SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Seçimde oyum Erdoğan karşıtlığına olacak.           (gösterim sayısı: 12.297)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 05.08.2014- 18:44


Bir kaç gün içinde önümüze sandık koyulacak ve bu ülkeye beş yıl için bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Üç adayımız var. Erdoğan, İhsanoğlu ve Demirtaş. CHP ve MHP ortak aday çıkarmışlar ve bu aday toplamda irili ufaklı 13 parti tarafından destekleniyor. Erdoğan'ın ne, kim olduğu ortada. Kürt hareketinin adayı ise Selahattin Demirtaş. İlginç bir seçim olacak; özellikle solun, sosyalistlerin ne yapması gerektiği ise net değil. Ne yapmalı, bu seçimde sol nasıl bir tavır almalı?

Bu sorunun yanıtını aramadan önce, mevcut duruma da bakmakta yarar var. CHP'nin Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir adayı göstermiş olması solun bir kesiminde ''hayal kırıklığı'' yaratmış olmasına karşın, bir kesiminde ise ''memnuniyetle'' karşılanmıştır. Hayal kırıklığı yaratmıştır, çünkü daha düne kadar her seçimde CHP'ye oy veren kesimler bu kez ''İslamcı bir gelenekten gelen sağcı bir adayı nasıl açıkça destekleyebiliriz?'' sorusunun baskısı altında kalmışlardır. Memnuniyetle karşılanmıştır, çünkü, ''CHP gerçek yüzünü göstermiş'' ve adaydan memnun olmayanları kürt ulusal hareketinin adayı Demirtaş'a yönlendirme olanağı ortaya çıkmıştır. Aradan geçen süre bu dalgalanmanın bir ölçüde durulmasını da sağlamıştır. Özellikle HDP'nin Ekmeleddin ihsanoğlu'ndan memnun olmayan sol kesimle ortak aday gösterme görüşmelerinde de facto bir tutum alması, Demirtaş'ın yeniden ''kürt aday'' olarak ortada kalmasına yol açmıştır. İkinci tura kalamayacağı belli olan Demirtaş'ın yine de kendi oyu olan yüzde 6.5ların biraz üstünde oy alabileceği ve seçimin ilk turunda kürt oylarını kendi adaylığında konsolide edeceği söylenebilir.

TKP'nin bölünmesiyle ortaya çıkan KP ve HTKP'nin her ikisinin birden''boykot'' kararı almasını doğru bulmuyorum. Böyle bir kararın kolaycılık olduğunu ve bu koşullarda boykotun işlevsel bir eylem türü olmadığını, böyle bir karar alınmasında Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin TKP'nin kendi iç sorunlarıyla boğuştuğu bir döneme denk gelmesinin de payı olduğunu düşünüyorum. KP ve HTKP bu süreçte adayların da etkisiyle seçimin bir çözüm olmadığını altını çizmenin ve öne çıkarmanın sosyalizm mücadelesi açısından daha yararlı görmüş olabilir ve örgütsel kararlarını bu saikle almış da olabilirler. Saygı duymakla birlikte katılmıyorum.

Özellikle sanalda boykot kararının yanlış olduğunu söyleyenler var. Demirtaş'ı destekleyeceklerini söylüyorlar. Peki ya ikinci turda ne olacak? ''Birinci turda boykot yanış, ikinci turda düşünebiliriz'' mi denecek? Bunun cevabı henüz yok. O zaman belki, ''ikisi de aynı'' gerekçesinin ardına saklanırlar. O zaman alacakları boykot kararını bir şekilde gerekçelendirirler. KP ve HTKP'ye saygı duyuyorum demiştim, bu ilkesizliğin ise saygı duyulacalk bir yanı yok. Klasik kuyrukçu tavrı! ''Kürt hareketi ne karar alırsa ben onu yaparım'' tavrı. Bugüne kadarki tavırlarından farklı bir tavır değil.

Peki ne yapmalı?

Uzun zamandır şunu söylemeye çalışıyorum; Türkiye'de sosyalistler sosyalist bir öznenin güçlenmesi yönünde çaba harcamalı, örgütlenmeye çalışmalı ve sosyalizmin sesini kitlelere duyurmaya çalışmanın öncülüğünü yapmalı.Genel, yerel veya Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağlı olmaksızın her koşulda böyle bir siyasi misyon sosyalistlerin asla vazgeçemeyecekleri bir tavır-ilke olmalıdır.Seçim dönemlerinin geniş kitlelerin politizasyonlarının arttığı dönemler olarak değerlendirdiğimizde, bu dönemlerde sosyalizmin sesinin geniş kitlelere duyurulması konusunun daha da önem kazandığı söylenebilir. Bu cumhurbaşkanlığı seçimi de bu açıdan hem burjuva demokrasilerinde seçimlerin, diktatörlüğün gerici ve baskıcı özünü ortaya çıkarmanın ve kitlelere anlatabilmenin bir aracı olarak değerlendirilebilir diye düşünüyorum. (KP ve HTKP'nin boykot kararı bu saptama ile doğrudan ilişkili.)

Bu kadar değil elbet. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin solcular ve sosyalistler için bir başka önemli yanı daha var: O da Erdoğan'ın adaylardan biri oluşu, Erdoğan'ın köşke en yakın aday durumunda olmasıdır. Sol bu konuyu görmezlikten gelebilir mi?

Bilerek veya bilmeden şu hatayı yapıyor, Erdoğan ve AKP'yi sıradan bir burjuva partisi ve lideri olarak görmeye ve göstermeye çalışıyoruz. Değerlendirmelerimiz çoğu kez böyle.Oysa Erdoğan ve AKP'nin farklı bir lider ve parti olduğunu AKP'nin 12-13 yıllık iktidarında yaptıklarıyla, Cumhuriyet kazanımlarına, laikliğe, işçi sınıfına düşman bir parti olduğunu,burjuva demokrasilerinin işleyiş biçimlerinin bile uzağında olan, sandık diktatörlüğünü savunan, seçimlerden sonra bunu uygulayan, gerici, dinci, faşist bir yapının kurulması için her türlü olanağı kullanan, yetmedi, giderek tek adam diktatörlüğünü pekiştirme yolunda adımlar atan, Erdoğan'ın açık seçik dillendirdiği gibi Cumhubaşkanı olduğunda ''oturmayan bir başkan'' olacağını deklare eden biri, bir diktatör heveslisi. Bir solcunun, bir sosyalistin böyle bir gerçeği görmezlikten gelebilme   lüksü olabilir mi? Böyle bir süreci önemsizleştiren, Erdoğan ve AKP gerçeğini görmezlikten gelmeyi seçen birinin solcu sosyalist olabilmesi mümkün müdür? Hiç kimse kendini kandırmaya çalışmamalı,
nasıl gerekçeler üretirseniz üretin Erdoğan ve AKP sıradan bir burjuva partisi ve lideri değildir. Erdoğan ve AKP'yi mücadelesinin bir unsuru haline getirmeyen birinin solculuğunu ciddiye alabilmek mümkün değildir. Daha önemlisi, Erdoğan ve AKP'yi görmezlikten gelmeyi seçmiş birinin solcuğunu ciddiye alabilmek de mümkün değildir.

Sosyalistler sınıf mücadelesinden yana olmalıdır, sosyalistler Erdoğan ve AKP'ye ''dur'' diyecek siyasetler üretebilmelidir-üretmelidir. Bu ikisi birbirine karşıt yönelimler değildir, tam tersine bugünün koşullarında birbirini tamamlayan unsurlardır.Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir sosyalist(örgüt-parti) için önemi de burada yatmaktadır. Gönül isterdi ki, Erdoğan'ın aday olduğu her seçimi Erdoğan'ın adaylığı üzerinden meşruiyet sorunu haline dönüştürmek mümkün olsun ve bunu geniş yığınlarla birlikte uygulamaya koyabilelim. Ne yazık ki, solun toplumsal alandaki gücü bunu etkin bir biçimde   sağlamaya yeterli gelmiyor.

Uzatmayalım, sosyalizm konusunda tavrım belli, Cumhurbaşkanlığı konusundaki tavrım da Erdoğan-AKP karşıtlığı üzerinedir. Seçimin birinci, olmazsa ikinci turunda Erdoğan'ın karşısındaki en güçlü adaya oyumu vereceğim. Ne birinci ve ne de ikinci turda boykot yapmayacağım. Adayların hiç birinin sola alan açıcı bir yanı bulunmuyor. Bu seçim öyle bir seçim de değil. Adayların kim oldukları da bir yerden sonra önemli değil. Bu seçim bir anlamda Erdoğan için referandum niteliği de taşıyor. Erdoğan'dan yana mısınız, yoksa karşısında mı? Gerici faşist diktatörlüğün liderini Cumhuriyet Türkiye'sinin en başına oturtmalı mıyız, oturtmamalı mıyız? Tek adam diktatörlüğüne onay verecek miyiz, vermeyecek miyiz?

Erdoğan'ın karşısında konumlanarak seçimlere katılmak, bu seçim sonrasında Erdoğan kaybetse dahi, hiç bir şeyin değişmeyeceğinin bilincinde olmamak anlamına gelmiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmak ve Erdoğan karşısında konumlanmak, aslolanın sınıf mücadelesi olduğu gerçeğini de değiştirmiyor. Sosyalist saflarda sınıf mücadelesi içinde olmak bu seçimde Erdoğan karşıtı bir pozisyon almama da engel olmamalı!

Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyum Erdoğan'ın karşısındaki en güçlü adaya olacak!













Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 06.08.2014- 09:28


Seçim büyük ihtimalle Tayyip Erdoğan'ın kazanmasıyla sonuçlanacak. Erdoğan seçimi ne kadar fazla oy oranıyla kazanırsa kendisini o kadar güçlü hissedecek ve sistemin daha da otoriter bir yapıya dönüştürülmesi konusunda elini güçlendirmiş olacak. Bu neden bile seçimde Erdoğan karşıtı bir pozisyon alınmasını gerekli kılıyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 06.08.2014- 11:17


Kim kimi destekliyor, kim boykot ediyor

Resim Ekleme

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine sayılı günler kaldı. Siyasi partilere ve dergi çevrelerine bakıldığında bir grup Ekmeleddin İhsanoğlu, bir grup Selahattin Demirtaş, bir grup da boykot diyor. Bunların dışında bir de ne bir adaya destek ne de boykot diyenlar var.

İşte başta sol cenah olmak üzere genel son durum:

EKMELEDDİN İHSANOĞLU DİYENLER:

Başında Turgut Koçak'ın bulunduğu TSİP (Türkiye Sosyalist İşçi Partisi) ve Celal Özcan'ın başkanı olduğu Dev-Par (Devrimci Halk Partisi) Ekmeleddin İhsanoğlu'na desteğini açıkladı. Hikmet Kıvılcımlı geleneğini sürdürdüğünü belirten Dev-Par, 3 yıl önce Talat Aydemir'le birlikte ihtilal girişimi başarısızlıkla sonuçlanınca idam edilen Süvari Binbaşı Fethi Gürcan'ın oğlu Ömer Gürcan önderliğinde kurulmuştu.

Bu partiler dışında BTP, BBP, DP, DSP, DYP, HAP (Hak ve Adalet Partisi), Kadın Partisi, LDP, Türk Parti (Toplumsal Uzlaşma Reform ve Kalkınma Partisi) de destek veriyor.

SELAHATTİN DEMİRTAŞ DİYENLER:

Eski genel başkanı Levent Tüzel BDP desteğiyle bağımsız milletvekili seçilen EMEP (Emek Partisi) Demirtaş'a oy vereceğini açıkladı. HDP bileşenleri arasında yer alan parti kısa bir süre önce "BDP'yi eleştirip HDP ittifak partisi olmalıdır" diyerek bu yapıdan ayrılmıştı.

"Yetmez ama evetçi"ler Demirtaş diyor. Şenol Karakaş'ın başkanı olduğu DSİP (Devrimci Sosyalist İşçi Partisi) ve eş sözcülüğünü Sevil Turan ve Naci Sönmez'in yaptığı YSGP (Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi) Demirtaş'ı destekliyor.

Yine geçen yıl Sevim Belli'nin başkanı olduğu Sosyalist Parti (SP) ile Sosyalist Gelecek Parti Hareketi (SGPH) ve Sosyalist Birlik Hareketi (SBH)'nin birleşmesiyle kurulan ve eş başkanlığını Necla Kurul ve Tuncay Yılmaz'ın yaptığı SYKP (Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi), genel başkanı Figen Yüksekdağ bir süre önce HDP eş başkanı seçilen ESP (Ezilenlerin Sosyalist Partisi) de Demirtaş diyenlerden.

Sungur Savran'ın başında olduğu Troçkist DİP (Devrimci İşçi Partisi), ÖDP'den ayrılan 'Hareket' grubunun 2004'de kurduğu ve Sibel Uzun ile Hakan Öztürk'ün liderliğini yaptığı EHP-Emekçi Hareket Partisi (Başlangıçta SDP'nin kuruluşuna katılıp daha sonra ayrıldı),

ÖDP içerisindeki Kurtuluşçular tarafından 2002'de kurulan, ilk başkanlığını İHD eski başkanı Akın Birdal'ın yaptığı, Rıdvan Turan'ın başındaki SDP (Sosyalist Demokrasi Partisi).

Demirtaş'ı destekleyenler arasındaki diğer bir isim ise Demokratik Bölgeler Partisi (DBP). Emine Ayna ile Kamuran Yüksek'in eşbaşkanı olduğu bu parti Temmuz ayındaki kongrede ismini değiştiren BDP.

Ürün dergisi çevresi tarafından Şubat 2012'de kurulan TKP 1920 ve Nisan 2011'de Stockholm'de Asuri, Süryani ve Keldani Demokratik İnsiyatifi adlı grup tarafından kurulan ve Yaşar Küçükaslan'ın başında olduğu MDDP (Mezopotamya Demokratik Değişim Partisi) Demirtaş dedi.

Bu partiler dışında İşçi Mücadele Derneği, Kaldıraç, Köz, Türkiye Gerçeği, TÖPG (Toplumsal Özgürlük Partisi Girişimi), Uluslararası İşçi Dayanışma Derneği ve SODAP da Demirtaş'a destek veriyor.

BOYKOT DİYENLER:

Geçtiğimizi günlerde TKP'nin ikiye bölünmesiyle ortaya çıkan iki partiden başında Aydemir Güler'in bulunduğu KP (Komünist Parti) ve Erkan Baş'ın liderliğini yaptığı HTKP (Halkın Türkiye Komünist Partisi) boykot açıklaması yaptı.

Kot taşlama işçilerinin yakalandığı slikozis hastalığına karşı verdiği mücadeleyle adını duyuran, sonradan Numan Kurtulmuş'un yardımcısı olarak Has Partisi'ye geçen Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan'ın kurduğu ve şu anda Şadi Ozansü'nün başkanı olduğu İKP (İşçi Kardeşliği Partisi), Hikmet Kıvılcımlı geleneğinden olan ve başkanlığını Nurullah Ankut'un yaptığı HKP (Halkın Kurtuluş Partisi), Kemal Burkay'ın yurtdışından geldikten sonra başkanlığına geçtiği, Kürt meselesinde federasyon yanlısı Hak-Par (Hak ve Özgürlükler Partisi) seçimi boykot ediyor.

Saadet Partisi de iki hafta önce boykot kararı aldı.

Partiler dışında BDSP, DHF, Devrimci Hareket dergisi, Devrimci Anarşist Faaliyet, Halk Cephesi, Odak dergisi, Mücadele Birliği, Partizan, Sürekli Devrim Hareketi, Marksist Tutum, Proleter Devrimci Duruş dergisi de boykot diyor.

Tayyip Erdoğan Diyenler:

AKP dışında ANAP da Erdoğan diyor.

Ne bir adaya destek ne de boykot diyenler:

ÖDP (Özgürlük ve Dayanışma Partisi) ve Halkevleri aday ismi de vermedi, boykot kararı da almadı. ÖDP parti meclisi bu kararı alırken eş başkanlar Alper Taş ve Bilge Seçkin Çetinkaya ise bireysel olarak Selahattin Demirtaş'a oy vereceklerini açıkladılar.

İşçi Partisi de hafta sonu MKK toplantısında aldığı karar doğrultusunda Tayyip Erdoğan'a ve Demirtaş'a oy yok" kararını verdi.

Şenol Çarık



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 06.08.2014- 21:32


Tayyip Erdoğan'ın ilk turda seçileceğine ilişkin bir algı var ortada. Ben de öyle düşünüyorum. CHP ve MHP'nin oylarında fire oluşacağı, İhsanoğlu'nun bu kesimlerde bir heyecan yaratmayı başaramadı. Aksi olursa ne olur? CHP ve MHP fire vermezse Tayyip Erdoğan'ın ilk turda seçilmesi zora girer. İkinci tura kalması durumunda Ekmeleddin İhsanoğlu'nun daha şanslı olabileceği yabana atılmamalı.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 07.08.2014- 10:14


Seçimi kaybetmiş ve yenilgi tatmış bir Erdoğan'ı televizyonda izlemek hoşunuza gitmez mi? Sadece bu yüzden bile İhsanoğlu'na oy vermek gerekiyor diyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 07.08.2014- 21:29


KP ve HTKP ısrarla boykot çağrısı yapmaya devam ediyorlar. Sadece onlar da değil. Halk Cephesi dahil solun bir kesimi de seçimlerin boykot edilmesi yönünde çalışma yapıyorlar. Burada boykotun yanlış bir karar olduğunu söylerken, boykotçuları boykot almaya götüren gerekçelerin yanlış bulduğumu söylemek istemiyorum. Bu gerekçelerin hepsine katılıyorum, Haziran Direnişi'nin seçimlerle sönümlenmesinin doğru olmadığını da söylüyorum. Erdoğan'ı yenilgiye götürecek sürecin sokak olduğunun da altını çizmeye çalışıyorum. Hangi gerekçelerle olursa olsun, sandığa giderken, bütün bunları yadsımak da doğru değildir. Türkiye'nin kurtuluş yolu ne Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden geçiyor, ne de önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlerden.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 09.08.2014- 06:29


KP ve HTKP yöneticileri kariyerist eğilimleri nedeniyle bölünmekle sosyalizme ihanet etmişlerdir. Kendi aralarında bile birliği sağlayamayanların kalkıp seçimler için söylediklerinin etkili olacağını sanmıyorum. Genel seçmen kitlesi üzerinde etkili olamayacağı gibi, kendi sempatizan çevrelerinde de etkili olamaz. Esasen bu tavrı yalnızca KP ve HTKP de koymuyor. Sosyalist geçinen diğer örgütlenmelerin de tavrı buna yakın. En azından net birşey söylemiyorlar. Burada korkaklığın da rolü var. Aman bize CHP kuyrukçusu derler, diğer fraksiyonlar karşısında geri kalırız, hızlı sosyalistliğimize halel gelir v.b. korkusu var. İşte kitlelerden kopma da tam bu noktada başlıyor. Vay efendim Gezi olaylarının lokomotifi olamadık. Olamazsın tabii. Gezi olayları düzen karşıtı kalkışma değil, Tayyip karşıtı kalkışmaydı. Onun despot tavrına, tek adam yönetimine, kent ortasında kalmış, doğayla başbaşa kalmak isteyen, hava almak isteyen yoksul insanların, işsizlerin, sokak çocuklarının sığındığı bir avuç yeşil alanı bile katlederek, yerine Osmanlı dönemindeki gericiliğin topçu kışlasını yapmaya kalkması, aslında bunu da ticarete dökerek, günümüzün karhaneleri olan AVM modeli ile karışık yapması ve arada komisyonları götürmesine karşı ayaklanmaydı. Bunu göremezsen yaya kalırsın. Bunun öncülüğünü yapmış olsaydın, bu kitlesel kalkışmayı, ileride düzen karşıtı kalkışmaya da dönüştürebilirdin.

Tayyip'in önünü kesmek şarttır. Durum pek umutlu görünmüyor ama, yine de denemek gerekiyor. Ülke giderek koyu bir diktatörlüğün, İslamcı-gerici faşist bir diktatörlüğün pençesine düşüyor. Bölgede kanlı çatışmalara bulaşmasına da ramak kalmıştır. Türkiye'ye bulaşmasa bile, bölgedeki diğer ülkelerin insanlarına yazıktır. Tayyip sayesinde son aylarda ülkeyi dolduran, sokaklarda dilenen, toplumdan dışlanan, vatanından koparılmış gariban Suriyelilere bakın. Yazık değil mi bu insanlara? Nerede kaldı enternasyonalizm? Yeni Osmanlı olacağız derdindeki bu İslamofaşist ve mezhepçi klik tüm bölgeyi kana boğan, El Nusra ve IŞİD gibi vahşet örgütlerinin yaratılmasında büyük rol oynamıştır. Ülkeyi de mezhep kavgasına sürüklüyorlar. Gazze'deki katliamlardan da sorumludurlar. Bunu da görmek gerekiyor.

Bazılarının görmek istemediği birşey daha var. Türkiye tarihinin en büyük hırsızlıkları, yolsuzlukları yaşanıyor. Ortada milyarlarca dolar dönüyor. Bu kadar servete sahip adamları siyaset sahnesinde yenmek de zordur. Çünkü günümüz toplum düzeni paranın düzenidir. Çevrenize bakın, adamın zaten kazanması beklenen seçimlere bile yatırdığı paraya bakın. Buna demokrasi demek için utanmaz olmak gerekir. Bütün medyayı ele geçirdi. Ama adam yalnızca papağanı olan bu medya yazsın, söylesin diye siyaset de yapmıyor, çevirdiği reklam filmlerine bakın. Sanki ciklet reklamı yapıyor, gazoz reklamı yapıyor. Böyle siyaset mi olur? Durum böyleyken "bütün adaylar aynı" demek aymazlıktır.




Bu ileti en son yorum2006 tarafından 09.08.2014- 06:40 tarihinde, toplamda 4 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 09.08.2014- 10:55


Alıntı Çizelgesi: ayhan yazmış

Seçimi kaybetmiş ve yenilgi tatmış bir Erdoğan'ı televizyonda izlemek hoşunuza gitmez mi? Sadece bu yüzden bile İhsanoğlu'na oy vermek gerekiyor diyorum.



bu olamayacağına göre, artık "seçimi kaybetmiş ve yenilgi almış bir" kılıçdaroğlu ve bahçeli ile yetinmeniz gerekecek. onları televizyonda izlemek de eğlenceli olabilir. :)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 09.08.2014- 17:25


Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

Alıntı Çizelgesi: ayhan yazmış

Seçimi kaybetmiş ve yenilgi tatmış bir Erdoğan'ı televizyonda izlemek hoşunuza gitmez mi? Sadece bu yüzden bile İhsanoğlu'na oy vermek gerekiyor diyorum.



bu olamayacağına göre, artık "seçimi kaybetmiş ve yenilgi almış bir" kılıçdaroğlu ve bahçeli ile yetinmeniz gerekecek. onları televizyonda izlemek de eğlenceli olabilir. :)



ne olursa olsun, erdoğan'ın seçilmesi gerek der gibisin.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Erdoğan'a Açım Diye Bağıran Adam ve Erdoğan'ın Tavrı ocen45 0 1889 14.02.2020- 09:39
Konu Klasör Seçimde...ne yapmalı? melnur 2 1473 27.02.2022- 08:03
Konu Klasör Oyum CHP'ye, Sarıgül'e ayhan 4 5269 25.03.2014- 13:16
Konu Klasör Oyum komünistlere, CHP veya HDP'ye değil. melnur 3 3987 07.06.2015- 03:24
Konu Klasör Demirtaş: Sayın Kılıçdaroğlu, benim oyum sizedir... melnur 2 365 27.05.2023- 03:31
Etiketler   Seçimde,   oyum,   Erdoğan,   karşıtlığına,   olacak.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS