SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 13 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   4   5   6   [7]   8   9   10   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 16.04.2015- 21:10


Bu gerçek onlara iktidarın aracısız alınması gerektiğini hatırlatacaktır

İktidarı hatırlatsa bile iktidarı sosyalizm için kullanacağı ne malum? Dinci bir iktidar olmak arzusuyla yapılamaz mı? Ya da faşizm için, mülksüzlerin tek bir hedef için mücadele edeceklerini nereden çıkartıyorsun, hem de bütün dünya mülksüzleri için böyle düşünmemizi gerektiren şey ne? mülksüz oldukları için aynı şeyi mi düşünecekler, bugün bütün dünya mülksüzleri aynı şeyi düşünüp aynı şeyi mi istiyor? Çok saçma.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tekyoldevrim
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.12.2013
İleti Sayısı: 212
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: tekyoldevrim
Cevap Tarihi: 17.04.2015- 11:19


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Tek tek ülkelerde iktidar alınmasın günün birinde bütün dünyada işçiler hep birlikte ele alacaklar demek istiyorsun. Bunun adı devrim kaçkınlığı olmuyor mu:)



Tek tek ülkelerde devrim yapıldığında sonucun ne olduğunu biz gördük, siz görmemeye çalışıyorsunuz. Yönetici yönetilen ayrımına karşıyız diyoruz, en yoğun, sert ve yaygın bir biçimde yönetici yönetilen ilişkisi kurduk, bunun adına da sosyalizm dedik. Sonuç ne oldu, ayakta kalamadılar ve dünya halklarında ''sosyalizmle olmuyor'' algısının oluşmasına sebeb oldular. Siz bunu savunuyorsunuz. Marks'ın istediği bu muydu?

Dünya sınıfsız bir özgürlük toplumuna bir bütün olarak hazır olmadığında jakoben tarzda devrimlerle iktidarı almak çözüm olmuyor. Sosyalizmin enternasyonal özelliği zaten bu tür devrimlerin halklara mutluluk getirmeyeceği anlamındadır. Marks'ın kendi döneminde bile sosyalist devrimlerin önce gelişmiş kapitalist ülkelerde olacağı öngörüsü bu nedenledir. Geri kalmış bir ülkede sosyalizmin olmazlığı sadece ekonomik gerilik nedeniyle değil ve onunla birlikte demokrasinin de gelişmemişliği nedeniyledir. Tarihte yaşananlar bunun doğruluğunu kanıtladı. Bugün yapılması gereken işçi sınıfının   demokrasi mücadelesini yükseltmek, demokrasi mücadelesinde ön almak ve işçi sınıfının enternasyonal dayanışmasıyla bu mücadeleyi dünyasal düzeyde yaygınlaştırmaktır. ''Bütün dünyanın işçileri birleşin'' bütün dünya mülksüzlerinin sosyalizme ancak bütün dünya sathındaki ortak mücadelesiyle gerçeklik kazanacaktır. O zamana kadar yapılması gereken sınıfın demokrasi ve ekonomik mücadelesini yükseltmektir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tekyoldevrim
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.12.2013
İleti Sayısı: 212
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: tekyoldevrim
Cevap Tarihi: 17.04.2015- 11:23


Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış

Bu gerçek onlara iktidarın aracısız alınması gerektiğini hatırlatacaktır

İktidarı hatırlatsa bile iktidarı sosyalizm için kullanacağı ne malum? Dinci bir iktidar olmak arzusuyla yapılamaz mı? Ya da faşizm için, mülksüzlerin tek bir hedef için mücadele edeceklerini nereden çıkartıyorsun, hem de bütün dünya mülksüzleri için böyle düşünmemizi gerektiren şey ne? mülksüz oldukları için aynı şeyi mi düşünecekler, bugün bütün dünya mülksüzleri aynı şeyi düşünüp aynı şeyi mi istiyor? Çok saçma.




Parti dediğimiz örgütlenmenin görevi de o. İşçi sınıfının enternasyonal düzeydeki örgütlenmesi kendi işçi sınıfına bu bilinci aşılayacak, kardeşlerinin bütün dünya işçi sınıfı olduğunu ve kurtuluşun da enternasyonal düzeyde ortak mücadeleyle gerçekleşebileceği bilincini verecektir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tarihselmaddeci
[ tarihselmaddeci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.05.2014
İleti Sayısı: 581
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder

Web Adresi | Özel ileti Gönder

1 kere teşekkür edildi.
1 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: tarihselmaddeci
Cevap Tarihi: 17.04.2015- 11:30


Yahu bu cahil ne diyor? Hala jakoben felan diyor ya.

Kardeş jakobenler üzerine iki satır oku da böyle ezbere konuşma.

http://fraksiyon.org/modern-devrimci-dusuncenin-olusumunda-jakobenlerin-yeri/

Yöneten-yönetilen ilişkisine gelince, bolşevik hareket sürekli olarak otokrasinin, zorun rolünü ortaya koymuştur. Mesele otokrasinin ya da zorun, zorunluluğun olması değil, onları doğru kullanmayı beceremeyen kadroların hotzota başvurmasıdır. İkisi arasında kocaman bir fark vardır, lakin diyalektiği anlamamış, Leninizmi anlamamış birinden bunu anlamasını beklemek mümkün değil.

Stalin'in hoyratlığını, basiretsizliğini eleştireceğim diye Leninizmi baştan yazanlar var, onlar gerçekten komik oluyorlar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tekyoldevrim
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.12.2013
İleti Sayısı: 212
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: tekyoldevrim
Cevap Tarihi: 17.04.2015- 11:49


Alıntı Çizelgesi: tarihselmaddeci yazmış

Yahu bu cahil ne diyor? Hala jakoben felan diyor ya.

Kardeş jakobenler üzerine iki satır oku da böyle ezbere konuşma.

http://fraksiyon.org/modern-devrimci-dusuncenin-olusumunda-jakobenlerin-yeri/

Yöneten-yönetilen ilişkisine gelince, bolşevik hareket sürekli olarak otokrasinin, zorun rolünü ortaya koymuştur. Mesele otokrasinin ya da zorun, zorunluluğun olması değil, onları doğru kullanmayı beceremeyen kadroların hotzota başvurmasıdır. İkisi arasında kocaman bir fark vardır, lakin diyalektiği anlamamış, Leninizmi anlamamış birinden bunu anlamasını beklemek mümkün değil.

Stalin'in hoyratlığını, basiretsizliğini eleştireceğim diye Leninizmi baştan yazanlar var, onlar gerçekten komik oluyorlar.




Sınıfsız ve özgür toplum enternasyonal dünya toplumudur ve tekil ülkelerde gerçekleşmez. Tekil ülkelerde kurulmaya çalışıldığında emperyalist egemenlik altında yönetici yönetilen ilişkisi çok daha baskıcı bir nitelik kazanır ve süreç içinde keyfiyete dönüşür. Rusya'da yaşananlar bu olmuştur ve yöneticiler bu sorunun altından kalkamamışlardır. Sadece Stalin değil, bütün Sovyet yönetimlerinde aynı problem vardır ve bu durum kurulan sistemin özelliğinden ötürü ortaya çıkmıştır. Sosyalizme hazır olmayan bir ülkeyi jakoben ve blankist tarzda ele geçirmek sosyalizmi kurmak anlamına gelmiyor. Bu jakoben tavır Marks'a rağmen Marksist tavır olarak görülmüş ve kabul durumuna getirilmiştir. Sosyalist ideolojideki bu tavrı Marks'a rağmen savunmanın geçerliliği yoktur.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tarihselmaddeci
[ tarihselmaddeci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.05.2014
İleti Sayısı: 581
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder

Web Adresi | Özel ileti Gönder

1 kere teşekkür edildi.
1 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: tarihselmaddeci
Cevap Tarihi: 17.04.2015- 12:02


Proleteryanın yöntemi Jakobenizmdir - V.I. Lenin

İki gram Leninist olun ya...



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 17.04.2015- 20:32


Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

Alıntı Çizelgesi: VforVendetta yazmış

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış



Sosyalizm işçi sınıfının ideolojisidir. Bir sosyalistin temel sorumluluğu da temel önceliği de sadece sadece sosyalizmi savunmaktan ve işçi sınıfının enternasyonal çıkarlarını gözetmekten geçer. Bu çerçevede kendi bağımsız gündemini oluşturmalı ve bu konuda siyasi araçlar geliştirmeli ve bu yolla sınıfa ve emekçi halka dokunabilmeyi öne çıkarmalıdır. Ülkede kurumsallaşan siyasi ve dinci gericiliği (AKP faşizmini) geriletmeyi önemsemelidir. Kürt ulusal hareketine asla yedeklenmeden ama kürt halkının her türlü demokratik ve kültürel haklarının yanında olabilmeyi ve bu konuda gerekli dayanışmayı da gösterebilmelidir. Ve en önemlisi bilimsel sosyalizmin en temel çıktısı olan ulusal ölçekteki siyasal devrim perspektifine de sıkı sıkıya sarılmalıdır. Ulusal ölçekteki siyasal devrim perspektifini es geçip, ( enternasyonal sol)enternasyonal mücadele gibi soyut, belirsiz ve bu koşullarda hiç bir anlamı olmayan bir kavramı öne çıkarmak, gerçekte, kürt ulusal hareketinin paydaşlarıyla birlikte sosyalist iperspektifi ve dolayısıyla sosyalist gündemi terketmek demektir. Arkadaşımızın saflaşma başlığıyla yazdığı yazı da tipik bir örneğidir bunun. [/size]



Sosyalizm işçi sınıfının çıkarlarını gözeten, onu prangalarından kurtarmak isteyen bir ideojidir, fakat yukarıda belirttiğiniz gibi latin Amerika ülkeleri işçilerini bir kenar koyarsak bu bilince sahip işçiyi dünyada ve özellikle de ülkemizde bulmak gerçekten imkansız gibi görünüyor bana. Emekçiler, inandıkları din adı altında bile olsa neoliberal köleci bir düzene karşı çıkmak yerine sol ideolojiye karşı çıkıp, onu din karşıtlığı ile yaftalayıp akp gericiliğini tercih etmektedirler. Böyle bir toplumda solu savununca da destek bulacağınıza yalnızlaşmanız işten bile değil, örneğin muhafazakar iç anadoludan bir sosyalist parti nasıl oy alabilir, sadece din konusu bile sağ kesimin elinde en büyük koz durumunda.Bu halk kesimlerinden inancınızı ve tanrıyı bırakın, sömürüye karşı çıkın dediğinizde nasıl bir tepkiyle karşılaşırsınız bir düşünün. Din eleştirisi olmadan da Marx'ın tabiri ile gökyüzünün eleştiri yapılmadan yeryüzünün eleştirisi sağlam temellere oturmayacağına göre dinsel hipnozdaki halkın yaşadığı hayal dünyasını bırakması demek, yani kral çıplak demesini beklemek imkansız olmasa da bana oldukça düşük bir ihtimal gibi geliyor ama gelecek ne getirir tabiki bilinmez. Din, milliyet ve aile gibi konularda sosyalizmin halkın değerleri ile uzlaşma konusunda ne kadar esneyebilir, bence bunu tartışabiliriz. Esnemenin, ideolojinin kendine yabancılaşması sonucunu doğurma riskini de gözardı etmemek gerekir.



Feodal uykudan uyanmamış bir halkın çoğunlukta bulunduğu bir ülkede sosyalist devrimi hayal etmek bu yüzden nesnel koşulları inkar etmek anlamına gelir. Nesnel koşulları inkar etmek ise Marks'ı inkar etmek demektir. Marks'ın determinist olarak eleştirilmesinin nedeni de budur. Marks'ın determinist oluşu onun gerçekçiliği nedeniyledir. Marksist olduğunu iddia eden birinin bu determinizmi inkar edip iradeciliğe ağırlık vermesi Marksizme aykırı bir durum oluşturur. Enternasyonalistlerin ulusalcılık eleştirisi bu gerçeği görmezlikten gelenlere yönelttikleri bir eleştiridir. Burada ulusalcılık enternasyonalizm karşıtlığı ideolojik olarak ulusal saflarda bulunanlarla enternasyonalist saflarda bulunanların karşıtlığı değildir. İradeciliği dayatıp tek ülkede sosyalizm olabilirliğini savunanlarla sosyalizmi bir dünya sistemi olarak görüp mücadelesini dünya coğrafyasına yayıp, kurtuluşun ancak böyle mümkün olabildiğini savunanlar arasındadır. Emperyalist kuşatma altındaki bir ülkede sosyalizm olabilir demek, sosyalizm dışı unsurları devrime katmak demektir. Sosyalizmin çöktüğü bir dünyada bu hiç de olanaklı değildir. Proletarya bunu gördüğü için bilinci çöküş öncesi bilinçten daha geridir. Sadece din değil, yaşanan nesnelliğin de bunda payı vardır.


Mücadeleyi dünya coğrafyasına yayıp,kurtuluşun ancak bu şekilde olabileceğini söylemenizden kastınız ne? Yani tek ülkede sosyalist kuruculuğa başlanamaz ve bu ilerletildiği kadar ilerletilemez mi? Bütün dünyada aynı anda mı devrim olmalı ve bütün dünya aynı anda mı sosyalist kuruculuğa başlamalı?



Aynı anda derken anlaşılması gereken aynı saatte taarruzun başlaması aynı saatte bitmesi değildir. Burjuvazi küresel düzeyde geriliyor. Bunun gelişmiş kapitalist ülkelere yansıması daha fazla olacak. Kapitalizmin kendi kendini yediğini söyleyebiliriz. Mülksüzler bu durumda daha fazla kavga edecek, çünkü işsiz kalmışlardır , üretimin dışına çıkmışlardır. Bu gerçek onlara iktidarın aracısız alınması gerektiğini hatırlatacaktır. Tıpkı Paris Komünü gibi. Geri kalmış ülkelerde ortaya çıkacak olan bu hareket gelişmiş ülkeleri de saracaktır, oradaki mülksüzlerin de ayağa kalkmasını sağlayacaktır. Bu süreç dünyanın yeni bir devrimci dalgaya girmesi anlamına gelecektir. Bu süreç yaşanırken bazı ülkelerde devrimin önce, bazılarında sonra olması bir şeyi değiştirmez. Süreç zincirleme işleyecektir ve sosyalizme dünya çapında geçişin koşulları gerçekleşmiş olacaktır. Enternasyonalizm ile ulusalcı sosyalizm arasındaki fark bu tahlilde yatıyor. Bu tahlil yapılamadığı için sosyalizm mücadelesi tek tek ülkelerin ulusal sınırları içine hapsedilmiş oluyor.



Sn.tekyoldevrim;

Zihinsel faaliyetleri ve o faaliyetler sonucunda ileri sürülen fikirleri gerçeklikle ilişkilendiren şey, o faaliyetlerin nesnellikle kurduğu ilişkide yatar. Nesnellikle ilişki kuramamış zihinsel faaliyetler genellikle idealizmdir ve bu yöntemle oluşturulmuş   düşünceler-tezler de doğa ve toplumsal gerçeği yansıtmazlar. Sizin hemen hemen tüm savunduklarınız bu şekilde. Dünyanın gerçekliğine de uymuyor, bu gerçekliğin çözümlemelerinin de çok uzağında. Bir kere şu düşünceden kendimizi sıyırmamız gerek: Dünya devrimi diye eş zamanlı bir devrimin olmazlığı Lenin'den beri somut bir gerçektir. ''Ben onu savunmuyorum, eş zamanlı değil, az biraz erken veya geç olabilir'' gibi düşünceleri artık bırakmak gerek. Buralarda dolaşmayı bırakmadığımız sürece, devrim ve sosyalizm konularına hep yabancı kalacağız demektir. Kapitalizm, emperyalizm eşitsiz bir gelişme yaratır. Bu eşitsizlik hep var olacaktır. Kapitalizm, emperyalizm var olduğu sürece var olacaktır. Gelişmiş ülkeler kapitalizmin iç çelişkilerini sömürdükleri geri kalmış ülkelere ihraç edeceklerdir.   Geri kalmış ülkelerde biriken bu çelişkiler emperyalist ülkelere nazaran çok daha fazla gerilime, kırılmalara yol açma potansiyeli demektir. Bu iki farklı durumu aynılaştıramazsınız; ''taarruz aynı saatte olmayacak'' derken de çok farklı şeyler söylemiş olmuyorsunuz. Sonuçta her ülkenin nesnel ve öznelliğinin farklılığı her ülkede farklı devrimci süreçlere yol açacaktır.

Bir kere bunu kabul etmek gerek; bu konuda birşeyler söylenmek isteniyorsa bu gerçeğe rağmen değil, bu gerçeğin üzerine koyularak söylenebilir. Siz bir yanlıştan yola çıkıyorsunuz, temel yaptığınız yanlış da, sonrakilerin doğru olabilme olasılığını ortadan kaldırıyor.

Enternasyonalizm ile ulusalcı sosyalizm arasındaki fark söyledikleriniz değildir. Ayrıca her kavramı ulu orta da kullanmamalısınız. Ulusal sosyalizmden kastınız, tek ülkede sosyalizm( kuruculuk) ise yapmaya çalıştığınız şey tam anlamıyla devrim kavramını unutturmaya çalışmak ve bir anlamda devrim kaçkınlığına oynamaktır. Türkiye'de kürt sorununda kuyrukçuluk şeklinde konumlanış içine girenler bu ayrımı yapmaya çalışıyor ve kuyrukçuluklarına akıllarınca sol bir kılıf uydurmaya çalışıyorlar ama artık bu masallara da kimse inanmıyor. Kendilerinin de inandıklarını sanmıyorum. Hem Marksist Leninist hem de devrim kaçkınlığını oynamak, ikisi birarada olmaz, olmuyor. Sizin söylemeye çalıştıklarınız da aynı kategoride; kimlerden etkileniyorsunuz bilmiyorum ama, bilimsel sosyalizmin yolu, emin olun, buralardan geçmiyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 17.04.2015- 21:07


Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Tek tek ülkelerde iktidar alınmasın günün birinde bütün dünyada işçiler hep birlikte ele alacaklar demek istiyorsun. Bunun adı devrim kaçkınlığı olmuyor mu:)



Tek tek ülkelerde devrim yapıldığında sonucun ne olduğunu biz gördük, siz görmemeye çalışıyorsunuz. Yönetici yönetilen ayrımına karşıyız diyoruz, en yoğun, sert ve yaygın bir biçimde yönetici yönetilen ilişkisi kurduk, bunun adına da sosyalizm dedik. Sonuç ne oldu, ayakta kalamadılar ve dünya halklarında ''sosyalizmle olmuyor'' algısının oluşmasına sebeb oldular. Siz bunu savunuyorsunuz. Marks'ın istediği bu muydu?

Dünya sınıfsız bir özgürlük toplumuna bir bütün olarak hazır olmadığında jakoben tarzda devrimlerle iktidarı almak çözüm olmuyor. Sosyalizmin enternasyonal özelliği zaten bu tür devrimlerin halklara mutluluk getirmeyeceği anlamındadır. Marks'ın kendi döneminde bile sosyalist devrimlerin önce gelişmiş kapitalist ülkelerde olacağı öngörüsü bu nedenledir. Geri kalmış bir ülkede sosyalizmin olmazlığı sadece ekonomik gerilik nedeniyle değil ve onunla birlikte demokrasinin de gelişmemişliği nedeniyledir. Tarihte yaşananlar bunun doğruluğunu kanıtladı. Bugün yapılması gereken işçi sınıfının   demokrasi mücadelesini yükseltmek, demokrasi mücadelesinde ön almak ve işçi sınıfının enternasyonal dayanışmasıyla bu mücadeleyi dünyasal düzeyde yaygınlaştırmaktır. ''Bütün dünyanın işçileri birleşin'' bütün dünya mülksüzlerinin sosyalizme ancak bütün dünya sathındaki ortak mücadelesiyle gerçeklik kazanacaktır. O zamana kadar yapılması gereken sınıfın demokrasi ve ekonomik mücadelesini yükseltmektir.




Sn.tekyoldevrim;

Bir üstte açıklamaya çalıştım, eğer ulusal ölçekte siyasal devrim perspektifini reddetiliyorsa Marks Ve Lenin'den söz etmenin ve bu liderleri söyleyeceklerimize referans göstermenin hiç bir anlamı ve karşılığı yoktur. ''Geleceğin dünyası şöyle olur böyle olur, demokrasiyle, ekonomizmle varlır, tek ülkelerde siyasal devrim gereksizdir, devrim dünya devrimi şeklinde olacaktır...'' şeklindeki her türlü açıklama savunulabilir, bu konuda tezler de geliştirilebilir; ama bunlar Marks ve Lenin'e rağmen savunulamaz. Reel sosyalizmin çöküntüye uğramasının tek ülkede siyasal devrim veya kuruculuğun gerçekleştirilmesi falan değildir. Elmayla armutu karıştırıyorsunuz. Çöküşle birlikte sosyalizmin ideolojik bir yenilgiye uğradığı görüşü de burjuva görüşüdür ve sanırım siz bunun oldukça etkisinde kalmışsınız.

Dünya sosyalizme hazırdır, Sn.tekyoldevrim. Bilimsel ve teknolojik gelişme, üretici güçlerin geldiği aşama dünyada sosyalizme geçilebilmesinin bütün koşullarını hazırlamıştır. Kısaca dünyada bunun nesnel koşulları vardır. Sorun her ülkede, o ülkenin koşullarına uygun stratejiler oluşturabilmek, devrimin öznel koşullarını yaratabilmektir. Siyasal devrim kaçkınlığı yaparak enternasyonalist olunamaz. Kapitalizm en zayıf halkalardan kırılmadıkça emperyal tahakkümün sonlanabilmesi de mümkün değildir. Sosyalist mücadele dediğimiz mücadele biçiminin önemi de burada yatıyor. Demokrasi, ekonomizm kulvarlarında boy göstermek isteyenler varsa, oralarda oyalanabilir, kapitalizmi iyileştirmeye çalışabilir, işçi sınıfı ve emekçi halkımızı ekonomik mücadele alanında tutmaya gayret edebilirler. Kuyrukçuluk da yapabilir, sınıfsal mücadeleyi öteleyip veya reddedip bir ulusal hareketin ardına da takılabilirler. Ama bu tür söylem ve eylemlerin sosyalist mücadeleyle, sınıfsal mücadeleyle hiç bir ilgisinin bulunmadığı da bilinmeli.

Özetle şunu söylemek isterim; sosyalizm konusunda pek çok şey söylenebilir, tartışılabilir; ama tek bir koşulla; o söylenenler ve savunulanların sosyalist devrim perspektifiyle doğrudan ilişkili olması, siyasal devrim perspektifini içermesi. Bu yoksa, ulusal ölçekte sosyalizm mücadelesi ve siyasal devrim perspektifi savunageldiklerimizin temelini oluşturmuyorsa, söylenenlerin ML anlamda hiç bir değeri ve anlamı da yoktur. Kesinlikle yoktur. Kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın. Sosyalist mücadelenin ölçütü devrimdir, sosyalist devrim perspektifidir.

Gerisi laf-ü güzaf!






Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 13 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   4   5   6   [7]   8   9   10   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Anti kapitalistler enternasyonalist mi? solcu 4 4601 02.10.2014- 13:05
Konu Klasör Onları sosyalist veya enternasyonalist mi sayacağız? melnur 2 1597 02.09.2021- 02:56
Konu Klasör Solcu, sosyalist, enternasyonalist olmak üzerine... melnur 14 7056 10.07.2020- 05:16
Konu Klasör ''Ulusalcılar'' ve liberaller üzerine... melnur 4 2255 03.01.2021- 03:22
Konu Klasör Ulusalcılığa ve liberalizme dair... melnur 3 2465 29.05.2021- 07:56
Etiketler   Ulusalcı,   sol,   enternasyonalist
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS