SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Sınıf nedir, sınıf bilinci nedir?           (gösterim sayısı: 11.556)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 17.10.2014- 20:35


1-) Sınıf Nedir?
Toplum, sınıflardan oluşur. Sınıf; toplumsal zenginlikten aldıkları paya göre, toplumsal konum ve yerleri birbirinden farklı olan topluluklara denir.
Sınıfın en özlü tanımını Lenin yapmıştır: "Tarihsel olarak belirlenmiş toplumsal bir üretim sistemi içindeki yerine; üretim araçlarıyla (Çoğu zaman yasalarla belirlenmiş) ilişkilerine, emeğin toplumsal örgütlenmesinde oynadıkları role ve toplumsal zenginliklerden aldıkları payın büyüklüğüne ve bu paya hangi araçlarla sahip olduklarına bakılarak birbirinden ayrılan geniş insan topluluklarına sınıf denir."
Her sömürücü toplumda, üretim araçlarına sahip olanlar ve üretim araçlarından yoksun olanlar, sömürenler ve sömürülenler olarak iki ayrı sınıfı oluşturur.

2-) Peki, sınıflar ne zaman ve nasıl ortaya çıktı…
Sınıfların henüz ortaya çıkmadığı ilkel topluluklarda, insanlar yaşamlarını sürdürebilmek için birbirlerine muhtaçtılar ve gerekli olan şeyleri ortaklaşa çalışma ile elde ediyor, elde ettiklerini de tüm topluluk üyelerine eşit olarak paylaştırıyorlardı.
Ancak bu üretim ilişkisi zamanla üretici güçlerin gelişmesiyle yerini yeni bir üretim ilişkisine bıraktı. Üretim araçlarının gelişmesiyle topluluğun her üyesi ortalama bir güçle kendi yaşamları için gerekli şeyleri üretmeye başladı. İş bölümünde en işlevsel olanlar, elde edilenlerden daha büyük pay almaya başladılar. Zamanla toprak ve sürüler üzerinde özel mülkiyet oluşmaya başladı. Aletlerin gelişimi ve emek üretkenliğinin artması ile birlikte çok daha önemli bir değişim yaşandı. Önceleri kabileler arasındaki savaşlarda, esir alınanlar, öldürülüyordu. Emek üretkenliğinin artmasıyla tutsaklar öldürülmeyip çalıştırılmaya başlandı. Savaş tutsakları kendi tükettiklerinden daha fazlasını üretiyorlardı. Böylelikle ilk zenginleşme kaynağı ortaya çıktı. Kölelerin ürettiklerinin fazlası, köle sahiplerine gidiyordu. Toplumun bir kesimi, tutsakların emeğini sömürmeye başlamıştı. Başkasının yararına çalışıp artı-ürün yaratan savaş tutsağı kölelerle, kölelerin emeğini sömürüp zenginleşen köle sahipleri, iki ayrı sınıftı artık. Kölelere ve üretim araçlarına sahip olan efendiler, topluluğun sıradan üyelerini de çiftçileri, çobanları ve zanaatçıları da sömürüp köleleştirmeye başladılar. Böylece toplum, üretim araçlarını elinde bulunduran köle sahipleri sınıfı ve üretim araçlarına sahip olmayan, sömürülen köleler sınıfı diye sınıflara bölündü.

3-) Sınıflı toplumlar ve bu toplumlarda temel sınıflar hangileridir?
Toplumlar tarihindeki sınıflı toplumlar; köleci toplum, feodal toplum, kapitalist toplum ve sosyalist toplumdur. Her sınıflı toplumda temel iki sınıf vardır. Bu temel sınıflar köleci toplumda, köleler ve köle sahipleridir. Feodal toplumda temel sınıflar; feodal beyler yani büyük toprak sahipleri ve topraksız köylülerdir. Kapitalist toplumda ise; burjuvazi ve proletaryadır. Sosyalist toplumda da sınıflar bulunmaktadır. Bunlar; proleterya, köylülük ve küçük burjuvazinin çeşitli katmanlarıdır. Ancak sosyalist toplumdaki farklı sınıf ve katmanlar arasında sömüren ve sömürülen ilişkisi yoktur. Proletarya diktatörlüğünde ifadesini bulan sosyalizm, aynı zamanda sınıfsız topluma komünizme geçiş sürecidir. Sosyalizm ileriye taşındıkça sınıflar da varlıklarını yitirecektir.

4-) Temel olmayan sınıflar hangileridir?
Temel olmayan sınıflar, eski üretim ilişkisinin temel sınıfı olup, yeni üretim sisteminde tali duruma düşen sınıflardır. Bunlara temel olmayan sınıflar diyoruz. Bunların bir kısmı zamanla sınıf olma özelliğini de yitirip katmanlara, daha küçük topluluklara dönüşür. Örneğin, köylülük feodal dönemin temel sınıfıdır. Kapitalist dönemde ise köylülük temel olmayan bir sınıf haline gelmiştir. Kapitalist toplumda temel sınıflardan biri olan burjuvazi, feodal dönemde temel olmayan bir sınıftı. Özetle; "Temel olmayan sınıf; kendi üretim düzeninin dışında, başka bir üretim düzeninde yer alan sınıftır."
Bir de sınıf niteliği taşımayan serbest meslek sahipleri gibi toplumsal kesimler vardır. Bunlar da toplumsal katmanlar olarak adlandırılır.

5-) Tarihte sınıfsız toplum var mıdır?
Evet, vardır. İnsanlık tarihinde toplumların sınıflara bölünmediği ve sınıfların olmadığı toplum ilkel komünal toplumdur. İlkel komünal toplumda insanlar doğa şartlarına, yabani hayvanların saldırılarına karşı koyabilmek ve yaşamlarını sürdürebilecek şeyleri elde etmek için bir arada olmak zorundadırlar. Bu ilk insanların oluşturduğu topluluk sınıfsız, insanın insanı sömürmediği, özel mülkiyetin olmadığı bir topluluktu. Bu toplumda insanlar yaşamları için gerekli olanları ortaklaşa çalışıp üretiyor ve ürettiklerini ortaklaşa eşit biçimde bölüşüyorlardı.

6-)Sınıf tavrı nedir?
Sınıf tavrı, proletaryanın bilimsel ideolojisini, bilimsel bir anlayış ve yöntemle ele almaktır. Proletaryanın ideolojisi Marksizm-Leninizmdir. Sınıf tavrı bu anlamda, proletaryanın Marksist-Leninist ideolojisini burjuvazi karşısında savunmak ve hayata geçirmektir. Proletaryanın ideolojisi, sosyalizm için sınıf mücadelesi yürütmeyi, bu mücadelenin sonucunda proletaryanın iktidarını kurmayı ve sosyalizmi inşaa etmeyi ve giderek sınıfsız topluma, komünizme geçmeyi öngörür.
Sınıf tavrı; sınıfın çıkarları ve tarihsel hedefleri doğrultusunda bıkmadan, usanmadan, yılmadan mücadele etmektir.

7-)Sınıf savaşımı nedir?
Sınıf savaşımı, tarihteki en uzun süreli, en kesintisiz ve en yoğun savaştır. İki taraf, yani uzlaşmaz biçimdeki düşman sınıflar, politik, askeri, ekonomik, kültürel her alanda kesintisiz bir biçimde savaş halindedir. Her alan bu savaşı kıyasıya, birbirini "yoketme" hedefiyle sürdüğü cepheler durumundadır. Sömürü üzerine şekillenen bir toplumsal sistem, sınıf savaşını başlatmış olur. Sınıf savaşı, ideolojik, ekonomik, politik cephelerde cereyan eder. Burjuva ideolojisine ve saptırmalarına karşı proletaryanın devrimci savaşı ideolojik bir savaştır. İşçi ve emekçi sınıflarının hayat ve çalışma şartlarını düzeltme şeklindeki günlük mücadelesi ekonomik bir savaştır. Sınıfların iktidarı hedef alan mücadelesi ise politik savaştır. Komünist Manifesto'nun başında yazdığı gibi "Şimdiye kadar ki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir.

8-) Sınıf kini nedir?
Burjuvazi, toplumu sömürmüş, sömürüsünü sürdürmek için katliamlar düzenlemiş olsa da, toplumun intikam duygusu taşımasını istemez. Oysa intikam, insanın düşünen bir varlık olmasının, bir hafızaya sahip olmasının en doğal sonucudur. Sınıflı bir toplumda yaşarken, duygu ve düşüncelerimizden, kin duygusunu söküp atmak, tabiri caizse "evcilleştirilmiş" olmaktır. Gerçek şudur ki, sınıflı bir toplumda kin, öfke duygusunu yitirmiş bir insan, aslında insanlığından çok şey yitirmiş demektir. Çünkü bir insanı insan yapan, onur duygusu, adalet duygusu, namus duygusudur. Bu duyguları taşıyanlar haksızlığa, adaletsizliğe, onursuzluğa, namussuzluğa öfke duyandır. Devrimcilerin katı ve koyu bir sınıf kini vardır. Duyulması gereken tek kin, sınıf kinidir. "Kin duyulmadan yürütülen bir kavga, kuru sıkı doldurulmuş bir silah kadar etkisiz olacak, mücadeleyi daha başından kaybetmemize yol açacaktır. Kin duymamak; düşman karşısında esnemek, yumuşamak, ne yapacağını bilmemektir." (Kurtuluş, 2 Eylül 1995 sayı: 8) Düzeni değiştirmek isteyenler, insanlara, halka duydukları sevgiyle aynı büyüklükte, sömürenlere karşı da kin duymalı, intikam duygusu beslemelidirler.

9-) Sınıf çelişkisi nedir, sınıflı toplumlardaki temel çelişkiler nelerdir?

Üretici güçler ile üretim ilişkileri arasındaki çelişme, her toplumun temel çelişmesidir. Ve üretim güçleri ile üretim ilişkileri arasındaki bu çelişki, her zaman iki temel sınıfın çelişkisi biçiminde yansır. Emek-sermaye arasındaki çelişki, çağımızın dünya çapındaki temel çelişkisidir. Bu çelişkinin pratikteki tezahürü "kapitalizm güçleri ile sosyalizm güçleri arasındaki" çelişki, emperyalizm cephesi ile halklar cephesi arasındaki çelişki gibi çeşitli biçimlerde kendini ortaya koyar. Emek cephesi egemen hale gelmediği sürece bu temel çelişki devam ediyor demektir. Sınıflı toplumlardaki temel sınıf çelişkisi, köleci toplumda köleler ve köle sahipleri arasındaki çelişkidir. Feodal toplumda feodal beyler ve serfler arasındaki çelişkidir. Kapitalizmde burjuvazi ve proletarya arasındaki çelişkidir.

10-) Sınıflar mevzilenmesi nedir?
Marksist-Leninist litaretürde, sınıfların mevzilenmesi diye ifade edilen şey, bir bakıma dostların ve düşmanların tasnif edilmesidir. Devrim yolunda kimleri yanına, kimleri karşısına alarak yürüyeceğinin tespitidir. Düşmanın net ve açık tanımlanmasıyla; emekçileri devrim hedefinden uzaklaştıracak her türlü uzlaşmaya ve teslimiyete kapılar kapatılmış olur. Mevzilenme, devrimde çıkarı olan sınıf ve katmanları bir tarafa, çıkarları düzenin sürmesinde olanları karşı tarafa koyar. "Kendini bir savaşın içinde gören herkes, bir düşman kavramına da sahip olmak durumundadır. Çünkü, adı üstünde bir savaş varsa o savaşta taraflar da vardır. Ve savaşın tanımı ve doğası gereği taraflar birbirinin düşmanıdır.

11-) Sınıflar mücadelesindeki gelişmelerle hukuk arasında bir bağ var mıdır?
Hukuk Marks'ın belirttiği gibi, toplumun hakim üretim ilişkileri tarafından belirlenir. Başka bir deyişle hukuk, hakim sınıfın "yasa" haline getirilmiş iradesidir. Bu yasalar devlet gücü tarafından "cebren" güvence altına alınmıştır. Toplumsal gelenek ve göreneklerden farklı olarak "yasa"lar, kurumsallaşmış bir gücün şiddetine dayanırlar. Hukuk bir üst yapı kurumudur. Ve alt yapı tarafından, yani hakim üretim ilişkileri tarafından belirlenir. Hakim sınıfın çıkarlarını esas alır. Sınıflar mücadelesindeki gelişmeler hukuka da yansır. Ve onu ileriye veya geriye doğru yeniden şekillendirir. Halk güçleri de egemen sınıflar da hukuku bu mücadele içinde birbirine karşı kullanabileceği elverişli bir silah haline getirmeye çalışır.

12-) Sosyalist toplumu sınıflı toplumlardan ayıran temel fark nedir?
Sosyalizme kadar var olan toplumsal sistemlerin hepsi sömürüye dayanıyordu. Sömürünün temel nedeni ise, üretim araçlarının belli bir sınıfın tekelinde toplanmış olmasıdır. Sosyalizm, sömürüyü tamamen ortadan kaldırır. Ve üretim araçlarının özel mülkiyetine son verir. Üretim araçlarına el koyar ve onları toplumsallaştırır. Marks, sosyalizmi diğer sömürücü toplumlardan ayıran özellikleri şöyle tanımlamıştır; "sosyalizm, kapitalizmin tersine, üretim araçlarından özel mülkiyetin yerine ortak mülkiyeti, kar için anarşik üretimin yerine kullanım için planlı üretimin bulunduğu bir sistemdir.."
Sosyalizmden komünizme geçiş aşamasında sınıflar varlıklarını yitirecek ve devlet de ihtiyaç olmaktan çıkıp sönümlenecek, yani kendi kendine yok olacaktır. Bu özelliği ile kendisinden önceki sınıflı-sömürücü toplumlardan ayrılmaktadır.

13-) Sınıf bilinci nedir?
Her sınıf gündeme gelen her olaya kendi sınıf çıkarlarına göre bakar. Ve her zaman sarsılmaz bir biçimde sınıf bilincine sahip olurlar. Burjuvazi kendi sınıf bilincini çıkarları doğrultusunda şaşmaz bir katılıkla ve kesinlikle uygular. Her şeyin kendi çıkarına olmasını gözetir. Kitleleri aldatarak sınıf bilincini bulanıklaştırmayı ve kitleleri sınıf kavramından uzaklaştırmayı amaçlar. İşçi sınıfında ise sınıf bilinci ilk başta pek gelişmiş değildir. Keskin çelişkilerle sınıfsal olarak ikiye ayrılmış bir toplumda, bir tarafın lehine olan, öbür tarafın aleyhinedir. Biri için iyi olan öteki için kötüdür. İdeolojik sağlamlık, ideolojisinin bu gerçeklikte sınıf temeline oturmasıdır. Sınıf bilinci kavramı bir sözlükte şöyle tanımlanmıştır; "Kendi sınıfının toplumdaki yerini ve özelliklerini bilimsel olarak kavramaktır." Buna göre ezilen-sömürülen bir emekçinin "sınıf bilincini" kavraması demek; kendi kurtuluşunun kapitalist sömürü düzenini ve asalak burjuva sınıfını yok etmekten geçtiğini, yeni bir dünya gücüne ve niteliğine yalnızca ait olduğu sınıfın sahip olduğunun farkında olması demektir. Geniş kitleler bu sınıf bilincini mücadele içinde kazanacaklar, kendilerine anlatılanları pratik içinde görüp, sınayarak kavrayacaklardır.

14-) Sınıf ideolojisi nedir?
"Toplumların, sınıfların, çeşitli topluluk ve grupların siyasi hukuki, kültürel, ahlaki, dinsel, felsefi görüş ve düşüncelerinin sistemleşmiş haline ideoloji denir. "Yani her sınıfın, yaşamın içinde oluşan düşünceleri, kültürü, siyasal, ekonomik duruma ilişkin değerlendirmeleri belli bir düşünsel süreç sonunda sistemleşir ve ideoloji dediğimiz olgu şekillenir. İdeoloji, sistemli bir hal almasına paralel olarak da o sınıfa ait kesimleri etkileyip yönlendirmeye başlar. Yaşadığımız çağda iki temel sınıfa bağlı iki temel ideoloji vardır. Bunlar burjuvazi ideolojisi ve proletarya ideolojisidir. İşçi sınıfına bu ideoloji silahını kazandıran Marks ve Engels'tir. Hiç kuşkusuz işçiler, kapitalist sömürüye karşı daha önceden mücadele ediyorlardı. Daha önceden kapitalizm karşısında işçi sınıfına ait çeşitli düşünceler vardı. Ancak bunlar henüz sistemleşmemiş, kendi iç bütünlüğüne ve mantıki sonuçlarına ulaşmamış düşüncelerdir. Marks ve Engels bu sürecin tamamlayıcısı oldular. Proletaryanın ideolojisi bilimsel sosyalizm yani Marksizm-Leninizm'dir.

15-) Devlet nedir, sınıflardan bağımsız mıdır?
Sömürücü düzende devlet tüm topluma ait olamaz. Sınıflardan bağımsız bir devlet yapısı yoktur. Tam tersine her devlet; bir sınıfın öteki sınıflar üzerindeki baskı ve tahakküm aracıdır. Bu nedenle devlet, egemen sınıfın yada egemen ittifakın çıkarlarını koruyan örgütlenmedir. Köleci devlet, nasıl ki; köle sahiplerinin köleler üzerindeki baskı aracı ise, feodal devlet; feodal beylerin, serfler (Yoksul, topraksız köylüler) üzerinde, kapitalist devlet; burjuvazinin, proletaryanın burjuvazi üzerindeki baskı aracıdır. Köleci, feodal, kapitalist toplumlarda devletin niteliği sömürünün bir aracı olmasıdır. Fakat sosyalizmde tam tersi olarak devlet, sömürüye karşı bir baskı aracı olarak vardır. Devlet ancak sınıflı toplumlarda vardır. Ve egemen olan sınıfın (ya da ittifakın) baskı aracı olarak örgütlenmiştir. Sınıflar ortadan kalktığında devlet de ortadan kalkacaktır.

Yürüyüş




Bu ileti en son ayhan tarafından 17.10.2014- 20:36 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 18.10.2014- 00:13


Alıntı Çizelgesi: ayhan yazmış




7-)Sınıf savaşımı nedir?
Sınıf savaşımı, tarihteki en uzun süreli, en kesintisiz ve en yoğun savaştır. İki taraf, yani uzlaşmaz biçimdeki düşman sınıflar, politik, askeri, ekonomik, kültürel her alanda kesintisiz bir biçimde savaş halindedir. Her alan bu savaşı kıyasıya, birbirini "yoketme" hedefiyle sürdüğü cepheler durumundadır. Sömürü üzerine şekillenen bir toplumsal sistem, sınıf savaşını başlatmış olur. Sınıf savaşı, ideolojik, ekonomik, politik cephelerde cereyan eder. Burjuva ideolojisine ve saptırmalarına karşı proletaryanın devrimci savaşı ideolojik bir savaştır. İşçi ve emekçi sınıflarının hayat ve çalışma şartlarını düzeltme şeklindeki günlük mücadelesi ekonomik bir savaştır. Sınıfların iktidarı hedef alan mücadelesi ise politik savaştır. Komünist Manifesto'nun başında yazdığı gibi "Şimdiye kadar ki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir.

Yürüyüş




Proleteryanın ideolojik, ekonomik ve siyasi mücadele içinde olmadığı yıllardan geçiyoruz. 75 milyonluk ülkede 1 milyon bile sendikalı işçi yoksa, sendikalı olanların ise büyük çoğunluğu sarı sendikalara üyeyse hangi ekonomik mücadele veriliyor? İdeolojik mücadele zaten ortada yok. Politik mücadele ise nispeten var. AKP iktidarına yönelik eylemler kopuk kopuk gerçekleşiyor. Bunların tek bir merkezden yönetilmesi lazım. Birbirleriyle ilişkisiz eylemler toplumda fazla ses çıkarmıyor, etkisi de olmuyor. Solun bu konuları yeniden gözden geçirmesi lazım.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 18.10.2014- 09:03


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Alıntı Çizelgesi: ayhan yazmış




7-)Sınıf savaşımı nedir?
Sınıf savaşımı, tarihteki en uzun süreli, en kesintisiz ve en yoğun savaştır. İki taraf, yani uzlaşmaz biçimdeki düşman sınıflar, politik, askeri, ekonomik, kültürel her alanda kesintisiz bir biçimde savaş halindedir. Her alan bu savaşı kıyasıya, birbirini "yoketme" hedefiyle sürdüğü cepheler durumundadır. Sömürü üzerine şekillenen bir toplumsal sistem, sınıf savaşını başlatmış olur. Sınıf savaşı, ideolojik, ekonomik, politik cephelerde cereyan eder. Burjuva ideolojisine ve saptırmalarına karşı proletaryanın devrimci savaşı ideolojik bir savaştır. İşçi ve emekçi sınıflarının hayat ve çalışma şartlarını düzeltme şeklindeki günlük mücadelesi ekonomik bir savaştır. Sınıfların iktidarı hedef alan mücadelesi ise politik savaştır. Komünist Manifesto'nun başında yazdığı gibi "Şimdiye kadar ki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir.

Yürüyüş




Proleteryanın ideolojik, ekonomik ve siyasi mücadele içinde olmadığı yıllardan geçiyoruz. 75 milyonluk ülkede 1 milyon bile sendikalı işçi yoksa, sendikalı olanların ise büyük çoğunluğu sarı sendikalara üyeyse hangi ekonomik mücadele veriliyor? İdeolojik mücadele zaten ortada yok. Politik mücadele ise nispeten var. AKP iktidarına yönelik eylemler kopuk kopuk gerçekleşiyor. Bunların tek bir merkezden yönetilmesi lazım. Birbirleriyle ilişkisiz eylemler toplumda fazla ses çıkarmıyor, etkisi de olmuyor. Solun bu konuları yeniden gözden geçirmesi lazım.



Hakkını yemeyelim, forumlarda ideolojik mücadele gayet iyi yapılıyor! ''Benim ideolojim seninkinden daha iyi, ben senden daha fazla ideolojik bilgiye sahibim, bak Lenin'den Marks'tan nasıl da alıntılar yapıyorum.'' Az şey mi bunlar! Böyle giderse forumlarda devrim bile yapılabilir!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 19.10.2014- 19:21


Sınıfların iktidarı hedef alan mücadelesi ise politik savaştır. Yazıda böyle bir cümle var. Politik savaş, iktidarı hedef alan mücadele ise, bundan iktidarda bulunan AKP'ye karşı bütün solun mücadele etmesi anlamı çıkmıyor mu? Bence çıkıyor, o zaman solun bir kısmının AKP'den yana tutumunu sınıf mücadelesinden yana bir siyaset olarak görmemek lazım. Bu siyasetin en baştan yanlış olduğunu söylemek lazımdı.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sınıf Bilinci melnur 1 4358 12.09.2013- 16:30
Konu Klasör Bilim insanı ve sınıf bilinci... melnur 0 1786 14.06.2019- 18:31
Konu Klasör Yurttaşlık ve sınıf bilinci melnur 1 2946 08.10.2018- 20:05
Konu Klasör Tarih bilinci ve sosyalizm... melnur 3 2316 29.02.2020- 07:36
Konu Klasör Aydın Bilinci Bugün Neden Gereklidir? dayanışma 2 3966 12.02.2016- 19:23
Etiketler   Sınıf,   nedir,   bilinci
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS