SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
20 yıla sığacak günler bizi bekliyor!           (gösterim sayısı: 2.750)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
proleter
[ tek yol devrim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.08.2013
İleti Sayısı: 406
Konum: Yalova
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: proleter
Konu Tarihi: 03.08.2014- 11:12


20 yıla sığacak günler bizi bekliyor! - H. Eylül

Resim Ekleme


Geride bıraktığımız yıllarda, gazetemiz her zorlu günün 20 yıl gibi uzun geçtiği zamanları yazdı. Önümüzde ise 20 yıla sığacak günler bizi beklemektedir.

Bir süredir Kızıl Bayrak gazetesinin 20. yılı vesilesiyle çeşitli yazılar yayınlanıyor. 20. yıla dair yazıların en önemlilerini çeşitli tarihlerde gerçekleşen işçi direnişlerinin parçası olmuş işçi yoldaşlardan gelen mektuplar oluşturmakta. Ayrıca bir dizi seminer ve iç toplantı vasıtasıyla yürütülen tartışmalar, gazete ve günlük site yoluyla işçi ve emekçilerle paylaşıldı. Bunda amaçlanan yeniden bir farkındalık yaratmak olmakla birlikte, bilenenlerin hayata geçirilmesi daha fazla önem taşıyor. Zira 20 yılın ardından, bugün sorun yeniden ve daha güçlü, altı daha kalın çizgilerle ifade edilmesi gereken kolektif bir amaçla çıkan gazetemizin, kolektif bir sahiplenişe konu olup olmadığıdır.

Kızıl Bayrak gazetesinin 10. yılı vesilesiyle kaleme alınan yazının, “Daha güçlü, başarılı ve işlevsel bir yayın faaliyetine doğru” üst başlıklı ikinci bölümünde şöyle ifade ediliyor: “...Kızıl Bayrak’ın ideolojiden, programdan, politik çizgiden ve bunlardan ayrı düşünülemeyecek olan devrimci sosyalist değerler bütününden yana bir sorunu yoktur. Tam tersine, bu faktörler onun açık üstünlük alanlarını oluşturmaktadır ve bu üstünlük, devrimci bir yayın organının başarılı ve etkili olabilmesi için en öncelikli koşuldur. Fakat yine de tüm üstünlükler, başarılı bir yayın pratiğini kendiliğinden belirlemez ve Kızıl Bayrak’ın bu alanda, geçmişe göre epeyce sorunu geride bırakılmış olsa bile, bugün hala da önemli sorunları vardır.”

İlgili yazının devamında yayın cephesinin yetersizlik alanlarına vurgu yapılıyor. Bugün de güncelliğini koruyan bu belirlemeler, önümüzde aşılması gereken bir eşik olarak duruyor. Devrim mücadelesindeki tüm diğer araçlarda olduğu gibi, Kızıl Bayrak’ın da asıl misyonunu oynayabilmesi, doğrudan hedef kitlesine, işçi ve emekçilere seslenebilmesi ve ulaştırılmasıyla mümkündür.


Bir işçi gazetesinin en iyi örneği Pravda!

Sınıflar arası savaşımda sahne iki ezeli sınıfa kaldığından beri, tarih işçi sınıfına yol gösteren çeşitli yaşanmışlıklar bırakmıştır. Yeni Ekimler’in temsilcisi olan komünistler, bu nedenle Ekim Devrimi’ni yaratan Bolşevikler’in deneyimlerini rehber edinmişlerdir. Devrimci yayın faaliyeti için de dönüp bakılması gereken örneklerin başında Bolşevikler’in deneyimi gelmektedir. Haftalık olarak çıkan gazetemizin ve sürekliliği olan günlük sitemizin sınıflar mücadelesinde oynayacağı rol için, Bolşevikler tarafından çıkarılan yayınlara ve bu yayınlara atfedilen öneme vurgu yapılmasının gerisinde bu vardır.

Elbette o dönem Rusyası’ndaki sınıf çatışmalarının seyri şu anla aynı değildir. Ancak yine de bu deneyimler önemli fikirler vermekte, ön açıcı olmaktadır. 22 Nisan 1912’de ilk sayısı çıkarılan Bolşevik günlük gazete Pravda (Gerçek) örneği bu açıdan oldukça   önemlidir. (Yeni takvime göre 5 Mayıs ve bu tarih SSCB’de ‘’İşçi Basını Günü’’ olarak da kutlanmıştır) İşçilere maaş aldıkları gün “işçi gazetesi için bir Kapik” bağış yapması çağrısında bulunan Lenin’e göre bir işçi gazetesi “yalnızca kolektif bir propagandacı ve ajitatör değil, aynı zamanda da kolektif bir örgütçüdür de.” Pravda’nın ilk sayısında, işçileri muhabirliğe çağıran ve yazı yazmalarını isteyen, “Cesaretle işe atılın yeter” diyen bir yazının yer alması bu nedenle tesadüf değildir.

Geniş sınıf bölüklerinin Bolşevizm’e kazanılmasında Pravda’nın yeri tartışılmazdır. Çarlık rejiminin tüm baskılarına rağmen yayınlarını sürdürebilmesi, Pravda’ya sahip çıkan işçiler sayesindedir. İşçiler, Pravda’nın doğrudan dağıtımcısı olmalarının yanı sıra aynı zamanda onu finanse de etmişlerdir. O dönemde çıkarılan Menşevikler’in yayınlarına Menşevik dostu aydınların, liberal burjuvaların sınırsız katkısı olurken, Bolşevik yayınlar doğudan işçi ve emekçilerin katkılarıyla ayakta kalmıştır. Pravda’yı işçilerin bu kadar sahiplenmesinin gerisinde doğrudan sınıftan haberler veriyor olması, sınıf bilincini geliştirecek yazılar yayınlamasıdır. Pravda’nın her sayısında, işçilerin nasıl yaşadığını, onların kapitalistler tarafından, onların emrindeki fabrika yöneticileri ve ustabaşılar tarafından nasıl amansızca sömürüldüğünü, çeşitli baskı yöntemleriyle nasıl ezildiğini ve nasıl aşağılandığını anlatan çok sayıda işçi mektubu yayınlanmıştır. Kapitalistler böylece yaptıklarıyla suç üstü yakalanmışlardır. Yoksulluğun yarattığı çıkışsızlıkla intihar eden bir Rus işçisi, Pravda yoluyla düzenin teşhirine dönüştürülmüştür. Pravda’nın sayfaları, çeşitli fabrikalarda ve sanayi kollarında çalışan işçilerin sıkıntılarını ve taleplerini, bu talepler için nasıl mücadele edilmesi gerektiğini yazan haberlerle doludur. Grev haberlerine ve işçileri bu grevlerle dayanışmaya çağıran yazılara öncelik verilmiştir. Bu çağrılara kulak veren işçiler, çok az ücret almalarına rağmen dayanışma fonlarına önemli bağışlarda bulunmuşlardır. Böylece işçilerde sınıf bilinci de gelişmiştir.

Pravda’nın ilgi alanı
Ancak yine de Pravda’nın yayın çizgisinde sadece işçi sınıfının yaşadığı sorunlar yoktur. Dönemin bir diğer önemli sosyal katmanı olan yoksul köylüler de Pravda’da kendilerine yer bulabilmiştir. Pravda’da köylü yaşamı, köylülüğün çektiği açlık, çiftlik sahipleri, feodal beyler tarafından nasıl sömürüldükleri de işlenmiştir. Bir takım reformlar yoluyla köylülerin en iyi topraklarının nasıl çiftlik sahibi kulaklar tarafından talan edildiği anlatılmıştır. Pravda, işçi sınıfına en önemli müttefikinin yoksul Rus köylüsü olduğunu söylemiştir.

Pravda, devrimde ısrarın gerçeği
İşçi sınıfını devrim yolundan saptırmaya çalışan Menşevikler’in gerçek amacı Pravda ile teşhir edilmiştir. İşçi sınıfının ve yoksul köylülerin öfkesini yaşadıkları sefaletin sorumlusu olanlara çevirmelerine engel olmaya çalışan Menşevikler’in, ‘kısmi demokratik haklar için mücadele etmekle yetinin’, ‘Çarlık hükümetine dilekçe sunun’ diyen çağrıların ne anlama geldiği Pravda yoluyla büyük bir ısrarla anlatılmıştır. Bolşevikler, işçileri, tüm bu çağrıların burjuvazinin yararına olduğu konusunda uyarmıştır. İşçilerin köylüleri kendi safına çektiğinde çarlığın mutlaka yenileceği, bu nedenle Menşeviklere kulak verilmemesi gerektiği söylenmiştir. O dönemlerde Bolşevikler’e ‘Pravdacılar’ denilerek hitap edilmesinin gerisinde bu bütünleşme bulunmaktadır. Ayrıca döneme dair değerlendirmelerde Ekim Devrimi’ni gerçekleştiren işçi kuşağının Pravda tarafından yetiştirildiği söylenmektedir.

Gölgesinde geçmişle avunma, elinde dalgalandır!
Her yanıyla çürüyen ve çürüten bu düzen, işçi ve emekçileri yoksulluğa, gençleri geleceksizliğe, kadınları her bakımdan sömürüye ve köleliğe mahkum ederken, ezilen ulusların haklı taleplerini inkar etmekte ve onlara zulmün her türlüsünü reva görmektedir. Servet ve sefalet arasındaki uçurumu büyütenler, işçi ve emekçilerin sırtından saltanat sürenler, bunun karşılığında insanlığı kapitalist sistemin tüm yıkıcı sonuçlarıyla baş başa bırakmaktadır. Kapitalist-emperyalist sistem, mazlum halkları yalnızca haksız savaşlarda, işgallerde katletmemekte, aynı zamanda insanlığı açlıktan öldürmektedir. Doğanın talanı ile tabiat yok edilmekte, dünya çevresel felaketlere sürüklenmektedir.

Tüm bu gerçekler yaşamımızın bir parçası olmuşken sistem, “bir damla temiz su için” bile devrim ve sosyalizmin şart olduğunu söyleyen sınıf devrimcilerini “kışkırtıcılıkla” suçlayabilmekte, bu nedenle yok etmeye çalışmaktadır. Düzen tüm kurumlarıyla bu gerçeği gözlerden saklamaya, sebebi olduğu sınıfsal eşitsizlikleri gözlerden saklamaya çalışmaktadır. İşçi ve emekçilere “düzen içi” çözümler sunanlar da bilerek ya da bilmeyerek buna ortak olmaktadırlar.

Tam da bu noktada Kızıl Bayrak, işçi ve emekçileri, tüm eşitsizliklerin kaynağı olan bu düzene karşı “kışkırtmayı” kendine görev edinmiştir. İnsanlık, ya halihazırda Filistin’de tanık olduğumuz gibi saat başı çocuk öldürülmesine alışacaktır ya da yaşananlar karşısında öfke duyacaktır. Kızıl Bayrak “sınıfa karşı sınıf” diyerek bu ve benzeri öfkeleri doğru sınıfsal zeminde örgütlemeye çalışmaktadır.

20. yıl vesilesiyle yapılan hatırlatma görevlerimize, sorumluluklarımıza işaret etmek içindir. Gazetemizin işçi ve emekçilere ulaştırılma görevi, belirli gün ve saatlerde yapılacak gazete satışlarıyla sınırlı değildir. Yanı sıra gazetemizin her yönüyle beslenebilmesi, düzenli yazı katkılarının sunulması da bu görevler arasındadır. Tüm bunlardan ötürü gazetemize daha fazla sahip çıkmamız gerekmektedir. Gazetemizin sayfaları ve günlük sitemiz işçilerden, emekçilerden gelecek yazıları, haberleri beklemektedir. Emekçi kadınların, ezilen ulusların haklı istemlerini, doğanın talanını, devrimci sanatın ışığını gazetemizin sayfalarına daha fazla kalemden taşımalıyız.

Bununla birlikte en yakınlarımızdan başlayarak çevremizdeki tüm emekçilerin gazetemizin potansiyel okuru olduğunu unutmamalı, medya patronlarının kâr amaçlı yatırım yaptığı burjuva gazetelerine inat, işçi ve emekçilerin ayakta tuttuğu bir gazeteyi, tarihte Bolşevik yayınların yanına yazmalıyız.

Geride bıraktığımız yıllarda, gazetemiz her zorlu günün 20 yıl gibi uzun geçtiği zamanları yazdı. Önümüzde ise 20 yıla sığacak günler bizi beklemektedir.

Kızıl Bayrak





Bu ileti en son proleter tarafından 03.08.2014- 11:13 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör DİSK: 1 Mayıs'ta Taksim Bizi Bekliyor solcu 1 3763 04.04.2014- 12:15
Konu Klasör TKP 100 yaşında: Güzel günler göreceğiz! melnur 13 5858 19.09.2021- 03:55
Konu Klasör Sol komünizm: Zor günler, zor satırlar... melnur 0 1567 07.07.2020- 08:01
Konu Klasör 'Vurulduk ey halkım unutma bizi' munzur 2 3915 12.10.2015- 12:01
Konu Klasör Demirtaş: Biz PKK'yi temsil etmiyoruz, PKK de bizi dayanışma 2 4112 29.09.2015- 20:43
Etiketler   yıla,   sığacak,   günler,   bizi,   bekliyor
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS