Konu Tarihi: 14.08.2014- 17:40

---

Pusula'da bu hafta: Alametler belirdi...

Haftalık olarak yayımlanacak Pusula bölümünde bu hafta, İleri'nin önündeki olanaklar ve nasıl bir ihtiyacın sonucu olarak ortaya çıktığı ele alınıyor.

 

Her dönem, kendi ihtiyaçlarını yaratarak doğar. Hatta denebilir ki, ortaya çıkan ve kendisini dayatan ihtiyaçlar, açılmakta olan dönemin işaretleri olarak değerlendirebilir.

Türkiye’ye baktığımızda gördüğümüz manzara da yukarıda tarif edildiği gibidir.

Ülkemizin içinden geçtiği koşullar, bir yandan hızla karşılanması gereken ihtiyaçları önümüze getirirken, bir yandan da açılmakta olan dönemin işaretlerini vermektedir.

Uzun tartışmalara girmek için yerimiz ve zamanımız olacak. Şimdilik, Türkiye’de eşitlik ve özgürlük arayışının, solun ve sosyalizm düşüncesinin yıllardır mahkum olduğu etkisizlikten kurtulabilmesi, önündeki eşiği aşarak toplumsal bir güç haline gelebilmesi yönünde işaretlerin kendisini gösterdiğini söylemekle yetinebiliriz.

Ve bu işaretleri, aynı zamanda, karşılanması gereken ihtiyaçlar olarak anlıyoruz. Türkiye’nin kurtuluşunun eşitlik ve özgürlük mücadelesinin başarısına bağlı olduğu gerçeğini, önümüzde solun ve sosyalizmin toplumsallaşması görevinin bulunduğu bilinciyle birlikte düşünüyoruz. İşaretleri ve ihtiyaçları, olanakları ve görevleri tek bir bütün olarak değerlendiriyoruz.

Bu bütünlüğün korunmasının ve güçlendirilmesinin, siyasette ve toplumda olduğu kadar, yayıncılık alanında da ertelenemez bir başlık olduğu açıktır.

İleri, bu ihtiyacı karşılamak, bu görevi başarmak iddiasıyla yola çıkıyor.

İleri, haberciliğini meslek ilkelerinin yanı sıra, siyasal ve toplumsal misyonuyla da bir araya getiren yeni bir mecra olmayı hedefliyor.

Siyasal ve toplumsal mücadelelerin etkisinin ve şiddetinin arttığı bir dönemde, halkın haber alma hakkının savunulması ve hayata geçirilmesi, halktan gizlenen gerçeklerin açığa çıkarılması, gazeteciliği istila eden sermaye egemenliğinin, yalan ve iftiralara boğulmuş kara propaganda mekanizmasının, siyasal iktidarın basına karşı yürüttüğü imha operasyonlarının ve bir utanç kaynağı haline gelen yandaş medya saldırılarının teşhir edilmesi, en önemli ve acil görevlerden biri haline gelmiştir.

Ertelenemeyeceğini düşündüğümüz görev, hızla karşılanması gereken ihtiyaç, budur.

Büyük usta Nazım’ın dediği gibi, alametler belirdi...

O halde bize düşen, yola koyulmak, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin, emekçi halkımızın, büyük insanlığın sesi olmaktır.

İleri yola böyle çıkıyor, yolunu kendi emeğiyle açıyor.

Yolumuz açık, önümüz aydınlık.

Vakit bir adım ileri çıkma vaktidir...