SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   5   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 17.10.2014- 21:25


Alıntı Çizelgesi: VforVendetta yazmış


Benim görüşüm demokratik yollardan iktidarın ele geçirebilmesinin olanaklı olduğu. Şiddet yöntemlerinin işe yaramadığı 70 li yıllardan ve son 30 senedeki kürt hareketinin geldiği noktada   ortada iken bence halka inilmesi halinde iktidar ele geçirilebilir. Gerici-dinci akp bunu örgütlü bir biçimde yapabiliyorken sol kesimin,gelir dağılımında uzlaşmaz eşitsizlik, yolsuzluk, taşeron ve kölelik sisteminin, işçi ölümlerinin son on senede 13000in üzerine çıkmış olduğu ülkemizde gözönüne aldığımızda çok daha etkin olması gerekirken etkisiz eleman pozisyonunda. Bunun da açıkça ifade edilmesi gerekir.Bunun tartışılması gerektiğini düşündüm.



Seçim yoluyla iktidar nasıl alınsın? AKP ile komünist bir parti bir tutulamaz. AKP ve diğer bütün partiler düzenin partileridir ve bunların savundukları görüşler toplumda zaten yer etmiştir. En çok da dini kullanarak, hayal satarak oy alabiliyorlar. Komünist bir partinin ne böyle bir şansı vardır ve ne de sağcı partiler gibi yurdun dört bir yanında örgütlenebilme şansları vardır. Bu yüzden komünist partiler iktidara seçim yoluyla gelemez. Koşulların uygun olduğu bazı Avrupa ülkelerinde iktidara gelenler ise zaten komünist parti değiller. Onlar düzenin partisi haline gelmişlerdir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 18.10.2014- 08:50


Seçim yoluyla iktidara gelinse bile devleti radikal biçimde değiştirmek gerçekleştirilebilir mi, sorusunun cevabı henüz verilmedi. Bu konuda Venezüella örnek olmayı sürdürüyor. Oradaki gelişmelere bakılarak bu sorunun cevabı verilebilir. Ama Türkiye'de olabileceğini düşünmüyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
VforVendetta
[ VforVendetta ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.11.2013
İleti Sayısı: 67
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: VforVendetta
Cevap Tarihi: 18.10.2014- 18:27


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Dolayısıyla, tek değişkenli modelden çok değişkenli bir modele; yalnızca pratiği değil, teoriyi de sorgulamanın gerekli olduğu bir modele geçmek, ve hem yaşanan çöküşü, hem de bundan çıkış yollarını bu modele göre açıklamak ve tanımlamak zorunlu hale gelmektedir.

Yazar uzun yazısını bu ifadelerle bitirmiş. Burada çöküşün nedenleri anlatılmamış. Çöküşün nedenleri olarak yapılan eleştirilerin yanlış olduğunu bile söylemiş. Teori ve pratiği sorgulamak derken, hiç olmazsa kendisine göre teorinin ve pratiğin neresinde hatalar olduğunu söyleyebilirdi. Bana göre yazı çöküşü anlatabilecek hiç bir şey söylemiyor.




yazının tamamını okumanızı tavsiye ederim. Çok önemli tespitler var.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
VforVendetta
[ VforVendetta ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.11.2013
İleti Sayısı: 67
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: VforVendetta
Cevap Tarihi: 18.10.2014- 18:55


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Sn.VforVendetta; sizinle şu yukarıda söylemeye çalıştığım asgari ilkelerde anlaştığımızı varsayarak devam edeceksek, öncelikle sosyalizmin ne olması gerektiğinin anlaşılması, SSCB'ye, Küba'ya bakmakla değil, komünizmin ne olduğuna, daha doğrusu, sosyalizme komünizmden bakmakla mümkün olacağını söylemek gerek. Evet, sosyalizmin anlaşılması ona komünizmden bakmakla mümkündür. Çünkü sosyalizm kapitalizm ile komünizm arasındaki geçiş süreci-toplumunun adıdır.   Sosyalizm kapitalizm ile komünizm arasındaki geçiş süreci ise, onun ne-nasıl olması gerektiren formasyon da komünizmdir. Bir başka deyişle sınıflı ve devletli bir toplum olan kapitalizmden, sınıfsız ve devletsiz bir toplumsal düzen olan olan komünizme geçişin adı ise, sosyalizm, kapitalizmin bütün ''olumsuzluklarını'' komünizmin bütün ''olumlu durumuna'' dönüştürecek niteliklere sahip olmalıdır. Demek ki, nasıl bir sosyalizm sorusunun yanıtı burada yatıyor. Adına ister 21.yüzyıl sosyalizmi deyin, isterseniz başka bir şey, bilimsel sosyalizmden söz ediyorsak, sosyalist toplum dediğimiz süreç bu değişimi gerçekleştirmek durumundadır ve bu yönde yapılanmalıdır.

Komünizm sınıfların ortadan kalktığı bir toplumdur. Komünizmde sınıflar, sınıfları ortaya çıkaran koşullar, yönetici yönetilen ve kent-kır çelişkisi ortadan kalktığı için bildiğimiz anlamda devlet de yoktur. Üretici güçlerin gelişmişliği nedeniyle komünist insanda çalışma zorunluluğu da yoktur. İnsanlar zorunluluk olmamasına rağmen üretmenin yaşamak için gereklilik olduğunun bilincine varmışlardır. Bu yüzden komünizm yeni bir toplumdur ve komünizmdeki insan da yeni bir insan tipidir.

Bu konuda komünizmi bu şekilde tanımlayabilmek yeterlidir ve konuyla ilişkilendireceksek bu tanım ışığında sosyalizm, kapitalizmden gelen toplumsal yapıyı, komünizm dediğimiz toplumsal yapıya, yani yeni bir topluma ve yine kapitalizmden gelen insan tipini komünist insan tipine dönüştürmek zorundadır ve sosyalizm bu dönüşümü sağlayacak önlem ve devrimlerin gerçekleştirildiği süreçtir. Aynı şekilde sınıfların ortadan kaldırılması, sınıfları ortaya çıkartan koşulların düzlemesi de bu süreçte gerçekleştirilir. İşte, sosyalizmin nasıl olması gerektiği bu dönüşümlerle doğrudan bağlantılıdır. Bu birinci önemli konu. Bu konu gözardı edilerek sosyalizmin nasıl olması gerektiği konusu tartışılamaz ve anlaşılamaz.
Demek ki, ''nasıl bir sosyalizm?'' sorusunun yanıtı, sömürüyü ve sınıfları ortadan kaldırmaya çalışan, kent-kır ve yöneten yönetilen çelişkisini ortadan kaldırmaya çalışan, insanın aracısız kendi kendini yönetmesini (öğrenmesini) sağlayan bir süreç olmalıdır.

Burada önemli olan bir konu daha var: Bilimsel sosyalizm komünizme varmanın yolunun temel çıktılarını da bize vermektedir. Yani sosyalizmin anlaşılması ve ne olması gerektiğinin ortaya konulması hem yukarıda anlatılmaya çalışılanlar ışığında konuya yaklaşmakla ve hem de bu konuda bilimsel sosyalizmin bu konudaki temel çıktılarını bilmek ve onları içselleştirmekle mümkündür. Bunlar da, proletarya diktatörlüğü ( tartışmasız komünizme kadar sürecektir), özel mülkiyetin kaldırılarak kamu mülkiyetine geçilmesi, merkezi planlamanın gerçekleştirilmesidir. Bir şey daha ekleyeyim, devrimi gerçekleştiren öncü partinin öncülüğünün bu süreçte ( şu ya da bu şekilde) sürdürülme zorunluluğunun bulunmasıdır.

Sosyalizmin ne-nasıl olması gerektiği bu konular içselleşmeden ortaya koyulamaz.
Bu konular içselleşmeden reel sosyalizme yönelik sağlıklı değerlendirmeler de yapılamaz.

Bu konuda söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.





Sn.Melnur,
Öncelikle yazılarımdan akp ve kendini "sol liberal" olarak niteleyelenlerle herhangi bir ilgim olmadığını belirtmek isterim. Zaten yazdıklarımın genel çerçevesinden anlaşılır diye düşünüyorum. Yukarıdaki yazdıklarınızı çeşitli kaynaklardan defalarca okumuşumdur. Sol ile az çok dirsek teması kuran insanların bildiği şeyler. Artı değer, kapitalizm, özel mülkiyet, sömürü karşıtlığı vs. Bunlarda hemfikir olduğumuzu belirtmek isterim. Öncelikle ben sosyalizmi, bir kalkınma modeli olmaktan ziyade kapitalizmin gelişmesine paralel olarak kaynakların verimli, etkin ve herkesin yararına paylaşımcı   olarak kullanma yönlerinin olmaması nedeni ile kapitalizmin yarattığı çelişkiler ve krizler yumağının ortadan kaldırılması, insanlığın,emeğin,çevrenin,dünyanın yeni bir anlayışla yeniden düzenlenmesi ve dönüştürülmesi süreci olarak tanımlıyorum.Çünkü demokratik bir kültürün, paylaşılacak zenginliğin ve refahın olmadığı bir toplumda ve ülkede sosyalizmin kurulması durumunda Küba örneğinde olduğu gibi aylık kişibaşı 25 dolar gibi kapitalist ülkelerin bile çok gerisinde kalan bir ekonomik sonuç ile karşılarız ki bu da sosyalizm ve komünizmin hedeflerine aykırı bir durum olur. Çünkü burada paylaşılan zenginlik değil fakirlik olmuş oluyor.(Burada hemen belirteyim eğitim-sağlık gibi hizmetlerin ücretsiz olması,dünyada imfye borcu olmayan enden ülkelerden biri olması gibi olumlu yönleri görmezden gelmiyorum)Tam da bu nedenle Marx, sosyalizmin gelişmiş ülkelerde gerçekleşmesi durumunda başarıya ulaşabileceğini işaret etmiştir.Fakat neden bu ülkelerin emekçileri sosyalizm yoluna gitmemiştir?Stalin, neden batı ülkelerindeki işçilerden umudunu neden kesip tek   ülkede sosyalizm gibi Marksizmle ilgisiz bir yola sapmıştır?Sosyalizmin hukuk üzerine bir doktrini bulunmamakta. Hukuka dayanmayan bir sistem nasıl sağlıklı işleyebilir?Tek parti içerisinden farklı görüşler nasıl kendini barındırabilir?TKP bile kendi içinde bölünüp ikiye ayrıldı. İktidar olsalar kendi içlerinde mutabık kalmadan ülkeyi nasıl yönetebilirler? Parti yönetimini denetleyecek, gerektiğinde frenleyecek özerk mekanizmalar geçiş dönemi dediğiniz sosyalizmde olacak mıdır?Emekçilerin iktidara katılma mekanizmaları nasıl gerçekleştirilecektir? İşte sosyalizm hakkında teorik olarak belirttiğiniz şeylerin ayaklarının yere basabilmesi için bu soruların kanaatimce mutlaka cevaplandırıması gerekiyor. Alıntı yapılan yazıda bunun gibi tespitler bulunmakta.




Bu ileti en son VforVendetta tarafından 18.10.2014- 19:03 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 19.10.2014- 18:43


Tek ülkede sosyalizmin olamayacağını savunuyorsan, Küba ve Sovyetlerdeki sistemi sosyalistmiş gibi eleştirmemen gerek. Bu ülkeler sana göre geçici bir dönemin ülkeleri olması lazım, o zaman da bu ülkelere yöneltilecek eleştirilere bu geçiş süreci yaşayan toplumlar olarak bakmak ve eleştirmek lazım. Bana göre yanlış bir yorum bu. Sosyalizm tek ülkede olmayacaksa daha güzel bir sosyalizmi düşünmek çok idealist bir yorum olmuş olur.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 20.10.2014- 12:10


Alıntı Çizelgesi: VforVendetta yazmış


Yukarıdaki yazdıklarınızı çeşitli kaynaklardan defalarca okumuşumdur. Sol ile az çok dirsek teması kuran insanların bildiği şeyler. Artı değer, kapitalizm, özel mülkiyet, sömürü karşıtlığı vs. Bunlarda hemfikir olduğumuzu belirtmek isterim. Öncelikle ben sosyalizmi, bir kalkınma modeli olmaktan ziyade kapitalizmin gelişmesine paralel olarak kaynakların verimli, etkin ve herkesin yararına paylaşımcı   olarak kullanma yönlerinin olmaması nedeni ile kapitalizmin yarattığı çelişkiler ve krizler yumağının ortadan kaldırılması, insanlığın,emeğin,çevrenin,dünyanın yeni bir anlayışla yeniden düzenlenmesi ve dönüştürülmesi süreci olarak tanımlıyorum.



Yukarıda yazmaya çalıştıklarımın önemi sadece kendi içinde bir doğruluk taşımaları değildi, daha önemlisi onların belli bir bütünlük içinde değerlendirilmesine yönelik idi. Kapitalizmin saydığım nitelikleri bizi bilimsel bir çıkarım olarak komünizme götürür demek istiyordum. Komünizmi bilimsel bir çıkarım haline getirir demek istiyordum ve sosyalizmi de siyasal devrimden sonra komünizm dediğimiz sınıfsız ve devletsiz toplumsal formasyona götürecek bir süreç olarak algılanmasını ve ancak bu düşünme yöntemiyle sosyalizmin anlaşılabilirlik kazanacağının altını çizmek istiyordum. Sizin kırmızıya boyadığım yanıtınız çok genel geçer bir doğruyu ifade ediyor. Bunu bir liberal da söyleyebilir; hatta bir şeriatçı da... Söyleyenler de var üstelik. Burası ayrı bir konu olmakla birlikte, sosyalizmin ne olduğu, ne olması gerektiğinin anlaşılabilmesinin mutlaka komünizmden sosyalizme bakmakla mümkün olacağını söylüyorum. Kapitalizm çözümlemeleri bizi nasıl ki, komünizme götürüyorsa, komünizmin nitelikleri de bizi sosyalizme götürmeli ve sosyalizm ancak bu bağlantıları içerecek bir şekilde tanımlanmalıdır.

Sosyalizm mutlaka komünizmle ilişkilendirilerek yorumlanmalıdır. Sosyalistler için başka türlü tanımlamalar veya komünizmle olan bağları kopartılarak yapılan yorumlar, sağlıklı yorumlar olmayacaktır ve hatta bu konudaki yorumların bilimsel sosyalizme aykırılıklar taşıyabileceği de unutulmamalıdır.

Somut örnek yine sizin yazınızda var:

Çünkü demokratik bir kültürün, paylaşılacak zenginliğin ve refahın olmadığı bir toplumda ve ülkede sosyalizmin kurulması durumunda Küba örneğinde olduğu gibi aylık kişibaşı 25 dolar gibi kapitalist ülkelerin bile çok gerisinde kalan bir ekonomik sonuç ile karşılarız ki bu da sosyalizm ve komünizmin hedeflerine aykırı bir durum olur. Çünkü burada paylaşılan zenginlik değil fakirlik olmuş oluyor.

Sosyalizme yönelik eleştirileri, veya yumuşatacaksak değerlendirmeleri kapitalizm, komünizm bağlamından kopartarak tekil bir spesifik konu bağlamında ele alırsak, işte bu tür yorumlara rastlayabiliriz. Kişi istediği kadar samimi olduğunu söylesin, istediği kadar sosyalist olduğunu belirtsin, bu bütünlük yitirildiğinde sosyalist ideolojiye aykırı bir üslup ve yorumda bulunabiliyor. Bunun önüne geçebilmek için de o ideolojk bütünlüğe ihtiyaç var.

( Ya da siyasal devrimin gelişmiş kapitalist ülkelerde olması gerektiğine inanıyorsunuz., Geri kalmış ülkeleri   ''paylaşılacak zenginliğin ve refahın olmadığı toplumlar'' olarak niteleyerek siyasi devrim hedefinden uzakta tutuyorsunuz. Böyle ise, bu başlık zaten doğru bir zeminde açılmamış demektir. Ben bu olasılığı başka bir başlığa bırakarak kaldığım yerden devam ediyorum.)

Sosyalizm komünizme varış sürecidir. Tekrar olacak, bunun için önceliği proleter diktatörlük, özel mülkiyetin kaldırılarak piyasa ekonomisine son verme ve ekonominin planlı hale getirilmesidir. Böyle bir yapıya kapitalizmin gözlüğüyle de bakılmamalıdır. ( Piyasa ekonomisinin hakim olduğu bir ülkede Türkiye'de olduğu gibi 2500 dolar bir ailenin geçimi için yetmeyebilir ( örnek veriyorum), sosyalist ilişkilerin bulunduğu bir ülkede 25-50 dolar yetebilir. 25 doları fakirlik, 2500 doları zenginlik olarak ele almak en azından bilincin hala kapitalizmde kaldığının bir göstergesi olarak değerlendiriyorum.

( 97-98'de bir çok kez Çin'e gittiğimi söylemiştim. İlk gittiğimde tercümanımıza, caddelerde gördüğüm trafik polislerinin ne kadar maaş aldıklarını sormuştum; 50-60 dolar cevabını almıştım. Biraz şaşırdığımı anlayınca ''rahatlıkla geçinebiliyorlar'' açıklaması da yapmıştı.)

Bir ülkenin ekonomik durumu o ülkenin bireylerine kapitalizm ve sosyalizmle idarelerine göre farklı yansır. Yansıyacaktır. Sosyalizmde 25 dolarlık kişi başına geliri küçümseme eğilimi sosyalizme komünizmden değil, kapitalizmden bakma alışkanlığının hala sürdürüldüğü ve bu alışkanlıktan kurtulamadığı anlamına gelir. Tekrar olacak, ilk yazımda kapitalizm komünizm bütünlüğünün altını çizmeye çalışmamın nedeni bu tür yorumlardan sakınılması gerektiğinin altını çizmek idi. Sosyalizmi anlamak, ona komünizmden bakmakla mümkündür diyerek nokta koyuyorum, daha sonra devam edilir diyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
VforVendetta
[ VforVendetta ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.11.2013
İleti Sayısı: 67
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: VforVendetta
Cevap Tarihi: 20.10.2014- 17:31


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: VforVendetta yazmış


Yukarıdaki yazdıklarınızı çeşitli kaynaklardan defalarca okumuşumdur. Sol ile az çok dirsek teması kuran insanların bildiği şeyler. Artı değer, kapitalizm, özel mülkiyet, sömürü karşıtlığı vs. Bunlarda hemfikir olduğumuzu belirtmek isterim. Öncelikle ben sosyalizmi, bir kalkınma modeli olmaktan ziyade kapitalizmin gelişmesine paralel olarak kaynakların verimli, etkin ve herkesin yararına paylaşımcı   olarak kullanma yönlerinin olmaması nedeni ile kapitalizmin yarattığı çelişkiler ve krizler yumağının ortadan kaldırılması, insanlığın,emeğin,çevrenin,dünyanın yeni bir anlayışla yeniden düzenlenmesi ve dönüştürülmesi süreci olarak tanımlıyorum.



Yukarıda yazmaya çalıştıklarımın önemi sadece kendi içinde bir doğruluk taşımaları değildi, daha önemlisi onların belli bir bütünlük içinde değerlendirilmesine yönelik idi. Kapitalizmin saydığım nitelikleri bizi bilimsel bir çıkarım olarak komünizme götürür demek istiyordum. Komünizmi bilimsel bir çıkarım haline getirir demek istiyordum ve sosyalizmi de siyasal devrimden sonra komünizm dediğimiz sınıfsız ve devletsiz toplumsal formasyona götürecek bir süreç olarak algılanmasını ve ancak bu düşünme yöntemiyle sosyalizmin anlaşılabilirlik kazanacağının altını çizmek istiyordum. Sizin kırmızıya boyadığım yanıtınız çok genel geçer bir doğruyu ifade ediyor. Bunu bir liberal da söyleyebilir; hatta bir şeriatçı da... Söyleyenler de var üstelik. Burası ayrı bir konu olmakla birlikte, sosyalizmin ne olduğu, ne olması gerektiğinin anlaşılabilmesinin mutlaka komünizmden sosyalizme bakmakla mümkün olacağını söylüyorum. Kapitalizm çözümlemeleri bizi nasıl ki, komünizme götürüyorsa, komünizmin nitelikleri de bizi sosyalizme götürmeli ve sosyalizm ancak bu bağlantıları içerecek bir şekilde tanımlanmalıdır.

Sosyalizm mutlaka komünizmle ilişkilendirilerek yorumlanmalıdır. Sosyalistler için başka türlü tanımlamalar veya komünizmle olan bağları kopartılarak yapılan yorumlar, sağlıklı yorumlar olmayacaktır ve hatta bu konudaki yorumların bilimsel sosyalizme aykırılıklar taşıyabileceği de unutulmamalıdır.

Somut örnek yine sizin yazınızda var:

Çünkü demokratik bir kültürün, paylaşılacak zenginliğin ve refahın olmadığı bir toplumda ve ülkede sosyalizmin kurulması durumunda Küba örneğinde olduğu gibi aylık kişibaşı 25 dolar gibi kapitalist ülkelerin bile çok gerisinde kalan bir ekonomik sonuç ile karşılarız ki bu da sosyalizm ve komünizmin hedeflerine aykırı bir durum olur. Çünkü burada paylaşılan zenginlik değil fakirlik olmuş oluyor.


Sosyalizme yönelik eleştirileri, veya yumuşatacaksak değerlendirmeleri kapitalizm, komünizm bağlamından kopartarak tekil bir spesifik konu bağlamında ele alırsak, işte bu tür yorumlara rastlayabiliriz. Kişi istediği kadar samimi olduğunu söylesin, istediği kadar sosyalist olduğunu belirtsin, bu bütünlük yitirildiğinde sosyalist ideolojiye aykırı bir üslup ve yorumda bulunabiliyor. Bunun önüne geçebilmek için de o ideolojk bütünlüğe ihtiyaç var.

( Ya da siyasal devrimin gelişmiş kapitalist ülkelerde olması gerektiğine inanıyorsunuz., Geri kalmış ülkeleri   ''paylaşılacak zenginliğin ve refahın olmadığı toplumlar'' olarak niteleyerek siyasi devrim hedefinden uzakta tutuyorsunuz. Böyle ise, bu başlık zaten doğru bir zeminde açılmamış demektir. Ben bu olasılığı başka bir başlığa bırakarak kaldığım yerden devam ediyorum.)

Sosyalizm komünizme varış sürecidir. Tekrar olacak, bunun için önceliği proleter diktatörlük, özel mülkiyetin kaldırılarak piyasa ekonomisine son verme ve ekonominin planlı hale getirilmesidir. Böyle bir yapıya kapitalizmin gözlüğüyle de bakılmamalıdır. ( Piyasa ekonomisinin hakim olduğu bir ülkede Türkiye'de olduğu gibi 2500 dolar bir ailenin geçimi için yetmeyebilir ( örnek veriyorum), sosyalist ilişkilerin bulunduğu bir ülkede 25-50 dolar yetebilir. 25 doları fakirlik, 2500 doları zenginlik olarak ele almak en azından bilincin hala kapitalizmde kaldığının bir göstergesi olarak değerlendiriyorum.

( 97-98'de bir çok kez Çin'e gittiğimi söylemiştim. İlk gittiğimde tercümanımıza, caddelerde gördüğüm trafik polislerinin ne kadar maaş aldıklarını sormuştum; 50-60 dolar cevabını almıştım. Biraz şaşırdığımı anlayınca ''rahatlıkla geçinebiliyorlar'' açıklaması da yapmıştı.)

Bir ülkenin ekonomik durumu o ülkenin bireylerine kapitalizm ve sosyalizmle idarelerine göre farklı yansır. Yansıyacaktır. Sosyalizmde 25 dolarlık kişi başına geliri küçümseme eğilimi sosyalizme komünizmden değil, kapitalizmden bakma alışkanlığının hala sürdürüldüğü ve bu alışkanlıktan kurtulamadığı anlamına gelir. Tekrar olacak, ilk yazımda kapitalizm komünizm bütünlüğünün altını çizmeye çalışmamın nedeni bu tür yorumlardan sakınılması gerektiğinin altını çizmek idi. Sosyalizmi anlamak, ona komünizmden bakmakla mümkündür diyerek nokta koyuyorum, daha sonra devam edilir diyorum.




Yazımda sorduğum sorulara cevabi yazınızda hiçbir yanıt bulamadım. Konuyu bu eksen etrafında tartışılması bana daha doğru geliyor.

.(Burada hemen belirteyim eğitim-sağlık gibi hizmetlerin ücretsiz olması,dünyada imfye borcu olmayan enden ülkelerden biri olması gibi olumlu yönleri görmezden gelmiyorum)Tam da bu nedenle Marx, sosyalizmin gelişmiş ülkelerde gerçekleşmesi durumunda başarıya ulaşabileceğini işaret etmiştir.Fakat neden bu ülkelerin emekçileri sosyalizm yoluna gitmemiştir?Stalin, neden batı ülkelerindeki işçilerden umudunu neden kesip tek   ülkede sosyalizm gibi Marksizmle ilgisiz bir yola sapmıştır?Sosyalizmin hukuk üzerine bir doktrini bulunmamakta. Hukuka dayanmayan bir sistem nasıl sağlıklı işleyebilir?Tek parti içerisinden farklı görüşler nasıl kendini barındırabilir?TKP bile kendi içinde bölünüp ikiye ayrıldı. İktidar olsalar kendi içlerinde mutabık kalmadan ülkeyi nasıl yönetebilirler? Parti yönetimini denetleyecek, gerektiğinde frenleyecek özerk mekanizmalar geçiş dönemi dediğiniz sosyalizmde olacak mıdır?Emekçilerin iktidara katılma mekanizmaları nasıl gerçekleştirilecektir? İşte sosyalizm hakkında teorik olarak belirttiğiniz şeylerin ayaklarının yere basabilmesi için bu soruların kanaatimce mutlaka cevaplandırıması gerekiyor. Alıntı yapılan yazıda bunun gibi tespitler bulunmakta.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 20.10.2014- 18:00


Sosyalist ülkelerde hukuk olmayacağını nereden çıkardın?



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   5   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör NASIL ÖRGÜTLENMELİ? umut 0 3432 22.07.2014- 00:31
Konu Klasör Yeni dönem, yeni ihtiyaçlar ve TİP’in stratejisi;EŞİKTEKİ SOSYALİZM melnur 2 326 30.06.2023- 05:46
Etiketler   NASIL,   BİR,   SOSYALİZM,   OLMALI
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS