SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
İşçi sınıfı saflarında direnme eğilimi güçleniyor           (gösterim sayısı: 3.266)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
proleter
[ tek yol devrim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.08.2013
İleti Sayısı: 406
Konum: Yalova
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: proleter
Konu Tarihi: 26.06.2014- 14:42


İşçi sınıfı saflarında direnme eğilimi güçleniyor


Son dönemde Greif’in açtığı yoldan yürümeye çalışan farklı işçi bölüklerinin olması, “işgal, grev, direniş” şiarı ve pratiğinin sınıf saflarında yarattığı yankının göstergesidir. Greif direnişinin hızla yankılanması, sınıf saflarında biriken öfkenin dışavurumu olduğu kadar, icazetçi/yasal cendereye sıkışan tarzın bir sonuç yaratmadığı, döne döne sınıfa kaybettirdiği gerçeğinin, artık öncü işçiler tarafından idrak edildiğini ve harekete geçen işçilerin de meşru/militan mücadeleye eğilimli olduğunu gösteriyor.

Resim Ekleme  

12 yıllık iktidarı boyunca sermayeye ve emperyalizme hizmette, işçi ve emekçilere saldırganlıkta sınır tanımayan AKP hükümeti, Haziran Direnişi’ne kadar, uğursuz icraatlarına nispi bir rahatlıkla devam etti.

Gücünün doruğunda olduğunu varsayan, 2023 yılları için hedefler ilan eden dinci-gerici iktidarın pişkin şefleri, Haziran Direnişi’nde öyle bir şamar yediler ki, kimyaları alt üst oldu. Bundan dolayı “Başçalan” unvanı kazanan AKP şefi Tayyip Erdoğan ve müritleri, halen her vaazlarında Haziran’da direnenlere kin kusuyorlar.

Hem emekçilerin Haziran’da doruğa çıkan militan/kitlesel direnişinden hem gırtlağına kadar hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvete batmaktan dolayı derin bir korkuya kapılan dinci-gerici iktidar, son bir yılda her zamankinden daha tahammülsüz daha histerik daha gözü dönmüş bir kinle saldırıyor. Hedefinde işçiler, emekçiler, ilerici-devrimci güçler, Alevi emekçiler, ezilen Kürt halkı, kısacası yandaş ya da yardakçı olmayan herkes var…

Eylemler yaygınlaşıyor

İktidarın siyasi yaşamı hedef alan zorbalığını, sosyal yıkım saldırıları tamamlıyor. Bu toplam saldırıdan işçi sınıfı payına düşük ücret, taşeronluk sistemi, örgütsüzlük, can güvenliğinden yoksunluk; kısacası kölece çalışma koşulları düşüyor. Son haftalarda farklı sektörlerdeki işçilerin gerçekleştirdiği eylemler, sermaye sınıfı ve onun vurucu gücü AKP iktidarına, işçi sınıfı tarafından verilen önemli bir yanıttır. 5 bin 800 Şişecam işçisinin greve çıkması, bu yanıtı daha güçlendirmiştir.

Grev, direniş, işgal, yürüyüş ve diğer eylemlerle tepkisini ortaya koyan işçiler baskı, sömürü ve kölece çalışma koşullarının tahammül edilemez boyuta ulaştığını hatırlatıyorlar. Sadece İstanbul, İzmir, Bursa gibi büyük kentlerde değil Bolu, Manisa, Denizli, Aksaray, Muğla ve başka kentlerde de eylemli tepkisini ortaya koyan işçi sınıfı aşırı baskıya, sömürüye ve kölece çalışma koşulları dayatılmasına öfkeli olduğunu ve bu dayatmalara boyu eğmek istemediğini dosta düşman göstermiştir. Görünen o ki, işçi sınıfının eylemli tepkisi güçlenmeye de devam edecek.

Örgütlenme iradesi güçleniyor

Kaba sömürü ve kölece çalışma koşullarını dayatmanın ilk koşulu, işçi sınıfının örgütsüz olmasıdır. Örgütlü iken yenilmez bir güç, ama örgütsüzken bir hiç olan işçi sınıfı, en azından öncü kesimleri şahsında, sermayenin dayattığı “hiçleştirme” ablukasını parçalamaya başladı. Örgütlülük önündeki yasal ve fiili engellere, sendika ağalarının oynadığı uğursuz role ve taşeronlaştırmanın yarattığı parçalanmaya rağmen, örgütlenme arayışında belli bir artış görülüyor.

Örgütlenen işçiler ‘anayasal’ bir hakkı kullanmalarına rağmen çeşitli baskılara maruz kalmakta; öncüleri ise, çoğu yerde işten çıkarılmakta. Her şeye rağmen patronların engelleri aşıldığında, sendikaların çoğuna egemen olan bürokratik kastın çıkardığı engeller başlamakta ve bu, kimi zaman ihanet derecesine varmaktadır.

Tüm bunlara rağmen örgütsüzleştirme, yani hiçleştirme kuşatmasına karşı direnen işçiler, örgütlenerek, hiçleştirmeye meydan okuyorlar. Son yılların örnek direnişi olan Greif’te belirgin olan örgütlü hareket etme ve direnme eğilimi, sınıfın farklı kesimleri tarafından da örnek alınıyor ve benimseniyor. Bu gelişme, sermaye ve onun vurucu gücü AKP tarafından dayatılan hiçleştirme cenderesini kırmak için önemli olanakların birikmeye başladığını haber veriyor.  

Militan direniş meşrulaşıyor

Yeni dönem işçi direnişleri için ‘model’ yaratan Greif direnişinin üstün niteliklerinden biri, ilk andan itibaren meşru/militan mücadeleyi esas almasıdır. Greif çıkışı, yükselttiği mücadele çıtası ile icazetçi/yasal cendereye sıkışmış tarza esaslı bir darbe indirmiştir. Sınıfa, mücadelede yasal olanakları kullanmayı dışlamayan, ancak esas olanın meşru/militan mücadele olduğunu gösteren önemli bir deneyim olmuştur Greif.

Son dönemde Greif’in açtığı yoldan yürümeye çalışan farklı işçi bölüklerinin olması, “işgal, grev, direniş” şiarı ve pratiğinin sınıf saflarında yarattığı yankının göstergesidir. Greif direnişinin hızla yankılanması, sınıf saflarında biriken öfkenin dışavurumu olduğu kadar, icazetçi/yasal cendereye sıkışan tarzın bir sonuç yaratmadığı, döne döne sınıfa kaybettirdiği gerçeğinin, artık öncü işçiler tarafından idrak edildiğini ve harekete geçen işçilerin de meşru/militan mücadeleye eğilimli olduğunu gösteriyor.

Yer yer militan mücadele yöntemlerinin sergilenmesi, direniş örneklerinin bir kısmının büyük kentler dışında yaşanması, militan direnişin sınıfın farklı kesimleri tarafından benimsenmeye başladığının işaretidir ki, bu, devrimci sınıf hareketinin gelişimi açısından önemli bir gelişmedir.

Sendikal bürokrasi teşhir oluyor

Greif direnişi sürecinin belirgin hale getirdiği olgulardan biri, verili koşullarda sermayeye karşı mücadelenin, aynı zamanda sendikalara çöreklenmiş sendikal kastı da hedef almak zorunda olduğudur.

Burjuvazinin organik bir parçası haline gelen bu kast, işçi sınıfı ile sermaye arasındaki her kritik çatışmada, uğursuz bir rol oynamaktadır; zira işçi sınıfı safında görünüp, hatta işçi sınıfı adına hareket ettiğini iddia edip, pratikte sermayenin çıkarları için çalışmaktadır.

Bürokratik kastın bu rezil tutumu tesadüf olmayıp, sınıfsal bir aidiyetin dışa vurumudur. Kritik önem taşıyan Greif direnişine karşı Amerikan tekelinin safında yer alan bu kast, işçi sınıfının örgütleri olan sendikalara egemen olmakla birlikte, pratik tutumu ile her şeyiyle burjuva dünyasına ait olduğunu kanıtlıyor. Doğası gereği her kritik olayda, ait olduğu sınıfın ve dünyanın çıkarlarını savunmaktadır.

Son işçi eylemlerinde görülen eğilimlerden biri, sendikal kastın da sınıfın belli kesimleri nezdinde teşhir olduğu ve eyleme geçen işçilerin, bu bürokratik kasta güvenmediğidir. Soma katliamından sonra Türk-İş ağalarına karşı isyana dönüşen bu tepki, özelleştirme yağmasına karşı mücadele eden işçilerin Türk-İş Genel Merkezi’ni işgalinde de kendini gösterdi.

Bu örnekler henüz yaygınlaşmasa da, bürokratik sendikal kastın, giderek teşhir olması ve bu kasta karşı mücadelenin meşru ve gerekli olduğunun işçiler tarafından da kabulü açısından önem taşıyor.

Sınıfın iradesini hakim kılmak için…  

Yaygınlaşma eğiliminde olduğu gözlemlenen sınıf hareketinde kendini hissettiren ve yukarıda sözün ettiğimiz özellikler, henüz ilk örnekler olmakla birlikte, sınıf hareketinin gelişme dinamiklerini göstermeleri açısından büyük önem taşıyor.

Yeni Greifler yaratma hedefinde olan sınıf devrimcilerinin sınıf eksenli devrimci siyasal çalışması için uygun bir iklimin oluşmaya başladığını söylemek mümkün. Artık yeni Greifler yaratmak ve işçi sınıfının iradesinin mücadeleye hakim olacağı koşulları yaratacak süreci başlatmanın önündeki engelleri aşmak, geçmişe göre çok daha kolaydır.

Greif direnişi bu konuda paha biçilmez bir deneyim olarak önümüzde dururken, sınıf saflarında ilk işaretleri görülen mücadele eğilimleri, sınıf devrimcilerinin seçilmiş hedeflere yoğunlaşan sınıf çalışmasının yankı yaratmakta zorluk çekmeyeceğine işaret ediyor.

Sınıf devrimcileri sürece bu gözle bakabilmeli, devrimci sınıf partisi çizgisinde hareket etmenin yüklediği misyon bilinciyle davranmalı ve yeni Greifler yaratma iddiasını gerçek kılmalıdırlar.

Kızıl Bayrak



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör TÜSİAD halk saflarında mı? melnur 1 2309 28.05.2019- 05:44
Konu Klasör "Direnme hakkı evrensel bir haktır" denizcan 1 3754 11.02.2015- 13:02
Konu Klasör Bugün 1 Mayıs, kutlamalara Maltepe'de TİP saflarında katılacağım. melnur 1 435 02.05.2023- 04:30
Konu Klasör Sosyalistlerin ve yoksulların güç birliği... melnur 0 743 29.08.2022- 08:36
Konu Klasör SGB'ne eleştiriler: ''Güç Birliği” ne ve nasıl?'' melnur 0 669 27.08.2022- 07:23
Etiketler   İşçi,   sınıfı,   saflarında,   direnme,   eğilimi,   güçleniyor
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS