SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Ekim Devrimi'ne giden yolda ufak bir gezinti           (gösterim sayısı: 3.079)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: solcu
Konu Tarihi: 07.10.2014- 13:34


Ekim Devrimi'ne giden yolda ufak bir gezinti
Ahmet Mümtaz İdil



17 Ekim Sovyet Devrimi yetmiş yıl gibi kısa bir dönem hayat buldu, ama dünyaya şunu öğretti: Demek ki olabiliyormuş.

Rasputin’in büyük Ekim Devrimi’ne giden yolda çok etkili olduğu söylenir. Ama işi yalnızca Rasputin ile açıklamaya kalkmak, devrimin önderlerine büyük saygısızlık olacaktır elbette. Asıl devrime giden yolu açan etken 1916 yılı Eylül-Ekim aylarındaki grevlerdir.

1916 yılının Eylül ayında Petrograd’ın bütün fabrikaları greve gitmişti. Renault fabrikasındaki işçiler bu greve katılmayı reddedince, diğer işçiler onları zorlamışlardı. Grevciler, “kahrolsun Fransızlar!” diye bağırıyorlardı. Polis başa ıkamayınca askeri birlikler yardıma çağrılmış, onlar da grevcilerden yana tavır koyup, polise ateş açınca işler iyice karışmıştı.

Eylül sonunda grevdeki işçiler Petrograd Bolşevik Komitesi’nin çağrısına uyarak bir dayanışma grevi gerçekleştirmiş ve savaş aleyhtarı hareketlerden dolayı mahkemeye verilen yaklaşık yirmi denizci subayını haklı bulduklarını açıklamışlardı. Mahkemenin başladığı gün grevler had safhaya çıkmıştı. Grevler 14 eyalete birden sıçrayınca hükumet lokavt uygulamasını kaldırmak zorunda kalmıştı.

1917 yılına girirldiğinde Rusya’nın durumu eksiğiyle, gediğiyle buydu. 1916 kışı çok çetin geçtiğinden, yoksulluğun ve çaresizliğin de artmasına neden olmuş, 1917 yılının rengini de değiştirmişti. Sokak çatışmaları beklentisi vardı. Devrim ise kimsenin aklının ucundan bile geçmiyordu.

Aynı yılın başlarında Çür II. Nikola başkent Petrograd’daydı. Rasputin’in öldürülmesi sarayı, özelliklede Çariçe’yi allak bullak etmişti.

1905’te, Rahip Gapon önderliğinde Çar’ın Kışlık Sarayı’na yapılan silahsız yürüyüş ve askerlerin bu silahsız kalabalığa ateş açması hiç unutulmamıştı. 9 Ocak 1917’de, yani tarihe “Kanlı Pazar” olarak geçen bu olayın yıldönümü nedeniyle gösteriler yapılmasına karar verildi. Bunu haber alan hükumet, tutuklamalara başladı. Tutuklamalar, gösterilerin yeterince etkili olmasını engelledi belki, ama hemen ardından Duma’nın açılacağı 14 Şubat tarihinde işçiler yeniden hareketlendi. Aynı ayın sonunda işçi liderlerinin evleri basıldı ve liderler tutuklandı. Bunun üzerine işçiler yeniden ayaklandılar.

Kısacası Rusya kaynıyordu.

18 Şubat’ta başkentin en büyük fabrikalarından birinde işçiler greve gitti. 23 Şubat’ta, tekstil fabrikalarındaki kadın işçilerin grevi başladı. Aynı gün öğleden sonra Petrograd merkezine doğru büyük bir yürüyüş düzenlendi. Polisin açtığı ateş sonucu bir kadın işçi öldü.

Ülkenin hemen her yerinde fabrikalar greve gidiyordu ve bunu önlemek hükumetin elinden gelmiyordu. Artık lokavt da bir işe yaramıyor, bütün üretimi durdurma tehditinde olan işçilerin önünde kimse duramıyordu. Polis önlemi yetersiz kalıyordu. Asker ise daha çok işçiden yana tavır koyuyordu.

26 Şubat’a gelindiğinde ülkedeki işçilerin yüzde 80’i greve katılmış durumdaydı ve öğrenciler de eylemlere destek oluyordu. Kızıl bayrak taşıyan gruplar “Marseillaise”i söyleyerek kentlerin merkezine akıyordu.

Olaylardan haberdar olan Çar II.Nikola, karargâhından çektiği telgrafta, “Bu çeşit hareketlerin hemen yarın sona erdirilmesini istiyorum,” diye emir veriyordu. Okrana, yani Rus Gizli Servisi gece yarısı Bolşevik Komitesini bastı ve ele başlarını tutukladı. Bütün bu önlemlere rağmen Çarın emri yerine getirilemiyordu bir türlü.

Aynı gece Çar anı defterine, “Saat 10’da kiliseye gittim. Öğle yemeğinde birçok yabancı konuğum vardı. Oğlum Aleks’e bir mektup yazdım. Çok gergindim. Çay saatinin ardından biraz kitap okudum. Akşam yemeğinden önce de senatör Tregulov’u kabul ettim. Biraz domino oynadık.”

Çar tam anlamıyla şaşkındı. Olayları çözemiyor, gidişin vehametini kestiremiyordu. Yine aynı gece Çar, Duma’yı topladı. Her taraftan ayaklanma ve grevlerle ilgili telgraflar yağıyordu, ama Çar bir türlü kafasını toparlayamıyor, nasıl müdahale etmesi gerektiğini kestiremiyordu.

27 Şubat’a gelindiğinde artık geri dönülmez bir yola girilmişti. Öğleye doğru İçişleri ve Adalet bakanlıkları ateşe verilmişti. Polis merkezleri ve emniyet genel müdürlüğü basılmıştı. Hapishanelerdeki mahkumlar bir bir serbest bırakılıyordu. Öğleden sonra beklenen haber geldi: Çar hükumeti istifa etmişti.

Devrime adım adım böyle gidildi.




Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Yeni 'gemicik'ler yolda melnur 0 4876 20.08.2013- 12:27
Konu Klasör Nükleer bombalar yolda umut 1 3605 03.10.2015- 13:09
Konu Klasör Cehenneme Giden Yol dayanışma 0 2975 06.06.2015- 16:49
Konu Klasör Mağlup sayılır bu yolda galip dayanışma 1 5101 09.04.2014- 17:43
Konu Klasör Seçime giden Türkiye'de ne yapmalı? melnur 1 507 08.03.2023- 01:18
Etiketler   Ekim,   Devrimine,   giden,   yolda,   ufak,   bir,   gezinti
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS