SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 29.05.2014- 21:16


Bana göre bir askeri hareketin darbe ya da devrim olarak adlandırılması için o hareketin ilerici olup olmadığına bakmak gerekir. Toplumun önünü açıyor mu, yoksa toplum üzerinde daha fazla baskı mı kuruyor? Bence önemli olan bu. Hareket daha ilerici ise, toplumu daha ileriye taşıyorsa o harekete devrimci bir hareket denilebilir. 27 Mayıs bu yönüyle ilerici bir harekettir. 12 Mart ve 12 Eylül ise toplum üzerinde faşist bir baskı kurmuştur. Gericidir. Bu yüzden ikisini birbirinden ayırıyorum. Bence 27 Mayıs bir devrim, 12 mart ve 12 Eylül ise faşist bir darbedir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tekyoldevrim
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.12.2013
İleti Sayısı: 212
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: tekyoldevrim
Cevap Tarihi: 29.05.2014- 21:39


''Asker bana yakınsa müdahalesi devrim, yakın değilse faşist darbedir'' diyorsunuz. Bunu da bu devirde kitleye söyleyip yandaş kazanacaksınız! Aklınıza şaşarım!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
şibusa
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: şibusa
Cevap Tarihi: 29.05.2014- 22:06


Biçim olarak, evet, darbedir. Ama özü itibari ile ilerici yönler içerir. Portekiz, Karanfil devrimi (darbesi) gibi...
Senin "aklına" biz şaşamıyoruz, gülümsüyoruz!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 30.05.2014- 01:05


Devrim denince akla gelenler o ülkede sistemin top yekün değişmesidir. Oysa hiç bir askeri darbe daha doğrusu cunta ülkemizde sistemi tümüyle yok etmemiştir ve değiştiremezde. Askeri darbeleri devrim olarak veya ilerici olarak değerlendirenlerin aklına yanıyorum. Hele hele bunların kalkıpta kendilerini sosyalist, ilerici, devrimci, demokrat olarak nitelendirmeleride ayrıca bir şanssızlık. Bunlar birde utanmadan kalkıyorlar ağızlarına sakız yaptıkları liberal yakıştırmasını yaftalıyorlar askeri darbelere karşı olanlara.
İyi cunta, ilerici cunta, faşist cunta,... gibi tanımlama yapanların solculuk, devrimcilik adına konuşmaşarı kadar utanç verici bir durum olamaz. Bu kafa genelde açıktan ve gizli kemalist olanlardır, gücünü halktan değilde silahtan, tanktan alanlardır.




Bu ileti en son Alisan tarafından 30.05.2014- 01:07 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 30.05.2014- 02:28


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Devrim denince akla gelenler o ülkede sistemin top yekün değişmesidir. Oysa hiç bir askeri darbe daha doğrusu cunta ülkemizde sistemi tümüyle yok etmemiştir ve değiştiremezde. Askeri darbeleri devrim olarak veya ilerici olarak değerlendirenlerin aklına yanıyorum. Hele hele bunların kalkıpta kendilerini sosyalist, ilerici, devrimci, demokrat olarak nitelendirmeleride ayrıca bir şanssızlık. Bunlar birde utanmadan kalkıyorlar ağızlarına sakız yaptıkları liberal yakıştırmasını yaftalıyorlar askeri darbelere karşı olanlara.
İyi cunta, ilerici cunta, faşist cunta,... gibi tanımlama yapanların solculuk, devrimcilik adına konuşmaşarı kadar utanç verici bir durum olamaz. Bu kafa genelde açıktan ve gizli kemalist olanlardır, gücünü halktan değilde silahtan, tanktan alanlardır.



27 Mayıs tabii ki darbedir. Ancak ilerici bir darbedir. İlericiliğin ölçütü de sandık filan değildir. DP hükümeti meşruluğunu yitirmiş bir diktatörlüktü. Ülkede komünizm de yasaktı, sosyalizm de, sendikalar da, meslek örgütü kurmak da. Her türlü sol yayın yasaktı. Bırakın Marx'ı, Lenin'i, sosyalist romanlar, şiirler bile yasaktı. Nazım Hikmet yasaktı. Bırakın ülkede burjuva demokrasisi olmasını,iktidarın rakip burjuva partilerine bile tahammülü yoktu. Hepsini kapatıp tek parti olarak kalmak istiyorlardı. Seçim sistemi çoğunluk sistemiydi, en çok oy alan parti tüm milletvekillerini çıkarıyordu. Miting yapıyor diye gençleri kurşunlattılar, tanklara ezdirdiler. Bu despot iktidarı devirenler cuntacı olsa ne yazar? İyi ettiler devirdiler. Yerine çok daha ileri bir anayasa getirdiler. Bakın eğer Portekiz'de askerler kızıl karanfil darbesini yapmasaydı, Portekiz Salazar faşizminden nasıl kurtulacaktı? Darbe ile kurtuldu. İspanya'da da Franco'nun ölümünden sonra sivil darbe ile faşizm bitirildi, seçimle değil. Güney Amerika'da da ilerici darbeler var. Bu örnekleri yayabiliriz. Devrimcilik seçime endeksli filan değildir. Marksizm-Leninizm Marx zamanında da, Lenin zamanında da iktidara silahla el konulmasını gerekli görüyordu, "barışçı geçiş" modelleri çok sonra ortaya çıktı. Ondan herşeye Kemalizm kulpu takmaktan vazgeçin. Silahla iktidara her türlü el koyma özünde darbedir. Ortada iki ülke veya iki nizami ordu arasında savaş yok ki. Silahla zorlayarak hükümeti deviriyorsunuz. 1917'de Çar nasıl devrildi? Meydan muharebesiyle mi? Silahlı darbe ile. İktidardaki adamın askeri, pollisi, silahı varsa va iktidarını korumak için bunları kullanmaktan kaçınmıyorsa, adamı nasıl devireceksiniz? Tabii silahla. Ondan ezberi bırakın.




Bu ileti en son yorum2006 tarafından 30.05.2014- 02:37 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 30.05.2014- 10:48


Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Devrim denince akla gelenler o ülkede sistemin top yekün değişmesidir. Oysa hiç bir askeri darbe daha doğrusu cunta ülkemizde sistemi tümüyle yok etmemiştir ve değiştiremezde. Askeri darbeleri devrim olarak veya ilerici olarak değerlendirenlerin aklına yanıyorum. Hele hele bunların kalkıpta kendilerini sosyalist, ilerici, devrimci, demokrat olarak nitelendirmeleride ayrıca bir şanssızlık. Bunlar birde utanmadan kalkıyorlar ağızlarına sakız yaptıkları liberal yakıştırmasını yaftalıyorlar askeri darbelere karşı olanlara.
İyi cunta, ilerici cunta, faşist cunta,... gibi tanımlama yapanların solculuk, devrimcilik adına konuşmaşarı kadar utanç verici bir durum olamaz. Bu kafa genelde açıktan ve gizli kemalist olanlardır, gücünü halktan değilde silahtan, tanktan alanlardır.



27 Mayıs tabii ki darbedir. Ancak ilerici bir darbedir. İlericiliğin ölçütü de sandık filan değildir. DP hükümeti meşruluğunu yitirmiş bir diktatörlüktü. Ülkede komünizm de yasaktı, sosyalizm de, sendikalar da, meslek örgütü kurmak da. Her türlü sol yayın yasaktı. Bırakın Marx'ı, Lenin'i, sosyalist romanlar, şiirler bile yasaktı. Nazım Hikmet yasaktı. Bırakın ülkede burjuva demokrasisi olmasını,iktidarın rakip burjuva partilerine bile tahammülü yoktu. Hepsini kapatıp tek parti olarak kalmak istiyorlardı. Seçim sistemi çoğunluk sistemiydi, en çok oy alan parti tüm milletvekillerini çıkarıyordu. Miting yapıyor diye gençleri kurşunlattılar, tanklara ezdirdiler. Bu despot iktidarı devirenler cuntacı olsa ne yazar? İyi ettiler devirdiler. Yerine çok daha ileri bir anayasa getirdiler. Bakın eğer Portekiz'de askerler kızıl karanfil darbesini yapmasaydı, Portekiz Salazar faşizminden nasıl kurtulacaktı? Darbe ile kurtuldu. İspanya'da da Franco'nun ölümünden sonra sivil darbe ile faşizm bitirildi, seçimle değil. Güney Amerika'da da ilerici darbeler var. Bu örnekleri yayabiliriz. Devrimcilik seçime endeksli filan değildir. Marksizm-Leninizm Marx zamanında da, Lenin zamanında da iktidara silahla el konulmasını gerekli görüyordu, "barışçı geçiş" modelleri çok sonra ortaya çıktı. Ondan herşeye Kemalizm kulpu takmaktan vazgeçin. Silahla iktidara her türlü el koyma özünde darbedir. Ortada iki ülke veya iki nizami ordu arasında savaş yok ki. Silahla zorlayarak hükümeti deviriyorsunuz. 1917'de Çar nasıl devrildi? Meydan muharebesiyle mi? Silahlı darbe ile. İktidardaki adamın askeri, pollisi, silahı varsa va iktidarını korumak için bunları kullanmaktan kaçınmıyorsa, adamı nasıl devireceksiniz? Tabii silahla. Ondan ezberi bırakın.

Tarif ettiğiniz despot bir iktidara karşın halkın ayaklanıp bahsettiğiniz hakları alması bir devrimdir. Üç beş asker darbe yaparak devrim oluyorsa öyle bir devrim olmaz olsun, öyle olduğu içinde zaten toplum devamlı arkası sıkışınca ordu iktidara çağrıları yapıyor, son dönemlerde olduğu gibi. Bu halk devamlı uyutuldu, sen dur, sesini çıkartma biz cumhuriyetin bekçileri, Atatürkün askerleri,..... hem dış mihraklardan hemde şeriatcilardan koruruz mantığını yaydılar. Bakın sonuç olarak ülkeye gericiliği yayan, iktidara getiren gene o darbeler olmuştur ve halk hala bu gerici iktidara geketiği tepkiyi koymuyor, adamlar her türlü anti demokratk tutumlarına rağmen toplumdaki desteği azalmıyor. Halkın böyle koyun gibi olmasında geçmiş siyesetin etkisi olduğu gibi askerinde olmuştur.
Ben askerden gelecek bir yardımı kabul etmiyorum ve aslada ilerici, devrimci,.... olarakta görmüyorum.   Sanki 27 mayıs sonrasında ülkede kominizim propagandası serbestleşti, TKP ve benzeri partiler yasallaştı,........
70 li ve 80 li yıllarda yaşayanlar çok iyi bilir ülkede tek tehlike komunizim olarak görülüyordu. Diğer taraftan Denizler hangi dönemde asildi, Despot DP dönemindemi yoksa askeri darbe sonrasindami? Askere güvenmek, ondan medet ummak, demokrasi, özgürlükler beklemek ya basiretsizliktir veya bilinçsizliktir veya kemalistliktir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.004
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 30.05.2014- 14:19


Egemen sınıflar her zaman oyunun kendi kurallarına göre oynanmasını isterler. Çünkü o kuralları koyanlar da kendilerinden başkası değildir. Kurallar değişecekse, ya da toplumsal veya siyasal alanda meydana gelen birtakım değişimler o kurallara uymamayı gerektiriyorsa, kendi koyduğu kurallara uymamayı sadece kendi hakları görürler.

12 Mart ve 12 Eylül bu anlamda egemenlerin lehine kurallara müdahaledir. Bu anlamda faşist darbelerdir. 12 Mart'la başlayıp 12 Eylül'le büyük oranda amaca ulaşılan solun tırpanlanması ve üzerinden silindir gibi geçilmesiydi. Öyle olmadığını kim iddia edebilir!

Aynı şeyleri 27 Mayıs için söyleyebilmek mümkün mü?

DP iktidarının giderek gericileşen ve otoriterleşen uygulamalarına o koşullarda set çekilmesi,Türkiye'de solun yaygınlık kazanması, kitleselleşmesi ve işçi sınıfının grevli toplu sözleşmeli haklar kazanması, 27 Mayıs sonrasında hazırlanan 61 Anayasası ile mümkün olabilmiştir. Bu bağlamda 27 Mayıs, DP iktidarıyla rayından çıkarılmaya çalışılan 23 aydınlanmasının bir restorasyonudur denilebilir. Ve tıpkı 23 aydınlanması gibi ilerici bir sıçramadır.

Devrim mi, darbe mi tartışması, bu kavramlara nasıl anlam verildiğiyle ilintilidir. Devrimi altyapıda köklü bir değişim olarak niteliyorsanız, ki bu bana göre dar anlamda bir yorumdur, 27 Mayıs bir devrim değildir. Ama devrim kavramını geniş anlamda yorumlar ve kısa sürede alt veya üst yapıda büyük/önemli, toplumu ileri taşımada ön açıcı bir eylem olarak nitelerseniz 27 Mayıs bir devrimdir. Tarihte gerçekleşen birtakım süreçler de bu ikinci bağlamda yorumlanır. Rusya'da 1905 ve 1917 Şubat devrimleri toplumsal altyapıda ( en azından bizim işaret ettiğimiz anlamda) köklü değişimler gerçekleştirmemiştir. Ama ikisi de devrim olarak nitelenir.

Bu konu belki uzun ve detaylı bir tartışma konusu olabilir. Ama ortada kesin olan bir şey var: 27 Mayıs'ın sonuçları itibariyle ilerici bir niteliği olduğu yadsınamaz ve hiç bir şekilde 12 Mart ve 12 Eylül faşist darbeleriyle bir tutulamaz.

Bir başka not; Türkiye'nin kendi doğusundaki ülkeler farklılığı iki temel nedene dayandırılacaksa, bunlardan birincisi 23 Aydınlanma devrimi, diğeri de bunu restore eden 27 Mayıs'tır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 30.05.2014- 14:23


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Devrim denince akla gelenler o ülkede sistemin top yekün değişmesidir. Oysa hiç bir askeri darbe daha doğrusu cunta ülkemizde sistemi tümüyle yok etmemiştir ve değiştiremezde. Askeri darbeleri devrim olarak veya ilerici olarak değerlendirenlerin aklına yanıyorum. Hele hele bunların kalkıpta kendilerini sosyalist, ilerici, devrimci, demokrat olarak nitelendirmeleride ayrıca bir şanssızlık. Bunlar birde utanmadan kalkıyorlar ağızlarına sakız yaptıkları liberal yakıştırmasını yaftalıyorlar askeri darbelere karşı olanlara.
İyi cunta, ilerici cunta, faşist cunta,... gibi tanımlama yapanların solculuk, devrimcilik adına konuşmaşarı kadar utanç verici bir durum olamaz. Bu kafa genelde açıktan ve gizli kemalist olanlardır, gücünü halktan değilde silahtan, tanktan alanlardır.



27 Mayıs tabii ki darbedir. Ancak ilerici bir darbedir. İlericiliğin ölçütü de sandık filan değildir. DP hükümeti meşruluğunu yitirmiş bir diktatörlüktü. Ülkede komünizm de yasaktı, sosyalizm de, sendikalar da, meslek örgütü kurmak da. Her türlü sol yayın yasaktı. Bırakın Marx'ı, Lenin'i, sosyalist romanlar, şiirler bile yasaktı. Nazım Hikmet yasaktı. Bırakın ülkede burjuva demokrasisi olmasını,iktidarın rakip burjuva partilerine bile tahammülü yoktu. Hepsini kapatıp tek parti olarak kalmak istiyorlardı. Seçim sistemi çoğunluk sistemiydi, en çok oy alan parti tüm milletvekillerini çıkarıyordu. Miting yapıyor diye gençleri kurşunlattılar, tanklara ezdirdiler. Bu despot iktidarı devirenler cuntacı olsa ne yazar? İyi ettiler devirdiler. Yerine çok daha ileri bir anayasa getirdiler. Bakın eğer Portekiz'de askerler kızıl karanfil darbesini yapmasaydı, Portekiz Salazar faşizminden nasıl kurtulacaktı? Darbe ile kurtuldu. İspanya'da da Franco'nun ölümünden sonra sivil darbe ile faşizm bitirildi, seçimle değil. Güney Amerika'da da ilerici darbeler var. Bu örnekleri yayabiliriz. Devrimcilik seçime endeksli filan değildir. Marksizm-Leninizm Marx zamanında da, Lenin zamanında da iktidara silahla el konulmasını gerekli görüyordu, "barışçı geçiş" modelleri çok sonra ortaya çıktı. Ondan herşeye Kemalizm kulpu takmaktan vazgeçin. Silahla iktidara her türlü el koyma özünde darbedir. Ortada iki ülke veya iki nizami ordu arasında savaş yok ki. Silahla zorlayarak hükümeti deviriyorsunuz. 1917'de Çar nasıl devrildi? Meydan muharebesiyle mi? Silahlı darbe ile. İktidardaki adamın askeri, pollisi, silahı varsa va iktidarını korumak için bunları kullanmaktan kaçınmıyorsa, adamı nasıl devireceksiniz? Tabii silahla. Ondan ezberi bırakın.

Tarif ettiğiniz despot bir iktidara karşın halkın ayaklanıp bahsettiğiniz hakları alması bir devrimdir. Üç beş asker darbe yaparak devrim oluyorsa öyle bir devrim olmaz olsun, öyle olduğu içinde zaten toplum devamlı arkası sıkışınca ordu iktidara çağrıları yapıyor, son dönemlerde olduğu gibi. Bu halk devamlı uyutuldu, sen dur, sesini çıkartma biz cumhuriyetin bekçileri, Atatürkün askerleri,..... hem dış mihraklardan hemde şeriatcilardan koruruz mantığını yaydılar. Bakın sonuç olarak ülkeye gericiliği yayan, iktidara getiren gene o darbeler olmuştur ve halk hala bu gerici iktidara geketiği tepkiyi koymuyor, adamlar her türlü anti demokratk tutumlarına rağmen toplumdaki desteği azalmıyor. Halkın böyle koyun gibi olmasında geçmiş siyesetin etkisi olduğu gibi askerinde olmuştur.
Ben askerden gelecek bir yardımı kabul etmiyorum ve aslada ilerici, devrimci,.... olarakta görmüyorum.   Sanki 27 mayıs sonrasında ülkede kominizim propagandası serbestleşti, TKP ve benzeri partiler yasallaştı,........
70 li ve 80 li yıllarda yaşayanlar çok iyi bilir ülkede tek tehlike komunizim olarak görülüyordu. Diğer taraftan Denizler hangi dönemde asildi, Despot DP dönemindemi yoksa askeri darbe sonrasindami? Askere güvenmek, ondan medet ummak, demokrasi, özgürlükler beklemek ya basiretsizliktir veya bilinçsizliktir veya kemalistliktir.



Devrim iktidarın bir sınıfın elinden diğer sınıfın eline geçmesidir. Feodallerin elinden burjuvazinin eline geçmesi ve tabii burjuvazinin elinden işçi sınıfının eline geçmesi. Halk kavramı müphem ve muğlak bir kavramdır. Yalnız emekçi halkı değil, her kesimi içerebilir.

Asker konusunda da söylenecek çok şey var. Tüm askerler bir midir? Türkiye'de 27 Mayıs'ı yapan askerlerle, 12 Mart'ı yapanların, hele hele 12 Eylül darbecilerinin hiçbir ilgisi yoktur.

12 Mart'tan sonra yalnız Deniz, Yusuf, Hüsyin asılmadı. Yalnız solcular hapse tıkılmadı. İlerici genç subaylar da ordudan atıldı, ilerici Harbokulu öğrencileri de hapse tıkıldı. Orduda büyük tasfiye oldu. Bunları bilmeden ahkam kesmek olmuyor. Bu arada Deniz'ler TBMM kararı ile asıldı. Kimin onların asılmasına ne oy verdiği belli. İsim isim isim belli. Açın bakın.

27 Mayıs sonrasında tabii ki komünizm hemen serbestleşmedi. Ama TİP kuruldu. İlk kez yasal bir sosyalist parti kuruldu. Ülkede sosyalizm rüzgarını estirdi TİP. Pıtırak gibi sol yayınevleri kuruldu ve heryeri sardı. Marksizmin Leninizmin tüm klasikleri Türkçeye çevrildi ve yayınlandı. DİSK kuruldu. Memur sendikaları bile kuruldu. TRT, üniversiteler özerk olmuştu. 12 Mart 1971 askeri darbesi kaldırdı bu özerkliği de. Hukuk reformu oldu. Anayasa mahkemesi geldi. Daha sayısız reform oldu. Başbakanın keyfine göre yatırım yapma devri bile bitti, DPT kuruldu o zaman. Bunlar ilerici yönde değişimlerdir.

Türkiye'de sizin sandığınızın aksine halk içinde orduya değer veren, güvenen çok geniş kesimler var. Kenan Evren'in anaysası % 92 oy ile kabul edildi. Baskı yaptılar tabii. Ancak Tayyip de o kadar baskı yapıyor şimdi. Baskı yapmasalar da en az Tayyip kadar oy alırlardı. Ondan bana seçim sandığından, oydan söz etmeyin. Geniş yığınlar bilgisiz ve bilinçsiz olduğu sürece, hakim güçler ve iktidar her türlü beyin yıkama aracını kullandığı sürece, başta din olmak üzere, her türlü değerin istismar edilmesi normal olduğu sürece sandıktan ancak bunlar çıkar. Ondan boş verin sandıkçılığı.




Bu ileti en son yorum2006 tarafından 30.05.2014- 14:25 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Darbe söylentileri başladı, darbe olur mu? tekyoldevrim 12 15310 30.03.2016- 22:58
Konu Klasör Devrim nedir, devrim teorileri için ne söylenebilir? melnur 43 23305 30.12.2022- 06:14
Konu Klasör Sürekli devrim mi, tek ülkede sosyalist devrim mi? spartakus 0 4174 14.07.2015- 00:07
Konu Klasör Siyasal devrim, toplumsal devrim... melnur 13 14257 31.12.2018- 09:11
Konu Klasör Darbe melnur 0 3180 28.02.2017- 16:46
Etiketler   Devrim,   darbe
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS