SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   3   [4]   5   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 20.10.2014- 22:50


Alıntı Çizelgesi: VforVendetta yazmış


Yazımda sorduğum sorulara cevabi yazınızda hiçbir yanıt bulamadım. Konuyu bu eksen etrafında tartışılması bana daha doğru geliyor.

.(Burada hemen belirteyim eğitim-sağlık gibi hizmetlerin ücretsiz olması,dünyada imfye borcu olmayan enden ülkelerden biri olması gibi olumlu yönleri görmezden gelmiyorum)Tam da bu nedenle Marx, sosyalizmin gelişmiş ülkelerde gerçekleşmesi durumunda başarıya ulaşabileceğini işaret etmiştir.Fakat neden bu ülkelerin emekçileri sosyalizm yoluna gitmemiştir?Stalin, neden batı ülkelerindeki işçilerden umudunu neden kesip tek   ülkede sosyalizm gibi Marksizmle ilgisiz bir yola sapmıştır?Sosyalizmin hukuk üzerine bir doktrini bulunmamakta. Hukuka dayanmayan bir sistem nasıl sağlıklı işleyebilir?Tek parti içerisinden farklı görüşler nasıl kendini barındırabilir?TKP bile kendi içinde bölünüp ikiye ayrıldı. İktidar olsalar kendi içlerinde mutabık kalmadan ülkeyi nasıl yönetebilirler? Parti yönetimini denetleyecek, gerektiğinde frenleyecek özerk mekanizmalar geçiş dönemi dediğiniz sosyalizmde olacak mıdır?Emekçilerin iktidara katılma mekanizmaları nasıl gerçekleştirilecektir? İşte sosyalizm hakkında teorik olarak belirttiğiniz şeylerin ayaklarının yere basabilmesi için bu soruların kanaatimce mutlaka cevaplandırıması gerekiyor. Alıntı yapılan yazıda bunun gibi tespitler bulunmakta.




Sorun da burada zaten. Sosyalizme komünizmden bakmadıkça bu konuların anlaşılma ihtimali olmadığını söylüyorum. Sizin açtığınız konunun başlığı '' Nasıl bir sosyalizm olmalı?'', ben de bunu yanıtlamaya çalışıyor ve bu sorunun doğru yanıtlanabilmesi için de sosyalizme komünizmden bakmak gerektiğini söylüyorum. Bu konu anlaşılmadan, nasıl bir sosyalizm sorusu doğru yanıtlanamaz diyorum.

Kaldığım noktadan devam ederim, ama sizin sorularınız için bir paragraf da açılabilir.

1- Gelişmiş bir ülkede sosyalist kuruculuk gelişmemiş bir ülkedeki sosyalist kuruculuğa göre nispeten daha az zorluk çıkartacaktır. Bu doğru bir saptama. Ama gelişmemiş bir ülkedeki devrimci olanaklar da gelişmiş bir ülkeye nazaran daha fazladır.Gelişmiş ülke ülkelerinin sosyalist devrim perspektifinde geriye düşmeleri Lenin'in emperyalizm tezlerinde var. Çünkü emperyal ülkeler kapitalizmin çelişkilerini geri kalmış ülkelerde biriktirebiliyorlar. Emperyal sistem onlara böyle bir olanağı sağlıyor. Bu nedenle geri kalmış ülkelerde siyasal devrim olanağı gelişmiş ülkelere nazaran çok daha yüksektir. Gelişmiş ülkeler kapitalizmin çelişkilerini geri kalmış ülkelere aktarırken oralardan sağladıkları karları kendi ülkelerine aktararak işçi sınıfı nispeten ''rahat'' ve sistemle barışık bir halde tutabiliyorlar ve yine bu yolla sendika ve sol partileri sistemin içinde tutabiliyorlar. Avrupalı emekçilerin etkin bir sosyalist devrim perspektifine sahip olmamalarının nedeni budur ve bu konunun bu haliyle açtığınız başlıkla da hiç bir ilişkisi bulunmamaktadır.

2-Sadece Stalin değil, dönemin sosyalist liderleri Lenin dahil, Almanya'da gerçekleşmeyen devrim yüzünden tek ülkede sosyalizm kuruculuğu gerçeğiyle baş başa kalmıştır. Troçki bu konuda ne kadar mızmızlanırsa mızmızlansın haklı olan Lenin'di, Stalin'di. Bu da ayrı bir konu ve açtığınız başlıkla hiç ilgisi bulunmamaktadır.

3- Marksizmin hukukla bir ilgisinin bulunmadığını söylemek 21.yüzyıl sosyalistine yakışmıyor. Siyasal devrimden sonra SSCB'de kargaşa ve iç savaş dönemlerinde spesifik konular üzerinden yapılan açıklamaları genelleştirerek sosyalizmin boynuna asmak, sosyalist olduğunu iddia edenlerin uğraşmamaları gereken bir konudur. Bunun da sosyalizmle bir ilgisinin bulunduğunu sanmıyorum.

4- Tek parti konusu benim görüşüm. Siyasal devrimde öncülük yapacak parti(ler) devrimden sonra öncülüğünü sürdürmek zorundadır. ( Sosyalizme komünizmden bakıldığında bu konu daha iyi anlaşılabilir.) Tek parti olması parti içinde temel konuların dışında farklı yorumların olmayacağı anlamına gelmez. Parti demokratik merkeziyetçilik esasına göre varlığını sürdürür. Herhangi bir konuda alınacak karar parti içinde tartışılır, öncesinde çeşitli adlar altında ilgili kurumlarda tartışılır ve belli bir biçim alarak parti MK'sına gelir. Orada da tartışmalar olur ve sonra parti disiplini içinde karara varılır. Sosyalizmin gelişmişliği oranında bu sistem daha gevşek bir hal alır. TKP'nin bölünmesini ileri sürüyorsunuz da, bu durum sizin hangi iddianızı güçlendirir? Siz daha baştan ayrı partileri savunuyor durumundasınız. Ayrı partiler, ayrı örgütlenme ve ayrı saflaşmaları beraberinde getirmeyecek mi? İlle de sosyalizme kapitalizmin içinden bakmak zorunda mıyız? İlk yazıma verdiğiniz yanıtta ''okudum biliyorum'' demiştiniz ama, hiç de belli olmuyor.

5- Komünist parti sosyalist bir sistemde anayasa mahkemesi gibi görev yapabilir, devleti doğrudan yönetme yerine öncülüğünden asla taviz vermeden, farklı biçimler geliştirilebilir. Bu konuda pek çok seçenek ortaya atılabilir, bunların sosyalizmin anlaşılması konusunda çok önemli bir belirleyiciliği de yok.

6-''Emekçilerin iktidara katılma konusu'' sosyalist süreçle ilgilidir. Komünizm neydi? İnsanların aracısız kendini yönettiği toplumsal formasyon. Sosyalizm adım adım bu formasyonu hedefleyecek toplumsal devrimleri gerçekleştirmek zorundadır. Proleter diktatörlüğün kurulması, özel mülkiyetin kaldırılması, merkezi planlamanın gerçekleştirilmesi, köy-kent, yöneten-yönetilen ilişkisinin ortadan kaldırılması hep bu süreç içinde gerçekleştirilir. Bunun uzun bir süreç olacağı anlaşılabilir bir konu. Birdenbire gerçekleşemez. Birdenbire yeni bir toplum yeni bir insan tipi de yaratılamaz. ''Nasıl?'' sorusunun da konuya bir derinlik katacağını düşünmüyorum.

Bu sorular ''nasıl bir sosyalizm? sorusunu doğrudan ilgilendiren konular değil. İşçi Sınıfı ve emekçi halkın kendi kendini yönetebilir hale getirecek önlemler konusu sürekli canlı tutulmalıdır. Çözülen sosyalist ülkelerde çözümün nedeni konusunda Yalçın Küçük'ten Metin Çulhaoğlu'na kadar pek çok kitap yazıldı, makaleler yayınlandı. Çok basite indirgeyeceksek, bu konuda iki temel sorunun ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi sınıf mücadelesinin yitirilmesidir. Komünist Parti özellikle Stalin'den sonra çapsız siyasetçiler elinde hatalar yapmış ve o hatalar partinin Gorbaçov haininin iktidara gelmesine yol açmıştır. Alıntıdaki yazı, karşı devrim olmadığını söylüyor ve karşı devrimi partinin karşısında bir oluşum olarak alıyor. Oysa tam tersine karşı devrim komünist partide gerçekleştirilmiştir. Bana göre birinci sorun budur.

İkinci sorun, çözülüş gerçekleşirken halkın neden devrime sahip çıkmadığı sorusudur. Doğru bir sorudur; yeni bir kuruluş süreci bu noktaya gelinmemesi noktasında da önlemler almalıdır. En azından işçi sınıfı ve emekçi halk yararına atılacak her adım, olabildiğince sınıfın ve emekçi halkın katılımının öneminden yola çıkılarak bu konunun pratiğe yansıması sağlanmalıdır. Elimizde veriler yok ( ya da bu konuda herhangi bir bilgiye sahip değilim) ama halkın çözülüş konusundaki kayıtsızlığı bu duruma bağlanabilir sanıyorum.

Bunun yanında ekonomik ve toplumsal hayatta da hatalar yapılmıştır. Uzun uzun değinmeye de gerek yok. Ama şunun altı çizilebilir. SSCB'de silah sanayi ve uzay yarışı o boyutlarda sürdürülmeyebilir ve oraya aktarılan kaynağın en azından bir bölümü, halkın gündelik ihtiyaçlarının karşılanmasına ve çalışma süresinin kısaltılması konusuna ayrılabilirdi. Komün'den sonraki en önemli kazanımıydı insanlığın. Olmadı, varlığını koruyamadı. Ama olmaması bir daha olmayacağı anlamına da gelmiyor. Mutlaka olacak. Bilimin öngörüsü bu. Kapitalizmin insanlığa açlık, savaş ve sömürüden başka dayattığı bir şey yok. Bu yüzden dünya hala Sosyalizm diyor, diretiyor, mücadele ediyor. Sadece insanlığı yok etmiyor kapitalizm, doğayı da kar hırsına yok ediyor, yaşanmaz hale getiriyor. Bu yüzden sosyalizm diyoruz, amasız, fakatsız sosyalizm!Çünkü geleceğin dünyası ya sosyalizm hakim olacak, ya da barbarlık!





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
VforVendetta
[ VforVendetta ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.11.2013
İleti Sayısı: 67
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: VforVendetta
Cevap Tarihi: 22.10.2014- 13:01


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış



Sorun da burada zaten. Sosyalizme komünizmden bakmadıkça bu konuların anlaşılma ihtimali olmadığını söylüyorum. Sizin açtığınız konunun başlığı '' Nasıl bir sosyalizm olmalı?'', ben de bunu yanıtlamaya çalışıyor ve bu sorunun doğru yanıtlanabilmesi için de sosyalizme komünizmden bakmak gerektiğini söylüyorum. Bu konu anlaşılmadan, nasıl bir sosyalizm sorusu doğru yanıtlanamaz diyorum.

Kaldığım noktadan devam ederim, ama sizin sorularınız için bir paragraf da açılabilir.

1- Gelişmiş bir ülkede sosyalist kuruculuk gelişmemiş bir ülkedeki sosyalist kuruculuğa göre nispeten daha az zorluk çıkartacaktır. Bu doğru bir saptama. Ama gelişmemiş bir ülkedeki devrimci olanaklar da gelişmiş bir ülkeye nazaran daha fazladır.Gelişmiş ülke ülkelerinin sosyalist devrim perspektifinde geriye düşmeleri Lenin'in emperyalizm tezlerinde var. Çünkü emperyal ülkeler kapitalizmin çelişkilerini geri kalmış ülkelerde biriktirebiliyorlar. Emperyal sistem onlara böyle bir olanağı sağlıyor. Bu nedenle geri kalmış ülkelerde siyasal devrim olanağı gelişmiş ülkelere nazaran çok daha yüksektir. Gelişmiş ülkeler kapitalizmin çelişkilerini geri kalmış ülkelere aktarırken oralardan sağladıkları karları kendi ülkelerine aktararak işçi sınıfı nispeten ''rahat'' ve sistemle barışık bir halde tutabiliyorlar ve yine bu yolla sendika ve sol partileri sistemin içinde tutabiliyorlar. Avrupalı emekçilerin etkin bir sosyalist devrim perspektifine sahip olmamalarının nedeni budur ve bu konunun bu haliyle açtığınız başlıkla da hiç bir ilişkisi bulunmamaktadır.



Bu tespitinize göre eğer gelişmiş ülkelerin emekçileri emperyal sistemden nemalanıp devrimciliklerini yitiriyorlarsa teori çökmüş olmuyor mu?Stalin tam da bu nedenle batıdan ümidini kestiğini siz yazınıda belirtmiştiniz.Gelişmemiş ülkelerin devrimci potansiyelleri geçtiğimiz yüzyılda Sovyetlerin varlığından ötürü mevcut idi. Fakat bu yüzyıl için aynı şeyi söyleyebilir miyiz?Papua Yeni Ginenin sömürülen halkı, beyazlara karşı arkasında güçlü bir sosyalist ülke olmadan nasıl bir şansı olabilir?

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış


3- Marksizmin hukukla bir ilgisinin bulunmadığını söylemek 21.yüzyıl sosyalistine yakışmıyor. Siyasal devrimden sonra SSCB'de kargaşa ve iç savaş dönemlerinde spesifik konular üzerinden yapılan açıklamaları genelleştirerek sosyalizmin boynuna asmak, sosyalist olduğunu iddia edenlerin uğraşmamaları gereken bir konudur. Bunun da sosyalizmle bir ilgisinin bulunduğunu sanmıyorum.



Marksizmde hukuk doktrini yok. Çünkü salt ekonomi üzerine teoriyi kuruyor.Komunizm gerçekleşince devlet ve hukuk sisteminin kendiğiliğinden anlamsızlaşıp sönümleneceği söylüyor. Bence böyle bir tahmin bilimsel değil ütopik.

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış


4- Tek parti konusu benim görüşüm. Siyasal devrimde öncülük yapacak parti(ler) devrimden sonra öncülüğünü sürdürmek zorundadır. ( Sosyalizme komünizmden bakıldığında bu konu daha iyi anlaşılabilir.) Tek parti olması parti içinde temel konuların dışında farklı yorumların olmayacağı anlamına gelmez. Parti demokratik merkeziyetçilik esasına göre varlığını sürdürür. Herhangi bir konuda alınacak karar parti içinde tartışılır, öncesinde çeşitli adlar altında ilgili kurumlarda tartışılır ve belli bir biçim alarak parti MK'sına gelir. Orada da tartışmalar olur ve sonra parti disiplini içinde karara varılır. Sosyalizmin gelişmişliği oranında bu sistem daha gevşek bir hal alır. TKP'nin bölünmesini ileri sürüyorsunuz da, bu durum sizin hangi iddianızı güçlendirir? Siz daha baştan ayrı partileri savunuyor durumundasınız. Ayrı partiler, ayrı örgütlenme ve ayrı saflaşmaları beraberinde getirmeyecek mi? İlle de sosyalizme kapitalizmin içinden bakmak zorunda mıyız? İlk yazıma verdiğiniz yanıtta ''okudum biliyorum'' demiştiniz ama, hiç de belli olmuyor.



Farklı görüşler ortaya çıkınca bölünme gerçekleşiyor. Stalin döneminde farklı görüştekilerin partiden nasıl temizlendiğini siz benden daha iyi bilirsiniz.

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış


5- Komünist parti sosyalist bir sistemde anayasa mahkemesi gibi görev yapabilir, devleti doğrudan yönetme yerine öncülüğünden asla taviz vermeden, farklı biçimler geliştirilebilir. Bu konuda pek çok seçenek ortaya atılabilir, bunların sosyalizmin anlaşılması konusunda çok önemli bir belirleyiciliği de yok.



Bu da hukuk doktrinin olmaması ile ilgili bir durum. Her ne kadar devrimci de olsalar insanların iyi ahlaklı ve idealist olmalarına güvenip sistem sağlıklı bir şekilde inşa edilebilir mi, anayasa mahkemesi, sayıştay gibi idari ve mali denetim kurumları olmadan partinin kendi kendini denetlemesi oldukça zor. Kuvvetler ayrılığı olması gerekir.


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış


Bunun yanında ekonomik ve toplumsal hayatta da hatalar yapılmıştır. Uzun uzun değinmeye de gerek yok. Ama şunun altı çizilebilir. SSCB'de silah sanayi ve uzay yarışı o boyutlarda sürdürülmeyebilir ve oraya aktarılan kaynağın en azından bir bölümü, halkın gündelik ihtiyaçlarının karşılanmasına ve çalışma süresinin kısaltılması konusuna ayrılabilirdi. Komün'den sonraki en önemli kazanımıydı insanlığın. Olmadı, varlığını koruyamadı. Ama olmaması bir daha olmayacağı anlamına da gelmiyor. Mutlaka olacak. Bilimin öngörüsü bu. Kapitalizmin insanlığa açlık, savaş ve sömürüden başka dayattığı bir şey yok. Bu yüzden dünya hala Sosyalizm diyor, diretiyor, mücadele ediyor. Sadece insanlığı yok etmiyor kapitalizm, doğayı da kar hırsına yok ediyor, yaşanmaz hale getiriyor. Bu yüzden sosyalizm diyoruz, amasız, fakatsız sosyalizm!Çünkü geleceğin dünyası ya sosyalizm hakim olacak, ya da barbarlık!



Bu tespite katılıyorum. SSCBnin olayı kapitalizmle yarışa ve rekabete bağlaması kendi hedeflerinden uzaklaşmasına, bir anlamda aşmaya çalıştığı sisteme benzemesine yol açmıştır.







Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 22.10.2014- 19:07


Marksizmde hukuk doktrini yok. Çünkü salt ekonomi üzerine teoriyi kuruyor.Komunizm gerçekleşince devlet ve hukuk sisteminin kendiğiliğinden anlamsızlaşıp sönümleneceği söylüyor. Bence böyle bir tahmin bilimsel değil ütopik.


Bu da hukuk doktrinin olmaması ile ilgili bir durum. Her ne kadar devrimci de olsalar insanların iyi ahlaklı ve idealist olmalarına güvenip sistem sağlıklı bir şekilde inşa edilebilir mi, anayasa mahkemesi, sayıştay gibi idari ve mali denetim kurumları olmadan partinin kendi kendini denetlemesi oldukça zor. Kuvvetler ayrılığı olması gerekir.

Bence laf olsun diye tartışmaya çalışıyorsun. Hukuk sistem demektir, en kötü sistem bile hukuksuz olmaz. Sosyalizmde hukuk yok demek, isteyenin istediğini yaptığı kuralsız kaotik bir yapı demektir. Kapitalizmin işleyiş biçimini savunuyorsun, farkında değilsin.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
VforVendetta
[ VforVendetta ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.11.2013
İleti Sayısı: 67
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: VforVendetta
Cevap Tarihi: 24.10.2014- 00:03


Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Marksizmde hukuk doktrini yok. Çünkü salt ekonomi üzerine teoriyi kuruyor.Komunizm gerçekleşince devlet ve hukuk sisteminin kendiğiliğinden anlamsızlaşıp sönümleneceği söylüyor. Bence böyle bir tahmin bilimsel değil ütopik.


Bu da hukuk doktrinin olmaması ile ilgili bir durum. Her ne kadar devrimci de olsalar insanların iyi ahlaklı ve idealist olmalarına güvenip sistem sağlıklı bir şekilde inşa edilebilir mi, anayasa mahkemesi, sayıştay gibi idari ve mali denetim kurumları olmadan partinin kendi kendini denetlemesi oldukça zor. Kuvvetler ayrılığı olması gerekir.

Bence laf olsun diye tartışmaya çalışıyorsun. Hukuk sistem demektir, en kötü sistem bile hukuksuz olmaz. Sosyalizmde hukuk yok demek, isteyenin istediğini yaptığı kuralsız kaotik bir yapı demektir. Kapitalizmin işleyiş biçimini savunuyorsun, farkında değilsin.




Yazdıklarim kafadan kendimin uydurdugu şeyler değil biraz arastirirsan sende goruceksin sosyalist hukuk diye birşey var ama komunist aşamada marxa göre ezen ve ezilen olmayan sinifsiz bir toplum olacağı için bütün çatışma ve çelişkilerin sihirli bir el değmiş gibi ortadan kalkacağını ve burjuva sisteminin ürünü olan hukukun da artık olmayacağını savunur çünkü hukuk da din gibi kapitalizmin üst kurumlarıdır benim görüşüm çatışma ve çelişkiler kabul edilebilir seviyeye inebilir kapitalist ötesi bir sistemde ve her sistem kendi hukukunu yaratır,dönusur,evrimlesir ama vardan yok olmaz nasılki yoktan var olamayacağı gibi.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 24.10.2014- 06:04


Bu tespitinize göre eğer gelişmiş ülkelerin emekçileri emperyal sistemden nemalanıp devrimciliklerini yitiriyorlarsa teori çökmüş olmuyor mu?Stalin tam da bu nedenle batıdan ümidini kestiğini siz yazınıda belirtmiştiniz.Gelişmemiş ülkelerin devrimci potansiyelleri geçtiğimiz yüzyılda Sovyetlerin varlığından ötürü mevcut idi. Fakat bu yüzyıl için aynı şeyi söyleyebilir miyiz?Papua Yeni Ginenin sömürülen halkı, beyazlara karşı arkasında güçlü bir sosyalist ülke olmadan nasıl bir şansı olabilir?

Tek bir yazıda bir kaç konu tartışıldığında sanıyorum, tartışılan konu pek iyi anlaşılamıyor. Anlaşılamamasının nedeni de bilindiği sanılan konunun bilinmemesi. Örnekse, şu kırmızı yaptığım cümleniz. ''Gelişmiş ülke emekçilerinin devrimciliklerini yitirme konusunda teori çökmüş oluyor'' diyorsunuz; peki bildiğiniz teori ne? Gelişmiş veya gelişmemiş ülkelerde işçi sınıfının devrimciliği konusunda nasıl bir ''teori'' olduğunu biliyorsunuz?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 24.10.2014- 06:10


Marksizmde hukuk doktrini yok. Çünkü salt ekonomi üzerine teoriyi kuruyor.Komunizm gerçekleşince devlet ve hukuk sisteminin kendiğiliğinden anlamsızlaşıp sönümleneceği söylüyor. Bence böyle bir tahmin bilimsel değil ütopik.

Baştan beri size, önce kapitalizm bilinmeli,   sonra komünizmin bilimsel bir çıkarım olduğu anlaşılmalı ve içselleştirilmeli dedim. Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz. Nedeni bilindiği sanılanların gerçekte bilinmemesi, içselleştirilmemesi. Bu yüzden yukardaki cümleleri kurabiliyorsunuz. Dediğim yöntemle konuya yaklaşsanız, komünizmin bir demokrasizlik olduğunu anlayacaksınız. Ama attığınız başlığı bile unutarak konudan konuya atlamanız ve başta söylediğim yöntem konusu (bana göre) konuların tarafınızdan anlaşılmasını zorlaştırıyor.

( Neyi tartışmak istiyordunuz, nerelere geldik, sizce neden?)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 24.10.2014- 06:22


Alıntı Çizelgesi: VforVendetta yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Marksizmde hukuk doktrini yok. Çünkü salt ekonomi üzerine teoriyi kuruyor.Komunizm gerçekleşince devlet ve hukuk sisteminin kendiğiliğinden anlamsızlaşıp sönümleneceği söylüyor. Bence böyle bir tahmin bilimsel değil ütopik.


Bu da hukuk doktrinin olmaması ile ilgili bir durum. Her ne kadar devrimci de olsalar insanların iyi ahlaklı ve idealist olmalarına güvenip sistem sağlıklı bir şekilde inşa edilebilir mi, anayasa mahkemesi, sayıştay gibi idari ve mali denetim kurumları olmadan partinin kendi kendini denetlemesi oldukça zor. Kuvvetler ayrılığı olması gerekir.

Bence laf olsun diye tartışmaya çalışıyorsun. Hukuk sistem demektir, en kötü sistem bile hukuksuz olmaz. Sosyalizmde hukuk yok demek, isteyenin istediğini yaptığı kuralsız kaotik bir yapı demektir. Kapitalizmin işleyiş biçimini savunuyorsun, farkında değilsin.




Yazdıklarim kafadan kendimin uydurdugu şeyler değil biraz arastirirsan sende goruceksin sosyalist hukuk diye birşey var ama komunist aşamada marxa göre ezen ve ezilen olmayan sinifsiz bir toplum olacağı için bütün çatışma ve çelişkilerin sihirli bir el değmiş gibi ortadan kalkacağını ve burjuva sisteminin ürünü olan hukukun da artık olmayacağını savunur çünkü hukuk da din gibi kapitalizmin üst kurumlarıdır benim görüşüm çatışma ve çelişkiler kabul edilebilir seviyeye inebilir kapitalist ötesi bir sistemde ve her sistem kendi hukukunu yaratır,dönusur,evrimlesir ama vardan yok olmaz nasılki yoktan var olamayacağı gibi.



İyi de konu sosyalizm değil miydi? Neden komünizme geçtiniz? Kapitalizm çözümlemeleri anlaşılmadan komünizm, komünizm anlaşılmadan sosyalizm anlaşılmaz diye defalarca yazdık. Sosyalizmde hukuk yanıtlanmaya çalışılmış siz komünizme sıçrama yapmışsınız. Bu şekilde tartışmanın kimseye yararı olmaz ki! Oradan oraya sıçrama yapıp durmuşsunuz!

Komünizmde hukuk da olmayacak, devlet de olmayacak, iş bölümü de olmayacak vb. Bu durum komünizmin kuralsız, organizasyonsuz, bir sistem haline getirmez. Bunların hepsi bir şekilde olacaktır. Marks ''komünizmin ileri aşamalarındaki devlet''den söz ederken bildiğimiz anlamda bir devleti işaret etmiyordu. Bunun gibi. Komünizm bir anlamıyla aracısızlıktır. İnsanların kendi kendilerini aracısız yönetmeleri demektir. Hemen üstte saydıklarımız, devlet dahil, komünizmde olacaktır ama yukarıdan dayatılan biçimiyle değil. Bu yüzden kaptalizm altyapı ve üstyapısıyla anlaşılmalı. Bu yüzden komünizmin bilimsel çıkarım olduğu anlaşılmalı, bu yüzden sosyalizme komünizmden bakılmalı. Bu yapılmadığında bildiklerimizi sandıklarımız şeyler, birbiriyle ilgisiz ve anlamsız kuru bilgiler yığını haline gelir ve anlaşılmaya yol açmaz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 24.10.2014- 22:00


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Bu tespitinize göre eğer gelişmiş ülkelerin emekçileri emperyal sistemden nemalanıp devrimciliklerini yitiriyorlarsa teori çökmüş olmuyor mu?Stalin tam da bu nedenle batıdan ümidini kestiğini siz yazınıda belirtmiştiniz.Gelişmemiş ülkelerin devrimci potansiyelleri geçtiğimiz yüzyılda Sovyetlerin varlığından ötürü mevcut idi. Fakat bu yüzyıl için aynı şeyi söyleyebilir miyiz?Papua Yeni Ginenin sömürülen halkı, beyazlara karşı arkasında güçlü bir sosyalist ülke olmadan nasıl bir şansı olabilir?

Tek bir yazıda bir kaç konu tartışıldığında sanıyorum, tartışılan konu pek iyi anlaşılamıyor. Anlaşılamamasının nedeni de bilindiği sanılan konunun bilinmemesi. Örnekse, şu kırmızı yaptığım cümleniz. ''Gelişmiş ülke emekçilerinin devrimciliklerini yitirme konusunda teori çökmüş oluyor'' diyorsunuz; peki bildiğiniz teori ne? Gelişmiş veya gelişmemiş ülkelerde işçi sınıfının devrimciliği konusunda nasıl bir ''teori'' olduğunu biliyorsunuz?




ve neden çöküyor:)



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   3   [4]   5   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör NASIL ÖRGÜTLENMELİ? umut 0 3429 22.07.2014- 00:31
Konu Klasör Yeni dönem, yeni ihtiyaçlar ve TİP’in stratejisi;EŞİKTEKİ SOSYALİZM melnur 2 323 30.06.2023- 05:46
Etiketler   NASIL,   BİR,   SOSYALİZM,   OLMALI
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS