SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Ãœyeler  |  GiriÅŸ  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni BaÅŸlık  Cevap Yaz
31 Mayıs'ta Taksim'deyiz!           (gösterim sayısı: 2.961)
Yazan Konu içeriği
Ãœye Profili boÅŸluk
dayanışma
[ ]
Ãœye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: dayanışma
Konu Tarihi: 27.05.2014- 18:12


31 Mayıs'ta Taksim'deyiz!
 
Taksim Dayanışması: 31 Mayıs'ta Taksim'deyiz

Resim Ekleme

Taksim Dayanışması, Gezi Direnişinin başlangıcı olan 27 Mayıs 2013 tarihinden bugüne yürüttükleri mücadele ve yaşadıkları sürece ilişkin TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Karaköy binasında basın toplantısı düzenledi.

Taksim Dayanışması adına konuÅŸan Mücella Yapıcı, “31 Mayıs Cumartesi günü 19:00′da TaksimÂ’de, meydandayız” dedi.

Dayanışma'nın yaptığı açıklamanın tam metni:

Taksim Meydanı ve Gezi Parkı başta olmak üzere yaşam ve yaşam alanlarımıza müdahale ederek topluma dayatılan projelerin gerçekleştirilmesi uğruna etik, bilim, teknik ve hukuk tanımaz iktidarın ısrarlı çabaları, 27 Mayıs 2013 tarihinde amansız ve hukuksuz bir şiddete dönüşmüştür.

Taksim Dayanışmasının “sağlıklı kentleşme ve yaşanılır kent” talebi, ülkenin milyonlarca yurttaşının daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi talebiyle birleşmiş; 31 Mayıs 2013 tarihinden itibaren ülkenin dört bir yerine yayılarak yepyeni ve evrensel bir boyut kazanmıştır.

Gençlerin yaratıcı zekâsı, annelerin kucaklayan şefkati, işçilerin emekten gelen gücü, kadınların gür sesi, LGBTİ bireylerin biz de varız çığlığıyla büyüyen “Gezi Direnişi”, ülkemiz toplum, kent ve demokrasi tarihinde ortadan kaldırılamayacak onurlu bir iz bırakmıştır.

Ancak iktidar, dünyaya örnek olacak bu dayanışma ve direnişten hala korkmakta, “Geziciler” olarak bizi dillerinden düşürmemekte; yolsuzluklarını, cinayetlerini katliamlarını unutturmak için hukuksuz polis şiddetini teşvik eden, adaletsizlik ve cezasızlıkla cesaretlendiren politikalar eşliğinde ülkemizi ciddi bir gerilim ortamına sürüklemektedir.

Bu nedenle ülkenin neredeyse bütün meydanları, parkları, mahalleleri ve kentleri abluka altına alınmakta; 300’den fazla emekçinin hayatını kaybettiği Soma Katliamı’nın yasını tutmamız,1 Mayıs Emek ve demokrasi bayramını kutlamamız, 8 Mart Dünya Kadınlar günü meydana olmamız, akıl almaz polis şiddetiyle kaybettiğimiz çocuklarımızın cenazesinde bile bir araya gelmemiz engellenmektedir.

Ancak bilinmelidir ki; muktedirlerin çaresizliğinin ve korkaklığının göstergesi olan bu kirli politika, şiddet ve adaletsizliğe karşın bizler; en yalın, en çıplak ve en haklı halimizle; bizi biz yapan bütün değer ve renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda bir aradayız ve meydandayız…

Taksim Dayanışması olarak taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmediğimizi tekrar hatırlatmak için 31 Mayıs’ta Taksim’de, meydandayız!
Biz milyonlarca insan, onlarca ayrı dille, sesle, renkle bir aradayız; meydandayız!

3-5 ağacımızla, arzumuzla, fikrimizle, insan olma hasretimizle, umudumuzla, direnişimizle, birlikte nefes aldığımız her yerde, meydandayız!

Katliamlarınıza, yolsuzluklarınıza isyanımızdan, yağmaladığınız kentlerimize, doğamıza, yaşam alanlarımıza, bütün ortak değerlerimize sahip çıkmamızdan korkup kapattığınız meydanlar için meydandayız!

Bizler; işçiler, işsizler, emekçiler, güvencesizler, göçmenler, öğrenciler, halklar, görmezden geldikleriniz.. Görüyor musunuz, biz meydandayız!

Durmadığımız, sessiz kalmadığımız, boyun eğmediğimiz için; fabrikalarda, madenlerde, tersanelerde, plazalarda ölümüne, güvencesiz, sendikasız, taşeron çalışmayı gün be gün daha da şiddetle reddettiğimiz için; yaptıklarınızın üzerini örten medyanıza güvenmediğimiz, adaleti bizleri cezalandırdığınız mahkemelerinizde bulamadığımız için her yerdeyiz. Meydandayız!

Bizler ürettiklerimizle, mahalle evlerimiz, fabrikalarımız, bostanlarımız, forumlarımızla, yarattığımız yeni renklerimizle, sizin yok ettiklerinize karşı var ettiklerimizle, adaletimizle meydandayız!

Bizler, ETHEM, ALİ İSMAİL, MEHMET AYVALITAŞ, MEDENİ, HASAN FERİT, AHMET, ABDULLAH, MEHMET İSTİF, FADİME ANA, BERKİN ELVAN, UĞUR KURT, AYHAN YILMAZ ve SOMA’DA KAYBETTİĞİMİZ CANLAR için meydandayız!

WALL STREET’TEN SİNTAGMA’YA PUERTA DEL SOL’DAN TAKSİM’E, meydandayız! 31 Mayıs’ta meydandayız!

Ankara’da meydandayız, İzmir’de meydandayız; Antakya’da, Eskişehir’de, Bursa’da, Adana’da, Mersin’de, Diyarbakır’da, ülkenin dört bir yanında, meydandayız!

Meydanlarımızı,   parklarımızı, sokaklarımızı, yaÅŸam alanlarımızı ve yaÅŸamımızı özgür kılmak için meydandayız!

Taksim Dayanışması



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Ãœye Profili boÅŸluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 29.05.2014- 16:34


İsyanın yıldönümünde dört bir yanda meydanlara çağrı

Resim Ekleme

Milyonlarca insanın ülkenin dört bir yanında özgürlük, adalet ve saygı talepleriyle meydanları zapt ettiği Haziran İsyanı’nın yıldönümü yaklaşırken, pek çok kentte eylem çağrıları yapıldı. Çağrıların çoğu kent meydanlarına yapılırken, taleplerinin arkasında olan direnişçiler yasaklı meydanlara çıkma iradesinden de geri adım atmadı. İşte kent kent 31 Mayıs buluşma yer ve saatleri:

İstanbul: 19.00 – Taksim Meydanı
Ankara: 19.00 – Kızılay Meydanı
İzmir: 18.00 – Basmane Meydanı
Eskişehir: 18.00 – Ali İsmail Korkmaz Parkı
Bursa: 19.00 – Stadyum
Antalya: 17.30 – Kapalıyol Halkbankası
Mersin: 18.00 – Özgür Çocuk Parkı
Kocaeli: 19.00 – Cumhuriyet Parkı
Samsun: 17.30 – Çiftlik Süleymaniye Geçidi
Çanakkale: 19.00 – İskele Meydanı
Konya: 19.00 – Kültür Park
Giresun (1 Haziran): 15.30 – Debboy Mevkii

Kentlerdeki eylem programlarını bilgi@sendika.org’a iletin, programlara ekleyelim.

sendika.org



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Ãœye Profili boÅŸluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.994
Konum: Ä°stanbul
Durum: Forumda DeÄŸil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 30.05.2014- 14:45


31 Mayıs unutulmamalı, unutturulmamalıdır. Siyasi iktidarın yüreğine korku salan bu yığınsal eylemler tıpkı 1 mayıs gibi her yıl yinelenmelidir. Türkiye solunun siyasal alanda ayağını bastığı zemin ve kendi çoğaltacak ''ruh'' Haziran direnişinde yatmaktadır. 31 Mayıs'ın önemi de burada yatmaktadır.

Yarın, Türkiye'nin her yerinde alanlardayız!

Daha güzel bir dünya için.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Ãœye Profili boÅŸluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda DeÄŸil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 30.05.2014- 19:59


Haziran+Soma
Ender Helvacıoğlu


Haziran güzellemelerini artık geride bırakmak gerek. Tamam, geçtiğimiz yıl 1,5 ay boyunca sanki bir ütopyada yaşadık; anıları hâlâ taze. Ama artık bu tatlı rüyadan uyanmanın ve önümüzdeki politik sürecin zorluğunu ve ciddiliğini kavramanın zamanıdır. Haziran Ayaklanmasının birinci yıldönümünde bence vurgulanacak en önemli noktalardan biri bu. Neden?

Çünkü Haziran bitmiş bir süreç değil. Geçmişi olan, Haziran 2013’te doruklarından biri yaşanan ve yeni boyutlar kazanarak geleceğe uzanacak bir süreç.
Haziran bir anı, bir takvim yaprağı değil. O halde “anı devrimciliği” anlayışından, “takvim devrimciliği”nden sıyrılmak gerek. Anmalar devrimci mücadelenin sürekliliği içinde bir anlam kazanabilir ancak.

Haziran bir “Gezi Parkı olayı” da değil. Zaten daha 2 Haziran 2013’te, hareketin ikinci gününde dahi bu sınırın fersah fersah ötesine uzanabilmiş ve yurt çapına yayılabilmişti. O halde “Gezi Parkı tavafçılığı”nı da bırakacağız. “Haziran” diye simgelenen kitle hareketi toplumun hangi kesimlerinde, hangi yeni talepler doğrultusunda ve hangi mekânlarda uç veriyorsa devrimciler ve devrimci örgütler de orada, o işin peşinde olacaklar.

Kendimize özgü sanal dünyalarımızdan çıkıp asıl dünyaya, ülkenin gerçek siyaset arenasına girebilmenin ve politika yapmanın yolu budur.

Haziran güzellemelerini artık bırakalım demiştik. Haziran’ın eksikleri ve potansiyelleri üzerine yoğunlaşmanın ise tam zamanıdır.

Halk hareketinin etkili bir politik önderlikten yoksun oluşu, herkesin saptadığı bir olgu. Tabii ki bu halkın değil, önderlik iddiasında bulunan sol örgütlerin zaafı. Önderlik eksikliğinin en can alıcı nokta olduğunu biliyoruz, ama üzerinde çok tartışıldığı için -henüz etkili adımlar atılamamış olmasına karşın- bu konuyu geçelim.

Hareketin bir diğer zaafı, omurgasının bulunmaması. Öznel tedbirlerle giderilebilecek bir omurgasızlıktan değil, sınıfsal bir omurga eksikliğinden söz ediyoruz. Daha açık yazacak olursak, işçi sınıfının örgütlü bir güç olarak ağırlığının henüz oluşmamış olmasından… Bu zaaf, halk hareketinin yenilgisine, sonuç alamamasına veya farklı siyasal odakların yedeğine düşmesine neden olabilir. Böyle bir tehlike/risk her durumda vardır, ama omurga yoksunluğunda (hele bir de politik önderlik yoksunluğu varsa) tehlikenin çapı daha büyük olacaktır.

Haziran’ın kaynaklarından biri olarak sayılabilecek Cumhuriyet hareketinde bu zaaf çok daha belirgindi. Geleceğe uzanmaktan çok geçmişi koruma eğilimi ağır basan Cumhuriyet mitingleri, büyük kentli orta ve alt-orta kesimlerin yoğunlukta bulunduğu bir hareketti. O dönemde emekçi sınıflara, varoşlara ve taşraya yayılmanın öneminden söz etmiştik. Bu zaaf, önderliğinin sistem içi niteliğiyle de birleşince hareket yenildi ve AKP marifetiyle bir karşı devrim yaşandı.

Haziran ise, AKP karşı devrimine güçlü bir tepki olarak ortaya çıktı ve geleceği isteme eğilimi çok daha belirgindi. Üç büyük kentle sınırlı kalmadı, yurt çapına yayıldı; hatta Antakya, Eskişehir, Adana gibi öne çıkan taşra kentleri oldu. Hareket, kent merkezlerindeki -daha çok hizmet sektöründe çalışan- emekçi kesimlere, yoğun olarak beyaz yakalılara ve kısmen varoşlara doğru yayılma eğilimi gösterdi.

Haziran, halk hareketinin sınıfsal niteliği açısından da nitel bir sıçramaydı ama yeterli değildi. Türkiye işçi sınıfının yoğun olarak bulunduğu havzaları (büyük kentlerin çevrelerini, örneğin İstanbul’da Tuzla-Gebze ve Çorlu-Çerkezköy bölgelerini) ve yedek işgücünün yoğunlaştığı alanları (varoşları) kapsamı içine alamadı. Bu alanlar karşı devrimin ideolojik hegemonyasının etkisi altındaydı hâlâ.

Ve bu noktada Soma katliamı patlak verdi. Soma protestoları ile başlayan süreç, Yatağan işçilerinin de kararlı direnişiyle, belki de Gezi Parkı ile başlayan süreçten çok daha belirleyici ve sonuç alıcı olacaktır. Daha doğrusu Soma, Haziran’a, tam da eksiklerini tamamlama yönünde büyük bir katkı yapma potansiyeline sahiptir. Büyük kentlerin çevrelerine sürülmüş işçi sınıfının kendi öz talepleriyle (taşeronlaştırmaya, kölece çalıştırılmaya, sendikasızlaştırılmaya karşı) harekete katılma olanağı doğmuştur.

Daha da önemlisi, harekete eklemlenen bu yeni boyut, zaten AKP karşı devrimine tepkili kesimleri radikalleştirmenin ötesinde, bizzat AKP hegemonyası altında bulunan kitlelerin uyanması yönünde bir atılımı ifade ediyor ve bu açıdan çok değerlidir.

Bu konuları daha tartışacağız, bu yazdıklarımız sadece birer fırça darbesi. Ama şunu belirtelim: Haziran+Soma, AKP’yi devirmekten de öteye geçme, sistemi sorgulama potansiyeli taşıyor. İktidar yolunu açıyor.

Kitle hareketi, kendiliğinden patlamalarla da olsa, yolunu aça aça ilerliyor. Ve bilinçli devrimci müdahaleleri davet ediyor.

Bu nedenle Haziran’a takılıp kalmak, Haziran güzellemeleriyle ve anı devrimciliğiyle yetinmek, müzmin muhalefetten ve eylem çizgisinde şerefli mağlubiyetlere razı olmaktan öteye geçemez artık.

Günümüzün devrimci formülü: Haziran+Soma! Ve + devrimci politik önderlik.



Yeni BaÅŸlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kiÅŸi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Ãœye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör TKP: Yaşasın 1 Mayıs! melnur 3 2900 02.05.2020- 08:43
Konu Klasör Ankara'da 1 Mayıs... melnur 1 3752 01.05.2019- 19:35
Konu Klasör İzmir'de 1 Mayıs... melnur 1 3646 02.05.2019- 11:22
Konu Klasör İstanbul'da 1 Mayıs... melnur 1 4080 01.05.2019- 19:59
Konu Klasör TKP'den 1 Mayıs çağrısı... melnur 2 2788 02.05.2020- 08:59
Etiketler   Mayısta,   Taksimdeyiz
SOL PAYLAÅžIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS