni bir makalede ''Klasik teoriler kapsamında bir kara delikten kaçmak mümkün değildir, ancak kuantum fiziğinde bir kara delikten kaçmayı mümkün kılacak enerji de bilgi de mevcut'' dedi ve bu nedenle bilinen anlamıyla kara deliklerin gerçekte var olmadığını ve gözlemlenenlerin de ancak ''gri delikler'' olarak tanımlanabileceğini iddia etti.

Hawking, yeni teorisi ile ilgili Nature dergisine verdiği röportajda kara delik dediğimiz bölgelere giren ışığın zannedildiği gibi sonsuza dek ortadan kaybolmadığını ''Bir süre sanki bir yürüme bandındaymışçasına kara deliğin merkezinden kaçmaya çalıştıktan sonra radyasyona dönüşerek dışarı sızdığını'' söyledi.

Hürriyet




Bu ileti en son sirius tarafından 28.04.2014- 21:02 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.04.2014- 18:26


Eski bir haber olmalı bu. Hawking karadeliklerden ışıma yoluyla radyasyon yayıldığını daha önce söylemişti. Bu haber pek de yeni bir şey söylemiyor. Ssnki Hawking'in eski açıklamasının   yeni bir sürümü gibi.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
sirius
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.12.2013
İleti Sayısı: 204
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: sirius
Cevap Tarihi: 17.05.2014- 20:46


KARADELİKLER

Resim Ekleme

Kara Delik terimi ilk defa Princeton fizikçilerinden John Wheeler tarafından 1968′de yayımladığı “Evrenimiz, bilinenler ve bilinmeyenler” isimli makalede kullanılmıştır. Kara delikler çok ağır olduklarından, çok büyük çekimsel alana da sahiptirler. Çekimsel kuvvet öyle büyüktür ki, ışık dahil hiçbir şey kara delikten kaçamaz.

Kütleleri büyük olan yıldızlar, termonükleer evrimlerinin sonlarına doğru kırmızı veya mavi süper devler haline gelir. Nükleer yakıtları tükendiğinde, süpernovalar halinde patlarlar. Patlamaların kalıntısı bir nötron yıldızı (pulsar) olabilir veya süpernova çekirdeğinin kütlesi Güneş kütlesinin yaklaşık üç katına ulaşıyorsa, bir kara delik olabilir. Kütlesi küçük olan yıldızlar ise bir gezegen bulutsusu oluşturarak gömleklerinin bir bölümünü yitirir. Bunlar, Dünya’nın boyutlarına yakın boyutlarda beyaz cüceler olarak evrimlerini tamamlarlar.

Kara deliklerin dinamiğini ve içlerindeki herşeyin dışarı çıkmasını nasıl engelleyebildiklerini anlayabilmek için Genel Görelelik kavramını anlamak gerekir. Genel görelelik (izafiyet) kuramının belirttiği maddenin kütlesiyle çevresindeki uzay-zamanın yapısını değişikliğe uğratmasıdır. Bu varsayım, hiçbir şeyin hatta ışığın bile, büyük kütleli bir gökcisiminin yakınında, düz çizgi halinde yer değiştiremeyeceği anlamına gelir.

Ebediyete kadar içinde kalma riskine girmeden, bir kara deliğin ne kadar yakınına yaklaşılabilinir? Bu cisimlerde geriye dönüşü olmayan noktaya olay ufku (event horizon) denir. Bu, kara delikle aynı merkezli küresel bir zarf olup, bu zarfın yarıçapına Schwarzchild yarıçapı denir. Eğer bir kere olay ufku içine girilirse, geri dönüş yoktur. Uzay-zaman tekilliğinin yer aldığı ölü delik merkezine doğru çekilebilecektir. Saniyenin küçük bir kesri içinde oradaki sonsuz büyük çekimsel kuvvet tarafından toz haline getirilecektir. Bir kara deliğin yakın çevresindeki uzay yollarını bozduğu görüldü. Einstein hükmüne göre, uzay zaman birbirine karışmış olduğundan böyle cisimlerin yakınında zamanın da sapmaya uğrayacağı sonucu ortaya çıkar. Bu nedenle bazı araştırmacılar kara deliklerin zaman makinesi gibi kullanılabileceğini ileri sürmektedirler.

Bir astronot kara deliğe doğru yola çıkmadan önce uzaygemisine büyük bir saat yerleştirilirse, dışarıdaki bir gözlemci, gemi çökmüş yıldızın yakınına yaklaştıkça, saatin gittikçe yavaşladığını fark edecektir. Aynı şekilde, gittikçe yavaş hareket ediyor gibi, olay ufkunun sınırına asla erişemeyecek gibi gözükecektir. Sonunda şaşırtıcı bir durum meydana gelip, zaman durmuş gibi olacaktır.

Astronotun bakış açısına göre ise, gemideki saat her zamanki hızı ile tik taklarını sürdürecektir. Böylece astronot, karanlık cehennemin içine hızla dalmasını geciktirecek bir şansa sahip olmayacaktır. Hatta olay ufkunun içinden geçtiği anı bile farketmeyecektir. Fakat ne yazık ki bu noktadan itibaren kara deliğin içine saplanmış olacaktır. Gemi aşağı doğru inerken pencereden dışarı bakan astronot herşeyin hızının arttığını görecektir. Bütün gelecek öyküsü gözünün önünden bir anda akıp geçecektir. Fakat astronotun evrenin geri kalanı ile iletişimi kesilmiştir ve kendisini mutlak ölüm beklemektedir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
sirius
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.12.2013
İleti Sayısı: 204
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: sirius
Cevap Tarihi: 28.04.2015- 20:07


Yeni Keşfedilen Kara Delik Güneşin Kütlesinden 12 Milyar Kat Büyük


Yeni Keşfedilen Kara Delik Güneşin Kütlesinden 12 Milyar Kat Büyük

Çinli gök bilimciler kara deliği keşfetmeden önce, kara delik ile beslenen kuasarı keşfettiler. Kuasarlar, kısa ömürlü gamma ışını patlamaları veya süpernova patlamalarından sonra evrendeki en parlak nesnelerdir. Işığın bile kaçamadığı, müthiş çekim gücü ile her şeyi yutan kara deliklerin etrafında girdaba kapılmış gibi büyük bir hızla dönen gaz ve maddelerin yaydıkları ısı ve ışığın Kuasarları oluşturduğu kabul edilmektedir.

Resim Ekleme
Kuasarı farkeden Pekin Üniversitesi araştırmacıları daha iyi veri toplayabilmek için Amerikalı ve Şili’li meslektaşlarından yardım istediler. Harvard Üniversitesi’nden gök bilimci Avi Loeb, “Parlaklık bakımından şimdiye kadar tespit edilenlerin en büyüğü” diyerek tüm Samanyolundan 40000 kat daha parlak olduğunu söyledi.

Resim Ekleme

Samanyolu dahil tüm büyük galaksilerin merkezlerinde bir kara delik bulunur fakat hepsi aşırı sıcak gazlar ile çevrelenmezler.   Sadece kuasarlarda vardır, yeni keşfedilen ve “SDSS J010013.02+280225.8” olarak adlandırılan nesnede şimdiye kadar görülmemiş derecede çok var.   Kuasarların büyüklüğü aynı zamanda kara deliğin de büyüklüğünün göstergesi oluyor. Bugüne kadar bilinenlerin, en çok güneşin 3 milyar katı büyüklüğünde bir kütlesi vardı ama bu yeni keşifte tam 12 milyar katı olduğu tespit edildi.

Resim Ekleme

Keşfi Nature bilim dergisinde dün (26 Şubat 2015) paylaşan baş araştırmacı Xue-Bing Wu, ‘Büyük Patlama’dan sadece 900 milyon yıl sonra oluşmuş bu kuasarın o kadar kısa zamanda bu büyüklüğe nasıl ulaştığını bilinen teoriler ile açıklamanın kolay olmadığını, fakat keşfin evrenin ilk dönemini daha iyi anlamıza yardımcı olacağı söyledi.

uzay org




Bu ileti en son sirius tarafından 28.04.2015- 20:12 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
sirius
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.12.2013
İleti Sayısı: 204
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: sirius
Cevap Tarihi: 27.08.2015- 15:36


Stephen Hawking: "Kara delikten çıkış yolu olabilir"

Resim Ekleme  

KTH Royal Institute of Technology'de konuşan ünlü fizikçi Stephen Hawking, kara deliğin gizemiyle ve kara delikten nasıl çıkılabileceğiyle ilgili yeni fikirler ileri sürdü.


Stephen Hawking, bilim dünyasının en gizemli konularından olan "Kara delikten çıkış mümkün mü?" sorusuna yeni bir bakış açısı getirdi.

Kara deliklerin içerisindeki bilginin, beklendiği gibi kara deliğin içinde değil, sınırındaki olay ufkunda saklanıyor olabileceğini söyleyen Stephen Hawking, kara deliğin içindeki bilgilerin bir tür holograma dönüştürüldüğünü öne sürdü.

Resim Ekleme  

Bilinen üzerine, kara deliğe düşen cisimlerin kaybolur ve ışık bile kara delikten çıkamaz. Kuantum mekaniklerine göre bilginin yok edilemeyeceğini öne süren bilim insanları konuya dair tartışmalarını sürdürüyor.

Stephen Hawking, alternatif evrenler olabileceğini açıkladı. Eğer kara delik yeterince büyük olursa, bu delikten başka bir evrene geçit olabilir. Fakat yaşadığımız evrene geri dönüş olmaz.

hürriyet



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 28.08.2015- 15:56


Hawking karadelik konusundaki her konuşmasında şaşırtmaya devam ediyor. Bir sonraki makalesini beklemek gerek. Herhalde bugüne kadar söylediklerini toparlayıcı bir açıklama yapacaktır. ''Olay ufkundan içeri giren maddenin olay ufkunda kalması'' ve '' karadeliklerin başka evrene açılan kapılar olması'' daha önce de duyduğumuz ama Hawking'in sonradan yanlışladığı açıklamalardı. Yeniden benzer açıklamalar gelmesi ilginç ve detaylı açıklamalara muhtaç.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 04.02.2016- 23:18


Kara Deliğe Düşen Bir İnsanın Tuhaf Yazgısı

Resim Ekleme
Sercan Ulucak

Bir kara deliğe düşseniz anında ölmeyi bekleyebilirsiniz. Fakat gerçekte yazgınız bundan çok daha tuhaf olacaktır.


Bu herhangi birinin başına gelebilir. Belki insan ırkı için yaşanılabilir yeni bir gezegen arıyorsunuz ya da sadece uzun bir yürüyüşe çıktınız ve ayağınız kayıverdi. Her ne olursa olsun, bir noktada kendimizi kadim bir soruyla karşı karşıya buluruz: bir kara deliğe düştüğünüzde ne olur?

Ezilmeyi veya belki parçalara ayrılmayı bekleyebilirsiniz. Fakat gerçek bundan çok daha ilginç.

Kara deliğe girdiğiniz anda gerçek ikiye bölünecektir. Birinde hemen yanıp küle dönerken öbüründe tek kelimeyle zarar görmeden kara deliğin içine dalıvereceksiniz.

Kara delik bildiğimiz fizik yasalarının dağıldığı bir yerdir. Einstein bize yerçekiminin uzayın kendisini eğip büktüğünü öğretmişti. Yeterli yoğunluktaki bir şey göz önünde tutulursa, uzay-zaman o kadar eğilir ki gerçekliğin yapısında oyuk açarak kendi üzerine bükülür.

Resim Ekleme
Uzayın bükülmesi (Resim kaynağı: Julian Baum)

Enerjisi biten büyük bir yıldız burulup yok edilmiş böyle bir dünya parçasını ortaya çıkarmak için gereken aşırı yoğunluğu üretebilir. Kendi ağırlığı altında bükülüp içe doğru çöktükçe uzay-zaman onunla birlikte göçer. Yerçekimsel alan o kadar güçlü olur ki ışık bile kaçamaz, yıldızın bir zamanlar son derece karanlık olduğu bölgeyi bir kara deliğe dönüştürür.

Deliğin en dıştaki sınırı olay ufkudur (yerçekimsel gücün ışığın kaçma çabalarına tam olarak karşı koyduğu nokta). Daha ötesine gidin, orada kaçış yok.

Olay ufku enerjiyle parıldar. Kuantum etkileri en uç noktada evrene geri saçılan kızgın parçacık dalgaları yaratmaktadır. Buna keşfin sahibi fizikçi Stephen Hawking’e ithafen Hawking radyasyonu denilmektedir. Bir zaman sonra kara delik yükünü saçıp yok olacaktır.

Resim Ekleme
Hawking radyasyonu (Resim kaynağı: Richard Kail)

Kara delikte derinlere gidildikçe uzay her zamankinden daha çok eğrilmiş olur ta ki merkezde sonsuz bükülü olana kadar. Bu tekilliktir. Uzay ve zaman anlamlı fikirler olmaktan çıkar ve bildiğimiz fizik yasaları – tamamı uzay ve zamana ihtiyaç duymaktadır – artık uygulanamaz.

Bu noktada ne olup bitiyor, kimse bilmiyor. Başka bir evren? Mazi? Bir kitaplığın arkası?Bu bir gizem.


Resim Ekleme
Tekilliğe doğru (Resim kaynağı: Henning Dalhoff)

O halde bu kozmik aberasyonlardan birine kazara düşerseniz ne olur? Güvenli olarak bulunduğu yerden kara deliğe doğru düşüşünüzü dehşet içinde seyreden uzay arkadaşınıza – ona Ayşe*diyoruz – sorarak başlayalım. Süzüldüğü yerden işler tuhaflaşmak üzere.

Siz olay ufkuna doğru hızla ilerledikçe Ayşe sizi esneyip bükülürken görüyor dev bir büyüteçle bakıyormuş gibi. Üstelik ufka daha çok yaklaştıkça, daha çok ağır çekimde hareket ediyor görünüyorsunuz.

Uzayda hava olmadığından ona bağıramazsınız ama belki iPhone’nunuzdaki ışıkla bir Mors mesajı (bunun için bir uygulama var) yollamayı deneyebilirsiniz. Ancak sözcükleriniz son derece yavaş ulaşır, ışık artan bir şekilde daha düşük ve daha kızıl frekanslarda uzayarak dalgalanır: ‘‘Tamam, t a m a m, t a m…’’

Ufka ulaştığınız zaman Ayşe sizi donarken görür. Sanki biri pause butonuna basmıştır. Yükselen sıcaklık sizi sarmaya başladığında orada alçıyla sıvanmış, hareketsiz, ufkun yüzeyinde gerili durursunuz.

Resim Ekleme
Olay ufku (Resim kaynağı: Richard Kail)

Ayşe’ye göre, uzayın esnemesi, zamanın durması ve Hawking radyasyonu alevleriyle ağır ağır yok ediliyorsunuz. Kara deliğin karanlığına girmeden önce küle döndünüz bile.

Fakat cenazenizi planlamadan evvel Ayşe’yi unutalım ve bu korkunç manzarayı bir de sizin açınızdan seyredelim. Şimdi, daha tuhaf şeyler oluyor: hiçbir şey.

Doğanın en meşum yerinde hiçbir sarsılma veya titreme – ve kesinlikle esneme, yavaşlama veya kaynar ışınım olmaksızın süzülüyorsunuz. Çünkü serbest düşüştesiniz ve bu yüzden yerçekimini hissetmiyorsunuz: Einstein’nın ‘‘en mutlu düşünce’’ dediği şey.

Bununla birlikte, olay ufku uzayda yüzen bir tuğla duvar gibi değildir. Perspektifin yapay bir sonucudur bu. Kara deliğin dışında duran bir gözlemci onun ötesini göremez, ama bu sizi ilgilendirmiyor. Sizin açınızdan ufuk diye bir şey söz konusu değil.

Tabi kara delik daha küçük olsaydı problem yaşayacaktınız. Yerçekim kuvveti ayağınızda başınızdan daha fazla olacak, sizi bir spagetti parçası gibi uzatacaktı. Şanslısınız o devasa, Güneş’imizden milyonlarca kat büyük bir delik, öyle ki sizi spagettiye döndürebilecek kuvvetler dikkate alınmayacak kadar zayıf kalıyor.

Aslına bakarsanız, yeterince büyük bir kara delikte, hayatınızın geri kalanını gayet normal bir şekilde geçirebilirsiniz, ta ki tekillikte ölene kadar.

Gerçekte ne kadar normal olabilir, merak ediyorsunuz, farz edin ki uzay-zaman sürekliliğinde bir çatlağa doğru emiliyor, gayriihtiyari çekiliyor, diğer tarafa yönelemiyorsunuz?

Fakat siz bunu düşünürken, o hissin uzaydan ziyade zamanla olan tecrübemizden kaynaklandığını hepimiz biliyoruz. Zaman yalnızca ileri doğru hareket eder, geriye doğru asla gitmez ve bizi isteğimize karşı çeker, bu da geri dönmemizi engellemektedir.

Bu yalnızca bir analoji değil. Kara delikler uzay ve zamanı öyle uç bir noktaya kadar eğer ki, kara deliğin ufkunun içinde uzay ve zaman bilfiil rolleri değişir. Bir anlamda sizi tekilliğe doğru çeken esasında zamandır. Geriye dönüp geçmişe yolculuk yapamadığınız gibi geriye dönüp kara delikten kaçamazsınız.


Resim Ekleme
Kara delikten kaçamazsınız (Resim kaynağı: Henning Dalhoff)

Bu noktada durup kendinize ısrarcı bir soru sorabilirsiniz: Ayşe’nin derdi ne? Kara deliğin içinde boş uzaydan daha tuhaf olmayan hiçlikle çevrili donuyorsanız Ayşe neden ufkun dışındaki radyasyonla yanıp kömüre döndüğünüzü söyleyip duruyor? Halüsinasyon mu görüyor?

Ayşe aslında oldukça makul. Onun açısından ufukta gerçekten yanıp kömüre dönüyorsunuz. Bu bir ilüzyon değil. Küllerinizi toplayıp sevdiklerinize bile gönderebilir.

Doğa yasaları Ayşe’nin perspektifinden sizin kara deliğin dışında kalmanızı gerektiriyor. Kuantum fiziği bilginin hiçbir zaman kaybolmayacağını söylediğinden bu böyle. Ayşe’nin fizik yasaları parçalanmasın diye varlığınızı açıklayan her bilgi kırıntısı ufkun dışında kalmak zorunda.

Diğer taraftan fizik yasaları sıcak parçacıklar veya sıradışı herhangi bir şeyle karşılaşmaksızın ufuktan süzülmenizi de gerektirmektedir. Aksi takdirde Einstein’ın en mutlu düşüncesini ve genel izafiyet teorisini ihlal etmiş olursunuz.

Bu yüzden fizik yasaları hem kül yığını olarak kara deliğin dışında, hem de kara deliğin içinde canlı ve sağlıklı bulunmanızı gerektirmektedir. Sonuncusu ama en önemlisi bilginin klonlanamayacağını söyleyen üçüncü bir fizik yasasının olması. İki yerde bulunmak zorundasınız fakat sizden yalnızca bir kopya olabilir.

Bir şekilde fizik yasaları bizi gayet mantıksız görünen bir sonuca götürüyor. Fizikçiler bu çileden çıkaran muammaya kara delik bilgi paradoksu diyor. Şansa bakın ki 1990’larda fizikçiler bunu çözmenin bir yolunu buldu.

Leonard Susskind herhangi bir paradoksun olmadığını fark etti, çünkü hiç kimse sizin klonunuzu görmeyecek. Ayşe sizin yalnızca bir kopyanızı görüyor. Siz kendinizin bir kopyasını görüyorsunuz. Sizin ve Ayşe’nin bilgileri karşılaştırması mümkün değil. Ve aynı anda hem kara deliğin içini hem de dışını görebilecek üçüncü bir gözlemci de yok. Böylece hiçbir fizik yasası ihlal edilmiyor.


Resim Ekleme
Dolanıklığın basit gösterimi (Resim kaynağı: NASA)

Gene de hangi hikaye gerçekten doğru bilmek istersiniz. Gerçekten ölü müsünüz veya gerçekten canlı mısınız?

Kara deliklerin bize gösterdiği büyük giz hakikatın olmaması. Gerçeklik kimle konuştuğunuza bağlı olarak değişmektedir. Ayşe’nin hakikatı ve sizin hakikatınız var. Hikayenin sonu.

Evet, hemen hemen. 2012 yazında AMPS olarak bilinen fizikçiler   Ahmed Almheiri, Donald Marolf, Joe Polchinski ve James Sully kara delikler hakkında bildiğimizi düşündüğümüz her şeyi başaşağı edecek bir düşünce deneyi geliştirdiler.

Susskind’in çözümünün siz ve Ayşe arasındaki anlaşmazlığın olay ufkunca belirlendiği gerçeğine dayandığını fark ettiler. Ayşe’nin sizin Hawking radyasyonunda dağılmış talihsiz versiyonunuzu görmesi önem taşımıyor çünkü ufuk onun sizin kara deliğin içinde süzülen diğer versiyonunuzu görmesini engellemektedir.

Fakat eğer ki Ayşe için bizatihi ufku geçmeden ufkun öbür tarafını görmesinin bir yolu olsaydı?

Tipik izafiyet bunun uygunsuz olduğunu söyleyecektir, fakat kuantum mekaniği prensipleri biraz bulandırıyor. Ayşe Einstein’ın ‘‘uzaktan kaçıkça hareket’’ (spooky action-at-a-distance) dediği küçük bir hileyle ufkun ötesine göz atabilir.


Resim Ekleme
Uzaktan kaçıkça hareket örneği (Resim kaynağı: HowStuffWorks)

Bu uzayda ayrılan iki parçacık grubunun gizemli bir şekilde birbirine ‘‘dolanmasıyla’’ ortaya çıkmaktadır. Onlar görünmeyen tek bir bütünün parçasıdırlar, bu yüzden onları tanımlamak için gereken bilgi her bir parçacık grubunda ayrı ayrı bulunamaz, ancak aralarındaki dolanık bağlarda bulunabilir.

AMPS’nin düşüncesi buna benzer şekilde ilerliyor. Diyelim ki Ayşe ufkun yakınındaki bilginin bir kırıntısını elinde tutuyor – bunu A olarak adlandıralım.

Eğer hikayesi doğruysa, ve siz kara deliğin dışındaki Hawking radyasyonunun içinde kaynayıp hapı yuttuysanız, o zaman A kızgın radyasyon bulutunun da parçası olduğu bir başka bilgi kırıntısı B ile dolanık olmalıdır.

Öte yandan, sizin hikayeniz doğruysa ve olay ufkunun diğer yanında canlı ve sağlıklıysanız, o zaman A kara deliğin içinde bir yerde bulunan farklı bir bilgi kırıntısı C ile dolanık olmalıdır.

İşin beklenmedik yanıysa her bilgi kırıntısının yalnızca bir defa dolanabilmesi. Bu da demek oluyor ki A yalnızca B veya yalnızca C ile dolanık olabilir, ikisiyle birlikte değil.

Dolayısıyla Ayşe kırıntısı A’yı alıyor ve kullanışlı dolanıklık-deşifre makinesine yerleştiriyor. Makinenin yanıtı: ya B ya da C.

Eğer cevap C çıksa, o zaman sizin hikayeniz kazanır, fakat kuantum mekaniği yasaları parçalanır. Eğer A kara deliğin derinliklerindeki C ile dolanırsa, o zaman bu bilgi parçası Ayşe için sonsuza kadar kaybolur. Ve bilginin asla kaybolmayacağını söyleyen kuantum yasası bozulur.

Geriye B kaldı. Eğer Ayşe’nin deşifre makinesi A’nın B ile dolanık olduğunu bulursa, o zaman Ayşe kazanır ve genel izafiyet kaybeder. A B ile dolanırsa, Ayşe’nin hikayesi tek doğru hikaye olur. Bu da gerçekten küle döndüğünüz anlamına gelir. Ufkun üzerinde süzülmek yerine, izafiyetin öngördüğü gibi, yanan bir ateş duvarına çarparsınız.


Resim Ekleme
Ateş duvarı (Resim kaynağı: Equinox Graphics)

Başladığımız noktaya dönüyoruz: bir kara deliğe düşerseniz ne olur? Garip biçimde gözlemciye bağlı olan gerçeklik sayesinde süzülür ve normal bir hayat mı yaşarsınız? Yoksa ölümcül bir ateş duvarıyla çarpışmak için kara deliğin ufkuna doğru mı yaklaşırsınız?

Kimse cevabı bilmiyor ve bu uzun zamandır temel fiziğin en tartışmalı sorunlarından biri.

Fizikçiler birinin ya da ötekinin nihayetinde cevabı vereceğini bilerek yüzyıldan çok daha fazlasını genel izafiyeti kuantum mekaniğiyle uzlaştırmaya çalışarak geçirdi. Ateş duvarı paradoksuna bulunacak çözüm bize cevabı verecek ve daha derin bir evren teorisinin bile yolunu açacaktır.

Bir ipucu Ayşe’nin deşifre makinesinde yatıyor olabilir. A’nın dolanık olduğu bilgi kırıntısının hangisi olduğunu anlamak fevkalade karmaşık bir sorun. New Jersey’deki Princeton Üniversitesi’nden Daniel Harlow ve California’daki Stanford Üniversitesi’nden Patrick Hayden bunun ne kadar süreceğini merak etti.

Fizik yasalarının izin vereceği en hızlı bilgisayarı bile göz önünde tutarak 2013’te Ayşe’nin dolanıklığı deşifre etmesinin çok uzun zaman alacağını hesapladılar. Ayşe bir cevap bulana kadar kara delik evrenden silinerek ve yanına ölümcül ateş duvarı tehdidini de alarak çoktan buharlaşmış olacaktır.

Durum bundan ibaret olsaydı, sorunun bütün karmaşıklığı Ayşe’nin hangi hikayenin doğru olduğunu bulmasını engellerdi.

Bu her iki hikayenin aynı anda doğru olduğunu, gerçekliğin şaşırtıcı bir biçimde gözlemciye dayandığını, tüm fizik yasalarının tam olduğunu ve kimsenin esrarengiz ateş duvarına doğru sürüklenme tehlikesi yaşamadığını ortaya koyardı.

Ayrıca bu fizikçilere üzerine düşünülecek yeni bir şey vermektedir: karmaşık hesaplar (Ayşe’nin açıkça yapamadığı gibi) ve uzay-zaman arasındaki bağlantıları göstermek. Bu daha derin bir şeye kapı aralayabilir.

İşte kara delikler hakkında her şey. Yalnızca uzay gezginleri için rahatsız edici engeller değiller. Fizik yasalarındaki en ince girintileri alıp onları göz ardı edilemeyecekleri oranlarda büyüten teorik laboratuarlar da aynı zamanda.

Eğer hakikatın gerçek doğası bir yerlerde saklıysa, bakılacak en iyi yer bir kara deliktir. Gene de dışarıdan bakmak muhtemelen en iyisi: en azından ateş duvarı denen şeyi çözene kadar. Ya da Ayşe’yi içeri gönderelim. Sıra onda nasıl olsa.

*Anne: İngilizce’nin konuşulduğu yerlerde yaygın olarak kullanılan bir kadın ismi

Orijinal makale: Amanda Gefter,BBC

Çeviren: Sercan ULUCAK, sercanulucak@gmail.com

http://bilimsol.org/bilimsol/astronomi/kara-delige-dusen-bir-insanin-tuhaf-yazgisi



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 11.04.2019- 11:17


Kara delik ilk kez görüntülendi

Başta bilim çevreleri olmak üzere tüm dünyanın merakla beklediği an geldi çattı. Dünya çapında 200 bilim insanından oluşan uluslararası ekip, kara deliklerin tarihte kaydedilen ilk fotoğrafını paylaştı.

Resim Ekleme
Beklendiği gibi astrofizik tarihine geçecek bir açıklama geldi ve evrenin en büyük gizemlerinden olan kara deliğin ilk fotoğrafı yayınlandı. Araştırmacılardan Doeleman "Görülemez olanı gözlemledik" dedi, Dempsey fotoğrafı "Sauron'un Gözü"ne benzetti.

ABD Ulusal Bilim Vakfı, 2012'de bir kara deliğin çevresini gözlemlemek için kurulan Event Horizon Teleskobu'ndan (EHT) elde edilen "çığır açıcı sonucu" eş zamanlı 5 basın toplantısıyla açıkladı. İlk kez bir kara deliğin fotoğrafı çekildi, bu gelişme "astrofizikte büyük gün" olarak nitelendirildi.

Dünya'ya 53 milyon ışık yılı mesafedeki Başak (Virgo) Takımyıldızındaki M87 Galaksisi'nin merkezindeki süper masif kara deliğin, "olay ufku" olarak adlandırılan ve kütle çekiminin en güçlü olduğu eşik bölgesinin bir fotoğrafını yayımladı.

Antarktika’dan Şili’ye kadar birçok bölgede 8 telsiz teleskoptan oluşan ve 200’den fazla biliminsanın katkıda bulunduğu Event Horizon Teleskopu Direktörü Astrofizikçi Sheperd Doeleman, “Kara delikler evrendeki en gizemli objeler. Asla görülemez dediğimiz şeyi gözlemledik. Kara deliğin fotoğrafını çektik” ifadelerini kullandı.

Araştırmacılardan Jessica Dempsey de fotoğrafın kendisine Yüzüklerin Efendisi üçlemesindeki Sauron'un Gözü'nü hatırlattığını söyledi.

ABD Ulusal Bilim Vakfı Direktösü France Cordova da "Astrofizik dünyasında büyük bir gün. Görünmez denen şeyi görüyoruz" ifadesiyle heyecanını paylaştı.

EINSTEIN'IN İZAFİYET TEORİSİ'Nİ DESTEKLİYOR

Öte yandan açıklamayı yapan bilim insanları kara delikle ilgili buluşlarının Albert Einstein'in İzafiyet Teorisi'ni desteklediğini de vurguladı. Uzaydaki cisimlerin yer çekim kuvvetinin kütlelerinin büyüklükleriyle doğru orantılı olduğunu öngören Einstein'ın teorisine göre kara delik gibi büyük kütleli cisimlerin zaman çekim kuvveti ve zamanı bükebilme yeteneği bulunuyor.

Einstein'ın Şubat 2016'ya kadar hiçbir şekilde tespit edilemeyen yer çekimi kuvvetinin dalgalar halinde yayıldığına ilişkin teorisi 100 yıl sonra şubat ayında yapılan gözlemde doğrulanmıştı.

Kara deliklerin çevresi evrendeki en vahşi yerlerden biri olarak gösteriliyor ve kendisine yaklaşan yıldızları, gezegenleri, gazı, tozu ve her çeşit elektromanyetik radyasyonu geri döndürülemez şekilde yutuyor.

http://haber.sol.org.tr/bilim/kara-delik-ilk-kez-goruntulendi-260593



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Benzer konu yok
Etiketler   Karadelikler.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS