SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Binbirsurat solculuğu           (gösterim sayısı: 3.676)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
toplumcu
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 03.10.2013
İleti Sayısı: 355
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: toplumcu
Konu Tarihi: 15.03.2014- 13:30


Binbirsurat solculuğu
Metin Çulhaoğlu


Bir yanda liberaller diğer yanda ulusalcılar...
Binbirsurat solculuğu
Söyledikleri birbirine taban tabana zıt görünüyor, ama ortak bir noktaları var: Birileriyle polemiğe girdiklerinde Marksizm’i, sosyalist düşünce birikimini adeta “orta malı” gibi kullanmaları...

Hiç sıkılmıyorlar da...

* * *

Diyelim, artık kendinizi Marksist saymıyorsunuz; liberal, sol-liberal ya da “radikal demokrasici” oldunuz...

Öyle utanılacak, gizlenecek bir durum değildir; yaş ilerledikçe her solcunun başına gelebilir. Bu konumdan kendine göre bir düşünce ve siyaset tarzı türetilebilir. Aslında tam da böyle yapılmalıdır. Yani liberal/sol-liberal konumun zemini, çerçevesi, dağarcığı vb. neyse, düşünce ve pratik de buralardan çıkarılmalıdır.

Doğrusu da budur, etik olanı da...

Ama bu konumdayken ikide bir Marx’a, Marksizm’e atıf yapmak, polemiklerde diğer tarafı böyle mat etmeye çalışmak eğer basit bir fırsatçılık değilse şizofrenik bir durumdur.

Örneklere bakalım:

Liberal konumdan “yurtseverlik” kavramına mı yüklenilecek: “Ama Marx işçilerin vatanı yoktur demişti...”

Gündemde “Kürt sorunu” mu var: “Lenin ‘Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı’nda der ki...”

Türkiye için “sosyalizm” diyenleri mi eleştireceksiniz: “Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı’nın önsözünde Marx’ın dediği gibi bir ülkede koşullar tam olgunlaşmadan...”

Örgüt ve öncülüğün önemi mi vurgulandı: “İkamecilik olmaz; Marx işçi sınıfının kurtuluşunun kendi eseri olacağını söylemişti...”

Tuhaf değil mi?

Artık liberal olmuşsun, neyi eleştireceksen buradan eleştir; sana ne Marx’tan, Lenin’den, işçi sınıfından?

* * *

Öbürü “ulusalcı” olmuş. Kemalizm diyor, devrim kanunları diyor, MHP diyor, “milli merkez” diyor...

Bu da bir siyaset yoludur.

İlk örnekte olduğu gibi, bu konumda yer alanların da düşüncelerini ve siyasal pratiklerini buradan kalkarak geliştirmeleri en doğrusu olacaktır.

Gelgelelim, buraya baktığımızda da Marksizm’e, sosyalist düşünce mirasına yapılan atıflarla karşılaşabiliyoruz.

Oysa artık ulusalcı olmuşsun, ne söyleyeceksen buradan kalkarak söylesene...

Örneğin, “devletçiyim” diyorsan artık işin içine Marx’ı, Lenin’i falan karıştırma. Bunların yerine 1930’ların Kadro dergilerini karıştır; orada İsmet İnönü’nün “Fırkamızın Devletçilik Vasfı” başlıklı makalesini bulacaksın.

Oradan yürü...

Türkiye’de geçmişte ya da halen Troçkist olan yazarları eleştireceksen sosyalizm içi Troçkizm eleştirileri senin neyine? Troçki 1929’dan 1933’e İstanbul Büyükada’da kalmıştı. Tam da senin dönemin; o zamanın Türk devlet arşivlerinde Troçki ile ilgili bilgi ve belgeler mutlaka vardır. Madem araştırmacısın, bunları araştır ve Troçkistlere karşı polemik yapacaksan bunlarla yap.

Hem belki böylesini daha iyi becerebilirsin...

“Siyasi doktrinler” söz konusu olduğunda bu alandaki düşünce ve akımları yerli yerine oturtmak istiyorsun; iyi, güzel. İyi de bunun için illaki Marksist literatüre başvurmak zorunda mısın? Mahmut Esat Bozkurt’un “Atatürk İhtilali” (1940) ne güne duruyor? Bunu kullan; sana ne gerekiyorsa içinde hepsi var. Anarşizme çatacaksan, ona bile kısa bir bölüm ayrılmış...

Bunu geliştirebilirsin...

* * *

“Binbirsurat” çocukluğumuzda Tom Miks’i en fazla zorlayan “kötü adamların” başında geliyordu. Adından da anlaşılacağı gibi “Binbirsurat” bir makyaj, kılıktan kılığa girme ustasıydı; Konyakçısı, Doktoru, Albay Brown’u, kim gerekiyorsa hepsini “olurdu.”

“Binbirsurat”ın gerçek yüzünü aylar süren maceralar sırasında hiç görememiştik. En sonunda “kahramanlarımız” kendisini kötü kıstırmış, o da okyanus ötesi yolculuğa hazırlanan bir gemiye kapağı atıp öyle kurtulmuştu. Yüzü bir tek bu sırada görüldü: Kabak kafalı, ablak suratlı bir adamdı...
Günümüzün binbirsurat solculuğunda ise yüzler en başından belli, biliniyor.

Üstelik öyle makyaj falan da yapılmıyor, kılık değiştirilmiyor. Elde bir maske koleksiyonu var ve nereye bakılması gerekiyorsa oraya uygun bir maske seçiliyor.

Tom Miks’teki Binbirsurat çok daha iyiydi; ayrıca izlemesi heyecanlı da oluyordu...

Günümüzün binbirsurat solculuğu ise sadece can sıkıyor.

SOL



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör SOLpaylaşım'ın solculuğu hakkında. melnur 0 3803 05.10.2013- 17:05
Etiketler   Binbirsurat,   solculuğu
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS