SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  kilitli
Devletin sönümlenmesi           (gösterim sayısı: 5.154)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.992
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 18.08.2013- 22:47


Devletin sönümlenmesi


Toplumsal gelişmenin belirli bir aşamasında, baskı altında tutulacak bir toplumsal sınıf var olmadığında, sınıf egemenliğinden, üretim araçlarının özel mülkiyetinden ve üretimdeki anarşiden kaynaklanan hayat mücadelesi ve bundan doğan ihtilaflar giderildiğinde, özel bir baskı gücüne duyulan ihtiyacın ortadan kalkmasıyla birlikte yönetsel işlemlerin sınıfsal/siyasal niteliklerinin silinmesi; gereksizleşen devletin tedricen ve kendiliğinden kaybolması.

Genellikle düşünülenin aksine, devletin sönümlenmesi kavramı Marksist klasiklerde küçümsenmeyecek ölçüde ele alınmış ve tartışılmıştır. Engels devletin düşünülemeyecek bir zamandan beri var olmadığını, hiçbir devlet ve devlet gücü fikri bulunmayan, işlerini devletsiz gören toplumların yaşamış olduğunu belirttikten sonra devletin, toplumun sınıflara bölünmesine zorunlu olarak bağlı bulunan belirli bir iktisadi gelişme aşamasında, bu bölünme tarafından zorunluluk durumuna getirildiğini saptar. Kaçınılmaz bir biçimde ortaya çıkan sınıflar, yine kaçınılmaz bir biçimde ortadan kalkacak ve onlarla birlikte devlet de kaçınılmaz olarak yok olacaktır. İktisadi gelişme nasıl çıkrık ve tunç baltayı ancak antika eserler müzesinde anlamlı olabilecek bir gereklilik düzeyine ittiyse, üreticilerin özgür ve eşitçi birliği temelinde üretimin yeniden düzenlenmesiyle devlet makinesi de aynı şekilde bir kenara atılacaktır.

Marx da bunun "ancak ve ancak" komünist toplumun ileri bir aşamasında, bireylerin işbölümüne ve kafa emeğiyle kol emeği arasındaki çelişkiye kölece boyun eğişleri sona erdiği, emek yalnızca bir geçim aracı olmaktan çıkıp kendisi birincil yaşamsal gereksinim olduğu, bireyler çok yönlü gelişim sağladığı, üretici güçler arttığı ve bütün kolektif zenginlik kaynakları gürül gürül fışkırdığı zaman gerçekleşebileceğini açıklar. Hukuk iktisadi durumdan ve ona karşılık gelen uygarlık derecesinden daha ileri olamaz. Kapitalist toplumdan uzun ve sancılı bir doğum sonrasında hayata gelen ve kapitalist toplumun kusurlarını şu ya da bu ölçüde bağrında taşıyan komünist toplumun ilk aşamasında sınıflar da mevcuttur eşitsizlik de baskı da ve dolayısıyla devlet de. Devletsizlik, ancak ve ancak, komünist toplumun ileri bir aşamasında, "herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacına göre" ilkesi hayata geçtiğinde, kendiliğinden doğacak bir sonuçtur. Doğal olarak gelişimin o aşamasında bir baskı aracına, toplumun belirli kesimlerine uygulanan örgütlü ve sistemli şiddete ve dolayısıyla devlete ihtiyaç yoktur. İnsanlar şiddet ve boyun eğme olmaksızın toplum halinde yaşamanın basit koşullarına uymaya alışmıştır; kamu görevleri siyasi/sınıfsal karakterini kaybeder, artık söz konusu olan basit yönetim görevleridir.

Marksistlerin devletin sönümlenmesi sorununa bakışlarını doğru anlamak için iki noktaya vurgu yapmak gerekir. Öncelikle, Marksizmde bir "devletin sönümlenmesi sorunu" yoktur. Devletin ortadan kalkması marksistler açısından bir hedef değil sonuçtur. Devletin yok olması bilinçli ve planlı bir operasyonun sonucunda gerçekleşemez; ancak belirli nesnel süreçlerin sonucu olarak izlenebilir. Devletin niteliği ve yapısı öznel müdahalelerle değiştirilebilirse de sönümlenme ve yok olma, öznesi olmayan, kendiliğinden ve uzun bir süreçtir.

İkincisi, sönümlenmesi beklenen devlet, burjuvazinin devleti değildir. Marksistlerin sınıfsal özünden bağımsız bir devlet karşıtlıklarının olmaması burjuva devletle barışık olma anlamına gelmez. Burjuva devletin sönümlenerek ortadan kalkması beklenemez. Burjuvazinin devleti kırılıp parçalanarak etkisiz hale getirilmeli, birçok kurumu ilga edilmeli, kimi kurumlarıysa burjuvaziyi yok etmede kullanılmak üzere yeniden şekillendirilmelidir.

Devletin sönümlenmesi başlığı ile ilgili önemli tartışmaların, üzerine vurgu yaptığımız bu iki noktaya ilişkin olduğu görülür. Tartışmalardan biri, Marksistlerle anarşistler arasındadır. Anarşistler 19. yüzyılın ortalarından itibaren Marksizmi devletin idaresini elegeçirmenin ötesinde bir perspektife sahip olmamakla eleştirmiş ve insanlığın kurtuluşunun devleti ortadan kaldırıvermekle mümkün olacağını savunmuşlardır.

Devlet ve devletin sönümlenmesi kavramlarının Marksistlerle anarşistler arasında tartışma konusu olması şaşırtıcı değildir. Bir kere öncelikle komünist ütopya ile anarşist ütopya arasından uzlaşmaz farklılıklar bulunur. Anarşist ütopya sınırsız bireysel özgürlüğü hedefler. Devlet, sınıfsal karakterinden bağımsız olarak, her türlü kötülüğün kaynağıdır. Devletin, merkeziyetçiliğin, her türlü otoritenin ortadan kaldırılması gerekir.

Marksistler açısından hedef sınırsız bireysel özgürlük değil, insanın çok yönlü gelişimidir. Bu çok yönlü gelişim ancak bir topluluk içerisinde mümkündür. Gerçek kişisel özgürlük, bu gelişimin sonuçlarından biridir ve dolayısıyla o da ancak bir topluluk içerisinde söz konusu olabilir. Devlet topluma dışarıdan zorla kabul ettirilmiş bir güç değildir. Toplumsal gelişmenin belirli bir aşamasının ürünüdür ve toplumun uzlaşmaz sınıf karşıtlıklarına bölünmüşlüğü son bulduğunda gereksizleşerek yok olacaktır. Marksizm, devlet ve otorite gibi kavramların sınıfsal özünden bağımsız olarak anlaşılamayacağını savunur. Nitekim, Marksistler devlete sınıfsal özünden bağımsız olarak karşı değildirler. Sorun, devlet değil, toplumun sınıflara bölünmüşlüğüdür. Yok edilmesi gereken de budur.

Engels, anarşizmin son derece radikal ve yalın olup beş dakikada ezbere öğrenilebileceği için, özellikle Marksizmin sağlam kökler salamadığı ülkelerde ve topluluklarda popülerleştiğini söyler. Oysa, bu radikal maskenin altında devrimin sonsuza kadar ertelenmesi yatar. Bütün yönetim makinesinden, bütün devlet kurum ve kademelerinden bir anda vazgeçmeyi önermek gerçekte devrimi insanların değişecekleri güne ertelemekten başka bir anlam taşımaz. Oysa, devrime insanları değiştirmek için ihtiyaç duyulmaktadır ve devrim bugünkü insanlarla yapılmak durumundadır. İnsanların olgunlaşmalarını beklemenin hiç de radikal bir tutum olmadığı açıktır.

Devletin sönümlenmesiyle ilgili öteki önemli tartışma marksizm içi bir tartışmadır ve önce Alman sosyal demokratları ile Marx ve Engels arasında, sonrasındaysa yine Alman sosyal demokratlarıyla Rus komünistleri ve özellikle de Lenin arasında gerçekleşmiştir. Tartışmanın kökeninde Alman sosyal demokratlarının Marksist önermeleri Marksizme ve devrimciliğe uzak bir tarzda çarpıtmaları yatar.

Marksistlerin sınıfsal özünden bağımsız bir devlet karşıtlıklarının olmadığı ve devletin önünde sonunda sönümleneceği önermeleri, Alman sosyal demokrasisi tarafından sınıflar arası uzlaşmanın gerekçesi olarak sunulur. Marksistlerin amacı devleti yok etmek değilse ve devlet zaten sönümlenecekse, o halde sosyalizme barışçı yoldan geçmek de mümkün ve hatta doğru olan tercihtir. Yapılması gereken bu kez de işçilerin çoğunluk olmalarını beklemekten ibarettir. Çoğunluk olan işçiler iktidarı ele geçirecek ve sosyalizm için yapılması gereken de demokrasiyi işletmek olacaktır.




Bu ileti en son melnur tarafından 18.08.2013- 22:48 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.992
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 18.08.2013- 22:49


Oysa, Marksistler açısından devletin sönümlenecek olması, ne devrimi ne de devrimin içereceği şiddeti gereksizleştirir. Marx ve Engels, özellikle Paris komünü deneyimi sonrasında sürekli olarak, işçi sınıfının hazır bir devlet aygıtını ele geçirip onu kendi hesabına kullanmakla yetinemeyeceğini vurgulamışlardır. İşçi sınıfı, devleti burjuvaziye karşı özel bir şiddet örgütü olarak kullanacaktır ve bu yüzden de proleter devletin kurulma aşamasında, burjuvazinin daha önce kendisi için meydana getirmiş olduğu devlet makinesinin kırılıp parçalanması zorunludur. Burjuvazinin alaşağı edilmesini, dolayısıyla burjuva devletin yıkılmasını konu edinmeyen bir sınıflar mücadelesi söz konusu olamaz. Sönümlenme, sosyalist devrimden sonraki çağın konusudur. Kapitalizm koşullarında devletin sönümlenmesini beklemek, devrimin inkârıdır ve sınıf uzlaşmacılığının bir aracıdır.

Lenin sorunları doğru anlamak için bir Marksistin hiç bıkmadan aynı soruyu sorması gerektiğini belirtir: "Hangi sınıf için?"

"Devlet bir baskı aracı mıdır? Evet. Öyleyse devlet kötüdür."türü bir akıl yürütme Marksistler açısından mantıksızdır. Devletin baskı aracı olduğunu saptayan Marksist, buradan bir sonuca varmadan önce sormalıdır: "Hangi sınıf için?"

Devlet, iktidardaki sınıfın öteki sınıflar üzerindeki baskı aracıdır. İktidarda burjuvazi varsa, güncel görev, devlet makinesinin kırılarak işlevsizleştirilmesi, kimi devlet kurumlarının lağvedilmesi, kimilerininse bambaşka bir içerikle yeniden şekillendirilmesidir. Bu başarılmışsa ve iktidarda proletarya varsa, güncel görev, burjuvazi üzerindeki baskıyı daha etkili kılacak ve daha hızlı sonuç verecek şekilde devletin tahkim edilmesidir.

Marx ve Engels'in devletin sönümlenmesiyle ilgili konulardaki değerlendirmelerinde kapitalist toplumdan komünist topluma öngörülemez uzunlukta bir geçiş döneminin zorunlu olmayacağını düşündükleri görülür. Bir yandan, işçi sınıfı tüm gelişmiş ülkelerde siyasi ağırlığını hızla artırmaktadır. Öte yandan, komünist toplumun birçok öncülü kapitalizm koşullarında oluşmaktadır. Genel eğitim, yaygın iletişim ve ulaşım ağı, büyük fabrikalar bu öncüllerden bazılarıdır. Dahası, kapitalizm idari devlet görevlerini basitleştirirken temel eğitim almış bireylerce rahatlıkla yürütülebilir hale getirmektedir. Kapitalizm koşullarında disiplin ve formasyon kazanan işçiler için bu basit idari görevlerin altından kalkmak kolay olacaktır.

Ancak, izleyen yakın dönemde geçiş döneminin öngörüldüğü gibi kısa olmayacağı açıkça ortaya çıkar. Komünist toplumun ileri aşamasına ve giderek devletsizliğe geçiş için iki zorunlu önkoşula dikkat etmek gerekir. Bir kez, gerekli sosyo-ekonomik ve ideolojik gelişkinlik dünya çapında eşanlı olarak sağlanmış olmalıdır. İkincisi, söz edilen biçimde devletten kurtulacak olan yeni kuşakların yeni ve özgür toplumsal koşullar içinde yetişmiş olmaları gerekir. Emperyalizm çağında bu koşulların sağlanmasının uzun bir zaman alacağı açıktır. Lenin gerek dönemi ve emperyalizmi doğru tahlil ederek, gerekse bu tahlilden çıkan sonuçları başka başlıklara ve özellikle de devlet tartışmalarına doğru yansıtarak ilgi ve vurguyu devletin sönümlenmesinden geçiş döneminin devletine, proletarya diktatörlüğüne kaydırmıştır.

Bugün de Türkiyeli Marksistler, kapitalizm koşullarında gündemde olan sorunun devletin ortadan kaldırılması değil, kapitalistlerin mülksüzleştirilmesi olduğunu savunur.

İşçi sınıfı iktidarı aldıktan sonra da cevap bulunması gereken soru, iktidarın ve devletin nasıl tasfiye edileceği değil, nasıl etkili ve üretken kılınacağı, sömürücü sınıf ve ideolojilerin varlık zeminlerinin en hızlı nasıl ortadan kaldırılacağı olacaktır.

Marksistlerin amacı ileriye doğru sürekli gidişi sağlama bağlamaktır. Marksistler komünizme geçişi hızlandıracak uygun toplumsal koşulları oluşturmak için mücadele ederler. Komünizme geçiş için öncüller oluştuktan, üretici güçlerde büyük bir gelişme mümkün hale geldikten sonra, komünizme geçişin ve devletin sönümlenmesinin ne zaman tam olarak gerçekleşeceğini söylemek gerekli değildir. Yapılması gereken ve yapılabilecek olan uygun zeminin yaratılmasıdır.
.
MLAM




Bu ileti en son melnur tarafından 18.08.2013- 22:51 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  kilitli



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör SF'de devletin sönümlenmesi ve PD. melnur 6 3616 15.01.2018- 14:34
Konu Klasör SF'de ''Devletin içinden devrim'' (miş)... melnur 5 4017 19.07.2017- 00:08
Konu Klasör Sosyalizm ve devletin sönümlenmesi... melnur 11 8799 09.10.2018- 18:52
Konu Klasör "Devletin İcazet verdiği SİP..." melnur 10 11873 29.10.2017- 21:46
Konu Klasör Devletin rolü nedir? melnur 0 503 05.01.2023- 08:50
Etiketler   Devletin,   sönümlenmesi
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS