SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Birlikte mücadele edersek Erdoğan’ın kazanma şansı y           (gösterim sayısı: 3.345)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: dayanışma
Konu Tarihi: 10.09.2014- 17:36



Birlikte mücadele edersek Erdoğan’ın kazanma şansı yok


İzmir’in Gültepe semtinde, Nihat Aydın Kültür ve Dayanışma Evi ile Kars Demokrat Dernekler Federasyonu’nun ortaklaşa düzenlediği söyleşiye katılan Oğuzhan Müftüoğlu 12 Eylül’den bugüne yaşananları yorumladı. Müftüoğlu, son dönemde gündeme gelen ve merak edilen sol muhalefet güçleri arasındaki birliktelik çabalarına da değindi.

‘AKP Darbenin Ürünü’
Konuşmasına AKP iktidarının 12 Eylül'e dayanan bir sürecin sonunda bugünkü iktidarı ele geçirebildiğini söyleyerek başlayan Müftüoğlu, Erdoğan ve şürekasının   hep zulüm gördüklerini, geçmişte mağdur olduklarını iddia etmelerine karşın, gerçekte sağ kesimin ne 12 Eylül ne de 12 Mart döneminde hiç bir baskı görmediğini, tam tersine askeri darbe dönemlerinde sağcıların ve dinciliğin desteklendiğini, bu sayede bu günlere gelindiğini anlattı.

Müftüoğlu, AKP’nin kademe kademe hayata geçirilen küreselleşme projesinin ülkemizdeki son halkası olduğunu ifade ederken, son dönemde bölgede yaşanan emperyalist müdahalelerin taşeronluğunun da bu iktidarca yürütüldüğünü şu sözlerle açıkladı: ‘Küreselleşme düzeni; kapitalizmin, dünya çapında büyük sermaye kesimlerinin sömürü alanlarının daralması nedeniyle, içine düştükleri krizden kurtulmak için öne sürdükleri bir düzendir. Emekçi kesimin kazanımı olan bütün hakların, bütün kamusal alanların sermayenin sömürü alanına dönüştürülmesi anlamına gelen neo-liberal politikaların devreye sokulmasıdır. Bu 12 Eylül'den sonra başlayan bir süreç. Önce Özal hükümetini, sonra Demirel’li, Çiller’li koalisyonları iktidara getirdiler. Kademe kademe bunlar uygulandı. Dindarlık ve Müslümanlık adına hareket ettiklerini iddia eden AKP’nin   politikalarının iç yüzü budur. Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı olarak iktidara getirilen bu iktidar sahipleri Irak'ta yapılan müdahalelerin, Suriye'de öldürülen milyonlarca insanın, IŞİD’in katliamlarının da sorumlusudurlar.

“Hırsızlığın Hukuki Zemini; 2010 Referandumu’
Müftüoğlu, ülkenin çok karanlık bir geleceğe doğru sürüklendiğini, Tayyip Erdoğan’ın anti demokratik bir seçim oldu bittisiyle Cumhurbaşkanı seçilmesinin Türkiye’nin geleceği açısından önemli bir kırılma noktası olduğunu anlatarak, bu konuda devrimcilere ve sol hareketlere çok önemli görevler düştüğünü söyledi ve konuşmasına şöyle devam etti. ‘17 Aralık'ta bunların bütün kirli çamaşırları ortaya döküldü ama onları destekleyenler   ‘Başbakanımız çalışıyor, bunu hak ediyor, zaten Müslüman adam’ diyerek azalarak da olsa desteklemeye devam ediyor. Erdoğan’ın kendisi de aslında yolsuzluklarını yalanlayamıyor. Çalmadım, yapmadım gibi bir söylemi yok. Eğer para devletin kasasından çıkmamışsa yolsuzluk sayılmaz diyor. Bakanlarımla konuşmalarımı dinlediler diyerek bir bakıma her şeyi itiraf ediyor.’

‘İnsanlar AKP’den Korktuğu İçin CHP’ye Oy Veriyor’

Müftüoğlu bu gelişmeler karşısında CHP’nin tavrını ve cumhurbaşkanlığı seçimindeki politikasını da şu sözlerle değerlendirdi: ‘CHP uzun süreden beri var olan düzene karşı muhalefeti değil, eski cumhuriyeti ve onun ilkelerini koruma siyaseti güdüyor. 70 yıla yakın Türkiye’yi sağ partiler idare etti, bunların yaptıkları ortada duruyor, halk eski düzenden de devletten de şikayetçi   ama CHP yeni bir politika koymak yerine eski devleti korumaya çalışıyor. Bu yüzden CHP uzun bir süredir muhafazakar, tutucu bir parti haline geldi. Bütün sosyal demokrat hareketler, kendi solunda güçlü bir sol-devrimci hareket yoksa sağa kayarlar. CHP’nin içinde olduğu durum da budur. Temel sorun CHP’nin kendi solunda güçlü sol bir hareketin, devrimci hareketin çekim gücünün olmamasıdır. Bizim birleşik muhalefet hareketinin asıl yönelmesi gereken şeylerden birisinin de bu olması gerektiğini düşünüyorum.’

Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin tercihlerine de değinen Müftüoğlu; ‘CHP; Kürtlerin Alevilerin, solcuların da oy verebileceği birisini aday göstermedi. Seçimi kazanamayabilirdi ama ülkenin sağcılaşmasına karşı bir politika yapmış olabilirdi. Bunun yerine günü kurtarma politikası nedeniyle MHP ile çatı kurdular. Kılıçdaroğlu ve ekibinin Türkiye’ye vaat ettiği bir projeleri yok. Türkiye’nin sorunlarını çözecek bir ideolojiye sahip değiller. O yüzden kısa yoldan ‘Tayyip Erdoğan’ı düşürebilir miyim, cumhurbaşkanı olmasını engelleyebilir miyim?’ dediler ama ona da engel olamadılar.’ diye konuştu.

‘Kürt Hareketi Yüzünü Sola Dönmeli’
Kürt hareketinin durumunu da değerlendiren Müftüoğlu, belli sorunları taşısa da HDP’nin ilerici, demokratik potansiyel taşıyan muhalif bir güç olduğunu ama onun da kendi solunda güçlü devrimci bir hareket olmadığı için, iktidar politikalarına daha yakın ve iktidarla çatışmayan bir çizgiye düştüğünü söyledi ve ekledi: ‘Kürt hareketi hala kendi solunda devrimci bir hareket göremediği için, müzakere yürüttüğü AKP’ye uyumlu politikalar sergiliyor. Gerek Gezi’de, gerek 17 Aralık’ta hükümete bir zarar gelmesin, hükümeti düşürmesin, barış süreci akamete uğratmasın diye Haziran’daki isyana destek vermediler. Oysa Kürt sorununun gerçek çözümü AKP’nin sahte barış süreci ile olmayacak, ancak Türkiye’de yükselecek devrimci bir hareketle birlikte gelişebilecek bir toplumsal barışla olacak.’  

BİRLEŞİK MUHALEFET HAREKETİ
Müftüoğlu, son dönemde kamuoyunda tartışılan birleşik muhalefet hareketine neden ihtiyaç duyulduğunu ise şu sözlerle açıkladı: ‘AKP diktatörlüğünün pervasız gidişi karşısında, devrimci muhalefet kesimlerinin birlikteliğinin sağlanması kaçınılmaz bir görevdir. Gezi sonrasında bu daha da açığa çıktı çünkü Gezi solun, sol örgütlerin eleştirisini de içinde taşıyor.   Sol örgütler küçük küçük, parça parça ve kendi aralarındaki didişmelerle siyaset yürüttükleri için inandırıcı değiller. Solun bütün örgütleri siyasetlerini gözden geçirmeli, kendileri için siyaset yapmaktan vazgeçmeli.’    
 
‘Örgütlü azınlık örgütsüz çoğunluğa hükmediyor’
Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde Ankara’da yapılan ve solun farklı yapı ve bireylerini bir araya getiren toplantıya da değinen Müftüoğlu; ‘Her şey Türkiye’nin İslamcı kisve altındaki faşist bir rejime sürüklenmekte olduğunu gösteriyor. Bu koşullarda bu gelişmeye karşı olan kesimler arasında her düzeyde bir dayanışma hareketinin geliştirilmesi birlikteliğin sağlanması artık zorunludur. Bu anlamda Cumhurbaşkanlığı seçimleri önemli bir kırılma noktası oldu. Ankara’da farklı sol gruplar, ülkenin önde gelen sivil toplum kuruluşları, yazarları, aydınları ile bir toplantı gerçekleştirildi. Bu ülkenin geleceği açısından çok önemli ve bu doğrultudaki çalışmalar mutlaka devam etmeli.

İktidarın arkasında ancak yüzde otuz civarında bir halk desteği var. Eğer çoğunluk örgütlenebilirse, ezilenler, halk, emekçiler bir araya gelip birlikte mücadele ederlerse bu faşist soygun düzeninin yıkılması kaçınılmaz olacaktır. Aslında yıkılmaz gibi görünen AKP iktidarının, nasıl kof bir temel üzerine oturduğunu Gezi'de hep beraber gördük. Bir avuç genç ölümü göze alarak bunu gösterdi Türkiye ayağa kalktı. Önümüzdeki süreçte de ihtiyacımız olan şey, Tayyip Erdoğan'ın nasıl bir ülke yaratmaya çalıştığını mahalle mahalle anlatmak. Buna karşı çıkan herkes; emekçiler, köylüler, işçiler, aydınlar, sol, bir araya gelip buna karşı durmalı. Bu gerçekleştirilemezse AKP karşısında kazanma şansımız yoktur. Tek tek kişileri, siyasi partileri, dernekleri Alevi kesiminin örgütlü yapılarını, CHP'nin ilerici-demokrat tabanını, Kürt Hareketi'ni içine alarak herkesi sol bir zeminde mücadeleye çağıran bir politika yürütülmeli ve AKP'nin Türkiye halkına musallat olmuş iktidarına son verilmeli.’

Yapılmak istenenin herkesi bir örgüt çatısı içerisinde toplamak olmadığını söyleyen Müftüoğlu, devrimci güçlerin toplum içindeki dinamiğinin AKP’yi yıkacak güçte olduğunu vurguladı. Müftüoğlu; ‘Bunun gerçekleşebilmesi için muhalif örgütlü yapıların ülkenin geleceği için umut olabilecek, güven veren bir birliktelik yaratmaları gerekiyor. Türkiye’de devrimci güçlerin dinamiği AKP’yi yıkacak güçte. Dünyanın hiçbir yerinde böyle faşist bir bela kapıya kadar gelmişken devrimci güçlerin ayrı yerde durma birbirleriyle uğraşma lüksü yoktur.’

Haber: Onur Kılıç-Gülsen Candemir/İzmir



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör ‘Siyasal İslam’ın kazanma şansı yok’ melnur 1 1579 06.09.2020- 20:09
Konu Klasör Erkan Baş: ''Birlikte direndik, birlikte kazanacağız!'' melnur 3 534 13.04.2023- 02:47
Konu Klasör “İlk turda Erdoğan’a karşı çatı adayı destekleriz” melnur 1 1044 07.07.2022- 06:16
Konu Klasör 'Erdoğan’ın kaybetmesi için hem taktiksel hem de stratejik olarak her şeyi yapacağız'... melnur 0 995 25.12.2021- 10:18
Konu Klasör Erkan Baş: Erdoğan’a tarihin en büyük yenilgisini yaşatabiliriz... melnur 1 1069 29.09.2022- 09:05
Etiketler   Birlikte,   mücadele,   edersek,   Erdoğan’ın,   kazanma,   şansı
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS